Notes

Tekrardan ve son kez merhaba. Benim aslında bir sürü hayalim vardı bu not sayfalarıyla ilgili mesela sana doğum gününe kadar veya ne bileyim özel bir güne kadar sana not yazıp o günde sana bir sürü şekilde atmak isterdim. Sonra sana da söylediğim gibi dört ayın dedikodusunu yapmak isterdim. Bilmiyorum bu benim için belki acı bir şey ama en en tatlı acı gibi bir şey. Değişik yani. Bilmiyorum daha bir sürü gerçekleştirmek istediğim saçma sapan düşüncem vardı. Şimdi diyeceksin kalırsan yaparız vesayre. Ama benim gideceğim hep belliydi. Yani istediklerimin olmaması hep belliydi. Bunun için üzgün değilim. Çünkü mutlu olmak için hayalleri gerçekleştirmeye gerek yoktur. Ben seninle sana kızarkende mutluydum seni beklerken de seninle beraber üzülürkende. Yine farklı olduğun bir nokta. Neden seni beklerken mutluyum? Ders çalıştın gittin bekledim. Hastalandın gittin bekledim. Arkadaşının yanına gittin yine bekledim. İşin vardı yine gittin bekledim. Uyudun gittin yine bekledim. Evet belki beklerken o an sinir oldum üzüldüm saçma hissetim ama şimdi düşünüyorum da iyi ki beklemişim be. Bana büyük anı oldu mesela. Bak unutmuyorum 😄 eğer beni bir kere iki kere bekletseydin belki de bu kadar iz bırakmazdı. Diyorum ya 'acısı bile bal'. Şimdi sana benim için önemli olan 4 aydan bahsedeyim... Ama olmadı. Tek başıma konuşamadım. Dediğim gibi ben hep seninle düşündüm 😄 olmuyor yani tek başına. Hıh neyse. Şimdi aklıma şu ilk not yazdığım gün geldi. Bu günlük mevsuzu bu olaya davranıyor. Sana 300 mesaj atmıştım oydu yada 100 mesaj ondan emin değilim. Yani tartışmasız işsizim. Neden yani? Neden sessizce beklemiyorum? Hayır oraya yazınca ne oluyor...diyeceğim ama şuan bu notu yazmamla aynı şey oluyor diyebilirim. Neden sana bunları yazıyorum ki mesela şuan? Neyi değiştirecek? İşte kalbe göre hareket edersen böyle oluyor nedeni ne çözemiyorsun. Şuan maçı izlemek yerine gelmiş buraya amaçsızca saçmalıyorum. Şuan sana sordum neden sana not yazıyorum diye vereceğin cevabı sabırsızlıkla bekliyorum. Uzun sürer diye cevap vermen ben buraya yazayım biraz daha. Şu susma mevsuzu. Sen ne niyetle susmana razıyım dedin bilmiyorum ama benim amacım orada bir daha konuşmamaktan yanaydı. Ne anlamda yazdığın umrumda değil çünkü ben uyanma vaktinin geldiğini zaten biliyorum. Beni daha tanımıyorsun. Zaten 4 aya kimse kimseyi tanıyamaz. Cümlelerimin altına ne yatıyor onu da bilmen zor olur. O yüzden tabiki kendince yorumlayıp cevap verirsin. Beklediğim cevap bana gelmez konu kapanır gider. Ama ben söylemek istediğini pat diye söyleyen biri değilim hele sana karşı hiç diyebilirim. Benim söylemek istediğimi karşımdaki kişi anlamalı ama bu senin için mümkün mü ben pek sanmıyorum. Ama üstü kapalı konuşmaya devam ediyor muyum evet. Değişmiyor işte bazı şeyler. Evet bu kadar yazdım anca cevap geldi senden. Sana benden bir şeyler kalmasını falan istiyormuşum öyle dedin. Cevabı oradan vermek yerine buraya yazacağım. Hayır bak amacımı bilmiyorum ama o değil. Çünkü ben senin aklında yer kaplamak istemiyorum artık. Benim yerime bir sürü insan koyabilirsin. Daha iyi daha mükemmel insanlar. Ne gerek var ki bir daha konuşmayacağın birinin senin hafızanda yer kaplamasına. Kesinlikle amacım bu olamaz bence. Umarım güzel bir amacım vardır. Neyse. Sen zaten biliyorsun seninle ne kadar iyi vakit geçirdiğimi ve vakit geçirirken ne kadar gülüp eğlendiğimi. Ya valla seni yerim Mert 😄😍. İyi mi diye sordum ya sen tarafından gelen her şey iyi dedin. Ya sen nasıl ponçiksin acabaa? Bunu oradan tabiki yazmadım. Orada bir ciddiyetim var burada serbest. Son sözler malûm. Şimdi senin başka prenseslerinde olur başka Özgür'lüğün de olur başka Özgür ablan da olur en basitinden başka Özgürlerin olur. Bunun için mutluyum. Çünkü ... İyi yani. Dur asıl söylemek istediğim bu değildi. Şey prenseslerin her zaman dediği olur. Hayatına giren diğer prenseslere saygısızlık etme diye uyaracaktım. Şimdi sana şöyle bir sey yazdım "Sen bekle bekle neler yazıyorum been. Belki de nefret edeceksin benden hatta Bir şey diyeyim ciddiyim benimle konuştuğuna pişman olacaksın Mert. Deme böyle" tabiki yalan. 😄 Kötü bir şey yazdığımı düşünmüyorum. Sadece bilmiyorum amacım sanki şey hem seni meraklandırmak hem de sinir veya kendimden soğutmak yada istemiyorum not falan dedirtmek. Veya sadece son kez oyun oynamak 😄. Ben seni cidden seviyorum Mert. Gideceğim dedikçe buna ne kadar inanıyorsun bilmiyorum ama gerçekten sevdim yani. Zaten sevmesem değil 4 ay 4 saat bile seninle konuşmazdım. Şimdi aslında oraya 4dakika yazacaktım ama 4 dakika ya ne tanıyacağımda sevip sevmediğimi anlayayım. Gerçekçi olalım lütfen. Burası da gökkuşağı gibi oldu ya duygudan duyguya konudan konuya. Neyse diyelim yine. Dur şimdi bir şey daha gözüme çarptı. Bak normalde konuşurken böyle çok mesaj birikmiyor ama gideceğim yazdım 2-3 saate 500den 598-600 falan oldu. Bomba olay. Şimdi biraz duygusal olayım veya sanki gitmiyormuş gibi yada son notum değilmiş gibi falan. Bak son not dedim. Üzüldüm birden. Bu benim için apayrı bir hobi 😄. Birden çok çılgınca bir fikir geldi aklıma. Ama yapmam. Şey yapmayacağım için yazayım. Saçma ama olsun saçmalamak benim hele ki senin yanında hatta bizim diyim doğamız da var. Diyorum böyle gitmiş gibi yapsam bir sürü notlar yazsam bir kaç ay sonra efsane bir geliş yapsam sana atsam yazılmış seninle ilgili notları falan. Ama yapmam. Amacım rüyadan uyanmak. Tekrar bir rüya başlatmak veya yeni bir masal kitabı açamak değil. O yüzden yapmam asla 😄. Şimdi düşünüyorum 4 aydır alıştın saçmalamaya Özgür bu çocukla sandığın kadar kolay olacak mı diye ama bilmiyorum ne kadar zor olur ne kadar kolay olur. Ama sonuç zaten yokluğuna alışmak olduğunu için özlemden ölsem de gelmem. Aklıma şey geldi senin şu Hatay'da gittiğin gün. Yani o hafta. Benim için sana o haftanın özetini anlatıyım. Birinci gün anlamadım bir şey zaten ikinci gün oh iyi ki böyle bir fırsat karşına çıktı Özgür konuşmadan durabileceğink görmüş oldun. Üçüncü gün " oha çok özledim. Neden ki böyle oldu." Dördüncü gün " Allah Allah neden özledim ki bu kadar." Beşinci gün " Sanki alıştım" altıncı gün " aklımda ama alıştım gibi sanki. Neyse zaten bir iki güne kesin gelir beni dinlemeyip" yedinci gün zaten bir şey düşünmeye kalmadan ask.fmi açtığını görmüştüm. Sekizinci gün sana mesaj atmıştım 😂😂. Sonra bana attığın doğum günü mesajı. Buradaki hesaplarıma ben tabiki girerim çünkü bana yazdığın doğum günü notu diğer hesapta duruyor. Okumak için falan. Sonra senden aldığım en güzel mesaj vardı o 7-8 gün onu çok okudum. Onu ama 7-8 gün hariç diğer zamanlarda da okuyordum. Cadılar bayramımı kutlama mesajın, sana çok mesaj attığım da sana hafif zorlamayla yazdırdığım ilk not hepsi benim için iki gözüm kadar önemli anılar. Sürekli onları silerim diyorum ama hâlâ silemedim. Öf yine nereden nereye geldik. Benim seninle çok güzel zamanlarım oldu Mert. Cidden çok güzel. Sana teşekkür etmek için kalmak isterdim ama anla beni. Bu saçma bir istek oldu. Olsun. Ben hep saçmalarım zaten. Baştan okuyup yazım yanlışlarını falan düzeltmeyi isterdim ama uzun olmuş biraz üşendim. Hep okuyup değişik duygular hissetmek istiyorum tekrardan. Kalsın böyle o yüzden. Başka ne yazsam ki. Maçı da izleyemedim yalnız. Neyse maçın özeti olabilir ama bu durumun asla 😂. Bana sürekli hiç gitme falan diyorsun biliyo musun içim paramparça oluyor. Böyle eriyen dondurma gibi falan oluyorum. Ama dedim bir kere üzgünüm. Başta hayatına almasıydın. Ben uyardım sanki seni. Evet uyardım ama geç olmuştu sanki biraz. Hastalığın boyunca yanında olmak isterdim. Ama zaten çevrende yokluğumu aratmayacak bir kaç insan olduğunu düşünüyorum. Onlar sana yeter diye de düşünüyorum. -aklıma Banu Berberoğlu geldi o da çok düşünürdü- sonra düşünüyorum ki aklım sürekli sende olacak. Bilmiyorum belki çoook uzun bir zaman sonra başka bir hesapla hesabını kontrole gelirim veya olmadığın bir zamanda bakarım. Yada seninde olduğun bir zaman gelir sana da mesaj atarım. Bana karşı olan azalmış belki de yok olmuş sevgine bakar uzuun uzuun düşünürüm. Yani zaman bu kime ne yapacağı belli olmuyor. Bu arada yarım saat oldu cevap vermemişsin ben seninle tartışmak istemiştim. Oradan kötü konuşup buraya iyi yazacaktım sonra sen bunu okuyunca diyecektin aaa ne kadar da iki yüzlü bir yılan. Orada bana oynuyor burada farklı yazıyor falan. Ama neyse. Hiç önemli değil. Sen gelene kadar bu notu sana atmayacağım. Şuan şeyi düşünüyorum ya acaba cevap vermeni beklesem mi yüzsüz gibi yoksa notu atıp gitsem mi? Bu cidden sınavda iki şık arasında kalmak gibi bir durum. Ya bebeğim cevap ver de artık atıp notu kurtulayım. Yoksa burada durdukça yazacağım. Yazdıkça saçmalamayağım. Saçmaladıkça duygulanacağım. Duygulandıkça kendimi sorgulayacağım. Sorguladıkça anlam veremeyeceğim. Anlam vermeyince anlam verene kadar yanındaki tahtta kalacağım. Kaldıkça gitmek isteyeceğim. Gitmek istedikçe kal diyeceksin kal dedikçe olaylar başa dönecek ve kısır döngü gerçekleşecek. Yarın kendime tatil verdim. Hep uyumaya çalışacağım. Aa uyku deyince. Ya benim seninle konuşurken böyle hep uykum geliyor böyle içim kıyılıyor. Miyavlıyorum falan 😂. Son notum nasıl ama hepsine bedel gibi bir şey oldu sanki. Upuzun. Umarım okuyacak kadar boş vaktin olur. Yalnız bu arada bir şey fark ettim. Ben buraya bir saattir aklıma gelen şeyleri yazıyorum. Yani şok bir saatim nasıl geçtiyse onu yazıyorum ekran başında. Çok mu gereksiz ne? Seninle ilgili biraz bir şey yazıp atsam çok mantıklı olurdu ama mantık benim ikinci adım olsa da şuan pek geçerli değil.. oo 4-1 kazandık maçı Kanarya'm 💪💪. Neyse şimdi yeter bu kadar. Belki gece uyuyamazsam falan yazarım. Yok ya gideceğim ben ne yazması. Son cümleler bunlar. Son son yazayım. Imm sayın, Bay Ponçik Gıcık Öküz Pres Bey Hazretleri. Son kez tekrarlıyorum benim için en iyi 4 aydı diyebilirim. Seviyorum seni. Hep aklım da olacaksın. Raf=sen. Sonra Oğuzhan Koç ve sana yanlışlıkla attığım el hareketi. Ya şarkıyı dinlediğim de hep aklıma gelir yani 😂 o anı ilk yaşadığım da çok kıpkırmızı olmuştum. Ama yanlışlıkla olduğu için. Yanii o yüzden başka şöyle komik bir şey var mı yazayım son son gülelim. Immm 🤔 bulamadım. Artık sen bulursan yazarsın. Bu da senden cevap gelmeden gitmeyecegim demek oluyor 😂. Neyse. Kendine iyi bak bebeğim yolun açık olsun.