Notes

Kısa bir zaman... Kısa bir konuşma... Sonrasında başlayan muhabbet ve sevgi başlangıcı. Başka bir ifadeyle hoşlanma... Açıkçası şaşırdım biraz çünkü bana göre çok hızlı oldu. Bu kadar kısa zaman içerisinde 'Senden hoşlanıyorum.' gibi bir ifade, senin söyleminle atak beklemiyordum doğrusu. Aynı zamanda şaşırdığımı da belirteyim çünkü beni tanımıyorsun. Daha önce görmedin. Nasıl biri olduğumu, nasıl davrandığımı vs vs bilmiyorsun. Bütün bunlara rağmen hoşlandığını ya da sevdiğini söylüyorsun.
Ben bu duruma karşı birisiyim. Öncelikle bu yüzden olmaz. Bana çok saçma gelir birbirini hiç tanımayan iki insanın sevgili olma çabası... Ha şu da var: Uzun zaman konuştuktan sonra, iletişim halinde olduktan, gerek telefonla, gerekse diğer iletişim araçları ile iletişim halinde olduktan sonra, kısacası birbirlerini az çok tanımaya başladıktan sonra belki bir şeyler olabilir ama onun haricinde yabancı iki kişinin bu durumda olması benim mantık sınırlarımın dışında kalıyor.
İkinci neden, üstteki açıklamaya paralel aslında ama sadece yönü farklı. Ben, seni tanımıyorum. İyi anlaşmış olabiliriz. Ortak yönlerimiz olabilir. Birbirimize iyi geliyor olabiliriz. Muhabbetimiz güzel olabilir vs. Ancak bütün bunlar da kısa zamanda bir şey söylemek için yeterli değil.

Bir arkadaş olarak iyi bir arkadaş, belki dost olabileceğini düşünüyorum insanlar ile. Öyle bir yapı gözlemliyorum sende. Muhabbetinin iyi olduğu belli. En azından benimle yapılan konuşmalar içerisindeki konular baz alınırsa...
Bütün bunlar göz önünde bulundurulursa, benim de sana olumlu bir yanıt vermem şu aşamada mümkün değil. Belki aynı şehirde olsak, buluşup zaman geçirsek... O zaman düşünebilirdim ancak şu durumda yanıt belli.

Ha bi' de şu var. Her ne kadar geri plana atmaya çalışsam da bazen beni düşündüren yaş problemi. Karşımdaki kişinin benden 5 - 6 yaş gibi bir farkla küçük olması. Tabii akıl yaşta değil, baştadır ancak yine de düşünmüyor değilim. Karşımdaki kişinin bazı şeyleri görmüş geçirmiş olmasını beklerim. Bu yüzdendir ki düşük yaş da ayrı bir etmen.

Sana dair bazı şeyleri de ekleyeyim. Fazlasıyla sabırsız birisisin. Sana göndereceğimi söyledim ama ikide birde ne zaman göndereceğimi sorman, beklediğini bildirmen hoş değil. Karşıdaki kişiye duyulan güvensizlik sembolü bir bakıma. Bunu da not edelim bir yere.
Düşündüğün veya hissettiğin şeylerin karşılığının olup olmadığını anlamak için her fırsatta alttan alttan ağız aramak da pek hoş gelmiyor. "Ben böyle hissediyorum ama sanırım sen hissetmiyorsun." gibi... Sana daha önce de söylediğim gibi, "Kız/erkek arkadaşın var mı?" / "Sevgilin var mı?" gibi soruları doğrudan sormak yerine "Biz şimdi konuşuyoruz ama sevgilin/kız-erkek arkadaşın kızmasın?" diye sormak tercih ediliyor. Seninki de biraz ona benziyor. Karşıdaki kişi olumlu veya olumsuz bir düşüncede ise zaten sana bunu zamanı geldiğinde söyleyecektir. Öğrenmek için acele etmemeni tavsiye ederim, tabi dinler misin bilemem. Biraz akışına bırakman daha güzel sonuçlar doğurur.
Hemen alınman, alınganlık yapman veya trip atman da zaten ayrı bir şey. :) Ona fazla girmiyorum bile.

Neyse, sanırım fazla uzattım. Ne de olsa ülke olarak pek okumayı seven bir millet değiliz. O yüzden bitireyim yavaştan.

Sözün özü: Sana dair, bir arkadaş anlamında olumlu izlenimlerim olabilir belki ama aynı şeyi sevgi/aşk/hoşlanma gibi durumlar için söyleyemeyeceğim maalesef. Tabi bu, seninle konuşmak istemediğim anlamına gelmiyor. Ve tabi bundan sonra sen konuşmak istemezsen onu da anlarım. Benim için sorun olmaz. Numaralar silinir, hesaplardan engellenilir olur biter. :)

"İleriye yönelik olabilir mi peki?" diye de sormuştun. Bu konu hakkında bir şey diyemiyorum çünkü bu durum uzaktan olacak bir durum değil. Şehir farkı, mesafe olması, tanımama gibi bazı faktörler neticesinde ilerisi için bulanık bir görüntü mevcut. Bu yüzden "Olur." da demem, "Olmaz." da. Ancak şu aşamada olmaz'ın büyüklüğü daha fazla gibi. Yine de her an her şey değişebilir. Hayat bu... Neyin ne/nasıl olacağı hiç belli olmaz.

Hadi kal selametle.

(Umarım kısa bir yanıt gelmez. :D Neyse bakalım...)