Notes

Küreselleşmenin Zararları

Küreselleşmenin zararlarına geçmeden önce kavram olarak tanımını yapmak istiyorum. Peki küreselleşme nedir ? Siyasilerin ve akademisyenlerin söyleyişiyle yeni ve global dünya dilimize küreselleşme olarak globalizasyondan gelmiştir.Kelime olarak “dünya çapında, toptancı” anlamlarına gelmektedir. Küreselleşme ise TDK’ye ‘’dünya milletleri, ekonomi, siyaset ve iletişim bakımlarından birbirine yaklaşma ve bir bütün olma" olarak geçmiştir. Küreselleşmeyi tanımlamak gerekirse genel olarak; “ülkeler arası ilişkilerin gelişmesi, ideolojik farklılıkların ortadan kalkması, farklı kültürlerin maddi ve manevi beklentilerinin artması, birikimlerin milli sınırları aşarak dünya çapında yayılmasıdır.” Küreselleşme genellikle iktisadi olarak ele alınır fakat bahsettiğimiz gibi içinde değerleri ve kültürleri de taşır. İçinde bulunduğumuz yüzyıl değişimin en yoğun yaşandığı yüzyıldır. Bu değişim küreselleşme olarak adlandırılır. Peki bu değişimler toplumlara yararlı yanları mı daha çoktur zararlı yanları mı ?
Biraz bunlardan bahsetmek lazım. İktisadı olarak küreselleşmenin yararını tabiki göz ardı edemeyiz. Ekonomik olarak küreselleşme dünya kaynaklarının en akılcı ve verimli biçimde kullanılmasına olanak vererek toplam dünya ticaretini ve gelişmeyi hızlandırmaktadır ki, orta vadede bunun herkese, şuanda kökten değişme nedeniyle geçici zarara uğramakta olanlara bile yararı olacaktır. Küreselleşmenin asıl büyük aşamalara yol açtığı iletişim alanındaki gelişmeler göz önüne alındığında, bu ekonomik yararın gittikçe hızlanarak artacağı kolayca Küreselleşme dünya kaynaklarının en akılcı ve verimli biçimde kullanılmasına olanak vererek toplam dünya ticaretini ve gelişmeyi hızlandırmaktadır ki, orta vadede bunun herkese, şuanda kökten değişme nedeniyle geçici zarara uğramakta olanlara bile yararı olacaktır. Küreselleşmenin asıl büyük aşamalara yol açtığı iletişim alanındaki gelişmeler göz önüne alındığında, bu ekonomik yararın gittikçe hızlanarak artacağı kolayca anlaşılacaktır. Ekonomik bakımdan birde şu açıdan bakmak lazım Küreselleşme, Batı’ nın ekonomik düzeni olan kapitalizmin ulusal kabına sığamadığı, dünyaya yayılmak istediği durumdur. Amaç, tüm dünyayı” Açık Kapı “ politikası uygulayarak Batı kapitalizmine pazar yapmaktır. Bu ilişki tam anlamıyla bir “ Eşitsizlik Değişim” olduğu için, aynen 19. yy.’ın ikinci yarısındaki emperyalizm döneminde olduğu gibi az gelişmiş yörelerin aleyhinedir; dünyadaki gelir dağılımı küreselleşme sonucu korkunç biçimde bozulmaktadır; bu durum az gelişmiş yörelerin daha da kesin biçimde sömürgeleştirilmesine yol açacaktır. İşsizliğin artması ve toplumsal güvenliğin azalması gibi durumlar bu yeni sömürgeleştirmenin uvertüründen ibarettir. Kapitalizm’in küreselleşmesi tabiki de dünyanın ileri gelen ülkeleri tarafından yönetilecektir. Burada küçük tabiri caizse mazlum ülkelerin hakkı yenmeyecek midir? Siyasal olarak baktığımızda ise küreselleşme batılı ülkelerin az gelişmil ülkelerin içişlerine karışarak sömürgeye daha müsait hale getirmesinden başka bir şey değildir daha önceden olduğu gibi tarih tekerrür ederek yine aynı sonuca varılacaktır. Siyasi ideolojilerin kutuplaşmasını engellemekten ziyade ülkelerde azınlık ve çoğunlukların kutuplaşmasını sağlayacaktır. Kendi öz kültürünü koruyamayan bir millet yok olmaya mahkum kalacaktır. İşte bu yüzden Küreselleşme sadece dünyanın batılı ülkelerine yararlı olacak küçük ülkelerin ve milletlerinin hazmını kolaylaştıracak ve zamanla modern sömürgeye dönüşmesini sağlayacaktır.

Atilla Aksu