Şimdi ele aldığımız zaman elimizde iki seçenek var. Biri çok okuyan, diğeri ise çok gezen. Benim savunduğum kısım " Çok okuyan " dır. Niye diye soracaksınız, çünkü okumak insanların kişisel gelişimlerine katkıda bulunur. Piyasa da bulunan bir birinden çeşitli, bir sürü kitap bulunmakta. Bu kitaplar da başarılı insanların öyküsünden tut, rezalet durumda olan, başarısız insanların öykülerine kadar bizlere hayat bilgilerini aktarır. Yaşama sevinçleri olsun, başarıları olsun, başarısızlıkları olsun, en ince detaylarına kadar tecrübe barından kitaplar mevcuttur. Hayat deneyimlerden ibarettir. Şimdi soracaksınız, çok gezen de hayatın da tecrübe etmez mi diye. Buna cevabım; Evet, eder fakat çok okuyan kadar değil. Okumak ve gezmek terimleri içlerinde tecrübeyi bulundurur. Benim penceremden bakarsak çok okuyan neden kazanır, çünkü okumak zamandan tasarruf ettirir, sizlere dünyada bulunan çeşitli bölgelerde ki, çeşitli insanların hayat öykülerini detaylarına kadar aktarabilir. Okumanın insanın kişisel gelişimine yardımcı olabilecek bir çok kriter bulunmaktadır. Bu kriterlerden bir kaçı ise şöyledir; Okuyan insanın genel kültürü artar, anlama gücünü ve konuşma gücünü kuvvetlendirir, daha hızlı düşünmeye - karar vermeye olanak sağlar. Bunun gibi bir çok şey sayabilirim. Yaşam boyunca normal bir insanın karşısına çıkabilecek, tecrübe edinebileceği olaylar çıkar. Okuyan insan, okuduğu kitaplardan edindiği tecrübelerden faydalanarak bu çıkan olaylara karşı daima hazırlıklıdır. Kitaplar da çeşitli insanların, çeşitli hikayelerine tanık oluruz. Bu tanık olduğumuz olaylar da kendimiz ile kıyaslama yaparız. Ben olsam şöyle yapardım, ben olsam böyle yapardım diye. O insanların hayatlarından edindiğimiz tecrübeleri gündelik hayatımızda kullanabilme olanağı sağlar kitaplar bize. Hani dedim ya ben olsam böyle yaparım, şöyle yaparım diye. Misal örnek veriyorum; A kitabında bir insanın iş hayatında ki başarısızlığını, sonrasında çabalayıp yükselişine tanık olduk, onunla beraber, okurken aynı duyguyu hissettik. Bir olur da karşımıza öyle bir olay çıkar ise ne yapacağımızı biliriz. Başarısızlık kısmını ele aldığım zaman ben olsam öyle yapardım, şöyle yapardım demez, edindiğimiz tecrübe ile o bahsettiklerimi direk olarak gerçekleştirme imkanına sahip olurduk. En önemlisi ise ne biliyor musunuz? Okuduğumuz, hayatlarına tanık olduğumuz insanların başarılarından kendimize örnek almak, başarısızlıklarından kendimize ders çıkartmaktır. Bir bilgiyi bilmek için, öğrenmek için illa ki bilginin kaynağına fiziki bedenimizin gitmesine gerek yoktur. Zamanda yolculuk yapabilmek aslında kitaplar ile bize mümkün kılınan bir seçenektir. Tarih boyunca bir çok tecrübe yaşayan insanlar mevcuttur ve bu tecrübeleri gelecek nesillere kitaplar sayesinde aktarmışlardır. Kitaplar bizlere hem çok gezmenin kapılarını aralar, hem de pür dikkatle okunulan kitaplar, kitapta bahsi geçen yaşananları bize anı anına, duygusuna kadar hissettirir. Yani burdan çıkartılacak sonuç; Çok gezmekte faydalıdır, fakat okumak kadar değil. Zaten kitabı okurken insan bir diyardan, başka bir diyara geçişini sağlar. Hem gezmiş olur, hemde kişisel gelişimine katkıda bulunmuş olur. Birde olayın maddi yönünü ele alırsak, ülkemiz piyasasın da gezmek, turizm vesaire maddi kazancı pek iyi olmayan bir insana göre zor bir seçim olacaktır. Fakat okumak ise insana hem maddi yönden kazanç sağlar, hem anı anına yaşatır, hemde kişisel gelişimine katkıda bulunur.