Notes

Yıl 2022.

Dünyanın sonunun, dünyaya gelmiş en zeki insan yüzünden geleceğini kim bilebilirdi? Bir Bilim adamı. Fred Knute Rasmussen, 85'li yıllarda dünyaya gelmiş bir bilim adamıydı. Ününü kolayca yaymış, zekası bütün dünya ülkeleri tarafından hayranlık uyandırmıştı. Tabii, böyle bir bilim adamını her ülke kendi topraklarında istedi.
Knute Amerikaya beyin göçü yaparak burada kendi takımını kurdu. Kimya, fizik alanında yenilikler yapmaya başladı. Ancak dünya üzerinde petrol sorunu patlak vermeye başladığı sırada yeni bir savaşın fısıltıları duyulmaya başladı. Orta doğuda ortaya çıkan sorunlar büyümeye başladı ve Amerika gizli bir şekilde bu bilim adamını kendi savaş başlıkları tesislerine aktardı. Çok geçmeden bir çok dalda, bilimde elde ettiği başarıyı Knute bu alanda da elde etti ve ''Füzyon'' teknolojisini geliştirdi. Bu silah bir çok Atom Bombası büyüklüğünde idi. Bu haber yayıldıkça bazı Hümanist gruplar protestolar yapmaya başladı. Amerikaya karşı yapılan bu protestolar sonradan dünyanın her yerine yayıldı. Protestolar devam ederken bomba teknolojisini kopyalama amacıyla her şeyi, hatta Knute'u kaçırmayı defalarca deneyen Rusya ve Çin gibi ülkeler başarısız olunca umutlar ve protestolar yerini isyanlara bırakmaya başladı. Bu isyanlar ve bir yandan da arkadan savaş devam ederken, bomba, saklandığı üs içerisinde kimsenin nedenini bilmediği bir durumdan dolayı patladı. Amerika kıtası dünya üzerinden silindi. Milyarlarca insan patlama sırasında can verdi.

Yıl 2027.

Rusya, Amerikanın masadan çıkışını fırsat bilerek Orta Doğu ve Avrupa ülkelerine karşı savaş başlattı. Ellerindeki askeri üstünlük ve Avrupa ülkelerinin petrol yetersizliği savaşı 3 kısa senede bitirdi. Rusya, dünyayı ele geçirmek üzere emin adımlarla ilerlemeye başladı. İnsanlar tarafından, Füzyon bombasının patlaması ile Rusya arasında bağlantılar kurulmaya başlandı. Avrupa topraklarının büyük bir kısmını ele geçiren Rusya, ortaya çıkan isyanları şiddetle bastırmaya çalışsa da bu durum çok kısa bir dönemde tüm işgal altındaki bölgelere yayıldı ve bu sefer çok daha büyük bir savaş daha başladı. Anarşi her yere dağıldı, yayıldı. Yeniden milyonlarca kişi öldü. İnsanlardaki iyilik duyguları yerini acımasızlığa bıraktı.

Yıl 2034.

Patlayan füzyon bombasının küresel etkileri iyice hissedilmeye başladı. Sıcaklık iyice düştü, kül yağmurları, salgın hastalıklar ve insanlarda saldırgan - mutatik değişimler boy göstermeye başladı. Yine dünya nüfusunun büyük bir kısmı, bu sebeplerden dolayı hayatını kaybetti. Çok geçmeden açlık ve susuzluk da bir sorun haline geldi. İnsanlığın sonunun geldiğini düşünen binlerce insan toplu intiharlara kalkıştı. Korku ve umutsuzluk dünyanın her yanına yayıldı. Bu, işleri daha da zorlaştırmaya başladı. Bir kaç yıl sonra devletler ve teknolojik ağlar artık tamamen çöktü. Artık kimse kimsenin nerede, ne yaptığını bilemiyordu. Sokaklarda haydutlar fazlasıyla çoğaldı. Toplumun genelinde acıma duygusu artık hiç kalmadı. Sağ kalmayı başaran düzgün insanlar kendilerini mağaralara, ya da şanslılarsa sığınma kamplarına attılar. Ancak onların da ömürleri fazla sürmedi.

Yıl 2041.

Devletler ve teknolojik ağlar artık tamamen çöktü. Artık kimse kimsenin nerede, ne yaptığını bilemiyordu. Sağ kalmayı başaranlar kendilerini mağaralara, ya da şanslılarsa sığınma kamplarına attılar. Ancak onların da ömürleri fazla sürmedi. Bir kaç yıl çalışmanın ardından Alpheir Halgard denen zengin birisi ve adamları, Avrupa kıtasında, radyasyondan uzak, güvenli ve küçük bir kasaba buldular. Oraya yerleştiler ve insanlara açık yapmak için planları yapmaya başladılar. Her yere hoparlörler yerleştirdiler. Kasabaya artık "şehir" denmesine ve isminin "Alpos" olmasına karar verdiler.

Yıl 2042.

Ocak ayında kasaba, "Güvenli Bölge Aplos" (Aplos Safe-Zone) olarak halka açıldı. İnsanların eskisi gibi elit, çağdaş, düzgün bir yaşam sürmesini hedefleyen bu bölgenin sahibi Alpheir Halgard, şehre gelen haydutların aranıp hapse atılmasını da emretti.