Notes

House of The Dragon 2. Sezon 5. Bölüm Eleştri:

Bölümü hiç beğenmedim, herhalde House of the Dragon'da izlediğim en kötü bölümdü. İzlerken çok sıkıldım. Mesela 3. bölümde bile en azından Alicent'ın Rhaenyra ile buluşması falan sinir bozucuydu ama komikti, en azından biraz eğlendirmişti. Ancak bu bölüm gerçekten çok durağan ilerledi, çok sıkıcıydı. Bir de amk yapımcıları, madem 8 bölüm yaptınız bu sezonu, bu kadar durağan ilerleyen bölümlere gerek var mıydı? Şimdi bakıldığı zaman hikayede kartlar yeniden dağıtılıyor gibi oldu bu bölümde, 4. bölüme göre. Çünkü Rhaenys öldü, Aegon aşağı yattı ve ejderha tohumları hikayeye girecek. Rook Rest savaşına kadar işledikleri bir hikaye arkı vardı ve bu da Rook Rest savaşına sebep oldu. Şimdi o savaş bittikten sonra bu arka plan hikayelerin neticelendirilmesi gerekiyor, o yüzden belki bir toparlama bölümü gerekiyordu ama, bu bölümün bu kadar durağan olmasına gerek yoktu.

İlk sezonun bu sezondan çok daha iyi olduğunu şu şekilde anlayabiliyoruz ki: hikaye akışı çok iyiydi! Birinci bölümdeki en önemli olay, tabii ki karakterlerimizi tanıyorduk ve Viserys'in karısı ölüyordu. Daha sonradan Daemon varislikten atılıyordu, Rhaenyra varis ilan ediliyordu. Hikayenin boyutu yüksekti her zaman, önemli hikayeler anlatılıyordu. İkinci bölümde ise birinci bölümde olan büyük olayların sonuçlarıyla karşılaşıyorduk; Viserys kendisine yeni bir eş almak durumunda kalıyordu, Daemon varislikten atıldığı için Ejderkayası'na gitmişti vesaire... Yani toparlama bölümüydu ama güzeldi, diyaloglar ve hikaye anlatımı önemliydi ve izleyiciyi sarıyordu.

Üçüncü bölümde kraliyet avı ve Daemon'un savaşı vardı. Birinci sezonun üçüncü bölümünde bile aksiyon vardı. Dördüncü bölümde Daemon kralın şehrine geliyordu. Tek tek anlatmama gerek yok; Driftmark muhabbeti, Aemond'un Vhagar'ı alışı, zaten yedinci bölüm başlı başına çok yüksekti, bir başyapıta hazırlık yapılıyordu. Aemond'un gözü çıkıyordu, Daemon'un evliliği vesaire. Sekizinci, dokuzuncu ve onuncu bölümler zaten efsane bölümlerde. Özellikle sekizinci bölüm bir baş yapıttı. Ancak burada, yani ikinci sezonda, hikaye hiç ilerlemiyor gibi.

Bu kadar durağan ilerlemesi bence George R.R. Martin'in etkisinin azalmasından kaynaklanıyor. Birinci sezondaki hikaye, kitapta Martin'in anlatımı ile ilerliyordu ve bu ana kadar olan olaylardan çok daha önde gidiyordu. Kitapta bu kısımlar çok hızlı geçiliyor, ancak dizide bu bölümleri uzatmak istemişler ve dört beş bölüme sığdırmak istemişler. İkinci sezondaki en önemli sorunlar üçüncü bölümde başladı. Eğer birinci bölümde, iyi bir Kan ve Peynir bölümüyle başlasaydık, bölüm içerisinde dizide olan gibi saçma düşüncelere girmeden tam olarak kitaptaki gibi ilerleseydik, ikinci bölümde de hiçbir şey değişmeden, yine olduğu gibi olsaydı, bu sezon çok çok daha iyi olurdu. Hikaye akışına göre üçüncü bölümde bizim ejderha savaşını, Rook's Resti görmemiz gerekiyordu. Üçüncü bölümde Alicent ve Rhaenyra'nın gereksiz muhabbetlerini, saçma salak septte mum yakmalarını izlemek yerine ejderha savaşını izlemeliydik. Şu anda hikaye, Alicent ve Rhaenyra arasındaki toksik arkadaşlık ilişkisi yüzünden çok kötü ilerliyor.

Dördüncü bölümde toparlama ve ejderha tohumları hikayesine giriş yapmalılardı. Dördüncü bölümde adam gibi ejderha sahneleri olmalıydı. Bu diyaloglar daha güzel yazılmalıydı. Bu işi yapan adamlar var, benim iki dakikada düşündüğüm şeyi bu adamlar düşünüp yapamıyor, ben buna deliriyorum. Dördüncü bölümde de dediğim gibi işlenmeliydi. 4. Bölümde Ejder Tohumları işlenmeliydi, karakterler daha detaylı tanıtılmalıydı sonra Addam gidip, ejderhasını alırdı, sonrasına da madem dizide Nettles olmayacak, Rhaena Velaryon ile Sheepstealer mevzusunu işlerdin, bölümü olduğu yerden çok daha yükseklere çıkarırdın. Bunu 6. bölümde veya daha sonrasına yapmanın lüzmu yok. Madem adam akıllı ejder göstermeyeceksiniz, neyinize House of the Dragon'u çekmek. Targeryan tarihinde çok fazla era var, Mad King zamanından, Blackfyre isyanlarına, Aegon'un fethine... Siz 22 tane ejderhanın olduğu Targeryanların altın çağını anlatan Era'yı anlatacaksanız, siktiğimin ejderlerini göstereceksiniz amk...

House of the Dragon, ejderhaların dansı hikayesini işliyor ama ejderhalarla alakalı hiçbir şey görmüyoruz. Targaryenlerin ejderhalarla arasındaki ilişkiyi görmeyeceksek, ejderha tohumlarının ejderhaları nasıl ele geçirdiğini görmeyeceksek, neyi izliyoruz olum biz? Geçen bölümde bir ejderha savaşı verdiler, ondan da allah razı olsun. Böyle hikaye anlatılmaz. Game of Thrones'un altıncı sezonunda da bu böyleydi; on bölüm var, son iki bölüme bütün parayı yatır, geriye kalan sekiz bölümü unut. Böyle bir şey yok kardeşim, on bölümlük bir dizi izliyorsak biz, sekiz bölüm boyunca sıkılacak ama son iki bölümde eğleneceğiz, öyle mi. Son iki bölüm için neden 2 ay işkence çekiyoruz olum biz o zaman? Burada da olan bu; dört beş dakikalık ejderha savaşı gördük diye, bu dizinin bu sezonu, buradan kurtulmaz.

Aegon'un durumunu gördük bölümde, bedeninin kötü yanmış,, yüzünün yarısı bakılamayacak hale gelmiş. Kitapta da aynı bu şekilde betimleniyor. Bu sahneler bence güzeldi ama Daemon'un sahnelerine değinelim birde. Bir karakter nasıl bu kötü işlenir? Öldürdüler adamı ya... Daemon, bu dizide en kötü işlenen karakterlerden biri oldu, eğer en kötüsü değilse. Kötü işlenen karakterler sıralamasında, ikinci sezonda özellikle Aegon birinci, Daemon da ikinci sırada benim için. Daemon'un annesiyle sevişme sahnesi, insanların dizinin saçma göndermelerini alıp kitaba bağlamaya çalışması çok sinirimi bozuyor...

Daemon'un annesiyle sevişmesi, fantastik edebiyattan anlamayan insanların yazdığı bir şey. Hangi aptalın fantezisini izliyoruz? Daemon'un rüyasında, tanımadığı annesini siktirmek, bir yazar için dizide hangi amaca hizmet ediyor be kardeşim... Fantastik edebiyattan zerre bir gıdım anlamayan, kendilerine senarist veya yazar diyen dalkavukların bok yemesinden başka hiçbir sik değil bu...

Daemon'un annesini tanımaması tarihsel olarak normal bir şey. Ben sahneyi ilk izlerken, Viserys'in ölen eşi Emma'yı görüyoruz diye düşündüm, çünkü acaba Daemon ile Aemma iş pişiriyor mudur vs. gibi teoriler, daha dizi yokken kitapları okumuş kişiler tarafından bile tartışılıyordu. Çünkü Aemma da aslında Targeryan kanı taşıyor, babası Rodrik Arryn, annesi ise prensen Daella Targaryen. Kuzenler aynı zamanda Daemon ile Aemma, Aemma aslında Viserys'in ve Daemon'un halasının kızı oluyor. Bu yüzden kanın saflığını korumak için başka bir güç sahibi Targeryan ile birlikte olması, aldatması mümkün gibi teoriler vardı ortada. Bu teori de başlı başına bi saçmalık, ama en azından işlenseydi yere basan bir ayağı, bir oluru olurdu.

Daemon'un Bracken ordusunu istemesi kısmı tam bir hayal kırıklığıydı. Ejderin ile tehdit ediyorsun, diz çökmüyorlar, kendi ölüm şekillerini o şekilde bile seçmiş oluyorlar. Aptal Daenerys bile bir seçenek sundu, diz çökmeyenleri ejderiyle yaktı. Bu göt Brackenlarda varmış, helal olsun onlara, belki de Vhagar'ın kendilerini koruyacaklarını düşündüler. Hadi Daemon'un onları yakmamasını da geçelim, daha sonra Blackwoodlara savaş suçu işlemelerini emretti. Septler oralar şunlar bunlar basıldı, sonra Brackenlar diz çökülmeye zorlandı. Daemon olarak, sen adama diyosun ki git savaş suçu işle, en ahlaksızca şeyleri yap, ama kendin yakmıyorsun adamları, çünkü askerlerine ihtiyacın var... Böylesine senden nefret eden bir orduyla ne yapacaksın olm sen. Karılarına çocuklarına işkence et, ama onlara adil davran, böyle bir mentalite de yok. Daemon bu dediklerimi yapacak kadar niteliksiz ve salak bir adam değil, o yüzden en başından beri dizideki en kötü işlenen karakter olduğunu söylüyorum. Bu adamlar, Daemondan bu kadar nefret ediyorlarken, onu satabilecekleri ilk anda onu satarlar, ve Daemon bunu düşünemiyor mu :D. Hadi bunu da geçtim, götü boklu bataklıkta yaşayan Nehirova Leydilerinden birisi sana kalkıp işgüzar diyecek ve sesini çıkarmayacak mısın, küçük bir çocuk gibi yere bakıp sünecek misin olum sen. Karına orospu dediği için, uzaktan kan bağı olan bir akrabanın kafasını, kralın ve bütün saray halkının içinde, kutsal sayılan taht odasında, odanın kutsallığını kılıç çekerek tek hamlede almış adamsın olum sen. Sonra da o Nehirova lordları, nasıl siktik diyerek defolup gittiler. BÖYLE BİR ŞEY YOK AMK YA BÖYLE BİR HİKAYE BÖYLE BİR SENARYO BÖYLE BİR KARAKTER YAZIMI YOK! Şu amına koduğumun dizisinde, Targeryan olup, Daemon kadar hakarete uğrayan başka bir insan YOK. Aegon en azından annesi ve dedesi tarafından özel inzivadayken nutuk yiyordu, halka public şekilde veya konseyin ortasında bu azarı işitmiyordu, belli bir prestijinden ötürü. Amına koyduğumun Çamur Leydisi mi azarlıyor Daemon'u? Karısının iki lafına, sözüne katlanamayan Daemon, Kraliçesini boğmaya çalışan Daemon, Amına koyduğumun İrlanda aksanlı kara lahana leydisinin lafına mı katlanamayıp sünüyor?

Birde hala bu herif görülerini sorgulamıyor. Neden Alice Rivers'ı sorgulamıyorsun olum. Alica Rivers bu cesareti nereden alıyor olm. Tamam Alice kendisi cesur bir karakter olabilir ama Daemon sabırsız bir adam ve dehşet verici birisi. Kralın emrine karşı gelip, beklemek istemediği için basamak taşlarına gidip orayı fetheden birisi olum. Corlys Velaryon'un donanmasını beklemek istemediği için, kralın sözüne itima etmeyen bir adam bu, bu kadar sabırsız biri işte. Bu kadar ileri geri konuşan bir kadına karşı Daemon'un söyleyeceği tek şey "Dili onda kalabilir" olmalı. Ben şu böyle olmalı bu böyle olmalı derken, Daemon fanlığı yapmaya çalışmıyorum, bu adam Kitaplarda Böyle, kanıtlı bir şekilde bu herif toplum için bir tehdit.

Daemon, Bracken ordusunu toplayıp Harrenhal'ı yeniden ele geçirmek istemesi gerektiğini belirtiyor ama olayın işlenişi yine çok yüzeysel kaldı. Bracken ordusunun gücü ve stratejik önemi vurgulanmadı. Yani, bu kadar önemli bir hareketin arka planı ve olası sonuçları üzerine hiç detaylı bir anlatım yapılmadı. Daemon'un bu hamlesi, hikayenin gidişatını ciddi şekilde etkileyebilecek bir olayken, dizi bu durumu çok sığ bir şekilde işledi.

Bütün bunların yanında, Rhaenyra ve Daemon'un evliliği de yeterince derinlemesine işlenmiyor. Evlilikleri, hem politik hem de duygusal anlamda çok önemli bir olay ama dizi bunu yeterince vurgulayamıyor. Rhaenyra ve Daemon'un ilişkisi, sadece yüzeysel bir aşk hikayesi gibi sunuluyor. Oysa bu evlilik, Targaryen hanedanı için hayati bir önem taşıyor ve bunu izleyiciye hissettirmek gerekiyor.

Özetle, ikinci sezonun şu ana kadarki bölümleri, hikayeyi derinleştirmek ve karakterleri geliştirmek yerine, yüzeysel ve durağan bir şekilde ilerliyor. Bu durum, izleyicinin hikayeye olan ilgisini ve karakterlere olan bağlılığını zayıflatıyor. Umarım kalan bölümlerde, hikaye akışı hızlanır ve karakterler daha derinlemesine işlenir. Aksi takdirde, ikinci sezonun tamamı hayal kırıklığı olabilir.

Reyna ve Lady Jeyne Arryn ile tanıştık. Lady Jeyne, 15.000 kişilik bir ordu sözü verdi. Detaylar önemli; bu orduyu hemen mi sağlayacak? Bu kadının verdiği söz, benim anladığım kadarıyla; Ejderhayı getir, askeri al! Jacaerys böyle bir olay varken neden hala ejderkasayında avel avel dolaşıyor. Jacaerys bu kadar aptal mı, kitaplarda değil? Jacaery, kitaplarda küçük konseyi yöneten birisi, ejder tohumları fikrini öne süren kişi, Rhaeneyra'nın yokluğunda küçük konseyde kararları alan kişi. Daemon'un ve Rhaneyra'nın yokluğunda küçük konsey, Jacaerys'in kral olması gerektiğini düşünüyor, o kadar karizmatik ve zeki bir herif normalde. Dizide nasıl işleniyor? Küçük konsey, anasının süt kuzusu olarak bakıyor ve çocuk hiçbir kararde hiçbir ses çıkarmıyor ve influensini konuşturmuyor. Madem Lady Jeyne Arryn, ejder istiyor, Jacaerys'in ejderhası göt kadar ejderha, efektik savaşabilecek durumda değil, ama Leydi Jeyne'yi de tatmin eder. Sür ejderini Vadiye, al 15.000 askeri, yürü Nehirova topraklarına... Ama nerdeee, yoooookkk... Bunlar zaten Rhaneyra'nın aklına "GELEMEZMİŞ" çünkü neden, küçükken onun eline kılıç tutuşturmamışlar... Aynn :D. Savaş stratejileri konusunda hanımefendinin uzman olmamasının sebebi, Viserys'in eline kılıç vermemesiymiş. Otizmli kadının aklına kitap açıp okumak, tarihi savaşlardaki savaş taktiklerini çalışmak aklına gelmiyor. Hadi bunu çocukken yapmadın, Şimdi elinin altında ANASININ AMI kadar bir kütüphane, kayıtlar bütünlüğü varken niye yapmıyorsun? Safi hayal kırıklığı... Üstelik Viserys, sana çok fazla tarih kitabı okuttu. Bunları masal gibi dinlemek yerine, bu işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenebilirdin.

Yeşil konseyde Aemond'un Naip Prens ilan edilmesi ve Alicent'in kimse tarafından ciddiye alınmaması hoşuma gitti. Sanırım Alicent sürekli kendisiyle çelişşin yazılan bir karakter. Karakterin olayı bu çelişki: Rhaneyra kadın olduğu için tahta layık görme ama kendin yönetmek iste... Alicent'in iki yüzlülüğü yüzünden, yani gözlerim kanıyor, midem bulanıyor, dümdüz izliyorum. Aemond, hem Kin Slauer hem de King Slayer, yani hem akraba katili hem de kral katili olarak başa geçti. Fakat biz bir önceki bölümde kralını ve abisini, ejderhası ile yakarak öldürmeye çalışan bir adamın iç dünyası ile alakalı, nasıl bir kafa yapısıyla dolup taştığı ile alakalı hiçbir şey görmeyip, Baela'nın Jace ile siksok konuşmalarını görüyoruz. Yani ben Aemond'un iç dünyasını şurada da görmeyeceksem, bu karakterle içselleşmeyeceksem daha nerede yapacağım bunu? Aemond'un nasıl bir yönetici olacağını merakla bekliyorum o kısmı.

Jacaerys'in oyunculuğu neticesinde yani o dudaklarını ikide bir kasmaktan, mewing yapmaktan o dudaklarını ikide bir öyle göstermekten herif oyunculuk yapamıyor. Senaristler mi buna zorluyor çocuğu bilmiyorum yoksa kendi mi yapıyor emin değilim ama aşırı sinirimi bozuyor lavuğun duruşları. Tarih dizilerinde oynamasına rağmen botoks yaptıran kadınlar var ya, böyle hürrem sultan gibi, aynı öyle herif. Jacaerys ile alakalı hatırladığım tek kayda değer şey bu onun sahnelerinde.

Gelelim son konuşmak istediğim konuya: Ejderha tohumlarına. Bölümün sonunda Rhaenyra'nın Jace ile konuşurken soyumuzdan gelen başka insanlar var, bunları deneyelim dediğini NİHAYET gördük. Ejderha sürmeleri için gerçekten de bu fikir kitapta Jaceden çıkıyor. "Mantar" diye bir karakter anlatıyor bu olayları kitapta ama Mantar, her şeyi ben yaptım, ben ettim diye atan tutan bir karakter zaten. Jacaerys bunu söylüyor, Rhaenyra da bunu onaylayacak gibi duruyor, zaten fragmanda da gördük neler olacağını.

Burada şimdiye kadar biz üç tane ejderha tohumu gördük: Bir tanesi Addam, bir tanesi Hugh, bir tanesi de Ulf. Ve yine Jace ile yaptığı konuşmada Rhaenyra dedi ki, onların üzerinden kaç kuşak geçti dedi, kanları zayıf dedi. Bence bu önemli bir sözdü ve yine konuşmanın başında Rhaena'nın bu ejderhalara binmeyi denediğini fakat neredeyse canından olacağını da belirtti. Bunların hepsini bir birleştirelim. Biz Ulf'un Jaehaerys'in torunu olduğunu gördük değil mi, yani Baelon'un gayrimeşru çocuğu olduğunu gördük ve Ulf hangi ejderhaya binecek? Baelor'un annesinin ejderhasına yani Silverwing'e. Eğer bu Ulf gerçekten de Baelon'un gayrimeşru çocuğu ise o zaman Silverwing'in Ulf'u kabul etmesinin çok güzel bir altyapısı oluşuyor.

Yine önemli bir konu var ki, mesela Hugh kimin gayrimeşru çocuğu olabilir? Baelon'dan başka bir ihtimal var mı? Aemon'un oğlu olabilir, Baelon'un abisi Jaehaerys'in en büyük oğlu Rhaenys'ın babası olan Prens Aemon Targaryen'ın gayrimeşru çocuğu olabilir, yahut Jaehaerys'in gayrimeşru çocuğu olabilir, yahut başka bir soydan da geliyor olabilir. Ama bence Hugh'u da bir şekilde Jaehaerys'e bağlayacaklar çünkü bu konuda hiçbir şey söylemiyorlar. Eğer Jaehaerys'in gayrimeşru çocuğu olursa Hugh'un neden binebildiği de güzelce açıklanmış olur. Çünkü belli ki ejderhalara binebilmek için sadece Targaryen olmanız yeterli değil, ejderhaların size yakınlık duyması da çok çok önemli burada.

Ve tabii ki Ser Addam. Ser Addam nasıl binecek bunlara? Çünkü bir şekilde Targaryen gayrimeşruları ama Ser Addam öyle değil, Ser Addam bir Velaryon ve Velaryonlar nasıl ejderhaya binecekler diye düşündüm, bu yüzden bi fikrim var.

Velaryon hanesi fetihte önce Targaryenlar ile çokça evlilik yapmış bir hane. Targaryen prensesleri belki de Velaryon hanesine gelin olarak geldi, yani Corlys de dahil, Velaryonların kanında ejderha kanı vardı. Ancak sizde ejderha kanının olması ejderhaya binebileceğiniz anlamına gelmiyor, çünkü Targaryenlar bu ejderhaları koruyorlar sürekli gözetim altında. Bir kısmı Ejderha Kayası'nda, yine gördüğünüz gibi Ejderha Kayası'nın altında orada korunuyorlar, bir kısmı Ejderha Çukuru'nda korunuyor ve ejderha koruyucuları tarafından korunuyorlar. Bunları Jaehaerys kuruyor. Jaehaerys de zaten kendi kızı ejderha çalmaya kalktığı için bu koruyucuları koyuyor oraya. Yani ejderhaları öldürmekten korumak için orada değil o koruyucular, ejderhaların bu şekilde izinsiz bir şekilde alınmasını engellemek için bir anlamda kurulmuşlar. Yani bir Velaryon kafasına göre gidip bir ejderha almaya çalışamaz yahut bir yumurta vesaire alamaz, kraliyetin böyle bir izni yok. Ancak Rhaenys gibi bir kadın gelirse onun çocukları ejderhaya binebilir. Ama burada izin verilecek, isteyen herkesin denemesine ejderha claimlemeye çalışmasına izin verilecek ve Addam da Seasmoke'u alacak. Ve yine Addam, üvey kardeşi yani Laenor'a çok fazla benzediği için Seasmoke onu da bu şekilde kabul etmiş olacak.

Ayrıca Hugh'un hikayesinde de güzel bir derinlik katacaklar, inanıyorum. Hugh siyahların tarafında olan bir adam olacak, Vermithor'a binecek fakat nasıl Ejderha Kayası'na gidecek? Bence Kral'ın Şehri'nde çıkan isyanda, çünkü fragmanda bunu gördük. Alicent ve Helaena'nın kaçtığı bir isyan var, Hugh'un çocukları ölecek, o da bunun sorumlusu olarak yeşilleri görecek ve yeşillerden nefret edip siyahların teklifini de kabul edip bu şekilde siyahlara katılacak. Peki diyeceksiniz ki, çocuklarının ve karısının ölümünden, yeşilleri sorumlu tutan adam nasıl ihanet edecek? Çok basit, biz Elinda'yı, hizmetçi kızı Rhaenyra'nın gönderdiğini gördük. Yani Kral'ın Şehri'ndeki isyanı Rhaenyra çıkarmış olacak, Mysaria'nın aracılığı ile ve daha sonradan da Hugh bu isyanı çıkartan kişinin Rhaenyra olduğunu, bence Larys aracılığı ile öğrenerek, Rhaenyra'ya bu sebeple ihanet edecek. Bu benim teorim, kitapta bu tam olarak nasıl oldu detaylı bir biçimde yazmıyor. Bu şekilde olursa bence güzel olur, çünkü Hugh kitaplarda çok derinlemesine işlenen bir karakter değil, böyle düpedüz bir adam ama burada kendisine bir derinlik katılıyor gibi duruyor.

Bölümün Senaryosu: 4/10
Oyunculuklar: 8/10
Olay Akışı: 5/10
Aksiyon veya Entrika: 6/10
Diyaloglar: 3/10
Tatminkarlık / Beklentiyi Karşılama: 2/10
Total Puan: 5/10