Notes

Karakter Yaratma Templatesi:

Ana Başlıklar:
- İsmi: Aelor moonwhisper

- Onun bu yolculukta yürümesini sağlayan, arzuladığı ve gerçekleştirmek istediği hedefi veya amacı: Kadim korucu büyüsü içeren kitapların kalanlarını bulmak ve bu büyüde tamamen ustalaşıp bu büyüyü kitaba aktaran kişinin kim olduğunu öğrenmek ve bulmak.Onu önemsemeyen Ailesine büyü kullanabildiğini ve kıtada'ki en önemli ve prestijli insanlardan birisi olabileceğini kanıtlamak.

- Karaktere ait imza bir söz, bir deyiş, bir kelime ya da kelimeler bütünlüğü: ''One's mind sharper than any blade''

- Karakterinize dair 1 veya birden fazla sır veya sırları: Asil olduğunu saklaması ve kadim korucu büyüleri içeren bir kitaba sahip olması.

- Karakterin kendisi ile tezatlaştığı bir veya birden fazla nokta: Genellikle rasyonel düşünen zeki bir insan olsa da zaman zaman irrasyonel duygulara sahip olabiliyor.

- Bir açıklığı, zayıflığı veya zaafı: Büyü kullanamaması, Bazen egosu ve duygularının önüne geçememesi,

- Hikayesi: Aelor; Alve Dorei'deki asil elf ailelerinden birinde dünyaya geldi. Bu aile "Moonwhisper" olarak anılan, Ay Elfleri soyundan gelen bir aileydi. Aelor, ailesinin 24. çocuğuydu. Bu ailede doğan neredeyse her çocuk, ya doğuştan büyü gücü ile ya da inanılmaz bir büyüyü anlama kapasitesi ile doğuyordu. Aelor, 2. opsiyona daha yatkındı. Büyü kullanma konusunda hiç yeteneği yoktu, içinde herhangi bir büyü gücüne ait zerre bir kalıntı dahi bulunmuyordu. Büyüyü gayet iyi anlıyordu, fakat büyüyü efektif bir şekilde kullanamıyordu.

Aelor, kardeşleri arasında en zekilerinden birisiydi, zamanını sürekli büyülere ve genel kültürlere dair kitaplar okuyarak geçirirdi. Büyüyü anlamasına rağmen kullanamaması, aile fertleri içerisinde, Aelor'a dair büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştı. Aile bireyleri, zamanla Aelor'u görmezden gelmeye başlamışlardı. Aelor; ne kadar zeki olursa olsun, ne kadar çabalarsa çabalasın, ailesinin gözünde, büyü kullanamadığı için diğer çocuklar kadar değerli değildi.

Ailesi büyücü olamayacağını düşündüğü için, "En azından eli silah tutan bir savaşçı olsun da, aileye bu şekilde katkı sunsun" düşüncesi içinde, Aelor'u genellikle korucuların eğitim aldığı bir antrenman korusuna, talim yapmaya gönderirdi. Aelor, burada yetkin bir savaşçı olabileceğine inanıyordu, fakat gücü yeterince kalifiye değildi, güçlü bir kas yığını olmaktan ziyade, akranlarına kıyasla daha çevik bir yapıya sahipti. Eğitim alırken, koruda onun gibi eğitim alan diğer korucularla yaptığı düellolarda, zekasını ve kurnazlığını efektif bir biçimde kullanarak galip geliyordu. Kirli oynamaktan çekinmiyordu, karşısındakini yenmek için yapması gereken şey kirli oynamaksa, bunu zafere giden yolda kendine mübah olarak görüyordu.

Eğitim korusundaki bazı korucular, Aelor'un davranış ve düşünce biçiminden hoşlanmadılar. Aelor'un adil dövüşmediğini söylüyorlardı fakat bazıları da onun çevikliği ve savaş zekasından memnundu. Aelor, bir savaşçı olmaya uygun değildi, savaşçı olmaktan ziyade daha çok bir korucu olmaya uygundu, fakat bir korucu olmak için yeterli sezgilere sahip değildi. Evet, çok zeki birisiydi lakin etrafı sezme konusunda, diğer korucular kadar başarılı değildi.

Ailesi, Aelor'un koruculuk eğitimdeki yetersizlikterini duymasıyla birlikte, oğullarından tamamen umudu kesmişti, fakat bu Aelor'u yıldırmadı. Aelor'un hırsı, her gün Alve Dorei'nin büyülü kütüphanesine gidip kitaplar okumasına vesile oluyordu. 3-4 gününü kitap okuyarak geçiriyordu, geri kalan günlerini ise kendi başına talim yaparak değerlendiriyordu.

Aelor, bir gün kütüphanede kitap ararken, bir rafın en üstünde aşırı tozlu bir kitap gördü. Merak ederek bu kitaba doğru uzanarak onu aldı ve kapağında yazan metni okudu:
"One's mind is sharper than any blade"
Kapakta yazan yazı, kendi dili olan elf lisanında yazılmıştı. Bu özlü metin, Aelor'un çok ilgisini çekti ve kitabın giriş kısmını açmasına sebep verdi.

Giriş:
Bu kitabın giriş güzergahından Aelor: Kadim zamanlarda eski korucuların kullanmış, zamanla unutulan ve kayıplara karışan, kullanan kişinin zihninin ve ruhunun bir bıçak kadar keskin olmasını sağlayan bir büyünün var olduğunu öğrenmiş oldu. Aelor'un öğrendiği bu büyü, öylesine gizli bir büyüydü ki sadece özel ve seçilmiş korucular bu büyüleri kullanabiliyordu. Bu büyüyü kullanabilmek için kişinin aklının çok keskin olması gerekiyormuş. Bu kadim arcana sanatını, büyüyü kavrama konusunda oldukça yetenekli olmasına karşın büyü kullanmakta yetersiz ve niteliksiz kullanıcıların kullanma şansı olan bir ön koşulun varlığı, bu kitabın sayfalarının arasında yatıyormuş. Çünkü bu tarzda kişiler, büyüleri olduğu gibi kavrayamazlar, büyü konseptini ziyadesiyle iyi anlasalar da, konseptin kendisi ile bütünleşemezler. Fark etmeseler de hep büyüyü sorgularlar, öğrendikleri ya da anladıkları büyülerin hep bir zayıf yanı olduğunu düşünürler. Dolayısıyla, bu konspet, onları bilinçsel olarak bu büyüleri kullanmaktan uzaklaştırır olduğunu öğrendi.

"Soulknife" Ruhsal Bıçak Bölüm 1:
ᕵSᓰᓍᘉᓰᑢ ᕵᓍᘺᘿᖇ Sᖶᗩᖇᖶᓰᘉᘜ ᗩᖶ ᖇᕲ ᒪᘿᘿ, ᖻᓍᑘ ᕼᗩᖇᗷᓍᖇ ᗩ ᘺᘿᒪᒪSᕵᖇᓰᘉᘜ ᓍᖴ ᕵSᓰᓍᘉᓰᑢ ᘿᘉᘿᖇᘜᖻ ᘺᓰᖶᕼᓰᘉ ᖻᓍᑘᖇSᘿᒪᖴ. ᖶᕼᓰS ᘿᘉᘿᖇᘜᖻ ᓰS ᖇᘿᕵᖇᘿSᘿᘉᖶᘿᕲ ᗷᖻ ᖻᓍᑘᖇ ᕵSᓰᓍᘉᓰᑢ ᘿᘉᘿᖇ, ᘺᕼᓰᑢᕼ ᗩᖇᘿ ᘿᗩᑢᕼ ᗩ ᕲ6. ᖻᓍᑘ ᕼᗩᐺᘿ ᗩ ᘉᑘᘻᗷᘿᖇ ᓍᖴ ᖶᕼᘿSᘿ ᕲᓰᑢᘿ ᘿᕴᑘᗩᒪ ᖶᓍ ᖶᘺᓰᑢᘿ ᖻᓍᑘᖇ ᕵᖇᓍᖴᓰᑢᓰᘿᘉᘉᑘᘻᗷᖇ ᓍᖴ ᖶᕼᘿ ᕲᓰᑢᘿ ᘿᕴᑘᗩᒪ ᖶᓍ ᖶᘺᓰᑢᘿ ᖻᓍᑘᖇ ᕵᖇᓍᖴᓰᑢᓰᘿᘉᑢᖻ ᗷᓍᘉᑘS, ᗩᘉᕲ ᖶᕼᘿᖻ ᖴᑘᘿᒪ ᐺᗩᖇᓰᓍᑘS ᕵSᓰᓍᘉᓰᑢ ᕵᓍᘺᘿᖇS ᖻᓍᑘ ᕼᗩᐺᘿ, ᘺᕼᓰᑢᕼ ᗩᖇᘿ ᕲᘿᖶᗩᓰᒪᘿᕲ ᗷᘿᒪᓍ

Kitabın giriş kısmını okuduktan sonra, kitapta sanki kendisinden bahsediliyormuş gibi hissetti. Aelor, sanki bu kitap kendisi için yazılmış, bu kitap Aelor'un kendisini tarif ediyormuş gibi hissediyordu, fakat giriş kısmından sonra gelen kısımları okuyamıyordu. Kitabın devamı, bilmediği ve anlamlandıramadığı bir dilde yazılmıştı gibi gözüküyordu fakat öyle olmadığının düşüncesi, Aelor'un kafasında yatan baskın düşünceydi. Biraz daha çabalasa, bu kitabın devamını okuyabileceğinden neredeyse emindi. Kitabın kapağını hafifçe kapattı ve kimseye göstermeden kitapla birlikte kütüphaneden çıktı.

Gün geçtikçe farklı kitaplar okuyor çalışmaya devam ediyordu, akşam olduğunda ise bu kitaba odaklanıyor, kitabı okumaya ve anlamlandırmaya çalışıyordu. Birkaç ay sonunda, 1-2 kelime okuyabilmeyi başarmıştı. İlk kelimelerini okuduktan sonra Aelor, inanılmaz bir sevinçle dolmuştu. Kitabı okumasının ardında Aelor'u, kendisini her şeyden soyutlayarak, yıllarını sadece bu kitabı okumaya adamak yatıyordu.

Yaklaşık 100 yılın sonunda kitabı tamamen okuyabilmeyi başarmıştı. Kitabın içeriğini anlamaya ve tamamen kavramaya başlıyordu, kitapta yazan büyüler sadece giriş seviyesindeydi fakat büyülerin zaafları yoktu, adeta mükemmel büyüler gibi gözüküyorlardı. Saldırı paternleri için, telepati için ve insanları etkileyerek, onlara bir şeyler yaptırmakla birlikte yaptıkları işe daha da odaklanıp daha iyi bir verimlilikle yapabilmelerini sağlayan büyüler vardı. Aelor, bu büyülerin hepsini anlıyordu fakat ne yazık ki büyüleri kullanamıyordu. Kitaptaki direktiflere, bu büyüleri ve bu büyülerin ana fikirlerini anladıktan sonra, onları zamanla kullanabilmeye başlayacağı yazıyordu. Aynı zamanda bu kitabın sadece ilk kitap olduğunu öğrenmişti, kitabı yazan kişi ismini kitapta belirtmemişti fakat zamanında "Escar Ormanlarında" yaşadığını ve kalan kitapları "Escar Ormanları'nda" bir yerlere bıraktığını söylemişti. Ayriyetten, bu kitabı okuyan kişiden kalan kitapları aramasını ve bu büyüde ustalaşmasını kitapta istiyordu. Okuyan kişi için, bu gizli büyüde ne kadar ustalaşırsa, kalan kitapları bulması da o kadar kolaylaşacaktı.

Aelor, yarım yamalak aldığı korucu eğitimini tamamlamak için eğitim yerine geri döndü ve eskiden tanıdığı bazı arkadaşlarıyla, çoktan iyi korucular olmuş biçimde karşılaşmıştı. Arkadaşlarında, kendisini eğitmesi için ricada bulundu. Başta arkadaşları, bu düşünceyi benimsemelerde, Aelor'un istekli hali, onların fikirlerini etkiledi ve Aelor'u eğitmeye karar verdiler, fakat büyü kullanamadığı için Aelor'u bir korucu gibi eğitemediler. Aelor'u daha çok; yakın dövüş, saklanma, kılıç ve bıçak kullanma gibi temel şeylerde eğitip pekiştirdiler ve aklını çok iyi kullandığını bildikleri için daha çok insanlar tarzı kirli dövüşmesi gerektiğini, eksiklerini kirli dövüşerek kapatması gerektiğini söylediler

Eğitimini tamamladıktan sonra aelor escar ormanlarına gitmenin yollarını araştırmaya başladı tek başına gitmek çok tehlikeliydi babasından yardım alma düşüncesinden de nefret ediyordu büyü kullanamadığı için ne derse desin onu dinlemiyorlardı bile araştırmaya devam ederken bulduğu yollardan bir tanesi imparatorluğun konvoyuna katılmaktı fakat bunu yaparsa da imparatorluğun propagandasına ortak olmuş olacaktı bu fikir hoşuna gitmedi sonrasında imparatorluğun escar ormanlarına girecek olan maceracılara sağladığı faydaları öğrendi ve bu propagandayı manipüle ederek nasıl kendi faydasına kullanabileceğinin yollarını aramaya başladı kendisi bir elf asili olduğu için konvoyla gitmesi çok dikkat çekerdi kendini normal bir maceracı gibi göstermesi lazımdı fakat bunu yapmanı yolunu bilmiyordu bunu öğrenmek için ise para lazımdı biriktirdiği para bunu yapmaya yetmezdi babasından isteyebilirdi fakat ona minnet etmek istemiyordu bu yüzden malikaneye gidip bazı para eden değerli şeyleri çaldı (altından yapılmış kadehler şamdanlar pahalı içkiler) daha önceden böyle bir şey yapmadığı için kimse ondan kolay kolay şüphelenmezdi çaldığı şeyleri götürüp fiyatının biraz daha altına hemen sattı ve kütüphaneye gidip kılık değiştirmek ile ilgili kitaplar okumaya başladı gerekli olan malzemeleri aldı ve sürekli deneme yaparak temel olarak nasıl yapacağını kavradı fakat ona sahte bir kimlik de lazımdı ve bunun profesyonelce yapılmış olması gerekiyordu korucu arkadaşlarının tanıdığı tekinsiz bazı adamlar vardı onlarla iletişime geçti sahte bir kimlik yapmalarını ve imparatorluk konvoyuna alve dorei'den gidecek olan maceracılar ile birlikte onun da ismini yazmalarını istedi kılık değiştirmesini biliyordu ama bunda o kadar da iyi değildi bu yüzden bu konuda bir kaç fikir danıştı karşısında ki adam bunları yapabileceğini fakat ucuz olmayacağını söyledi aelor malikaneden çaldığı şeylerle epey bir para kazanmıştı ve hepsini bu adama verdi adam aelorun daha kolay bir şekilde kılık değiştirmesi ve daha çok bir maceracıya benzemesi inandırıcı olması için saçlarını kazıtmasını ve yüzüne yara izleri yapması gerektiğini söyledi geçici yaralar tabii ve aelor bunu da kabul etti kılık değiştirmek için her şeyi yaptı ve aynaya baktığında artık bambaşka birisine benziyordu yüzünde yara izleri vardı saçı yoktu ve alnında genel olarak korucuların yaptırdığı bir korucu dövmesi vardı adam ona 2 gün sonra alve doreiden imparatorluk konvoyuna giden bir konvoyun kalkacağını kimliğin de o zamana kadar hazır olacağını gelip alması gerektiğini söyledi aelor beklemeye başladı ve aklına bir fikir geldi madem buradan gidecekti ve escar ormanlarına girecekti onu bu zamana kadar önemsemeyen ailesinden hakkı olanı alması gerekiyordu yola çıkacağı günü bağlayan gece malikanede yine hırsızlık yapıyordu mutfaktan altın olan her şeyi çalmıştı tam ayrılacakken aşçının genç çırağı aeloru gördü ve aelorun yeni haliyle onu tanıyamadığı için bağırmaya çalıştı aelor ani bir panikle elini aşçı çırağının ağzına götürdü ve şş ben aelor moonwhisper kendine gel dedi fakat aşçının çırağı buna inanmadı ve aelorun elini ısırıp tekrar bağırmaya çalıştı aelor panikledi ve kenarda duran mutfak bıçağına gözü ilişti ne olduysa ondan sonra oldu aelor bıçağı alıp bir anlık tedirginlik ve yaptığı tüm planların mahvolacağının endişesi ile aşçı çırağının kalbine bıçağı sapladı o an aelor sanki dünya üzerinde varolan tüm duyguları hissetmiş gibiydi endişe üzünç acı sevinç pişmanlık rahatlama tedirginlik korku kan kokusu yavaşça burnuna geldi ve o an da sanki hiç bir duyguyu hissetmiyormuş gibi oldu ve hiç bir şey hissetmiyordu sadece donuk bir şekilde baktı ve kanı durdurup etrafı temizlemeye çalıştı biraz başarabildi aldığı şeyleri de orada bırakıp gitti hiç bir şey hissetmiyordu sanki duyguları ölmüş gibiydi kimliği alması gerekiyordu bu yüzden oraya gitti adam kimliği ve yolculukta kullanması için biraz eşya ayarlamıştı bunları aelora verdi ve ona kalkacak olan at arabasının yerini söyledi ve aelor at arabasına doğru yol aldı arabaya binmeden aeloru kontrol ettiler ve bir sıkıntı görmeden onu arabaya aldılar aelor escar ormanlarına doğru giden konvoya katılacak ve uzun sürecek olan bu yolculukta yaptıklarını tekrar tekrar düşünmek zorunda kalacaktı.

Anlar:
- En büyük keder anı: Küçüklüğünden beriAilesinin onu hiç bir zaman umursamayacak olmalarını düşünmesi.
- En büyük suçluluk anı: Sebepsiz yere birini öldürmesi
- En büyük kahramanlık anı
- En büyük korku anı
- En büyük sevinç anı: Kadim korucu büyülerini içeren kitabı bulması ve bunu öğrenebilmesi
- En büyük şevhet anı
- En büyük başarısızlık anı
- En büyük utanç anı
- En büyük kefaret anı

QN:
İmparatorluktan çok haz etmiyor fakat yararlı olduğunu düşündüğü yerler var
Alve dorei ile bir sıkıntısı yok alve doreiyi seviyor fakat ailesi ile sıkıntıları var