Notes

Zarf fiil,

- Fiillere getirilen " Kenyalı asiye maden dağında ince ip arakladıkça... " cümesi zar fiilin eklerini gösterir.

Cümleler:

1) Çocuk düşe kalka büyür. (düş-e, kalk-a)
2) Kedi diyerek geçme, çizer. (diyerek)
3) Parmak acımadan gül koklanmıyor. (acımadan)
4) Gülerek sorularını soruyordu. (gülerek)
5) Kuşlara özenerek uçmak istiyordu. (özenerek)
6) Konuyu iyi anlayıp soru çözmelisin. (anlayıp)
7) Aklına geleni düşünmeden söyledi. (düşünmeden)
8) Eve girer girmez mutfağa koştu. (girer, girmez)
9) Futbol topunu görünce sevindi. (görünce)
10) Sen ders çalıştıkça başarılı olacaksın. (çalıştıkça)
11) Yanıma gelip benimle konuştu. (gelip)
12) Borçlarını ödeyince yeni bir esvabı oldu. (ödeyince)
13) Merdivenlerden koşarak indi. (koşarak)
14) Nefes alıp bahçelerde dolaşmak güzeldi. (alıp)
15) Masaya giderek arkadaşlarıyla sohbet etmeye başladı. (giderek)
16) Giderken hiçbir iz bırakmamıştı. (giderken)
17) Kimseye çaktırmadan kantine gitti. (çaktırmadan)
18) Dans ettikçe herkes ona bakmak için geliyordu. (ettikçe)
19) Yanıma geldiğinde üzeri batmıştı. (geldiğinde)
20) El elin eşeğini türkü çağırarak arar. (çağırarak)
21) Yürürken taşa takılıp düştüm. (yürürken, takılıp)
22) Sınavda konuşunca ceza aldı. (konuşunca)
23) Dallarda çiçek açmadan bahar gelmez. (açmadan)
24) Gelince onu sorguya çekecektim. (gelince)
25) Giderken söyledikleri onu ağlatmıştı. (giderken)
26) Yaşadıklarını hiç çekinmeden anlatıyordu. (çekinmeden)
27) Konuşmalarını çok düşünerek hazırlamıştı. (düşünerek)
28) İşi erken bitirmek için ölesiye çalıştı. (ölesiye)
29) Buraya taşınalı çok değişti. (taşınalı)
30) Başını alıp gitmek istiyordu. (alıp)
31) Bütün gün çalışıp yoruluyordu. (çalışıp)
32) Dereden geçerken at değiştirilmez. (geçerken)
33) Güle oynaya evine gitti. (gül-e, oynay-a)
34) Okula yürüyerek gidiyordu. (yürüyerek)
35) Dostunu överken odaya girmişti. (överken)
36) Koşarak yanımıza geliyordu. (koşarak)
37) Ne olduğunu anlayıp farkına varmıştım. (anlayıp)
38) Sen gideli tanıdık hiç kimse gelmedi. (gideli)
39) Evde cüzdanımı unutup dışarı çıkmaya hazırlanıyordum. (unutup)
40) Kimseye görünmeden gitmişti. (görünmeden)
41) Çocuklar çantalarını alıp okula gitmek için çıkmışlardı. (alıp)
42) Gidip de gelememek var. (gidip)
43) Gelip görememek vardı. (gelip)
44) Çırpınıp duran karıncayı görünce ona yardım ettim. (çırpınıp)
45) Arkadaşımın yanına giderken ona doğru koşan kardeşini gördüm. (giderken)
46) Bağıra bağıra bir şeyler anlatıyordu. (bağır-a, bağır-a)
47) Onu görür görmez tanıdım. (görür, görmez)
48) Eğilip su içerken bana doğru koştuğunu gördüm. (eğilip, içerken)
49) Geldiğinde ağlayarak bana sarıldı. (geldiğinde, ağlayarak)
50) Bir şey söylemeden çıkıp gitti. (söylemeden, çıkıp)