NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

Sabahın seher vaktiydi. Yaşar; sırtında derin
ağrılar, canı candan bezdiren zonklamalar ile
uyandı. Bugün de alkolsüz sarhoş gezecek, bugün
de yalnızlığına yalnızlık katacaktı, gittiği
tenhadaki top oynayan in ve cin bile onu
görmüyordu. Ah anası, ah babası, ah gardaşı, ah
bacısı... Nerede idi hepsi? Dost değil aile bile
yoktu. Ne edecekti şu yataktan kalkarak? Sanki
kendisine bir faydası olacaktı. Bütün bu nefret ve
çaresizlik. Şu kahbe umuda özlem. Allah ile
karşılıklı birbirini unutmuşlardı. Yaşar Allah’ı
kendisine bir karşıt görürdü. Aramayıp sormayan
bir dost görürdü. Neyse, dedi Yaşar. Her sabah bu
düşüncelerle boğuşurdu zaten; yazar olmak
isteyen, çaresizliği yazmak isteyen Yaşardı.
Velakin artık istemiyordu, kendisi kitabıydı, o da
çaresiz bir yazardı. Kendi kitabına ağlayan
Balzac’a “Roman senin değil mi değiştiriver.”
diyen adama, “Ben romanın kaderini
değiştiremem.” demiş Balzac; işte Yaşar da böyle
kendi kaderini değiştiremezdi. Ve nihayet Yaşar
yataktan doğruldu, gözü kızarmıştı velakin yaş
yoktu. Tükenmişti gözyaşları. Yaşar her sabah
giydiği kıyafetini giydi. Bunlar ve pijaması
dışında başka kıyafeti yoktu. Zaten kendine dahi
değer vermeyen bu adam hangi maksat ile
giyecekti? Dışarı çıkmaya hazırdı. Saat 5.30...
Yaşar, kahvenin yolunu tuttu. Yoldaki taşlara
vurarak yürüyordu. Kafasında yasaklı düşünceler,
Özel(İsmet Özel) mesela. Bu uzun yürüyüş
esnasında Yaşar kafasında dizeler kurdu: Dayak
yemişim/ Dövülmüşüm, bir de üstüne
sövülmüşüm/ Sığınmışım olmayana/ Başım dik
dalmışım denizin maviliğe/ Dövülmüşüm,
düşmüşüm/ Vücudum dik bakmışım göğün maviliğine/ Dövülmüşüm, dönmüşüm/ Ağlayarak
bakmışım betonarmeye/ Güneşim doğsa da eritse
şu betonları/ Doğsa da ama. Aklında kurduğu ve
tek şahidinin kendisi olduğu bu dizeler
yaşanmışlıklarını anımsattı hırpalanmış adama.
Yaşar, o gün karar verdi: Nefretini, insanlara
nefretini yazarak vuracaktı. Çok parası vardı
Yaşar’ın. O para ile tenha bir yere yerleşti ve
okumaya başladı. Ama okudukça kendinden
nefret etti. Her aynaya baktığında nefreti sel oldu,
içinden
taştı. İçkiye ve sigaraya verdi kendini. Oldu olası
her günü o günün lekesine bulandı, katlandı
huzursuzluğuna. Neyse, dedi Yaşar; yoluna
devam etti. Uzun yürüyüşün sonunda kahveye
vardı.
-Halilim bana bir çay!
-Tamam Yaşar
Halil elinde çay ile Yaşar’ın yanına gelir, oturur
ve muhabbete başlar.
-Nasılsın Yaşar?
-Her zamanki gibi be Halil, içim kanıyor.
-Yaşar sen bi’iş bulsana kendine. Başka türlü
geçmez bu hayat.
-Hangi iş alır beni be Halil? Bazen şeytan diyor
ki: Çık uçuruma at kendini, bitsin bu hayat.
Ama şeytan diyor işte.
-Ağzından yel alsın be Yaşar. Olur mu hiç öyle iş?
-Kimsem yok ki yaşasam ne değişecek? Sabah
aylak aylak geziyorum, akşamına içiyorum.
Şu geçici dünyada kederden başka bir şey
görmedim. Ölünce 3 gün değil, 3 dakika ağlayan
çıksın; ona dahi razıyım. -Biz varız be Yaşar, lütfen, duymamış olayım.
-Sizler sadece takiyye yaparsınız.
-Halilim bana bir çay!
-Tamam Yaşar
Halil elinde çay ile Yaşar’ın yanına gelir, oturur
ve muhabbete başlar.
-Nasılsın Yaşar?
-Her zamanki gibi be Halil, içim kanıyor.
-Yaşar sen bi’iş bulsana kendine. Başka türlü
geçmez bu hayat.
-Hangi iş alır beni be Halil? Bazen şeytan diyor
ki: Çık uçuruma at kendini, bitsin bu hayat.
Ama şeytan diyor işte.
-Ağzından yel alsın be Yaşar. Olur mu hiç öyle iş?
-Kimsem yok ki yaşasam ne değişecek? Sabah
aylak aylak geziyorum, akşamına içiyorum.
Şu geçici dünyada kederden başka bir şey
görmedim. Ölünce 3 gün değil, 3 dakika ağlayan
çıksın; ona dahi razıyım.
-Biz varız be Yaşar, lütfen, duymamış olayım.
-Sizler sadece takiyye yaparsınız.
Yaşar tüm çayı tek dikişte içer, paltosunu alır,
düğmelerini ilikler.
-Ha’di bana müsade.
-Müsade senindir Yaşar ama lütfen daha demin
dediklerini duymamış olayım, sen iyi
değilsin.
-Değilim zaten.
Yaşar kapıya doğru yürür, kapıyı açar ve
kahveden çıkar. Yaşar yürümeye devam eder.
Kafası
bu sefer tamamen boştur. Bu yüzden düşünmeye
başlar. Ve aklına yazar olmaya karar verdiği
an gelir ve sonrası. Yaşar o kararın ardından
kendini okumaya vermişti. Boş bir adam olan Yaşar’ın kafasında o günden sonra Özeller,
Gideler, Pamuklar, Aliler, Kemaller ve daha
niceleri vardı. Yaşar bu isimleri düşünerek
yürüyüşüne devam etti. Roman yazmak isteyen
Yaşar kendi yaşamının yazarı olmuştu. Ve Yaşar
öyküyü yönetemiyordu. Yaşar yürüyüşüne
devam etti ve içki satan bir yere uğradı.
-Nasılsın Mehmet.
-İyidir Yaşar, seni sormalı?
-Yaşama kavgası, her zamanki.
-Sen yaşamadın ki Yaşar.
-Keşke doğmadan ölseydim.
-Neyse, her zamanki mi?
-Evet, her zamanki; deftere yazarsın, parasını
almayı unutmuşum.
-Sorun yok, seni tanıyorum zaten.
-Görüşürüz Mehmet.
-Görüşürüz Yaşar, görüşürüz.
Yaşar sokakta elinde şarap şişesi ile yürümeye
başladı. Biraz içtikten sonra şişesini paltosuna
attı. Uzaktaki bir yere kadar tefekkürsüz yürüdü.
Ve paltosuna attığı şarabı çıkardı. İçmeye
başladı, tefekkür gücü yerine geldi. Ve dize
yazmaya başladı: Yaşar be Yaşar niye doğdun/
Seni doğuran utandı be Yaşar/ Seni doğuranın
umudu kırıldı be Yaşar/ Doğduğun gün
ölseydin be Yaşar. Bu şiir Yaşar için belki de
kendi intiharıydı. Yaşar şişeyi tüm gücüyle yere
attı. Ve markete doğru yol aldı. Hiçbir şey
düşünmeden sadece kibrit aldı. Ardından
benzinciye uğradı oradan da benzin aldı. Evine
doğru yol aldı. Artık tek düşüncesi ailesinden
kalma şu evi yakmaktı. Ve artık ona hiçbir güç
mani olamazdı. Yaşar hemen eve girdi, evin
her yanına benzin döktü, en çok da kütüphanesine.
Ve tüm evi bir kibrit ile ateşe verdi; koca
bir ev, bir kibrite bedeldi. Ardından evinin
bahçesine gitti. 10 saniyelik bir tefekkürün ardından da bahçesinden bir yeri kazdı, oradan
bulduğu babasından kalma beylik silahı aldı.
Ardından paltosundan bir kağıt ve bir kalem
çıkardı ve oraya şu notu yazdı: Romanımı
bitirdim, şu fani dünyada bir an bile beklemeye
lüzum görmüyorum. Ardından Yaşar
tereddütsüz ve tefekkürsüz tetiği hemen kendine
sıktı. Ve bitti. Yaşar’ın bu tiyatrodaki yeri
kapandı. Yaşar’ın olmayan hayatından son gün de
böyle kapandı.
“25/2/2023 11.49 Yaratan kimseyi böyle bir
yalnızlıkla sınamasın.”
Kemal ayağa kalktı ve doğruldu. Nihayet
hikayesini bitirmişti. Mutfağa gitti ve kendine bir
Türk kahvesi yapmaya başladı. Yaptı. 10 dakikada
yavaş yavaş, düşüne düşüne içti. Ve yazı
odasına geri girdi. Orada karısını hikayesini
inceler iken buldu.
-Çok karanlık, Yaşar’ı biraz daha betimleseydin
okuyan kişi hayatına son verirdi.
-O karanlık betimlemeyi zihnimde ben yaptım.
-Neden yazmadın?
-Hikayeyi ben yazmadım ki.
-Kim yazdı o zaman?
-Yaşar yazdı, ben sadece kağıda döktüm.
-Söyle o zaman, Yaşar’ın cesedine ne oldu?
-Evin yangını büyüdü, Yaşar da o yangında yandı.
-Yazık olmuş Yaşar’a.
-Yaşar bendim.
-Sen iyi değilsin.
-Izdırap çekiyorum, kimseye güvenmiyorum.
Neyse, beni bana bırak, haydi iyi geceler..
Benim biraz uyumam lazım.
Karısı bir şey söylemeye teşebbüs etti ama Kemal
gitmişti. Kemal yorucu geçen günün
ardından yatağına kendini rahatça bıraktı. Yaşar bir an dahi aklına gelmedi. Kemal sabahın
seher vaktinde yatağından kalktı. Karısını
uyandırmadan, dolabının kapağını açtı, ardından
da
üzerini giyindi. Yaşar’ın giydiklerini giymişti fark
etmeden. Kemal önce mutfağa gitti,
kendine bir çay yaptı ve çayı bardağa koyup yazı
odasının yolunu tuttu. Kitaplar ile dolu bir
odaydı, bir de masası vardı. Yeni öyküsünü
düşünmeye çalışsa da aklı sürekli Yaşardaydı.
Belirsiz bitmiş bir hikayenin belirsiz adamının
ızdırabını yaşıyordu. Yaşar onun hayatından
parçalar içeren bir karakterdi. Yaşar da o da bir iki
kişi hariç dostsuzdu, ikisi de yazma hevesi
uğruna hayatlarını mahvetmişlerdi. Kemal bir ah
çekti ve yazı masasından kalktı. Ardından
masanın çevresini turlamaya başladı. O an
düşünceyi o da bırakmıştı. Kemal masasına
oturdu, bilgisayarını açtı ve gelen mesajlara baktı.
Tek bir mesaj vardı, o da hikayelerini
yayınlayan gazeteden:
Sevgili Kemal Bey,
Yazınız elimize ulaştı, her zamanki gibi heyecanla
okuduk. Maalesef bu sefer bizi çok
şaşırttınız. Sizden her zamanki gibi derin bir
hikayesi olan bir karakter bekler iken siz
hikayesi sadece sizde saklı, belirsizlik ile başlayan
ve neyi neden yaptığı okuyucudan gizli
tutulan bir karakter olmuş. Çok güzel bir
karakteri heba etmişsiniz. Umarım Yaşar
karakterini yayınlanabilir bir hikayede görürüz.
Kemal metni okurken elinde çevirdiği kalemi
birden yere fırlattı. İnsanlar hep bunları nasıl
yazdığımı sorarlardı, ben de bana yazma ilhamı
veren yaşanmışlıkları yazdım, aldığım tepki bu
diye; bağırdı. Tez bir sigara yaktı ve son
cümlelerden birini düşünmeye başladı: Romanımı bitirdim, şu fani dünyada bir an bile beklemeye
lüzum görmüyorum. Kafasında bu cümle
dolanıp durdu. Kafasını masaya vurmaya başladı,
vurdukça vurdu. Karısı hışımla ve panikle
odaya daldı.
-Kemal! Ke... İyi misin?
-İyi değilim.
-Neden?
-Yaşar’ı düşünüyorum.
-O sadece senin yazdığın bir karakter, diğerleri
gibi. Üstelik bu kaliteli de değil.
-Onu öldürdüm.
-Onu yaratan da sensin.
-O beni yarattı, onda yaşadığım olaylar var.
-Kendine gel, kendine!
Kemal karısını ittirdi. Ve karısının arkasından
dediklerini duymadan hemen odasına geçti.
Ardından da kapıyı kilitledi. Karısı da kapıyı
vurmaya başladı.
-Kemal aç kapıyı, sen iyi değilsin.
-İyi değilim Ayşe, hiçbir zaman olmadım da. 20
yaşıma kadar hep intiharı düşündüm, 20
yaşıma kadar intiharı düşündüm ama ne zaman 20
yaşımı geçtim ve senin ile tanıştım işte o
zaman bana yaşama umudu doğdu. Şu an ise
kırkıma merdiven dayadım. Ve az çok tutunacak
şeylere eriştim. Ama şimdi bakıyorum ve hiçbir
şey göremiyorum. Yaşar karakteri bana bunu
hatırlattı. Birileri beni bu yaşa erdirme lütfunu
bana bahşetti, şu canımı bağışladı amma
velakin şu an o bağışı Yaşar benden aldı. Kusura
bakma Ayşe. Şu an elimde bulunan baba
yadigarı silah ile Yaşar’a ulaşmam lazım. Çok
üzgünüm, bir seni sevdim.
Kemal, o an silahı sıktı. Güçlü bir patlama sesi,
ardından her şey bitti. Kemal’in bu tiyatrodaki rolü kapandı.Sıkmadan önceki son
sözü ise “Her yazarın hayali, romanını gerçeğe
dökmektir.” oldu. Karısı kederli bir çığlık attı.
Cafer dolabının derinliğinde yazdığı bu eski
öyküyü buldu. Ve sadece eskiyi yad ederek
tebessüm etti, hani uzun ağlamalardan sonra
tebessüm olur ya, öyle bir tebessüm işte.
     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.