Notes

Selam Ben Sibel. Düştüğüm korkunç tuzağı sizlerle paylaşmak istiyorum. Belki benim yaptığım hataya sizde düşmezsiniz. Erol ile Evlerimiz birbirine yakındı ve Erol kardeşim gibi diyebilirim. ama bana karşı bir duygusu varmı ya da beni nasıl bir gözle görüyor bilmiyorum. , Erol askere gittiğinde, ben 17 yaşındaydım. Aradan bir yıl geçmişti o bir yılda ben çok değişmiştim. Bakımıma giyiyimime dikkat etmeye başlamıştım. Tabi büyüyüncede o çocuksu görüntü gitmiş yerini güzel bir genç kıza bırakmıştı. Erol ile bir gün karşılaştık. Benim hakkımda bir şeyler hissettiği ve benden hoşlandığı o kadar belliydi ki anlamak imkansızdı . Ama ben ona karşı hiçbir şey hissetmiyordum.



için bir gün telefonum bakıma gitti ve bakımda bıraktım, çay bahçesinin yanından geçerken onları arkadaşıyla çay bahçesinde otururken gördüm. "Nerelisin?" dedi. Ben şimdi eve gidiyorum Erol, kardeşim, bugün işlerimi yapayım." Ona bunu uygun bir dille söylemesini söyledim. "HAYIR." Yanından geçerken Erol arkadaşına el salladı, arkadaşı şöyle dedi: "Çok önemli bir işim var, aşık oldum, uzun süre bir açılış bekledim. Her şeyini döktü:" Ben de dedim ki: ' Erol sana diyorum Kardeşim, hiçbir şey hissetmiyorum. . Bana olan duygularına saygı duyuyorum ama bu senin yılın değil ama ben aşığım, bana bir şans ver, gerçekten çok iyi olacak." "Barışacağız" dedi. "Elimden geldiğince. Duygusal olarak bile bağlı olmadığınız birine şans verir misiniz?




Şimdi sana "Tamam, sana bir şans verdim" dersem, bu birkaç hafta içinde hayır demekten daha kötü olur. "Bu mümkün değil" diye hayır demem bana umut veriyor. Ya bana bir şans verseydin "Ne kadar iyi bir insan olduğumu anlıyorsun" dedi, "Erol abi sen kesinlikle iyi bir insansın ama benim sana karşı hiçbir duygum yok. Bunu sana güzelce anlattım. Yapma. artık gereksinimler." "Daha fazla sorma" dedim. İstifa talebi devam etti. Beni yolda görünce engelledi ve arkadaşları aracılığıyla bana mesaj attı. Numaralarından birini engellediğimde gidip oradan aradı. Annem Erol'un bana yaptığını biliyordu ama biz babama duymamaya çalıştık çünkü baba sinirlidir, şeker atar, Eroğlu alır. Başımız belada İçeri girmesinden korktuk ve bir süre evimizi satmayı veya kiralamayı ve başka bir yere taşınmayı bile düşündük ama bu babamı şüphelendireceği için vazgeçtik. Erol beni çocukluğumda yine durdurdu, eğer durmazsam benimle dalga geçecek, dur bir dakika. sana sahip çıkmak için kendine dönme, aksine işe yaramayacağını anladım, bu işi bıraktığımı sana söylemek için yola çıktım. Şu ana kadar bu kadar talepkar olduğum için özür dilerim, dedi, bundan sonra orada burada kardeşim olacaksın.




Rahat bir nefes aldım. Tamam kardeşim, birlikte olamadığımıza çok sevindim, "Umarım benden daha iyi insanlarla tanışırsın" dedim. sen Sibel abi bana karşı en ufak bir harekette bulunmadı. Erol'dan hiçbir haber alamadım. Hatta Erol beni böyle düşündürmek için beni kendimden uzaklaştırdı. Güvenimi yeniden kazanmayı başardı. Bana kardeşi gibi baktı, eve gittiğinde Erol yanıma gelip sordu: "Sibel abi nasılsın?" Tamam, bu kasa, bir bakalım." Dedim ki, "Ne var bunda, kasayı çıkarıp bağlayın, zaten bir sürü kabloyla uğraşmak zorunda kalacaksınız." Pek değil. Benim bir bilgisayara ihtiyacım var, kardeşim. Kats'ta okuyorum." Ekmeği evde bırakan Erol'un yanına giderek, "Erol'ün bilgisayarı oturma odasında" dedi.




İçeri girdim, kimse yoktu, sordum: "Annen, erkek kardeşin yok mu?" "Bir haftalığına memleketlerine gittiler" dedi. "Şüphelenmedim" dedim. Yine Erol'a güvendim, beni kardeşi gibi gördüğüne inandım." Bilgisayarın başına oturup düğmeye bastım. Bilgisayar açılınca Erol bana şöyle dedi: "Hava çok sıcak, ister misin? Soğuk bir içecek içer misin?" Yazın ortası oldukça sıcaktı, hava sıcaklığı 40 dereceye yakındı. Dil ve damak da kuruydu. Biraz soğuk su olsa iyi olurdu. Erol'un kardeşi dedim. "Tamam getireceğim, soğuk bir şeyler soda iyi olur dedim ve bana bir bardak soda getirdi, yarım bardak aldım aynı anda bilgisayarda her şey açıldı, tıkladım. bilgisayarda bazı "programlar hemen açıldı, virüs bulunamadı, bilgisayar çok hızlı çalıştı kardeşim, bu bilgisayar çok iyi çalışıyor, donmuyor, virüs yok" dedim Erol panikledi ve iyi çalışıyor gibi dedi ama 5 yıl sonra. dakika sonra çökmeye başlıyor, tamam dedim biraz bekleyin bakalım, 10 dakika daha geçtikten sonra bilgisayar hala hızlı çalışmaya başlayınca dedim ki: "Abi, ablam Sibel dedi ki: "Şu dosyalara bak belki bir şey vardır." virüs ya da başka bir şey. " Sinirlendim ve bu bilgisayarda hiçbir şey olmadığını söyledim. Eve gitmek için kalktığımda aniden başım döndü. Gözlerim kararmaya başladı ve yine yere yığıldım, başım hâlâ dönüyordu.




"O gazozun içine ne koydun?" Sakin ol Sibelciğim dedim, her şey düzelecek. Geldiğimde yatakta yatıyordum, çıplağım, çığlık attığım için özür dilerim, bunu neden yaptın? Çok üzgünüm, sana aşık oldum. Seninle evlenmekten başka seçeneğim yoktu, seninle asla evlenmeyeceğim, seni piç. Üzerimi giydim dedim, çıktım, mahallede ellerimi yüzümü yıkadım ve eve döndüm.
Annem bende bir tuhaflık fark etti ve Sibel şöyle dedi: "Ne oldu, yüzüme mi ağladın?" "Hayır anne, sadece biraz zayıfım ve biraz çabalıyorum." Birkaç gün sonra ve şoku atlattıktan sonra Erol'un sözlerinin doğru olduğunu anladım. Bu durumda kimse benimle evlenmez. Erol'la evlenmek zorunda kaldım




Ancak tam anlamıyla bir düğün değildi. Erol'la evleneceğimi, bir süre sonra boşanacağımı söyledim. bana bak savcıya bana ne yaptığını söyle seni tutuklarlar ve yıllarca hapis yatarsın yapma bunu keşke yapmasaydım ama kimseye söyleme beni yakma işi berbat ettin. kağıt üzerinde evleneceğim ama bir süre sonra ayrılacağız, ne diyeyim' dedim. Tamam tamam." Söylediğini yapacağım, sana sorun çıkarmayacağım. Kimseye söyleme. Erol ateş etmekten, hapse girmekten çok korkuyordu. Neyse dedim, alan kişi Erol'u sevdiğimi söyledi. Biliyorsun sen Eroğlu'nu hiç sevmiyordun. Tamam dedim, sonra kızım ailesiyle birlikte istemeye geldi. Nişan ve evlilik üç ay içinde gerçekleşti. Yıllarca çalıştı ve biriktirdi. Bir yıl sonra evlendik. Aynı evde yaşıyorduk ama dışarıdan evli görünüyorduk ama evliliğimiz formaliteydi. Düğünden birkaç hafta sonra boşanmış olsaydınız, düğünden hemen sonra da boşanabilirdik ama bunun birçok şüphe uyandıracağını biliyorduk.




Evlenme ve boşanma, bu evliliğin formalite olduğunu hemen herkese hissettirdi, evliliğimiz yaklaşık bir yıl sürerken boşanma davası açmamız ailelerimizi şaşırttı. Mahkemeye boşanmak istediğimizi söyledik, mahkeme bu evliliği karşılıklı rıza olmadan boşanma yoluyla sonlandırdı. İstediğim kişiyle evlenebilirim çünkü kimseye söylemeden resmi bir düğün yapmak istiyorum. Bana ne yaptığını sorarsan, onu hiç duymadım. O benden uzak olsa bile bundan sonra kendi yoluma gideceğim.