Notes

altın günü
merhaba ben ebru, edirne'de yaşıyorum. **** son sınıfta okuyorum. okula geç başladığım ve bazı sınıfları iki kere tekrarlamak zorunda kaldığım için yaşıtlarım üniversitelere giderken ben hala **** sıralarında sürünüyordum. ayrıca, 18 yaşında olup hala okul üniforması giymek insana koyuyordu doğrusu. okulda nerdeyse herkesin ablası gibiydim. bu yüzden bazı angaryalardan kaçmak istediğimde hem arkadaşlar hem de öğretmenler sorun çıkarmadan kabul ediyorlardı.



yine böyle bir gün bayram provaları sebebiyle okulda dersimiz yoktu. ben de etkinliklere en azından bu sene katılmamak için hocamdan izin almıştım. normalde okulda kalıp arkadaşlarım izler, benim gibi kaçaklarla kaynatırdım. ama bugün annemin altın günü vardı ve evde yılda bir bulunacak bir süre yemek vardı. ben de eve gidip odamda komşular için hazırlanan menüden payıma düşenle birlikte internete girmenin hayaliyle okuldan ayrıldım. eve geldiğimde hem annemi hem de diğer ev hanımlarını tedirgin etmemek için kapıyı kendi anahtarımla açtım.



içeri girip kapıyı kapattım. salondan muhabbete çok da uygun olmayacak seviyede müzik sesi geliyordu. merakla salona doğru yürüdüm. çılgınlar gibi dans eden bir sürü ev hanımı görmenin korkusuyla kafamı kapıdan içeri uzattım ve o an bütün vücudum taş gibi oldu. nefes bile alacak halim yoktu. nerde olduğumu, biraz önce okuldan geldiğimi, her şeyi unutmuştum.



evimizin salonunda oturan 5 tane yarı çıplak kadın vardı ve annem sırayla onların memelerini emiyordu. memesinin emilmesini isteyen kadın annemi yanına çağırıyor ve hiç beklemeden annemin yarı açık ağzına sokuyordu. annemin de bu durumdan çok şikayetçi olduğu söylenemezdi. misafirler her erkeğin ilgisini çekecek kadar alımlı ve bakımlı ev kadınlarıydılar. çoğunu tanıyordum; biri alt kat komşumuz 32 yaşındaki Selma idi. Selma ablanın bakımlı olduğunu bilirdim ama bu kadar güzel vücüdu olduğunu daha önce farketmemiştim. üst kat çaprazımızda oturan İdil ve kuzeni Melis de vardı. İdil 25 yaşında yeni evli, Melis ise 29 du sanırım; ikisi de balık etliydi. diğer ikisini tanımıyordum ama yüzleri yabancı değildi.



annem herkesin memesini sıradan geçtikten sonra Ayten dedikleri 40'lı yaşlardaki kadın kalkıp annemin üstündekileri çıkarmaya başladı. o an çığlık atmışım sanırım. birden herkesi bana bakarken gördüm. annem utanarak memelerini saklıyordu; diğerleri de en az benim kadar şaşkındı. ilk kendine gelen Ayten teyze oldu; yanıma doğru geldi beni elimden tutup diğerlerinin arasına oturttu ve herkese sakin olmasını söyledi. sonrada onun da bunu bilmeye hakkı var diyip bana döndü.



- "bak Ebru kocaman kızsın artık. sana söyleyeceklerimi iyi dinle. senden saklayacak değiliz. bizler bazen bunalıyoruz. bir yandan kocamız bir yandan çocuklar... biz de hayatın gerilimini atacak bir şeyler yapmak istedik. pek mantıklı gelmiyor olabilir, başta biz de şaşkındık. ama masum bir eğlence olduğuna inan bunun. ama bunu başkalarına anlatmasan hem annen için hem bizim için iyi olur, herkes olgun ve anlayışlı karşılamaz bu durumu ."



- "ama bu nasıl iş. bu yaptığınız yanlış değil mi?" dedim o şokla



- "neden, yanlış olsun. kocamızla, ailemizle de ilgileniyoruz. bu sadece ayda bir yaptığımız eğlence. hayatımızı hiç bir şekilde etkilemiyor.sadece daha huzurlu oluyoruz."



- "nasıl?"



- "ayda bir buluşuyoruz böyle içimizden birinin evinde. ve bir çeşit oyun oynuyoruz. mesela, ev sahibi olan misafirlerin gönlünü hoş tutmak zorunda. tabi, hepimiz arkadaşız biz de ev sahibine zorluk çıkarmıyoruz. hatta onu memnun etmek için elimizden geleni yapıyoruz. maksat herkesin eğlenip mutlu olabildiği bir şeyler yapabilmek" dedi ve öyle içten güldü ki bunu söyledikten sonra, sarılmamak için kendimi zor tuttum.



- "istersen sen de burada otur. seyredersin, eğer istersen de katılırsın" diye teklif etti sonra.



anneme döndüm. utangaçlığından kurtulmuş, kendine çok güvenen bir bakış vardı yüzünde.



- "canım kızım bu zevki, heyecanı senin de tatmanı isterim ama karar senin. istersen seyredebilirsin" dedi ve arkadaşlarına:



- "hadi devam edelim kızlar, sabredemeyeceğim daha fazla" dedi.



Melis ve İdil hemen ortada minderlerden yapılmış yatağa yatırdılar annemi ve üzerinde ne var ne yok çıkardılar. annem çırılçıplaktı artık. Melis annemin bacaklarını aralayıp tereddüt etmeden yumuldu kukusuna. İdil de annemin sol memesini emmeye başladı. annem inlemeye başlamıştı. diğer kadınlar da soyunmaya başladı. 2-3 dakika içinde odada giysili bir ben kalmıştım.



- "Meral abla burda şelale var sanki" dedi Melis.



- "kana kana içi o zaman, merak etme herkese yetecek kadar var" diye inledi annem. annemin memelerinden başını kaldıran İdil,



- "Meral abla sen de susamışsındır" dedikten sonra annemin yüzüne doğru oturdu. o da kendi pınarını annemin ağzına dayadı. şapur şupur sesleri yankılanıyordu salonda. ben öyle şaşkın şakın otururken Ayten teyze ayağa kalkıp İdil'in önüne doğru geldi ve İdil'in kafasnı tutup kendi amına doğru bastırdı.



- "sen de boş durma güzelim, şu yanardağı söndürmeye yardım et!" dedi



bir yandan da öteki teyze annemin amını yalıyan Melis'in arakasına geçmiş kalçalarını ayırmıştı. işte o an gözlerime inanamadığım şey gerçekleşti. teyze dilini dışarı doğru çıkartıp Melis'in göt deliğini yalamaya başladı. önce yavaş yavaş, sonra dondurma yalar gibi ve hızlı...



terlemiştim, kilodum sırılsıklam olmuştu; tabi ki terden değil. dayanamıyordum artık, zaten kimsenin umrunda da değildim. hemen soyunmaya başladım. bunu yaptığıma inanamıyordum. o sırada beni çıplak gören Ayten teyze hemen yanıma gelip beni koltuğa yatırdı.



- " gözlerini kapat ufaklık, birazdan uçacaksın" dedi. ve bacaklarımın ayırıp arasına öyle bir yumuldu ki bayılacaktım nerdeyse. ardından İdil abla gelip minik pembe memelerimi emmeye başladı. sızlıyordu memelerim, ilk defa böylesine emiliyorlardı.



o heyecanla Ayten teyzenin ağzına 3 kere boşaldım. o sırada annemin de zevk inlemeleri kulağıma geliyordu. ikimizin de yeterince tatmin olduğumuzu düşündüler ki, kadınların kimisi yerde kimisi koltukta bacaklarını açıp kukularını okşayarak;



- "sizin için ziyafet hazırladık hanımlar, hadi buyrun!!" demeye başladılar. Annem



- "hadi kızım, bu güzelliklere daha fazla dayanamayacağım ben" diyerek ismini bilmediğim teyzenin amına yumuldu. ben de bembeyaz tenli İdil ablanın onuna diz çöküp yalamaya başladım. ilk amcığım en taze ve tatlısı olmalıydı.



- "ben de isterim, ben de isterim" sesleriyle kendime geldim. Melis idi seslenen. mis gibi kukunun tadından sırada bekleyenleri unutmuşum. hiç bekletmeden onun amına yumulup, emmeye başladım, ama acemi olduğum için en iyi nasıl yapılır tam bilmiyordum. Ayten teyze yanıma gelip bana nerenin hassas nerenin en lezzetli olduğunu gösteriyordu. ben Melis'in önünde domalmış onu yalarken Ayten teyze bir anda sustu.



bir süre sonra göt deliğimde bir dil hissettim. o an unutulmazdı, Melis'in amının derinliklerine doğru inim inim inledim. Ayten teyze bir yandan deliğin etrafında ve üstünde diliyle daireler çiziyor, bir yandan adeta kale kapsını zorluyordu. eliyle amımla oynamaya başlayınca ben dayanamadım artık. titreyerek boşalmaya başladım, o sırada İdil de ağzıma boşalıyordu. böyle bir zevk olmaz insanın hayatında.



yorgunluktan bir kenara yığıldım. ben yardımcı olamadığım için misafirlerin ihtiyaçlarıyla ilgilenme işi anneme kalımıştı. daha sonra annemin bundan şikayet ettiğini hiç duymadım gerçi.



bir sonraki altın gününü sabırsızlıkla bekliyorum. soracak ve öğrenecek çok şeyim var.