NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

Bölüm 3

Kafamdan çıkarmaya çalışarak işime gücüme odaklanmaya devam etmek istiyordum, ertesi gün bu konuyu konuşmamıştık bile, ben zaten açacak değildim, ne diyebilirdim ki? Kadir'e karşı fikirlerim de değişiyordu artık çünkü bana göre böyle bir duruma girdikten sonra aramızdaki ilişki aynı kalamazdı. Bir kere onun benimle olan arkadaşlığını sorgulaması gerekiyordu, ben böyle bir şey istesem, ki asla söz konusu bile olamaz, ama istesem ondan ve sürüncemede kalsa olay, yanına yöresine bir daha yaklaşamazdım bile. Utancımdan yerin dibine girerdim.

Bu şekilde birkaç gün geçtikten sonra bir akşam işten eve geldim ve kapının önünde Kadir'in arabasını görünce bize geldiklerini anladım. Yine bir işler çevirdikleri barizdi çünkü eşim de evdeydi ama bana haber vermemişlerdi.

Kapıyı açıp eve girdim ve hepsi salonda oturuyordu. '' Çocuklar nerede?'' diye sordum gayri ihtiyari olarak hemen. Yüzüm asılmıştı.

'' Komşuya yolladım,'' dedi Gökçe hemen söze girerek. '' Hoşgeldin demeyecek misin''

'' Hoşgeldiniz,'' diyebildim yarım ağızla ve bir köşeye geçip oturdum. Herkesi sırayla süzüyordum, içimden de siz ne ayaksınız dercesine kendi kendime kuruluyordum tabi ki.

'' Hayatım... Sanırım neden burada olduğumuzu tahmin ediyorsun,'' dedi Gökçe, sazı almıştı yine eline. '' Kadir ve Şeyma bizden bir cevap bekliyorlardı hatırlarsan.''

Unutturmuyorsunuz ki zaten diyemediğim için susarak tepkimi gösterdim.

'' Aynı şeyleri tekrar konuşarak durumu daha da zorlaştırmanın bir anlamı yok. Ben çok düşündüm, sabahtan Şeyma yanıma geldi ve içtenlikle bir kez daha durum değerlendirmesi yaptık. Kadir'le de telefonda son şeklini verdik sayılır. Biz bir anlaşmaya vardık ama tabi bunu seninle paylaşmadan olmazdı.''

'' Zahmet oluyor size de,'' dedim laf sokarcasına. '' Siz ciddi ciddi buna tamamsınız yani? Benim Şeyma'yı hamile bırakmamı istiyorsunuz? Doğru anlıyorum değil mi? Ben ve Şeyma o işi yapacağız...''

Herkes birden gerildi yine.

'' Şimdi tabi, bunu bu şekilde cümleye dökünce kulağa hoş gelmiyor ama biz buna, Şeyma'yı anne yapabilmek olarak yaklaşıyoruz,'' dedi Kadir.

'' Lan oğlum! Siz değil ben yaklaşıyorum karına farkında değil misin?'' diye sesimi yükselttim.

'' Dostum bir sakin olur musun.. Burada en zor durumda olan benim, bana biraz yardımcı olup şu ağzından çıkanları biraz yontar mısın lütfen?''

Artık bu kadarına da pes dercesine iki elimi iki yana açıp buyur devam eder gibi bir jestte bulundum. '' Hay hay.. Ne demek efendim, tabi tabi, buyurun devam edin. Dinliyorum!''

Konuşmayı Gökçe yapacaktı belli ki, bütün sorumluluk kendisindeymiş davranıyordu, çözüm odaklı olduğunu biliyordum ama şu an işyerindeki bir sorunu çözmüyordu, hayatımızın kalanını etkileyecek, belki de deprem etkisi yapacak bir problemi cerrah hassasiyetinde tedavi etmeye çalışıyordu.

'' Kuralları ben koyacağım, ki zaten bunları Kadir ve Şeyma ile de paylaştım, şimdi herkes beni dikkatlice dinlesin,'' diye bir girizgah yaptı Gökçe kendinden emin bir biçimde.

'' Bir numaralı kural,'' diye devam etti. '' Gebe kalman için en uygun günden başlamak üzere beş kere kocamla birlikte olmana izin vereceğim Şeyma, sadece beş kere, tutar ya da tutmaz bilmiyorum ama bir daha asla ama asla bu konu açılmayacak, ve konuşulmayacak. Tartışmaya açık değil.''

Şeyma başını sallayarak onayladı, bunu daha önceden aralarında konuştukları belliydi. Bu kadar sürreal bir duruma bu kadar realist yaklaşabilmesine hayran kaldım doğrusu.

'' İki numaralı kural. Bizim çocukların bundan haberi olması söz konusu dahi olamayacağı için, bu birleşmelerin hepsi sizin dubleks evde olacak ama hepsinde biz de evde olacağız Kadir ile. Siz üst katta çocuk yapmaya çalışırken biz alt katta bekleyeceğiz. Bilemiyorum, televizyonun sesini falan açarız, yatak sesi duymak istemiyorum, ama ikimiz de hazır bulunacağız.''

Şimdi de Kadir onaylar gibi başını sallıyordu. Bir erkeğin, en yakın arkadaşları da olsa, gözünün önünde karısının başka bir erkekle nasıl birlikte olacağı detaylandırılıyordu ve adam bunu soğukkanlılıkla karşılamaya çalışıyordu. Belki de içinde fırtınalar kopuyordu. Kendimden daha yakışıklı ve fit biri karıma yan gözle baksa kıskanırdım ben halbuki.

'' Üçüncü kuralım şu. Bu işi her seferinde mümkün olan en kısa sürede yapıp bitireceksiniz ve hemen aşağıya yanımıza ineceksiniz.''

Şeyma'nın yanakları hafiften kızarmaya başlamıştı artık, ne kadar süre sikebileceğimin adı konuyordu şu an ve bunu anlayabiliyordum.

'' Dört numaralı kural. Mümkün olan en az sayıda kıyafet çıkarılacak, üstünüzdekileri çıkarmayacaksınız, sadece alt taraf çıkarılabilir.''

Şeyma'ya bakıp üstündeki kıyafetleri gözden geçirmeye başladım bunun üstüne, mümkün olan az sayıda kıyafet çıkarmak ne demekti ki? Sadece fermuarımı açıp, Şeyma'nın üstündeki krem rengi eteği mi sıyıracaktım? Külotunu çıkaracak mıydım yoksa yana mı çekecektim? Sanki bunun bir takibi mi olacaktı. İçimden artık saçmalamaya başladığımız kısma geliyoruz diye düşünüyordum. Seks nasıl yapılır el kitabı.

'' Beşinci kural. Tabi ki aranızda müstehcen konuşmalar geçemez. Geçmemeli. Sadece işi yapıp bitireceksiniz teması.''

Kuralları kendi kendime yorumluyordum. Gözlerimi bağlayıp kulaklarıma da kulaklık tak istersen Gökçe. Şeyma ile benim aramda zaten bir iletişim olmamıştı ama bütün bunları üçü mü kararlaştırdı yoksa sadece Gökçe ve Kadir mi tartıştı emin değildim, sormaya da cesaretim yoktu, böyle bir pazarlıkta yer alacak değildim, hem ne diyecektim ki? Yok ben konuşarak sevişmek istiyorum mu?

'' Altıncı kural. Arzu dolu dokunuşlar yasak. Bunu söylememe bile gerek yok tabi ki ama yine de uyarımızı yapalım. Sadece işte, elinle muhatabını düzgün tutmak için falan olabilir. Daha ileri gitmek yok.''

Muhatap mı? Kamu görevi mi bu? Yazılı teklif verip en iyi sikiciyi mi arıyordu sevgili karıcım bilmiyorum ama kurallar gitgide kulağa daha absürt geliyordu. Ellerimi ovuşturdum olduğum yerde.

'' Yedinci kural. Zevk almak asla yok, olamaz. Öpüşmek falan.. Ağızla yapılacak herşey yasak, söylememe bile gerek yok.''

Şeyma araya girmek zorunda hissetti. '' Gökçe... Yaptıkların için sana minnettarım ama sanki ben bunlardan herhangi birini istiyorum diye mi düşünüyorsun? Kendimi kötü hissettim şimdi,'' derken yüzünden düşen bin parçaydı.

Gökçe cevap vermeden devam etti.

'' Sekizinci ve son kural, beşinci günden sonra bir daha asla kimse bu konuda konuşmayacak, adını bile anmayacak. Herkes hem fikir mi?''

'' Tabi ki,'' dedi aynı anda Kadir ve Şeyma. Ben sesimi bile çıkarmadım.

Gökçe ayağa kalkıp Şeyma'ya sarıldı sıkıca, sanki büyük bir badire atlatırsın da en yakınına sarılırsın, üzüntünü ya da sevincini paylaşmak için. Kadir'le göz göze geldik bir an, bana bakıyordu, hadi biz de el sıkışalım der gibi, bakışımla resmen siktiri çektim ve başka yöne çevirdim yüzümü.

'' O zaman, bu işi uzatmanın anlamı yok. Şeyma'cım, senden haber bekliyoruz. En uygun günde sendeyiz.''

Ve böylece anlaşmış olduk. Karımın en yakın arkadaşını hamile bırakacaktım.

Bölüm 4


Artık sadece uygun günün gelmesini bekliyorduk, Şeyma ne zaman ' döllenmek' için hazırsa, o gün 'misafirliğe' gidecektik. Erkek olan bendim ve aslında bundan neden bu kadar rahatsız oluyorum diye sorgulamak manasız gelebilirdi eğer bunu başka birine anlatabilecek olsam ama bu sadece isteksiz bir seks macerası değildi ki. Ucunda baba olmak vardı. Sırtıma yükledikleri yükün ağırlığını şu an kimse düşünmüyordu.

'' Bu akşam Şeyma'lara gidiyoruz, '' dediğinde telefonda Gökçe, hazırlıksız yakalanmıştım.

Cumartesi günüydü ve telefon etmişti arkadaşı akşama gelmemiz gerektiği, ayın en müsait günü olduğu ile ilgili bilgiler verdikten sonra.

Hayatımda gittiğim en uzun yol olabilirdi arabayı normalden çok daha yavaş sürdüğüm o gün. Zaten hızlı gitsem çok hevesli mi görünürdüm onu bile bilemiyorum.

Her zamanki gibi kapıda karşıladılar bizi ama bu kez kimse neşeli değil gibiydi, sadece zoraki gülümsemeler vardı.

Salonda bir süre oturup saçma sapan konulardan konuştuk. Sonra Şeyma müsade istedi, peşinden de Gökçe onu takip etti salondan çıkarken.

Kim bilir neler konuştular o beş dakika boyunca ama biz Kadir'le göz göze bile gelmiyorduk.

Sonunda Gökçe salonun kapısından bana seslendi. '' Hayatım... Sen biraz buraya gelir misin? ''

Kurbanlık koyun gibi neden hissediyordum bilmiyorum ama söz dinleyip kalktım yerimden.

Eşimin yanından geçerken bana gülümsemeye çalıştı ama ben tepki vermedim.

Şeyma'yı takip ederek yatak odasına girdim, benden sonra da kapıyı kapattı arkamızdan. Aşağı kattan gelen televizyonun sesi yükselmişti şimdi, sanırım yukarıdan aşağıya gelecek herhangi bir sesten rahatsız olmak istemiyorlardı. Odaya hızlıca bir göz attım, iki kişilik yatak düzenli duruyordu, nevresimler belli ki yeniydi. Perdeler sıkıca kapatılmıştı doğal olarak. Yatağın baş ucunda iki komidin vardı. Şeyma komidinin üstündeki lambayı yaktı ve bana döndü. '' Işığı kapar mısın, bu ışık bize yeter.''

Hemen dediğini yaptım doğal olarak, sonra da benden bir metre kadar uzakta duran Şeyma'ya döndüm. Bir an göz göze geldik ve gözlerinden anlayabiliyordum yay gibi gerildiğini sinirlerinin, odadaki tansiyon yükseliyordu.

'' Tamam,'' diyebildim, ortamı yumuşatmam için konuşmam gerekiyordu artık. '' İşte buradayız. Şimdi ne yapmamız gerekiyor biraz konuşalım mı?''

Şeyma'nın utangaçlığı yanaklarını al al yapmaya başlamıştı. '' Yani... Sanırım gerektiği kadar kıyafetlerimizi çıkarıp, yorganın altına girmemiz gerekiyor.''

Ona bir daha bakıyordum da, bu akşam gözüme her zamankinden daha güzel geliyordu, Kadir şanslı adammış dedim içimden. Gözlerinin bu kadar can alıcı olduğunu fark etmemiştim.

'' Peki o zaman,'' dedim ve ikimiz de birbirimizin hareketlerini tekrar eder gibi kontrol ederek yatağın iki farklı yanına doğru ilerledik, ben bir ucundan o da diğer ucundan tutarak yatağın üstündeki yorganı sıyırdık. Ben sola o da sağ kısma yattı. Parfümünün can alıcı kokusunu alabiliyordum, kendim de en sevdiğim kokuyu sıkmıştım.

Tekrar bir göz teması oldu ve ikimiz de diğerinin sessizliği bozmasını beklediğinin farkındaydık.

'' Biraz... Biraz değil fazla garip oldu böyle. Hayatta aklıma gelmezdi seninle kendimi böyle bir halde bulmak.''

'' Farkındayım.. Öyle zaten,'' dedi gülümsemeye çalışarak. Elimden gelenin en iyisini yaparak belli etmemeye çalışıyordum ama gözlerim memelerine kayıyordu, göğüs uçları dikilmeye başlamıştı, bunu neredeyse görebiliyordum. '' Yine de sana minnettarım bizim için bunu kabul etmene.''

Zevkle dememek için kendimi zor tuttum. '' Öyleyse.. Pantalonumu çıkarabilir miyim şimdi?'' Kafasıyla onayladı ve kendisi de yorganın altında ellerini kullanarak soyunmaya başladı. Eteğini çıkardığını tahmin edebiliyordu, zaten çıkarınca da yatağın yanındaki komidinin üstüne koydu. Devam ettim ve sordum. '' İç çamaşırımızı da çıkarıyoruz? Boxerımı yani.''

'' Çıkarsak iyi olur sanırım,'' derken hayatımda gördüğüm en çekici utanma anına şahit oluyordum. Yorganın altında biraz daha itiş kakış oldu ve ikimiz de iç çamaşırlarımızı çıkarmış olduk. Şimdi, birbirimize yarım metre mesafede ve belden aşağımız çıplak biçimde aynı yatakta uzanıyorduk. Benim üstümde siyah tişörtüm, onun üstündeyse yeşil bluzu kalmıştı. Odaya girdiğimizden beri tansiyon yüksek olmasına rağmen, vaziyetin saçmalığından olsa gerek hala tam erekte halde değildim.

Bir süre rahatsız edici bir sessizlik oldu ve Şeyma söze girdi. '' Acaba.. Nasıl yapsak, ben sırt üstü mü uzanayım?''

Utanma sırası bana geçmişti şimdi. '' Şeyma'cım.. Şeyma.. Nasıl desem.. Yani, normalde ilişkiye girmeden önce hiç sorun yaşamam ama sanırım psikolojik olarak buna hazır olmadığımdan oluyor... Müsaade edersen... Sertleşmem gerekiyor... Elimle hallederim..''

'' Uff... Gerçekten çok utanç verici değil mi,'' diye ilk defa samimi bir biçimde gülümsedi. '' Yani.. Benim de kendime dokunmam gerekecek... Sana hazır olmam için.''

Arkama yaslanıp uzandım yatakta, birbirimize biraz daha yaklaşmıştık, göz ucuyla beni izlediğine emindim. Yorganın altında yine hareketlilik başlamıştı, elimi önüme götürüp ufaklığı kavradım. Onun da elini bacak arasına götürdüğünü biliyordum. '' Beş numaralı kuralı çiğnemesek iyi ederiz. Müstehcen konuşma yapmak yasaktı değil mi?'' diye şaka yapmaya çalıştım bütün bu hazırlık aşamasını tiye alarak. '' N'apalım, üç deyince başlayalım mı?''

Tahmin ettiğim gibi kaliteli bir espriye gülünmesi gerekiyordu ve gözlerini kapayıp elini bacak arasında hareket ettirmeden önce güldü. Böylece, o güzel gözleri kapalıyken benim onun o masum, tatlı ama aynı zamanda bana çekici gelen güzel yüzünü kolayca izleme imkanım olmuştu.

Yüzünde tam bir konsantrasyon hali vardı şimdi hala gözleri kapalıyken, daha önce deneyimlemediğim bir biçimde tutku dolu bir ifadeye büründü ağzı hafif aralanırken, göğsünün hafif hafif çıkıp indiğini görebiliyordum.

Kendisine dokunurken acaba aklından neler geçiyordu, Kadir'le ilgili geçmiş yaşantılar mı aklına geliyordu yoksa biraz sonra olacakları mı düşünüyordu. Acaba beni içine alacak kadar ıslanmışmıydı.

'' Ben hazırım,'' dediğimde sesimin bu kadar çatallı çıkmasını ummuyordum.

Gözlerini açıp bana döndü. Neredeyse fısıldayarak, '' Ben de,'' diyebildi. '' Ben uzansam iyi olacak. Sen üste geçer misin?''

'' Tamam,'' dedim ve yorganın üstümüzden açılmamasına özen göstererek yatağın onun tarafına geçmeye başladım, o da kendini ortalayıp bana yardımcı olmaya çalışıyordu, bacaklarını aralamıştı, bacak arasına geçerken ellerimi omuzlarının üstünde iki yana koyarak destek alıyordum. Yatağın tam ortasında, Şeyma'nın tam üstünde, ellerim iki yanda dururken, erkekliğim, magmanın bir karış uzağında havada asılı bekliyordu. Yüzümüz ve göğsümüz iki üç karış mesafedeydi.

Kollarımdaki ve omuzlarımdaki kasların ortaya çıkması hoşuma gitmişti. Kadir'inkinden çok daha iyi bir fiziğe sahip olduğumu biliyordum ama aynı zamanda Şeyma'nın da minyonluğunun daha iyi farkına varmıştım şimdi. Eşime göre daha küçük bir beden vardı altımda, bu da hoşuma gidiyordu.

Ona doğru bakarken, artık kazık gibi olduğumu biliyordum, biraz sonra, yorganın altının karanlığında, bedenlerimiz birleşecekti.

'' Hazır mısın?'' diye sordum nazikçe ve sessizce, ona dokunmadan, belimi yaklaştırıyordum.

'' Evet,'' dedi gözlerini bir an bile benimkilerden kaçırmayarak.

Sikimi ona doğru yaklaştırdım ve sonunda, kafası amına değdi.

Ateşini anında hissetmeye başlamıştım ucunda, kendisi ile oynamasının sayesinde hazır olduğu belliydi.

Bana yardımcı olarak kalçasını az kaydırdı ve kafası yavaşça ilerledi yarığında, ilk iki üç santim içindeydi artık. Göz temasını ikimiz de kesmediğimiz için gözbebeklerindeki büyümeyi görebiliyordum.

İki eliyle çarşafı sıkıca tutuyordu, üst dişleri ile alt dudağını ışırışını görmek hoşuma gidiyordu. İçinde ilerlemeye devam ettikçe ne kadar sıkı olduğunu hissetmek fenaydı sikimin etrafında. Hem dar ama aynı zamanda esnemesi, benim kalınlığımla esnemesi deliğinin çok uzun süreden beri unuttuğum bir şeydi.

Daha da ilerleyip sonunda sapına kadar içine girdiğimde ağzından küçük bir inleme sesi çıktı. '' Ahh... ''







Artık sadece uygun günün gelmesini bekliyorduk, Şeyma ne zaman ' döllenmek' için hazırsa, o gün 'misafirliğe' gidecektik. Erkek olan bendim ve aslında bundan neden bu kadar rahatsız oluyorum diye sorgulamak manasız gelebilirdi eğer bunu başka birine anlatabilecek olsam ama bu sadece isteksiz bir seks macerası değildi ki. Ucunda baba olmak vardı. Sırtıma yükledikleri yükün ağırlığını şu an kimse düşünmüyordu.

'' Bu akşam Şeyma'lara gidiyoruz, '' dediğinde telefonda Gökçe, hazırlıksız yakalanmıştım.

Cumartesi günüydü ve telefon etmişti arkadaşı akşama gelmemiz gerektiği, ayın en müsait günü olduğu ile ilgili bilgiler verdikten sonra.

Hayatımda gittiğim en uzun yol olabilirdi arabayı normalden çok daha yavaş sürdüğüm o gün. Zaten hızlı gitsem çok hevesli mi görünürdüm onu bile bilemiyorum.

Her zamanki gibi kapıda karşıladılar bizi ama bu kez kimse neşeli değil gibiydi, sadece zoraki gülümsemeler vardı.

Salonda bir süre oturup saçma sapan konulardan konuştuk. Sonra Şeyma müsade istedi, peşinden de Gökçe onu takip etti salondan çıkarken.

Kim bilir neler konuştular o beş dakika boyunca ama biz Kadir'le göz göze bile gelmiyorduk.

Sonunda Gökçe salonun kapısından bana seslendi. '' Hayatım... Sen biraz buraya gelir misin? ''

Kurbanlık koyun gibi neden hissediyordum bilmiyorum ama söz dinleyip kalktım yerimden.

Eşimin yanından geçerken bana gülümsemeye çalıştı ama ben tepki vermedim.

Şeyma'yı takip ederek yatak odasına girdim, benden sonra da kapıyı kapattı arkamızdan. Aşağı kattan gelen televizyonun sesi yükselmişti şimdi, sanırım yukarıdan aşağıya gelecek herhangi bir sesten rahatsız olmak istemiyorlardı. Odaya hızlıca bir göz attım, iki kişilik yatak düzenli duruyordu, nevresimler belli ki yeniydi. Perdeler sıkıca kapatılmıştı doğal olarak. Yatağın baş ucunda iki komidin vardı. Şeyma komidinin üstündeki lambayı yaktı ve bana döndü. '' Işığı kapar mısın, bu ışık bize yeter.''

Hemen dediğini yaptım doğal olarak, sonra da benden bir metre kadar uzakta duran Şeyma'ya döndüm. Bir an göz göze geldik ve gözlerinden anlayabiliyordum yay gibi gerildiğini sinirlerinin, odadaki tansiyon yükseliyordu.

'' Tamam,'' diyebildim, ortamı yumuşatmam için konuşmam gerekiyordu artık. '' İşte buradayız. Şimdi ne yapmamız gerekiyor biraz konuşalım mı?''

Şeyma'nın utangaçlığı yanaklarını al al yapmaya başlamıştı. '' Yani... Sanırım gerektiği kadar kıyafetlerimizi çıkarıp, yorganın altına girmemiz gerekiyor.''

Ona bir daha bakıyordum da, bu akşam gözüme her zamankinden daha güzel geliyordu, Kadir şanslı adammış dedim içimden. Gözlerinin bu kadar can alıcı olduğunu fark etmemiştim.

'' Peki o zaman,'' dedim ve ikimiz de birbirimizin hareketlerini tekrar eder gibi kontrol ederek yatağın iki farklı yanına doğru ilerledik, ben bir ucundan o da diğer ucundan tutarak yatağın üstündeki yorganı sıyırdık. Ben sola o da sağ kısma yattı. Parfümünün can alıcı kokusunu alabiliyordum, kendim de en sevdiğim kokuyu sıkmıştım.

Tekrar bir göz teması oldu ve ikimiz de diğerinin sessizliği bozmasını beklediğinin farkındaydık.

'' Biraz... Biraz değil fazla garip oldu böyle. Hayatta aklıma gelmezdi seninle kendimi böyle bir halde bulmak.''

'' Farkındayım.. Öyle zaten,'' dedi gülümsemeye çalışarak. Elimden gelenin en iyisini yaparak belli etmemeye çalışıyordum ama gözlerim memelerine kayıyordu, göğüs uçları dikilmeye başlamıştı, bunu neredeyse görebiliyordum. '' Yine de sana minnettarım bizim için bunu kabul etmene.''

Zevkle dememek için kendimi zor tuttum. '' Öyleyse.. Pantalonumu çıkarabilir miyim şimdi?'' Kafasıyla onayladı ve kendisi de yorganın altında ellerini kullanarak soyunmaya başladı. Eteğini çıkardığını tahmin edebiliyordu, zaten çıkarınca da yatağın yanındaki komidinin üstüne koydu. Devam ettim ve sordum. '' İç çamaşırımızı da çıkarıyoruz? Boxerımı yani.''

'' Çıkarsak iyi olur sanırım,'' derken hayatımda gördüğüm en çekici utanma anına şahit oluyordum. Yorganın altında biraz daha itiş kakış oldu ve ikimiz de iç çamaşırlarımızı çıkarmış olduk. Şimdi, birbirimize yarım metre mesafede ve belden aşağımız çıplak biçimde aynı yatakta uzanıyorduk. Benim üstümde siyah tişörtüm, onun üstündeyse yeşil bluzu kalmıştı. Odaya girdiğimizden beri tansiyon yüksek olmasına rağmen, vaziyetin saçmalığından olsa gerek hala tam erekte halde değildim.

Bir süre rahatsız edici bir sessizlik oldu ve Şeyma söze girdi. '' Acaba.. Nasıl yapsak, ben sırt üstü mü uzanayım?''

Utanma sırası bana geçmişti şimdi. '' Şeyma'cım.. Şeyma.. Nasıl desem.. Yani, normalde ilişkiye girmeden önce hiç sorun yaşamam ama sanırım psikolojik olarak buna hazır olmadığımdan oluyor... Müsaade edersen... Sertleşmem gerekiyor... Elimle hallederim..''

'' Uff... Gerçekten çok utanç verici değil mi,'' diye ilk defa samimi bir biçimde gülümsedi. '' Yani.. Benim de kendime dokunmam gerekecek... Sana hazır olmam için.''

Arkama yaslanıp uzandım yatakta, birbirimize biraz daha yaklaşmıştık, göz ucuyla beni izlediğine emindim. Yorganın altında yine hareketlilik başlamıştı, elimi önüme götürüp ufaklığı kavradım. Onun da elini bacak arasına götürdüğünü biliyordum. '' Beş numaralı kuralı çiğnemesek iyi ederiz. Müstehcen konuşma yapmak yasaktı değil mi?'' diye şaka yapmaya çalıştım bütün bu hazırlık aşamasını tiye alarak. '' N'apalım, üç deyince başlayalım mı?''

Tahmin ettiğim gibi kaliteli bir espriye gülünmesi gerekiyordu ve gözlerini kapayıp elini bacak arasında hareket ettirmeden önce güldü. Böylece, o güzel gözleri kapalıyken benim onun o masum, tatlı ama aynı zamanda bana çekici gelen güzel yüzünü kolayca izleme imkanım olmuştu.

Yüzünde tam bir konsantrasyon hali vardı şimdi hala gözleri kapalıyken, daha önce deneyimlemediğim bir biçimde tutku dolu bir ifadeye büründü ağzı hafif aralanırken, göğsünün hafif hafif çıkıp indiğini görebiliyordum.

Kendisine dokunurken acaba aklından neler geçiyordu, Kadir'le ilgili geçmiş yaşantılar mı aklına geliyordu yoksa biraz sonra olacakları mı düşünüyordu. Acaba beni içine alacak kadar ıslanmışmıydı.

'' Ben hazırım,'' dediğimde sesimin bu kadar çatallı çıkmasını ummuyordum.

Gözlerini açıp bana döndü. Neredeyse fısıldayarak, '' Ben de,'' diyebildi. '' Ben uzansam iyi olacak. Sen üste geçer misin?''

'' Tamam,'' dedim ve yorganın üstümüzden açılmamasına özen göstererek yatağın onun tarafına geçmeye başladım, o da kendini ortalayıp bana yardımcı olmaya çalışıyordu, bacaklarını aralamıştı, bacak arasına geçerken ellerimi omuzlarının üstünde iki yana koyarak destek alıyordum. Yatağın tam ortasında, Şeyma'nın tam üstünde, ellerim iki yanda dururken, erkekliğim, magmanın bir karış uzağında havada asılı bekliyordu. Yüzümüz ve göğsümüz iki üç karış mesafedeydi.

Kollarımdaki ve omuzlarımdaki kasların ortaya çıkması hoşuma gitmişti. Kadir'inkinden çok daha iyi bir fiziğe sahip olduğumu biliyordum ama aynı zamanda Şeyma'nın da minyonluğunun daha iyi farkına varmıştım şimdi. Eşime göre daha küçük bir beden vardı altımda, bu da hoşuma gidiyordu.

Ona doğru bakarken, artık kazık gibi olduğumu biliyordum, biraz sonra, yorganın altının karanlığında, bedenlerimiz birleşecekti.

'' Hazır mısın?'' diye sordum nazikçe ve sessizce, ona dokunmadan, belimi yaklaştırıyordum.

'' Evet,'' dedi gözlerini bir an bile benimkilerden kaçırmayarak.

Sikimi ona doğru yaklaştırdım ve sonunda, kafası amına değdi.

Ateşini anında hissetmeye başlamıştım ucunda, kendisi ile oynamasının sayesinde hazır olduğu belliydi.

Bana yardımcı olarak kalçasını az kaydırdı ve kafası yavaşça ilerledi yarığında, ilk iki üç santim içindeydi artık. Göz temasını ikimiz de kesmediğimiz için gözbebeklerindeki büyümeyi görebiliyordum.

İki eliyle çarşafı sıkıca tutuyordu, üst dişleri ile alt dudağını ışırışını görmek hoşuma gidiyordu. İçinde ilerlemeye devam ettikçe ne kadar sıkı olduğunu hissetmek fenaydı sikimin etrafında. Hem dar ama aynı zamanda esnemesi, benim kalınlığımla esnemesi deliğinin çok uzun süreden beri unuttuğum bir şeydi.

Daha da ilerleyip sonunda sapına kadar içine girdiğimde ağzından küçük bir inleme sesi çıktı. '' Ahh... ''

Bölüm 5

Kocasından daha kalın ve uzun olmamı beklemediğine emindim, ayrıca cinsel olarak değil de bilimsel bir deneymiş gibi yaklaşıyor olduğunu da biliyordum zihninin bir köşesinde, ama her ne düşünürse düşünsün, bugün burada işimiz bittiğinde bundan zevk alacaktı.

Bütün bunların hepsi, sertliğimin hepsini tamamen içine sokana, kafasının ucu rahim ağzına baskı yapana ve kadınlığının sınırlarını zorlayacak şekilde onu genişletene kadardı, içinde şehvet olmayan bir cinsel münasebet ihtimali ortadan kalkmıştı artık çünkü birazdan seks yapmak üzereydik. Hayatında daha önce deneyimlemediği kadar hacimli bir aleti, kocasınınkinden daha tatmin edici bir penisi içine alana kadardı bu.

Dişleri ile dudaklarını ısırmaya devam ederken ve gözlerini benimkilere odaklamışken, onu sikmeye başladım.

Kasıklarımı geriye doğru, aramızdaki mesafe biraz açılıncaya kadar geri çektim ve sonra tekrar abandım, acele etmeden, yavaşça ilerleyerek, etrafımı sarmalayan kadınlığının tadını çıkararak.

Tekrar tekrar bu hareketi yinelerken, elleri ile yatağa daha sıkı tutunmaya çalıştığının farkındaydım, karımın en iyi arkadaşını becerirken, ağırlığımı her seferinde biraz daha bedenini ezmek için üstüne baskılıyordum, sapına kadar aldığına emin olmadan kendimi geri çekmiyordum.

Her darbede ağzı yuvarlak bir şekle bürünüyordu, sessiz ohlamalar ve ahlamalar arasında, ilk başlarda sadece pasif bir biçimde beni karşılamaya çalışmıştı, bacaklarının açıklığı sabit, kalçalarını yataktan destek alarak ortalamış, ama her girişimde içine, kontrolünü kaybetmeye bir adım daha yaklaştığının farkındaydım, aklı ne kadar karşı koymaya çalışsa da fizyolojik olarak amından tam tersi tepkiler alıyordum, daha çok kayganlaşmaya başlamıştı.

İhtayıcım olan tek yanıt da buydu zaten daha beter bir cesaret kazanmak için, gitgide tempomu arttırıyordum. Ben hızlandıkça onun da beni kavrama kapasitesi artıyor, bedenlerimiz birbirine alışıyordu, hala göz göze kalmaya devam ederken, zihnini okuyabiliyordum, zevk alıyordu Şeyma.

'' Harika hissettiriyorsun,'' dedim beş numaralı kuralı çiğneyerek.

Kedi mırlaması gibi bir ses çıkararak '' Hı..hı,'' diyebildi.

Pozisyonumu korumak zorlaşmaya başlayınca ellerim yerine kollarımdan destek almaya başladım, bu ona daha da yaklaşmama sebep oldu, yüzlerimiz neredeyse birbirine değecek mesafede nefes nefese bakışıyorduk. Kalçalarımla daire çizerek her seferinde daha fazla yüzeye temas etmeye çalışıyor, bir piston gibi gir çık yapmaya devam ediyordum hız kesmeden.

'' Iııhhhh..'' şeklinde duraksamadan sesler geliyordu gırtlağının derinliklerinden, buna karşı koymaya çalışamazdı, derinlerden gelen bir zevk sarmalı kontrolü altına almıştı bedenini.

Hala onu becermeye devam ederken artık dayanamayarak önce sağ sonra sol elimle onun ellerini bulup tuttum, benimkiler onunkilerden daha büyüktü, parmaklarımızı birbirine kenetledim ve bundan destek alarak artık bütün bedenimle narin bedenini ezmeye başladım, abana abana sikiyordum onu.

Hayat arkadaşlarımızın geçmemizi istemediği sınırların bazıları çoktan aşılmıştı, tutku ve şehvetin esiri olmuştuk, göğsümde meme uçlarının sertleşmesini hissedebiliyordum artık, memeleri benimle onun arasına sıkışmıştı. Tişörtüm hala üstümde olmasına rağmen oluyordu bu.

Artık saklayacak birşey yoktu, onu istiyordum, o da bunu görüyordu. Derine, daha derine ulaşmak mümkünmüş gibi en derine vururken her seferinde, kulağına doğru sokuldum ve fısıldadım. '' Hayatımda bundan daha çok zevk alarak sevişmedim.''

Bu sözlerden sonra artık onun dayanacak takati kalmamıştı. O ana kadar aralık olan bacaklarıyla bedenimi sarmaya, kasılmaya başladı, beni alıkoyuyordu geri gidip tekrar vuruş yapmam zorlaşırken, bedeni titremeye başlamıştı.. '' Aaa..aaaahh''

Ve boşalmaya başladı. Kadınlığının derinliklerinde gerçekleşen kasılmaları aletimde hissediyordum. '' Hakan!! Hakann!!''

Benim de dayanacak gücüm kalmamıştı artık, hissettiğim yoğun duygular açığa çıkmak üzereydi, yalan konuşmuyordum, karımın en yakın arkadaşı olması belki de zihnimde hiç uyarılmamış bölgeleri uyarmıştı, olabilecek en sert, en zonklayan halimle içinde patlamak üzereydim, testislerim hiç olmadığı kadar doluydu sanki.

Son birkaç darbe ile artık ben de uzun süredir çıkarmadığım hırıltılar arasında döllerimi içine akıtmaya başladım Şeyma'nın. Sıcaklığım içine doldukça ikimiz de titreyerek birbirimizden destek alıyorduk adeta, o küçük beden altımda aslan kesilmişti şimdi sanki, tüm gücüyle ikimiz de kasıklarımızı birbirine bastırıyorduk.

Üstüne yığıldım resmen, ağırlığımla ezilmesine rağmen sesini çıkarmıyordu, elleri ile belime dolandığını sonradan fark ettim.

Yüzümü kaldırdığımda bana bakıyordu. Hiçbir şey söylemeden dudaklarımı onunkilere yaklaştırdım ve öpmeye başladım. O da karşılık verince, dilimle dudaklarını araladım ve ağzının içine girdim, onun dilini bularak ama dudaklarımı da geri çekmeden resmen yiyordum ağzını.

Sonunda iki üç küçük öpücük kondurarak öpüşmeyi kestim.

'' Hoşuna gitti mi?'' diye sordum.

'' Evet,'' derken hala utanıyor gibiydi.

Gözlerinin içine bakarak devam ettim. '' Gelebildin mi?''

Yanakları zaten kızarıktı, daha fazla utanamazdı. '' Geldiğimi iyi biliyorsun.''

'' Hayatımda girdiğim en tatlı delikti,'' diye şansımı zorladım.

'' Hakan...,'' gözlerini kaçırdı. '' Böyle şeyler söylememeliyiz.''

'' Şeyma.. Bütün kuralları çiğnedik zaten. İlk başta bu yatağa girerek zaten toplumsal kuralların ırzına geçtik. Ne velilik kaldı ne arkadaşlık,'' dedikten sonra tekrar eğildim ve onu öpmeye çalıştım, tahmin ettiğim gibi karşılık verdi öpücüklerime, hala içindeydim yavaş yavaş küçülürken.

'' Ama bunu bilmemeleri gerekiyor,'' diye fısıldadı. '' Duyarlarsa çok üzülürler.''

'' Peki,'' dedim. '' Ama söyle. Onunla kıyaslarsan ben nasılım?''

Yüzünü benden kaçırarak cevap verdi. '' Saçmalama. Buna nasıl cevap vereyim şimdi ben.''

'' Ben cevap verebiliyorum ama, seninle Gökçe'den çok daha zevkli.''

Tekrar bana döndü ve konuşmaya cesaret buldu. '' Kıyas bile kabul etmez. Kocamdan çok daha büyüksün. Ayrıca... Hayatımda hiç bu kadar güzel,'' dedi ve çok ama çok sessiz devam etti. '' Hiç bu kadar güzel düzülmemiştim.''

Egom artık tavan yapmıştı, bundan gurur duyuyordum, kim ne derse desin bunu merak etmek benim hakkımdı. '' Peki...Şimdi ne yapıyoruz,'' dedim sonunda.

'' Sen banyoya geçip üstünü başını düzlet ve aşağıya in. Ben biraz daha burada kalacağım, Gökçe'nin de kocamın da yüzüne bakacak cesaretim yok şu an Hakan.''

'' Peki tamam da, sonra ne yapacağız, bu yaşananları artık asla unutmam ben,'' derken içimde hiçbir pişmanlık duygusu hissetmiyordum.

'' O zaman.. Yarın yine denemeye ne dersin?'' derken hem gülümsüyordu, hem de bana aşkla bakıyordu.




     
 
what is notes.io
 

Notes is a web-based application for online taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000+ notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 14 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.