Notes![what is notes.io? What is notes.io?](/theme/images/whatisnotesio.png)
![]() ![]() Notes - notes.io |
Üvey annesi sırtına uzanıp sutyenin kopçasını açarken Burak dikkatle izliyordu ihtişamını, askılarını kollarından geçirerek çıkardı ve memelerin ağırlığı serbest kalınca aşağıya doğru baskı yapmaya başladı çamaşıra, ikisi de yavaşça ortaya serildi Duygu komple çekip aşağıya indirince. Sanki iki vahşi hayvan kafesinden serbest kalmıştı.
Annesinin memelerini görmek Burak'ın nefesini kesmeye yetti, bu kadar büyük olduklarını tahmin edememişti, meme uçlarının etrafındaki halka bile büyüktü çok seksi görünüyordu.
Müzik eşliğinde kıvrımlı hareketler yaparken memeleri boşlukta sallanıyor gibiydi, oğlunun büyülenmiş gibi memelerini izlemesi çok azdırıcı geliyordu Duygu'ya, elleriyle memelerini alttan kavrayıp sıktı bir süre ve sonra da ellerini belinin iki yanından aşağıya doğru kaydırıp külotunun iplerine taktı parmaklarından. Yavaşça aşağıya doğru indirmeye başladığında yeni ağda yapılmış bacak arası ortaya çıkmaya başlamıştı bile.
Külotu dizlerine doğru inerken Burak artık açıkça görebiliyordu üvey annesinin etli dudaklarını ve klitorisini, bacaklarının arasındaki şey kanlandıkça canlanıyor, donunu zorluyordu kabarmak için.
Külotu ayak bileklerine inince tamamen çıplak kalmıştı Duygu, basitçe bir hareketledi kenara doğru fırlattı ve artık tamamen müziğin ritmine kaptırmıştı kendini, etrafında bir tur atınca o nefis poposu da göz önüne gelmiş oldu, kalçaları dolgun ve kıvrımlıydı, tam bir tanrıçayı andırıyordu.
Görüntü Burak'ın dayanabileceğinden çok fazlasını içeriyordu, zevk suyunun akmaya başladığını hissedebiliyordu sikinin kafası külotuna değdikçe ıslaklık daha da fark ediliyordu, hayatında gördüğü en muhteşem kalçalar önünde salınırken başka bir beklentiye de giremiyordu, arkasını dönüp twerk yapar gibi götünü sallarken kalça yanakları sallanıyor ve arasından neredeyse arka deliği ve amı görünüyordu.
Duygu tekrar önüne döndü ve elini üvey oğluna uzattı tutması için.
'' Gel böyle,'' dedi ve elinden tutup yatağa doğru götürdü onu.
'' Sırt üstü uzan,'' diye fısıldadı.
Yatağın ortasına dediği gibi uzandı Burak, Duygu dizlerinin ve ellerinin üstünde yatakta ilerledi ve üstüne doğru geldi, yüz yüze bakıyorlardı şimdi, önce eğilip yanaklarına birer öpücük kondurdu, sonra da boynundan öptü, biraz ileri kayınca, koca memeleri hemen yüzünün önünde sallanıyordu şimdi.
'' Kızlarım senin için dans etsinler mi?'' diye sordu.
Göğsünü yavaşça iki yana hareket ettirdikçe memeleri sallanıyordu, Burak sanki cennette gibiydi, yumuşak memelerden oluşan bulutların üstüne çıkmıştı adeta. Pembe meme uçlarına aç gözlerle bakıyordu. Memeleri uyum içinde ileri geri sallanırken transa girmişti adeta, bunun farkında olan Duygu gülümseyerek onu izliyordu.
'' Çok fazla uyarıldığının farkındayım tatlım, eğer istiyorsan, kendine dokunabilirsin,'' dedi.
Burak'ın bu sözleri ikiletmeye hiç niyeti yoktu, elini bacak arasına götürüp şortunun üstünden kazık gibi dikilen sikiyle oynamaya başladı.
'' Harikalar,'' dedi iç geçirerek.
Duygu gözlerindeki arzuyu görebiliyordu üvey oğlunun, kendi bacak arasının da durumu iyi değildi, amı sulanmaya başlamıştı ve kasıklarına doğru akıyordu adeta.
Memelerini oğlunun yüzüne yaklaştırdıkça oğlunun içine girdiği azgın hal hem hoşuna gidiyordu hem de iyice azdırmıştı onu, sanki annesinin memesinden süt emmek isteyen bir bebek gibi dudakları aralanıyordu, hem Burak hem de Duygu azgınlığın doruklarındaydılar ve ikisinin de eli bacak arasına gitmişti şimdi, istem dışı olarak da olsa ikisi de boşalmak istiyor gibiydiler kendileriyle oynayarak.
Burak'ın taşakları kaynıyordu içeride sanki, deli gibi sperm üretmeye çalışıyordu hormonları, memeler yüzüne yaklaştıkça onları tutup emmemek, ısırmamak için çok büyük mücadele veriyordu, santimlerle ölçülecek kadar ağzına yakın duruyorlardı, sonunda dili dudaklarının arasından çıkıverdi ve meme ucuna doğru ilerledi.
Duygu biraz daha yaklaştı ve ağzından çıkan pembemsi yılana doğru ilerledi, ileri geri sallanan meme ucu Burak'ın dışarıda bekleyen diline temas etti ve artık dayanacak güçleri kalmamıştı, çocuk yakalayabildiği kadarını her seferinde ileri geri fırçalamaya başladı.
'' Aahhh,'' diye kasılmaya başladı Burak, bacaklarının arasındaki o tatlı sızı yerini oluk oluk boşalmaya bırakmıştı.
'' Iıhhhh,'' diye sessizce inlerken Duygu da gözleri geriye kayıyordu adeta.
Üvey anne ve oğul bedenlerini saran orgazm dalgalarıyla aynı anda inliyorlardı, neredeyse bir dakika boyunca ikisi de baş ağrıtıcı derecede yoğun duyguların esiri olarak bu yasak elmanın tadını çıkardılar ve sonunda Duygu üvey oğlunun yanına attı kendini yatağın üstüne ve yığılıp kaldı, memeleri son kez sallandılar ve durdular.
'' Bebeğimmm... Harikaydı.. Çok yaramazlık yaptık,'' diye derin bir nefes aldı.
'' Muhteşemdi,'' dedi Burak.
Duygu ona doğru dönüp alnından öptü.
'' Bunu haketmiştin bebeğim,'' dedi Duygu oğlunun döllerle sırılsıklam olmuş ve hala kabarık görünen şortuna bakarken. '' Seninki ortalığı batırdı gibi sanki.''
'' Dahasını istiyor halbuki,'' diye gülümsedi Burak.
'' Öyle mi? Hiç yorulmaz mı bu?'' diye meraklı gözlerle izlemeye devam etti.
'' Cıks,'' dedi Burak.
'' Hiç mi?'' diye tekrar merakla sordu.
'' Hiç.. Peki.. Ama üç dört seferden önce zor.''
'' Üç ya da dört kere boşalabilir misin?''
'' Aynen, o zaman yorulurum belki,'' dedi gururla Burak.
Duygu tekrar oğlunun hala kabarık duran sikine baktı. '' Gerçekten tam makine gibiymiş. Ama benimki seninkini yener,'' dedi gözlerine bakarak.
'' On kere yapsam ancak yorulurum ben,'' dedi şaka yaparak ve uzanıp alnından öptü. '' Giyinsem iyi olacak, sen de odana gidip temizlen.''
'' Duygu.. Giyinmeden önce sana sarılabilir miyim?''
'' Oluurr, ama önce yataktan kalkalım,'' dedi elinden tutarak, ayağa kalkınca ikisi de yüz yüze gelmişti.
'' Önce tişörtünü çıkartmak ister misin tatlım?'' diye sordu Duygu.
'' İsterim tabii.''
Burak üstündekini çıkarınca ikisi de belden yukarısı çıplak halde kalmıştı şimdi. '' İkimiz de çıplak olursak daha anlamlı olur bence.'
Duygu oğlunun fiziğini bir süre inceledi, gerçekten sportif görünüyordu, ona doğru hamle yapıp sarılınca koca memeleri ikisini arasında sandviç oldular, sarılma süresi uzadıkça içi ısınmaya başladı, boynundan öpmeye başladı tekrar üvey oğlunun.
Burak'ın dizleri boşalmak üzereydi resmen, ileriye doğru yürüyerek itmeye başladı annesini ve sonunda sırtını duvara kadar dayadı, bacaklarının arasındaki kabarıklık kocaman hissettiriyordu ve Duygu'nun kasıklarına baskı uygulamaya başladı, zonklayan amcığına değiyordu. Sırtı duvara bastırılmış ve köşeye sıkıştırılmış halde, aklı başından gitmiş ve kendini kontrol edemezken anın büyüsüne kapılan Duygu dilini çıkarıp oğlunun boynunu dillemeye ve emmeye başlamıştı bile. Kollarını boynuna doladı, kendisini havaya kaldırdı ve bacaklarını beline dolanı Burak'ın. Üvey oğlunun koca yarağı şortun altından da olsa üvey annesinin bacak arasındaki girişi arıyordu resmen.
Duygu vahşi ve yırtıcı bir hayvan gibi kendinden geçmiş bir halde adeta sevişmek istiyordu oğluyla, sırtını duvara dayayıp destek aldığı için oğlu rahatlıkla taşıyabiliyordu onu, elini önüne götürüp şortunu üstünden sikini tuttu ve sıkmaya başladı, kafesinden kurtulmak isteyen bir aslan gibiydi adeta, şortunun kenarından tutup aşağıya indirmeye başladı ki, ancak aklı başına geldi.
'' Dur.. Bebeğim, yapamayız,'' diye yalvardı Duygu.
'' Sana ihtiyacım var!'' diye inledi Burak.
Belini ileriye doğru zorlamaya başladı, siki şortunun dışına çıkmıştı bile, üvey annesinin bacak arasına, nihai hedefine doğru ilerliyordu. Duygu'nun narin elleri sikinin sapına sarıldı ve daha fazla ileri gitmesine engel olmaya çalıştı, sikinin kafasının hemen dibinden tutuyordu ve kafası amının girişine değiyordu.
'' Baban evde ve bu odada zaten çok uzun süre kaldık, bu şekilde olmaz,'' dedi Duygu yarağını amının girişinde daha ne kadar tutabileceğini bilmiyordu.
'' Ama anne.. Sana ihtiyacım var,'' dedi Burak yalvarır gibi.
Bütün gücüyle yükleniyordu şimdi, ellerinin arasında daha da ilerlemek üzereydi siki, Duygu çok zorlanıyordu onu tutmakta, diğer eliyle de sikinin sapına sarıldı, mantar gibi şişen kafası amının dudaklarının arasına gömülmeye başladı.
'' Burak! Hayır.. Şimdi değil,'' diye inledi.
Artık bu bir içgüdüsel savaş haline gelmişti ve Duygu kaybetmek üzereydi, ne yapacağını bilemiyordu, diğer elini sikinin sapından, en dibinden tutmaya başladı, eliyle karnını itmeye çalışıyordu, aklına gelen her yolu deniyordu, tırnaklarını taşaklarına batırmayı düşündü.
'' Burak! Lütfen! Söz! Üvey annenin içine gireceksin.. Ama sabretmelisin!'' diye yalvardı.
Siki, üvey annesinin cayır cayır yanan amının hemen ağzındaydı ve daha da ileri gitmek için kıvranıyordu, amının o yapışkan nemini hissedebiliyordu sikinin kafasında, az daha girse amı genişleyecekti resmen, deliğini doldurmasına ramak kalmıştı.
'' Burak! Sana dur diyorum! Hemen şimdi!'' diye sessizce bağırdı resmen.
Burak annesini kucağından indirdi ve yere bıraktı, Duygu da elindeki siki tutmayı bıraktı, yarak mızrak gibi geriye, karnına vurdu, sırtını duvara dayamak zorunda kalmayınca sonunda kendi ayaklarından destek alarak dengesini sağlayabildiğine sevindi Duygu.
'' Özür dilerim,'' dedi Burak.
'' Hayır. Özür dilemesi gereken benim. İşleri çığırından ben çıkardım.''
Az önce içine girmesinden son anda kurtulduğu yarağa baktı bir, sonra da yanına gidip sırtını sıvazlamaya başladı üvey oğlunun. '' Yakışıklım benim, karşı koymak çok zor sana ama yapamayız.''
'' O zaman karşı koyma,'' diye cevapladı Burak, artık daha cesurdu. Duygu gözlerinin içine baktı ve son sözünü söyledi. '' Liseler arası şampiyon ol, belki de karşı koyamam o zaman.''
5
'' Burak'la nasıl gidiyor durumlar?'' diye sordu Esra ablasına.
'' Tam düşündüğüm gibi gitmediği kesin,'' diye cevap verdi Duygu.
'' Memelerini mi gösterdin yoksa ona?'' diye sordu.
'' Anlaşmamız, eğer maçlarını kazanırsa, bütün kıyafetlerimi çıkarmak üzerineydi aslında,'' dedi Duygu.
'' Hadi canım! Şeyini de mi gördü? Önünü?!''
'' Dedim ya, anlaşmamız buydu işte..''
'' Eminim oracıkta boşalmıştır çocuk zevkten,'' derken kıkırdıyordu Esra.
Duygu da gülmemek için zor duruyordu. '' Tam da dediğin gibi oldu zaten.''
'' NE!? Sen ciddi misin yaa?''
'' Bak.. Esra'cım, sana olanları anlatacağım ama bundan kimseye bahsedemezsin, söz vermen gerekiyor,'' diye adeta yalvardı Duygu.
'' Üff.. Ben senin kaç yıllık kardeşinim? Sanki hiç sırrını saklamadık gibi konuşma şimdi,'' derken kızdı Esra.
'' Biliyorum da işte.. Bu baya saklanması gereken bir sır, nasıl desem..'' doğru cümleleri arıyordu.
'' Çok mu tabu? Topluma aykırı?''
'' Yani.. Toplum bunu duysa ağzımıza sıçar zaten. Hem o hem de ben boşaldım demeliyim,'' diye devam etti.
'' Siktir bok! Yok artık.. Onunla seviştin mi sen!?'' diye merakla sordu.
'' Hayır ama... İkimiz de birbirimizin gelmesini sağladık diyebilirim, gözlerimizin önünde, birbirimizin önünde yani, ama boşaldıktan sonra bile hala kazık gibi sertti Burak biliyor musun?'' diye açıkladı.
'' Ergen erkek çocuğu işte, ne bekliyorsun ki.''
Duygu yaşadıklarını peş peşe anlatmaya başladı, nasıl duvara dayadığını, nasıl son anda kurtulduğunu, kocası evde yokken yaşananları bir bir anlattı, üvey oğlunun bacakları arasında taşıdığı ruhsatsız silahla olan savaşını kısaca özetlemişti.
'' Neredeyse kontrolümü kaybediyordum,'' diye bitirdi.
'' Ama kaybetmedin ve önemli olan da bu zaten.. Tabi bu aynı zamanda daha yapacak çok şeyler olabileceğini de gösteriyor.''
'' Ne demek istedin şimdi?'' diye sordu Duygu.
'' Diyorum ki, Burak'ın daha çok maçı olacak kazanması gereken ve senin de onu motive tutmak için daha fazla ödül sunman gerekiyor, amacımız onun başarılı olmasını sağlamaktı değil mi?''
'' Yani.. Bana tavsiyelerin olacak sanırım yine,'' diye dalga geçti.
'' E yani, her seferinde ödülün büyümesi gerekiyor mantık olarak canım. Gerçekten fiziksel bir temasa ne dersin?''
'' Aaa, tabi, neden hiç şaşırmadım acaba,'' derken iç geçiriyordu Duygu.
Ertesi gün cumartesiydi ve babası daha dönmemişti Burak'ın, arkadaşlarıyla biraz takıldıktan sonra eve geri döndü. Alt katta kimseyi göremeyince yukarıya çıktı üvey annesini aramak için.
'' Duygu? Evde misin?'' diye sordu.
'' Yatak odasındayım canım,'' diye cevap verdi.
Burak hemen yatak odasına geçti ve aralık kapıdan içerisini gözledi, Duygu karnının üstüne uzanmış yatakta telefonuna bakıyordu.
'' Girebilir miyim? N'apıyorsun?'' diye sordu.
'' Öyle eski fotoğraflarıma falan bakıyordum. Yanıma gelmek ister misin?'' dedi Duygu hemen yanına eliyle dokunup işaret ederek yatağın üstünde.
Genç adam hemen yatağa doğru hareketlendi, üvey annesi kalçasını sıkıca saran bir tayt giymişti, evde spor yapacağı zaman giydiği taytlardan biriydi, götü muhteşem görünüyordu, bacakları normalden daha uzun görünüyordu böyle, bacak arasına doğru taytın sıkılığı sayesinde neredeyse amının dudakları belli oluyordu.
'' Tişörtümü çıkarsam mı?'' diye şaka yaptı.
'' Bugün olmaz komik şey seni,'' dedi Duygu.
Burak da karnının üstüne uzandı yatağa ve rahat edene kadar yayıldı sonra da telefondan eski fotolarına bakmaya başladılar. Beraber gittikleri bir tatil fotoğrafıydı bu ailecek. Bikinisinin üst kısmı koca memelerini zar zor bir arada tutuyordu.
'' Bu foto güzelmiş,'' dedi çocuk.
'' Neden acaba?'' diye şaka yaptı. İkisi de ne demek istediğini biliyordu.
'' Senin çocuğun olsaydım bunlardan süt emecektim sanırım, çok büyük fırsat kaçmış,'' dedi cesaretlenerek Burak.
'' Sana ne kadar şapşal olduğunu söylemiş miydim?''
'' Bazen. Ama hala şansım var sanırım, değil mi?''
Duygu imalı bir bakış attı üvey oğluna, biraz cesaretli olması hoşuna gitmişti, ama sadece biraz, arsız olmasını da istemiyordu.
'' Sonraki maçını kazanırsan, belki biraz onlarla takılabilirsin. Ya da ben senin yerine takılma işlerini hallederim.''
'' Gerçekten mi? Takılmak derken?''
'' Takılmak derken, mesela sikine takılmak, sana mastürbasyon yapmam hoşuna gider mi? ''
'' Offf.. Harika olurdu,'' dedi Burak heyecanla.
'' O zaman sıradaki maçını kazansan iyi edersin.''
'' Yine çıplak olacaksın değil mi?'' diye fısıldayarak sordu Burak.
'' Bilmiyorum tatlım, çıplak olmak işleri çığırından çıkarıyor biraz. Geçen gece işler çığırından çıkıyordu ama emin ol hoşuna gidecek birşeyler giyeceğim,'' dedi.
'' Sen harika bir annesin, sarılsak olur mu?'' diye sordu.
Duygu ayağa kalktı ve üstünde daracık spor kıyafetleri olduğunu hatırladı, sadece taytı değil, üstündeki sporcu atleti de daracıktı, dekoltesinden memelerinin yanakları fena derecede açıkta kalıyordu.
'' Sarılabilirsin tabi ki ama bu kez tişörtünü çıkarmak yok,'' diye takıldı.
'' Tamam,'' dedi Burak sırt üstü uzanarak.
'' Ha sen öyle sarılmaktan bahsediyordun?'' dedi şaşırarak Duygu.
'' Lütfen desem?'' derken çok tatlı görünüyordu kadının gözüne.
'' Hmm.. Neden olmasın?'' dedi ve üstüne çıktı üvey oğlunun.
Duygu'nun memeleri üvey oğluyla arasında tost olmuştu üstüne uzanıp sarılınca, kollarını boynuna doladı, Burak da ellerini Duygu'nun belinde birleştirdi. Saniyeler içinde ortamın sıcaklığı birden yükseldi sanki.
Olduğu yerde biraz doğrulup ellerini çocuğun omuzlarına koydu ve gözlerini süzmeye başladı bu kez. '' Bundan çok hoşlanıyorsun değil mi?''
'' Çok mu belli oluyor?''
'' Bilmem, bacaklarının arasındaki kabarıklığın karnıma yaptığı baskıdan belli oluyor olabilir mi?''
Burak birden olduğu yerde ters döndü ve üvey annesini altına aldı, bunu yaparken Duygu şakasına da olsa bayağı bir çığlık atmıştı. '' Ayy, belimi kıracaksın!''
'' Yırtıcı bir forvet olarak defans oyuncularını yanıltmaya çalışıyorum, antrenman gibi düşünelim bence,''dedi gülerek.
'' Hmm, hiç sanmıyorum, araya kaçan forvetleri duymuştum ama üvey annelerinin bacak arasına kaçanları ilk defa görüyorum,'' dedi bacak arasında hissederken bu sefer Burak'ın yarağını.
'' Anne.. Biraz.. Biraz öpüşebilir miyiz?''
'' Aaaa.. Hiç bitmiyor ama isteklerin..''
'' Sadece bir öpücük, sonra başka bir şey istemeyeceğim.''
'' Bir öpücük ve bugünlük başka yaramazlık yok,'' dedi.
'' Tamam.''
Burak yüzünü yüzüne yaklaştırırken o da elleriyle saçlarını başının arkasından tutuyordu, kafasını hafifçe yana çevirdi daha iyi öpüşebilmek için, dudakları kavuştu ve narince birbirlerine sürtmeye başladı, birkaç saniye sonra da dilleri birbirlerinin dillerine değiyordu.
Burak daha tecrübesiz olduğu için üvey annesine ayak uydurmaya çalışıyordu, ağzının içinde yılan gibi hareket ederken dili, aşık olmamak elde değildi, adeta savaş ediyordu ikisi dil darbeleriyle.
Nefesini kontrol etmekte zorlandığını anlayınca biraz geri çekildi, '' Burnundan nefes alırsan daha rahat edersin canım,'' diyerek adeta ne yapması gerektiğini öğretiyordu. Fısıldayarak konuşması çok seksiydi.
Der demez Burak tekrar yumuldu ve ıslak ıslak öpmeye devam etti kadını, cinsel organları birbirine değdikçe ikisi de yoldan çıkıyordu, istem dışı biçimde bacaklarını üvey oğluna doladı, bacak arasına baskı yapan sikin ateşi çok zevkliydi, yanıyordu adeta amı. Dili çalıştıkça, hızlanıyor, hızlandıkça daha çok temas ediyor ve yukarı aşağı amına sürünüyordu belinden abanarak, artık çığrından çıkmak üzereydi iş.
Dakikalar böyle geçerken Duygu istemeyerek de olsa öpüşmeyi sonlandırdı. '' Tatlım, durmak zorundayız,'' dedi.
'' Neden ama?'' derken morali bozulmuştu Burak'ın.
'' Çünkü sadece bir öpücük için izin istemiştin hatırlarsan, ve çoktan gereğinden fazla öpüştük.''
'' Bir sonraki ödülümü alırken yine bu şekilde öpüşebilir miyiz?''
'' Eğer kazanırsan maçını, evet, seninle oynarken bu şekilde öpüşeceğiz, söz,'' dedi Duygu.
'' Aynı anda hem öpüşüp hem şeyimle mi.. Oynayacaksın?'' diye şaşırmış gibi sordu genç adam, Duygu'nun hoşuna gidiyordu bu tatlı halleri. '' Neler yapabileceğimi bilsen şaşarsın tatlım,'' dedi gülümseyerek. Burak da gülerek karşılık verdi.
'' Çok mu komiğine gitti.''
'' Komiğime değil de, hoşuma ve garibime gidiyor, üvey annemle mastürbasyon ve boşalmak hakkında falan konuşmak, öpüşmeler olsun.''
'' Hmm, istersen ödüllerini daha robot gibi verebilirim sana, sadece elime alıp, sen gelene kadar yukarı aşağı robot kol gibi,'' derken yine gülümsüyordu.
'' Hayır, hayır,'' dedi heyecanla Burak. '' Tabi ki öyle istemiyorum, hatta dahasını hayal ediyorum ben. Mesela şeyi, ağza almalı olan..'' derken utandı.
'' Oral seks demek. Onu mu merak ediyorsun. Gerçi siz gençlerin arasında başka isimleri vardır bunun. Sakso çekmek falan diyorsunuz,'' diye devam etti Duygu. '' Erkek kadına oral seks yaparken onun adı ne biliyor musun?''
'' Erkek kadına mı? Şey mi? Am yalamak?''
'' Am yalamak.. Evet..''
'' Duygu, sana birşey sorsam?'' derken biraz çekinir gibiydi.
'' Sorabilirsin tatlım.''
'' Babam sana bunları yapıyor mu?''
'' Ne yapıyor mu? Amımı mı yalıyor demek istiyorsun?''
'' Evet.''
'' Maalesef. Bazı erkekler bundan hoşlanmıyor sanırım, ama ben babanı oral yolla tatmin ediyorum tabi ki,'' diye açıksözlü biçimde ekledi.
'' Ben yapardım,'' dedi Burak zihninde canlandırırken üvey annesinin amcığına yumulmanın ne kadar da zevkli olduğunu hissedebiliyordu.
'' Ahh, tatlım, eminim sen bu gençlik enerjinle çok fazla şeyler yapabilirdin, kimsenin ulaşamayacağı noktalara kadar inerdin bence, ne demek istediğimi anlamışsındır,'' diye güldü.
Burak ağzını açıp cevap verecekti ki dış kapı açıldı ve babası seslendi. '' Ben geldim!''
Duygu bir aşağıya bir de üvey oğluna baktı, sonra devam etti. '' Bizi böyle yakalamasını istemezsin, değil mi?''
'' Hayır,'' dedi ve üvey annesinin üstünden kalktı.
6
Sonraki hafta gruptaki son maç oynanacaktı, maçı kazanırsa gruptan lider çıkıyorlardı altı puanla. Semt stadyumunda iki okulun öğrencileri de tribünleri doldurmuştu. Burak'ın gözleri tribünlerde babasını arıyordu ama yoktu, onun yerine sadece üvey annesi Duygu gelmişti. Isınırken saha kenarına doğru yaklaştı.
'' Duygu? Babam nerede ki?'' diye sordu.
'' Neden? Üvey anneler çocuklarının gol attığını izlemeye gelemez mi?''
'' Yok, o yüzden değil de, maçlarımı kaçırmıyor ya genelde, ondan dedim.''
'' Onun acil işi çıktı, şehir dışında arsa bakması gerekiyormuş, yani, maçtan sonra, tabi başarılı olursan, evde baş başa kalabiliriz,'' dedi Duygu. '' Kulağa güzel bir plan gibi geliyor mu?''
'' Sen ve ben? Gol atarsam mı?''
'' Aynen. Attığın gol kadar mı yapsak? Gece boyunca pantolonundaki canavarı eğitmekle meşgul olmasam mı yoksa? Belki sadece bir gol atarsın?''
'' Sen o işi bana bırak canım annem,'' dedi Burak ağzı kulaklarına vararak ısınmaya devam etti.
Maç yine çekişmeli başladı, son maçlar öncesi üç takımın da gruptan çıkma şansı vardı, beraberlik rakibe yetiyordu ama Burak mutlaka kazanmalıydı, hem gruptan çıkmak için hem de Duygu ile daha keyifli anlar yaşamak için.
Ortasahada kıran kırana mücadeleler oluyorken Burak'a fazla top gelmiyordu ama yine de mücadele azmi iyiydi, defansa yardıma geliyor, kontra kovalıyorlardı. Rakip takım beraberlik yettiği için fazla bastırmıyordu.
Maçın son anlarında, Burak üvey annesi ile başbaşa kalmasının tek yolunun gol atmak olduğunu hatırladıkça, düşmeyen kondisyonu ile herkesi şaşırtıyordu.
Sonunda aradığı fırsat geldi, sol kanattan uzun gelen topu düzgün biçimde kontrol etti ve defans oyuncusunu ekarte etti, çizgi boyunca ilerledi ve sıfıra indi, ortada bir arkadaşı boş pozisyondaydı, ona atsa iş bitecekti ama Burak gol atmak istiyordu. Karşısına çıkan diğer defans oyuncusunu da geçince bütün tribün ayağa kalktı.
'' Pas versene lan!''
Takım arkadaşı saçını başını yolarken dar açıdan Burak adeta bir füze çıkardı. İstediği gibi vuramasa da çok sertti top, kalecinin bacak arasından geçti ve ağlarla buluştu.
Gooooollllll!!!
Yedek kulübesi adeta sahaya fırladı, tribünler coştu, herkes sevinçten uçuyordu, seneler sonra gruplardan çıkıyordu takım.
Burak'ın gözlerinin içi gülüyordu adeta arabada. Duygu gururla oğluna bakıyordu o telefonda babasıyla konuşurken.
'' Baba görmen gerekiyordu, gerçi annem telefona çekmiş, iki tane adamı ipe dizdim, süper şuttu.. Yok baba.. Bundan sonra daha çok çalışacağım.. Atarım baba, er maç atıyorum inşallah.. Tamam babacım görüşürüz.''
Duygu sadece gülüyordu. Eve geldiler ve rutin yapacakları işleri yaptı ikisi de, akşam yemeği yendi ve söz verildiği gibi vakit geldi.
'' Hadi bakalım golcü futbolcu. Gollere devam etmeye hazırsan yukarı çıkıyoruz.''
Sonunda yatak odasına girmişlerdi, Burak yatağa uzandı ve beklemeye başladı. '' Yatağınız çok rahatmış,'' dedi gülerek.
'' Yatak rahat mı bilmiyorum ama şu sütyenden kurtulursam ben rahat edeceğim,'' dedi ve arkası dönük de olsa üstündekileri çıkarmaya başladı, Burak için heyecan verici anlar başlamıştı artık. Önce bluzundan kurtuldu, sonra da arkasına uzanıp kopçaları açtı, elleri memelerine gitmişti, ikisini de avuçlarına alıp çıkardı, kenarlardan taşan memelerini görebiliyordu.
Duygu devam etti soyunmaya, sırada eteği vardı, bacaklarından aşağıya inerken dikkatlice izliyordu, domalıp yerden eteğini alırken götü yusyuvarlak çıkmıştı karşısına, manzara mükemmeldi, bacak arasına doğru külotunun ağı gerilince neredeyse yarığının çizgisi belli oluyordu. Doğrulup bu sefer de külotunu sıyırıp onu da çıkarınca çırılçıplak kalmıştı bile. Çocuğun gözleri yuvalarından fırlayacaktı sanki, üvey annesi ona doğru yaklaşırken attığı her adımda daha da azıyordu Burak, memeleri jöle gibi titriyordu.
'' Başlamadan önce duş almaya ne dersin?'' diye fısıldadı adeta Duygu elini üvey oğluna doğru uzatırken. Ebeveyn banyosuna girip kapıyı da kapadı. Duşun musluğunu açtı suyu ılıtmak için, sonra da Burak'ın yanına geçip üstündeki tişörtü çıkarmaya başladı alttan tutup, Burak sadece dikiliyordu bacak arasındaki azgın kabarıklığı kontrol etmeye çalışırken. Tişörtü çıkarıp kenara fırlattı.
Kot pantolonunun düğmesini açarken oğluna göz kırptı, fermuarını da indirdi ve önünde eğilip pantolunu aşağıya çekmeye başladı. Ayaklarını kaldırıp pantolondan kurtulduktan sonra sıra baksırına gelmişti. Belinden tutup onu da indirdiğinde koca yarakla göz göze geldi Duygu. Oğlu tamamen sertleşmişti, onyedi onsekiz santim vardı boyu. Ucundan ip gibi uzayan ince bir zevk suyu donuyla birlikte aşağıya uzadı ve sonra da koptu.
'' Zevklenmişsin bile,'' diye kıkırdadı Duygu oğlunun etli ve uzun aletine göz gezdirirken.
Tekrar ayağa kalktı ve oğlunun elini tutup duşakabine girdi, yüzünü Burak'a döndüğü için su sırtına doğru geliyordu, başını geriye attı ve parmaklarını suyun altında ıslanmaya başlayan saçlarına götürüp geriye doğru topladı. Bunu yaparken göğüsleri ileriye doğru çıkmaya başlamıştı, koynundan aşağıya akan sular memelerinin arasından inerken zevkle izliyordu.
Elleriyle oğlunun omuzlarına uzandı ve tırnak uçları tenine acıtmadan batarken gözlerinin içine doğru bakmaya başladı üvey oğlunun. Gözlerindeki rimeller akmaya başlayınca o kadar seksi bir görüntü oluştu ki, çocuk kendinden geçiyordu.
'' Öp beni,'' diye seslendi Duygu.
Ne yapacağını düşünmesine gerek bile yoktu, ikisi de birbirine yaklaşırken, kadın kollarını boynuna doladı, oğlan da kadının kalçalarına yerleştirdi ellerini. Kafasını hafif yana döndürüp dudaklarına sokuldu ve tutkulu biçimde öpüşmeye başladılar, dudakları aralanmıştı, nefes almakta zorlanıyorlardı adeta.
Duygu uzandı ve sabunu alıp köpürtmeye başladı elinde, Burak'ın tepkisini ölçmek için yüzüne bakıyordu, tahmin ettiği gibi çocuk şimdi ne yapacak der gibi köpüren ellerine bakıyordu kadının.
Sonunda beklenen an geldi ve üvey annesinin küçük ve narin ellerini azgınlıktan zonklamaya başlayan yarağının çevresini sardığını hissetmeye başladı. Sıkıca tutuyordu, o sıktıkça daha çok zonkluyordu çünkü bütün kan oraya pompalanmak istiyordu. Yavaştan ilk hareketlerine başladı annesi aşağı yukarı.
'' Hoşuna gidiyor mu bebeğim?'' diye sordu seksi bir kadın ses tonuyla.
'' Offf. Harika hem de.''
Bir eli hala boynundayken diğer eliyle sarılıp kendine çekti iyice oğlunu, memelerin biri sırtına biri göğsüne doğru gelecek şekilde yandan sardı, yüzünü boynuna, kulağının hemen arkasına gelecek şekilde yasladı ve küçük küçük öpücükler kondurmaya başladı. Burak'ın bacakları yine zayıflamaya başlamıştı, cennet böyle bir yer olsa gerek diye düşünüyordu, babası evde yokken üvey annesi ile başbaşa kalmıştı.
Duygu'nun eli çok tatlı biçimde hareket ediyordu, sanki oğlu için küçük bir seks oyuncağı olmuştu eliyle yaptığı yuvarlak yumruk, taşaklarına kadar iniyor, sonra mantar gibi şişen kafasına çıkıyordu, sapında yolculuk ediyordu avucu.
Annesinin dili kulak memesine ve etrafına değmeye başladığından omuriliklerinden doğru bütün bedeninin elektriklenmeye başladığını hissetti Burak. Duygu elinin hızını arttırmaya başladı, sabun sayesinde kolayca kayıyordu. Kafasına daha çok özen göstererek sıkmaya başladı yarağının üst kısmını, kafası çok hassaslaşmıştı.
'' Ohhhh..'' diye inledi Burak, taşakları kaynıyordu sperm üretmek için.
Duygu daha aralıklı ama daha hızlı ve tek seferde yapılan vuruşlarla otuzbir çektirmeye başlamıştı artık oğluna, daha geç ve daha yoğun boşalmasını istiyor gibiydi.
'' Annee..'' diye mırıldanmaya başladı Burak belini ve kalçasını biraz eğerek, boşalmak üzereydi, sonunda derin bir ııhh çekerek sikinin ucundaki delikten ilk döller fırladı. Üst üste kalın ve yoğun bir sicim gibi attırıyordu döllerini, beyaz ve yapışkan sıvılar havada uçup duşakabinin camına yapışıyor ve akmaya başlıyordu.
Siki çok ama çok hassaslaşmasına rağmen Duygu otuzbir çektirmeye devam ediyordu ve bu Burak'a acıyla karışık manyak zevk veriyordu, sikinde taşağında ne kadar döl varsa akıtmak istiyordu annesi.
'' Aferin bebeğim, hepsini akıt annen için,'' diye kışkırtıyordu Duygu onu.
Sonunda son damlayı da parmak ucuyla kafasını sıkarak akıttı ve oğlunun sikini bıraktı, son bir öpücük kondurdu ve ellerini cama dayayıp destek alan oğlunun arkasına geçti, ellerini göğsünde birleştirip arkadan sarıldı, meme uçları sırtına değiyordu.
7
Burak kulaklarının hemen arkasında annesinin dil darbelerini hissedebiliyordu, memesini ısırdı birden. '' Sen güreş takımında da spor yapmıştın değil mi?'' diye sordu kışkırtıcı biçimde.
Arkasından kollarını geçirmişti zaten ve birden sıkıca sarıldı ve duşakabinin zeminine kadar tutarak indirdi oğlunu, bacak arasına almıştı oğlunu şimdi, bacaklarını da arkasından önüne doladı, Burak sadece gülüyor ve annesinin hareketlerine cevap vermiyordu, sadece geriye yaslandı Duygu'nun göğsüne doğru.
'' Ne oldu canım? Annen senin için fazla mı güçlü?'' diye saka yaptı. Burak zorlanıyor gibi hareketler yaparken annesi önüne uzanmıştı bile. '' Şu canavarı bana ver bakalım,'' dedi önündeki hala kalkık duran yarağa uzanırken.
Bacakları ile onun bacaklarına paralel uzanmışken eline aldığı yarağı sıvazlıyordu, duşakabinin plastik zemininde oturmuş, dipdibe, ten tene birbirlerine temas ediyor, beraber azıyorlardı, annesi hala boynunu emiyor ve diliyle yalıyordu, olduğu yerde doğrulmak ister gibi hareket etmesine rağmen annesi yine onu geri çekip göğsüne yatırıyordu, sırtında kocaman memelerini hissetmek hoşuna gidiyordu. '' Kaçamazsın benden!''
Burak başını artık geriye atmıştı iyice, annesinin kucağındaydı resmen, başı sağ omzuna yakın kısımdaydı annesinin, gözlerini yukarıya doğru çevirince annesinin tutku dolu bakışlarını görebiliyordu, bir eliyle göğsünü okşarken diğer eliyle sıkıca tuttuğu sikine masaj yapıyordu resmen. Bir an bile durmadan sürekli otuzbir çektiriyor, bazen hızlanıyor bazen yavaşlıyordu.
'' Bu maçı kazanma şansın yok biliyorsun değil mi?''
'' Uff... Harika hissediyorum anne..'' dedi bacaklarını kasılmamak için iyice uzatırken Burak. Duygu bu sözlerin üstüne iyice sıvazlamaya başladı, yakında patlayacaktı önündeki volkan.
'' Anneeee!!'' diye inledi Burak ilk patlama gerçekleşirken, yoğun bir sperm dalgası havaya uçtu, sonra peş peşe diğerleri takip etti bunu, döller uçuyor ve bacaklarına ve etrafa düşüyordu.
'' Ahh.. Harikasın bebeğim, hepsini istiyorum, hepsini attır,'' dedi Duygu son spermler de akarken sikinden hala oynamaya devam ediyordu.
Sonunda bir damla bile kalmadı ve bir süre öyle yumuşak yumuşak sevdikten sonra sikini taşağını yıkayıp temizledi çocuğun, ikisi de tamamen çıplak halde duştan çıktılar ve yatak odasına geri döndüler.
'' Yatağa geç de uzan hadi, üstüme iç çamaşırı giyip yanına geliyorum,'' dedi Duygu.
'' Neden iç çamaşırına ihtiyacın var ki?'' diye sordu Burak.
''Geçen sefer çıplak kaldığımda az daha ne oluyordu unuttun sanırım tatlım,'' derken gülümsüyordu.
'' Sanırım hatırladım,'' dedi utanarak oğlu.
'' E işte ben de hatırladım canısı, az daha golü yiyordum,'' diye şaka yaptı.
Burak yatağa geçti ve ince örtünün üstünde uzandı, annesi dolabı açıp da bir çift seksi iç çamaşırını aldı, tangaya benziyordu alt kısmı, ayak bileklerinden geçirip yukarıya çekti ve sonunda ipini kalça yanaklarının arasında düzeltti. Sonra da dolabın içindeki bir çekmeceyi açıp oradan da bir kutu kayganlaştırıcı çıkardı ve yatağa üvey oğlunun yanına yerleşti.
'' Şimdi sana hoşuna gideceğini düşündüğüm birşey yapacağım bebeğim. Sana otuzbir çektirirken prostat masajı da yapacağım, böylece çok daha yoğun bir orgazm yaşayacaksın,'' dedi.
'' Ne masajı yapacaksın?'' diye sordu Burak çünkü anlamamıştı.
'' Prostat. Arka deliğinin içinde bir nokta, erkeklerin çok zevk alabildikleri bir nokta. Sana göstermemi ister misin?'' diye sordu.
'' Olur,'' diye cevapladı.
Kutunun kapağını açtı ve parmak uçlarına biraz akıttı. '' Eğer dizlerinin üstüne geçip arkanı bana dönersen daha rahat edersin,'' diye yönlendirdi üvey oğlunu, o da tam dediği gibi yaptı. Burak üvey annesinin parmaklarını kalçalarında hissedebiliyordu, sonunda işaret parmağı göt deliğine değdi. '' İlk başlarda biraz garip hissedeceksin ama sadece rahat ol tamam mı?''
'' Peki,'' dedi Burak.
Duygu parmağını yavaşça arka deliğine doğru sokmaya başladı, tamamen içeri girince de nazikçe masaj yapar gibi kıvırdı. '' Bebeğim, nasıl hissediyorsun?'' diye sordu ona bakarak.
'' Gerçekten.. Güzel, annecim,'' diye inledi Burak.
'' Bu koca canavardan annenin biraz daha süt sağmasını ister misin tatlım?'' diye aşk dolu bir ses tonuyla sordu.
'' Evet!'' diye cevapladı oğlan.
Duygu elinin biriyle Burak'ın kazık gibi sertleşen sikini sıvazlamaya başladıktan sonra diğer eliyle de taşaklarının hemen üstünde, göt deliği ile topları arasındaki mesafeyi okşamaya başladı, ara ara sperm dolu taşaklarımı avuçlayıp sıkıyor, sonra da masaj yapıyordu, bazen tırnak uçları ile gezinince Burak'ın karnında kelebekler uçuşuyordu.
'' Çok güzel her yerin, rahat ol sadece, annene bırak kendini, ben seni rahatlatmasını bilirim,'' dedi.
Bir eliyle sikini ve taşaklarını sağmaya devam ederken diğer elinin işaret parmağı ile anüsünde gezinmeye başladı yine, yavaşça içeri doğru sokup zevk aldığı noktayı bulmaya çalıştı. Burak başını yastığa dayamıştı, kafasını yana çevirdiğinde üvey annesinin muhteşem kalçalarının hemen gözleri önünde olduğunu görebiliyordu. Kalçalarının arasında kaybolan kumaşın hemen bacak arasında tekrar kabarıklaşıp üvey annesinin amını çevrelemekte ne kadar zorlandığını ucundan da olsa görebiliyordu. Amının ne kadar etli olduğuna şaşırmıştı.
Annesi tekrar sikinin sapına ve kafasına odaklanınca gözlerini bir an kapadı, harika bir histi bu. '' Ohhh.. Süpersin anne..''
'' Öyleyim tabi. Üvey anneciğin seni nasıl mutlu edeceğini biliyor,'' dedi Duygu.
Kayganlaştırıcıdan biraz daha avucuna aldıktan sonra makine gibi hızlanmaya başladı, sikinin kafasından taşaklarına kadar her yerini sıvazlıyordu, tekrar ve tekrar, götünde de parmağını hissetmek aynı zamanda değişik hazlar veriyordu, dakikalar böylece geçerken artık dayanacak gücü kalmamıştı.
'' Ahhh.. Duyguuu,'' derken sesi çatallaşıyordu.
Duygu orgazma ulaşmasını geciktirmek için yavaşladı, tecrübe böyle bir şeydi, hem zevk almasını sağlıyordu, hem de kendini daha uzun süreler kontrol edebilmesi için ona yardımcı oluyordu. Yirmi dakikaya yakın süre bu şekilde bir sikiyle bir taşaklarıyla oynadıktan sonra artık zamanı gelmişti.
'' Ahhh.. Anneee..''
'' Evet tatlım, hadi.. Artık zamanı..'' diye cesaretlendirdi onu Duygu.
'' Aaahhhhh..'' diye inledi Burak.
'' Aynen tatlım, hadi, boşalt döllerini benim için..''
Burak'ın orgazmı içinde büyümeye başladıkça bacakları kasılıyor, belini daha çok büküyordu, Duygu da daha çok hızlanıyor ve bacakları inadına aralanıyordu, Burak üvey annesinin amının da sulandığını kumaştan görebiliyordu artık. İşaret parmağını çıkarı orta parmağını soktuğu anüsüne iyice bastırıp son hız otuz bir çektirmeye başlayınca Burak artık çözüldü. Yüzü yatağa bastırıyor, iniltiler çıkarıyordu.
'' Devam et bebeğim, bütün döllerini akıt bana..''
Sonunda Burak patladı, bu zamana kadar ki en baş döndürücü boşalması bu olmuştu, arka arkaya fırlıyordu spermler sikinin kafasından, yatağın üstündeki çarşafa akmıştı hepsi, bir iki üç derken hala yedi sekiz kere döllerini fırlatabilmesi şaşırtmıştı Duygu'yu, gençlik böyle bir şeydi işte.
Sonunda ellerini oğlunun üstünden çekince Burak yatağa yığıldı.
'' İyi misin?'' diye gülerek sordu Duygu.
'' Şaka mısın? Harikayım,'' dedi.
Burak'ın arkasında döller kümelenmişti, Duygu işaret parmağı ile birazına dokundu ve sonra da ağzına götürüp tadına baktı. '' Hmm.. Leziz..'' Ağzı kulaklarına varıyordu gülümserken.
'' İğrenç gelmiyor mu?'' diye sordu Burak.
'' Çok mu şaşırdın üvey annenin spermlerinden hoşlanmasına?'' diye geri soruyla cevap verdi Duygu.
'' Şaşırmadım dersem yalan olur.''
'' Buna alışsan iyi edersin o zaman canım, eğer maçlarını kazanmaya devam edersen bundan sonra hiç uğraşmadan belki de direkt ağzıma doldurursun hepsini, ben de zevkle yutarım.''
'' Yani? Eğer sonraki maçı da kazanırsam ağzına mı alacaksın anlamına geliyor bu?'' diye sordu Burak.
'' Esra teyzen hep doyumsuz olduğumu söylerdi biliyor musun, sanırım haklıydı.''
'' Duygu.. Bir gün gerçekten yapacak mıyız? Anlarsın ya, tam anlamıyla yani?''
'' İçime girmekten mi bahsediyorsun canım?''
'' Evet.''
'' Yani.. Önce şampiyon olman gerektiğini biliyorsun, anlaşmamız böyleydi hatırlarsan,'' diye kışkırtıcı biçimde cevap verdi Duygu.
'' Tamam ama, il şampiyonu olursak, sonunda seninle seks yapacak mıyız gerçekten?''
'' Eğer il şampiyonu olursan hayatım, bu tatlı şey,'' derken artık yumuşayan çükünün kafasından tutuyordu Duygu,'' Pek gün ışığı görmeyecek artık diyebiliriz. Tek göreceği yer amımın en dibi olacak.''
Duygu'nun vajinasından amım diye bahsetmesi Burak'ın bacakları arasına elektriksel uyarılar göndermeye yetmişti bile.
'' Siktir.. İl şampiyonu olacağıma emin olabilirsin.. Bunun için her yolu deneyeceğim,'' dedi kendinden emin biçimde üvey oğlu.
Duygu çenesini oğlunun karnına yasladı ve gözlerinin içine bakmaya başladı. '' Tekrar hap kullanmaya başlasam iyi olacak desene tatlım, yumurtalıklarımın senin doğurtkan döllerine karşı pek şansı olacağını sanmıyorum. Prezervatif kullanmak istemezsin diye düşündüm de..''
Kıkırdaması çok çekici geliyordu Burak'a.
![]() |
Notes is a web-based application for online taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000+ notes created and continuing...
With notes.io;
- * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
- * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
- * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
- * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
- * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.
Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.
Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!
Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )
Free: Notes.io works for 14 years and has been free since the day it was started.
You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;
Email: [email protected]
Twitter: http://twitter.com/notesio
Instagram: http://instagram.com/notes.io
Facebook: http://facebook.com/notesio
Regards;
Notes.io Team