NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

Bölüm 21

Gökçe...

Arabaya bindim ama bunun tek nedeni çocukların önünde rezillik çıkarmamaktı. Hislerimi kelimelere dökemiyordum, kime ve neye kızacağımı şaşırmıştım.

'' N'ooldu şimdi? Ne bu sinir? Bişey mi yaptım yine?'' dedi.

'' Tebrik ederim,'' dedim sadece, sinirden başım ağrıyarak.

'' Tebrik? Birşey mi kazandım? Hayırdır?'' diye sordu.

'' Kazandın kazandın, dünyanın en şerefs..'' derken dikiz aynasından çocukları fark ettim, bize bakıyorlardı. '' Hani o beklediğin haber vardı ya CANIM!'' dedim, '' Hani şu Şeyma'dan beklediğin haber..''

Hakan birden bana çevirdi kafasını hızla. '' Sen nerden duydun?''

'' Duymamam mı gerekiyordu? Saklamayı mı düşünüyordunuz?''

'' Anne, Şeyma Teyze ödül mü kazandı? Neden tebrik ediyoruz onu?'' diye sordu Kaan.

'' Yok oğlum, şimdi Şeyma teyz.. Şeyma'dan falan konuşmayalım, babanız olacak ADAM arabayı sürsün, sizi AVM'ye götürelim, sonra biz öğreniriz BABANLA işin aslını..''

Şimdi sıçtık der gibi marşa bastı Hakan. Kafasının içinde kırk tane tilkinin dönmeye başladığını biliyordum, bakalım bu sefer kuyrukları birbirine değdirmeden sıyrılabilecek miydi bu işin içinden.

Arabayı sürerken sürekli telefonuna bakıyordu, sanırım Şeyma'dan gelen mesajlarını kontrol etmeye çalışıyordu.

Bazen evli çiftlerin çocuk yapmamasını o kadar anlamsız buluyordum ki, bunu asla yapamazdım sanırdım. Belki de benim genlerimde vardı, hep çocuk sahibi olmayı Allah'ın bir lütfu olarak görmüştüm, aşkımızın meyvesiydi onlar, yıllarımı vermiştim onları doğurmaya, beslemeye, büyütmeye, onlara vakit ayırıp da yeteri kadar ilgi alaka gösteremediğimde kendime kızardım hep, bazen sokakta saatlerce oynayan çocukları görünce nasıl cesaret ediyor anne babaları da sokağa salabiliyorlar diye düşünürdüm.

Ama hayatımda ilk defa çocuklar bana ayak bağı oluyordu. Aynı anda çok şey düşünüyordum. Birileriyle konuşmam, derdimi paylaşmam, içimi açmam gerekiyordu ama çocukları yanıma alamıyordum, alamazdım rahat konuşabilmek için. Emre ile görüşmek istiyordum, Aysel'le görüşmek istiyordum, annemle bile görüşmem gerekiyordu, bu evliliği bitirme kararımı destekleyecek birileri lazımdı bana.

Ama çocuklar? Onların kabahati neydi ki? Anne babaları ile kaliteli vakit geçirmek isteyen iki sabiye nasıl kıyacaktım? Tek beklentileri beraber olmaktı, ben onlara nasıl derdim ki bundan sonra babanızla aynı çatı altında yaşamak istemiyorum diye?

Daha önce hiç aklıma gelmeyen, hiç düşünmediğim sorulara bir anda cevap bulmam tabi ki kolay değildi. Ayaklarım nereye basıyor farkında bile olmadan akşamı bir şekilde geçirdik ve eve döndük.

Bu kez uzak durmamayı seçtim.

'' Yatak odasına gel! Konuşmamız lazım!''

'' Şu ses tonunu ayarlasan mı artık?'' dedi.

Odaya girince kapıyı kapattım arkasından. '' Sözlerim yarım kalmıştı. Baba oluyormuşsun, tebrik ederim!'' dedim.

'' Şeyma ne dedi sana?''

'' Ne mi dedi? Anne oluyorum dedi. Hamileyim dedi. Başka ne demesi gerekiyordu? Yuvanı yıkıyorum mu deseydi mesela?''

'' Sakin olur musun? Bunun olacağını biliyordun zaten,'' dedi.

'' Bilmem gerekenden fazlasını biliyorum artık. Onunla nasıl seviştiğini, kendini nasıl kaybettiğini.. Nasıl hala görüşmeye devam ettiğini.. Artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz Hakan. O kadın bu çocuğu doğurursa, senden ona babalık yapmanı isteyecek. Sen de buna dünden razısın zaten. Bu durumda biz ne oluyoruz? Bu çocuklar ne oluyor? Eski ailen mi? Çünkü o manyak karı yakamızdan düşmez artık. Yok.. Bu evliliği yürütemem artık ben..''

'' Doğurmak için girmedi mi kızım bu yola zaten? Beni hasta etme, şunu her seferinde ben gidip kadını sikmişim gibi anlatma artık. SİZ istediniz!''

'' Biz sadece tıbbi bir olay gibi yaklaşın dedik! Git de kadını Don Juan gibi kendine aşık et, sözde karına yani bana hiç yaklaşmadığın gibi yaklaş, tavşanlar gibi sikiş mi dedik? Bütün herşey ayyuka çıkınca hala daha görüş mü dedik! Hakan bak benim sabrımı zorlama! Bir tane adım attın mı bu durumu düzeltmek için? Yarın çağırsa koşa koşa gidersin ayağına!''

'' Ne yapayım yaa? Gidip karnına tekme falan mı atayım çocuk düşsün diye? Kız doğuracağım diyor..''

'' Demek doğuracağım diyor. O zaman ben de senden boşanacağım diyorum!'' diye bağırdım. Çocukların duyması artık umurumda değildi.

'' Boşanacak mısın? Saçmalama, bunu ben kabul etmem.''

'' Neden? Sıraya mı koyacaksın bizi? Bir gece bende bir gece kumamda mı kalacaksın? Şu Şeyma orospusuna daha çok değer verdiğin o kadar belli ki..''

'' Saçmalıyorsun!''

'' Saçmalıyorum demek. O zaman daha çok saçmalayayım. Ben de seni aldatacağım, ben de gidip birinin altına yatacağım ve senden sinirimi çıkaracağım. Bana kızarsan da ben de sana saçmalıyorsun derim, oldu mu?'' dedim.

'' Ağzından çıkanı kulağın duysun, bak beni çileden çıkarma Gökçe!''

'' Çıksan ne olur?'' dedim suratının dibine kadar girerek.

'' Seni gebertirim!'' dedi elini kaldırıp suratıma vuracak gibi yaparak.

'' Hadi! Buyur! Bunu da yap, dövecek misin beni? Sana bu da yakışır!''

Pijamalarını alıp toparlandı odadan çıkmak için, susmayı tercih ediyordu, daha önce de ağzıyla tehdit ettiği olmuştu ama ilk defa elini kaldırmıştı bana.

Odadan çıkarken hala daha kendime suç bulmama sinir oluyordum, çok mu üstüne gitmiştim diye düşünürken bu salak saçma fikirleri kafamdan atmaya çalışıyordum.

Onunla konuşmam gerekiyordu. Sabahtan beri geriliyordum ama asıl gönlümün aradığı ferahlığı bulamamıştım, içimdeki sıkıntıyı bana unutturacak kişi belliydi. Emre'ye mesaj yazmaya karar verdim.

- Emre.. Müsait misin? Seninle konuşmam gerekiyor..

Beni bekletmez inşallah diye umarken cevap hemen geldi.

+ Tabi ki müsaitim. Ben de seni düşünüyordum. İyi misin?

- İyi değilim Emre. Şeyma hamile kalmış. Nefret ediyorum artık herkesten. Nereden bulaştım ben bu işe.

+ Sakin ol. Hamile kalması zaten beklediğiniz sonuç değil miydi? Ne yapmayı düşünüyorlar şimdi

- Bilmiyorum ki. Doğurmak ister tabi ki. En başından beri hayali buydu. Ama ben artık ışınlanmak falan istiyorum bu hayattan başka bir hayata. Hakan'la bir dakika bile aynı havayı soluyamam

+ Konuştun mu onunla?

- Kavga ettik yine. Bana elini kaldırdı. Ben bir hata yaptım beni affet demesi gerekirken sanki çok normalmiş gibi davranıyor. Boşanmak istiyorum Emre. Ama nasıl yapacağımı bilemiyorum. Çok utanıyorum. Buna ilk başta kendim izin verdiğim duyulur diye. Ne derim ben anneme falan

+ Sakin. Vardır bir hal çaresi herşeyin. Arasam seni konuşma şansımız var mı?

- Hayır. Hakan evdeyken olmaz, duymasını ya da şüphelenmesini istemiyorum.

+ Tamam. Peki yarın görüşebilir miyiz seninle?

Keşke. Ondan çok daha fazla istediğime emindim yanında olmayı ama çocukları sürekli birilerine bırakmak istemiyordum, hem zaten az önce dediklerimden sonra daha çok dikkat etmeliydim sanırım. Hakan da Kadir gibi takibe falan başlarsa benim için kötü olurdu. Sinirlerime hakim olup çenemi tutmalıydım.

+ Görüşmekten kastım illa başbaşa benim evimde falan değil, yanlış anlama

Mesajına geç cevap verince sanırım onunla aynı ortama girmek istemediğimi düşünmüştü.

- Hayır. Onunla alakalı değil. Çocuklarla ilgilenmem gerekli. Yarın haftasonu, okul da yok.

+ Şey yapsak

+ Parka falan çıkamaz mısın? Çocuklar oynar, biz de bankta falan otururuz

Gerçekten güzel bir fikirdi bu sanırım, beni görmeyi ne kadar istediğine ikna olmuştum hemen, derdi beni dinlemekti, bu adamı hak edecek ne yaptım ki ben diye düşünüyordum.

- Evet bu olabilir. Yani, konuşabiliriz.

- Seninle konuşmaya ihtiyacım var Emre

+ Biliyorum yavrum. Bilmukabele. Benim de seni görmem gerekiyor. Aklım hep sende.

- Teşekkür ederim

+ Teşekkür etme, sadece izin ver yanında olmama..

- O zaman öğleden sonra parkta buluşuyoruz o zaman.

+ Buluşuyoruz yavru

Kalbimi yine eritmeyi başarmıştı. Yavru deyişi beni benden alıyordu. Yavru.. Keşke yavrusunu severken hırpalayan bir ayı gibi sevseydi beni şu an.

Ertesi sabah haftasonu olduğu için biraz geç kalkmıştım ama hazırlanmam gerekiyordu. Uzun zamandır aklımda olan kişiyle görüşmem gerekiyordu önce, hatta annemle de hafiften paylaşmam gerekiyordu, çıtlatmam lazımdı boşanma fikrini, düşüncelerini öğrenmem gerekiyordu. Hakan'ın beni aldattığını öğrenince eminim fikrime saygı duyardı ama işte, yalan konuşmam gerekiyordu. Bu saçma gebelik planından haberi olursa kalp krizi geçirirdi maazallah.

Aysel'le konuşmam gerekiyordu, arayı açmıştık, beni en iyi anlayabilecek insanlardan birisi oydu. Telefona sarılıp onu aradım.

'' N'aber canım?''

'' İyiyim, sen nasılsın?''

'' Ben pek iyi değilim. Müsait misin, yanına gelsem biraz konuşsak.''

''Hayırdır canısı? Sesin kötü geliyor, bir şey mi oldu? Çocuklarla mı ilgili?'' Çocuk doktoru olduğu için zamanında çok rahatsız etmiştik onu, çocukların en ufak ateşi çıksa ona sorardım, hakkı vardı şimdi böyle sormasının.

'' Yok. Herkes iyi. Kahvaltıdan sonra geliyorum sana.''

Eşinin başka bir sağlık çalışanı ile olan ilişkisini duyar duymaz gözünün yaşına bile bakmadan kapının önüne koymuştu kocasını. Gerçi Uğur'un, yani kocasının da cerrah olduğu için çok iyi kazandığını varsayarsak, kapının önüne koydu demek biraz abes kaçıyordu. Sonuç olarak tecrübelerinden yararlanabileceğim yakın bir arkadaştı kendisi, eşekten düşenin yanına gelmiştim.

Ufak tefek detaylar hariç başımdan geçenleri anlattım en başından itibaren, buna Emre de dahildi ama tabi ki seviştiğimizi söylemek istemedim, bunu sadece ikimiz biliyorduk.

'' Ne diyeceğimi bilemedim. Vuuu. Çok heyecanlı. Bundan porno film senaryosu olur biliyor musun?'' dedi gülerek.

'' Sağol ya. Dalga geçilmeye ihtiyacım vardı.''

'' E yani hakediyorsunuz. Böyle bir şeyi nasıl kabul ettin kızım sen? Ben bile bu kadar marjinal olamadım daha. Biraz daha porno film izlemem lazım sanırım,'' diye hala dalga geçiyordu.

'' Uff Aysel, bence sen kendine bir sevgili yap, boşanmak yaramamış sana, bayağı izliyorsun sanırım,'' dedim canım sıkılarak.

'' İzliyorum tabi ki. Gayet de sağlıklı bir şey bence. Erkeksiz seks en güzeli. Neyse. Boşan gitsin kızım, adam Şeyma'ya tutulmuş artık, ondan bir yol olmaz.''

'' Bu kadar basit diyorsun yani. Hiç aklıma gelmemişti gerçekten,'' dedim iyice bunalarak. '' Ya, hiç mi zorlanmadın, bunca yaşanmışlık, çocuklar falan, hemen git boşan mı diyorsun bana.''

'' Evet. Zorlanmadım. Benim çocuğum yok canım. Koca adama da çocuk muamelesi yapmana gerek yok. Yaptıklarının sorumluluğunu almalı insan. 2023 yılındayız, dünyada ilk boşanan kadın sen değilsin, babaları da ölmüyor yani çocukların. Anlaşırsınız, her hafta gelir görür onları.''

'' Yeni çocuğundan sıra gelirse..''

'' Keyfi bilir. Sen köpek gibi süründür de, gerisi ona kalmış. Nafakanı da alırsın, çocukların masraflarına da iştirak olacak. Yok öyle şeyinin keyfine yuva yıkmak. Ama sen de dikkatli olmalısın,'' dedi.

'' Hangi konuda?'' diye sordum.

'' Şu Emre kimse o konuda.''

'' N'oolmuş Emre'ye?''

Aysel tek kaşını yukarıya kaldırıp, beni sorgular gibi süzdü. '' Senin karşında dünkü çocuk yok Gökçe. Ne kadar ileri gittiniz bilmiyorum ama dikkatli ol. Hakan bunu öğrenirse mahkemede aleyhine olur. İffetsiz kadın durumuna düşme.''

Yanaklarım kızarmıştı bile, sanki yatakta basılmış gibi hissettim bir an, her ne kadar yakın arkadaşım da olsa kadın altıncı hissi başka bir şeydi sanırım, anlamıştı Emre'den etkilendiğimi.

'' Dikkat ederim,'' dedim sadece, itiraz etmek istemedim.

'' İyi tanıyor musun onu? Neden sana yaklaştığı hakkında hislerin ne söylüyor?''

'' Bana yaklaşmak derken?''

Leb demeden leblebiyi anlamayan hallerimden rahatsız olmuştu. '' Ya, kızım açık açık konuşacaksak konuşalım, yoksa bir yere varamayız. Bu adamın senden beklentisi seksten daha fazlası mı?''

'' Bence öyle. Seksten başka beklentisi olup olmadığını anlamanın bir rehberi mi var?''

'' Benim durumumda genel olarak beklenti seks oluyor ki benim de beklentim bu yönde. Boşandıktan sonra bakış açım değişti diyelim. Ama sen öyle değilsin, sen bağlanmayı seviyorsun, bu çocuk seni yarı yolda bırakırsa inadına kötü hissedeceksin,'' dedi Aysel. Haklıydı da.

'' Bağlanmak? Şu an önceliğim evliliğimle ilgili ne yapacağıma karar vermek. Boşanmak mesela. Ben Emre'ye benimle evleneceksin de demedim, senden beklentim var da demedim, boşanmamı bekle de demedim, aslına bakarsan ben Emre'ye hiçbirşey demedim. Sadece ondan çok etkileniyorum ve aramızda güzel bir arkadaşlık başladı.''

'' Arkadaşlık mı?'' diye güldü Aysel. '' Kör kütük aşık adam sana anlattığına göre. Gerçi sen de farksız değilsin.''

'' Yani.. Öyle görünüyor. Bu kadar anlayış ve ilgi ya aşktan olur ya da çok iyi numara yapıyor.''

'' Sence hangisi?''

'' Bence..'' dedim ve bir süre düşündüm sanki. '' Açık ve net aşktan.''

'' Boşa gitsin Hakan'ı o zaman. Boşandığım gün dünya başıma yıkılacak sandım ama aksine dünyanın en rahat kadını oldum.''

Konuşmak iyi gelmişti onunla. Bir süre daha kahve keyfi yaptıktan sonra Aysel'in yanından kalkmam gerekiyordu artık. Çocukları da alıp parka geçtim ve Emre'ye mesaj attım geldiğimi belirtmek için ama o çoktan gelmişti, parka girince oturduğu bankı gördüm ve yanına doğru ilerlemeye başladım.

'' Siz hadi beraber oynayın güzel güzel, ben biraz oturup güneşleneyim olur mu?'' dedim ikisine de. Park kalabalıktı şansıma ve arkadaş bulmakta zorluk çekmiyorlardı.

'' Çok güzel çocukların var,'' dedi Emre ben yanına otururken. '' Öpmesem daha iyi olur diye düşündüm yanağından.''

'' Neden? Arkadaşımın yanağından öpmem kimseyi rahatsız etmez,'' dedim ve ben hamle yaptım ona doğru. Yine de sarılmadık.

'' İyi misin? Nasıl geçiyor günün?''

'' Sence? Bazen kötüye gidiyor, bazen yerinde sayıyor, bazen de iyi şeyler oluyor,'' dedim mutsuz biçimde.

'' İyi şeylerin arasında ben varımdır umarım,'' dedi.

'' İyi şeylerin en başında geldiğine emin olabilirsin,'' dedim utanarak.

'' Hemfikiriz o zaman,'' dedi. '' Kavgadan sonra bir daha konuştunuz mu?''

'' Yok. Ben öğlene doğru çıktım evden, Aysel diye bir arkadaşıma gittim, o da eşinden boşanmıştı da, belki bir yardımı olur diye düşündüm, akıl akıldan üstündür sonuçta. Ama pek de bir faydası olmadı, aksine kafamı karıştırıyor.''

'' Kafanı karıştırıyor derken? Bu arkadaşın beni biliyor mu peki?'' diye sordu.

'' Bilmiyordu.. Ama artık biliyor..''

'' Ve sana dikkatli olmanı öğütlüyor benim hakkımda..''

Bir yandan çocukları kontrol ediyordum ara ara bir yandan da Emre ile göz göze gelmemeye çalışıyordum çünkü adamın yanında ayarlarım şaşıyordu artık, zihnimi, bedenimi, herşeyimi okuyordu adam. '' Neden bu kadar isabetli oluyor her dediğin? Evet, dikkatli olmamı söyledi.''

'' Neden? Seni kullanıp bir kenara mı atar mışım?''

'' O da nereden çıktı? Bizim aramızda sonuçta öyle bir şey yok ki..''

'' Aramızda öyle bir şey olsun istediğimi biliyorsun ama Gökçe. Seni istediğimi biliyorsun. Bizi mi konuşalım, sizi mi konuşalım? Çünkü iki konu da birbirine geçecek bundan sonra. Ben hazırım uğraşmaya.''

'' Hakan'la beni mi? Onu hayatımda istemediğimi söyledim sana zaten. Şu çocuklar olmasa beş dakika bile durmam o evde. Ama ne anneme ne de çocuklara söyleyecek gücüm yok gibi hissediyorum.''

'' E zor zaten. Kolay değil ki. Ben neden yanında olmak için çabalıyorum sanıyorsun? Evet yuva yıkmak, yuvanı yıkmanı beklemek belki çok büyük suç, ya da günah, ne bileyim, ama en başından beri saklamadım bunu, seni hayatımda istiyorum ve sen de boşanmak istiyorsun. Ben bir seçenek olarak artık görülmek isterim tabi ki. Zor olan bir yola gireceksin ama bir yandan da belki de yanına benim gibi seni deli seven birini almış olacaksın, engelleri beraber aşarız.''

Gayet ikna edici konuşuyordu. Ya da ben adama aşık olduğum için hayran hayran dinliyordum.

'' Neden bu kadar güveniyorsun kendine? Nasıl yani? İki tane çocuğu olan dul bir kadınla neden beraber olmak istiyorsun? İstesen onlarca kız seninle hemencecik evlenir, benim özelliğim ne?''

'' Neden mi? Neden olmasın ki peki? Sen kafanın içinde çizdiğin sınırları aşmaya korkuyorsun ama benim için zaten öyle bir sınır yok ki? Bunu seni ikna etmek için söylüyorum, normalde bir neden değil benim için ama ben yetimim Gökçe, hatırlatmama gerek var mı? Benim hesap vermem gereken bir anne babam yok ki, beni benden başka kimse eleştiremez, kimse bana neden dul bir kadınla evlendin diyemez. Nasılsa hesap vermem gereken biri yok diye istemiyorum tabi ki seni. Sadece düşündüğünü bildiğim için bunu, açıklamak istedim,'' dedi. Aslında haklıydı ve benim de kafama takılan noktalardan biri buydu, gayet de doğruydu bu laflar. Şimdi düşündüğümde, beni eleştirecek, ya da yargılayacak bir kayınvalide yoktu ki ortada, sadece Emre olacaktı, ve beni sevdiğini söylüyordu.

'' Onlarca kızla birlikte oldum zaten, bunu da saklamamın bir nedeni yok. Zaten sen de inanmazsın. Ama insanın kalbi de teni de hissediyor, aklım da seni söylüyor. Seninle tanıştığımdan beri seni sevdiğimi biliyordum ben. Seni arzuluyordum. Takıntı olmuştu belki. Sonra biraz küllendirmek zorunda kaldım, sana karşı bir saygısızlık asla yapamazdım. Evliliğine saygı duydum. Ama..,'' derken etrafına baktı, konuştuklarımız gerçekten mahrem şeylerdi. Kimse olmadığını görünce devam etti. '' Seninle aynı yatağa girince artık benim için geri dönüş olmadığını biliyordum. Tenine değdiğim anda bütün hayallerim gerçeğe dönüştü, beraber yaşlanmak istediğim kadın sensin. Beraber olmak istediğim insan sensin.''

Göz göze bakışırken ona doğru uzanıp öpmemek için kendimi zor tutuyordum. Her sözü ciğerime işliyordu. Bu adam bana ne ara bu kadar aşık olmuştu diyordum ama tarihçesine varana kadar açıklamıştı işte.

'' Anneee!''

Kaan'ın sesine dönene kadar ben Emre yerinden fırlayıp ona doğru koşmaya başladı. Kaydıraktan düşmüştü ve ağlıyordu, ben de peşinden gittim hemen. Emre Kaan'ı yerden kaldırıp kolunu bacağını yoklamaya başladı.

'' İyi misin oğlum? Neren acıyor göster.'' derken gözyaşlarını siliyordu oğlumun.

'' Ablam beni itti!''

'' İtmedim anne, kendi düştü!''

'' İttin!''

'' İtmediiim!''

Sonsuz döngüye girmeden kavga müdahale ettim ve kızımı kolundan tutup kenara çektim. '' Sen ablasın, artık haklı çıkmak için kavga etmemelisin kızım, neden böyle yapıyorsun ki? O şimdi susar, unutur bile,'' dedim ama arkasına bile bakmadan oyun oynamaya devam etti gidip.

Arkamı döndüğümde Emre hala Kaan'ın gözyaşlarını siliyordu parmaklarıyla. Oğlum demişti ona. Kadınlık hormonlarım hiç ama hiç yardımcı olmuyordu bana da. Yerinden kalkıp hemen koşarak onu yerden kaldırması falan.. Etkilenmiştim. Sadece ikisini izledim bir süre.

'' Salak şey,'' deyip ablasının peşinden koştu ve oyuna devam ettiler.

'' Teşekkür ederim Emre,'' dedim.

'' Çocuklar çok aktif,'' dedi gülerek. '' Olur öyle arada.''

'' Artık gitsem iyi olacak,'' dedim.

'' Nereye? Eve mi?''

'' Eve. Annemi aramayı düşünüyorum. Görüşsek iyi olacak artık.''

'' Gökçe..''

'' Efendim..''

'' Biz de görüşsek?''

'' Görüşüyoruz ya?''

'' Öyle değil.. Baş başa..''

Yanaklarım al al oldu yine. Ah bir bilseydi onunla çılgınlar gibi sevişmek için neler vermezdim şu an.

'' Ben senin cevabını biliyorum da, neyse. Beklerim ben. Görüşelim Gökçe. Çok özledim,'' dedi.

'' Peki,'' diyebildim sadece. '' Görüşürüz.''

Çocukları da alıp parkın kenarına park ettiğim arabama geçtim. Emre parkta oturmaya devam ediyordu, beni izlediğini biliyordum. Ben gidene kadar bekleyecekti belli ki.

Telefonumu alıp watsapa girdim.

+ O çocuğu doğuracaksan sana iyi bir haberim var. Hakan da senin olsun. İkinizi de söküp atacağım hayatımdan. Ne bok yerseniz yeyin.

Bölüm 22
Gökçe...

Kapıyı çaldım ve beklemeye başladım, bugün artık bahsetmem gerekiyordu anneme durumlardan, çünkü ona daha çok ihtiyacım olacağının farkındaydım bu süreçte.

'' Hoşgeldiniz kızım,'' dedi annem bizi içeri alırken. '' Yemek yapmıştım iyi oldu geldiğiniz.''

Yemekten sonra salona geçti çocuklar ve daha önceki gelmelerimizden biriken oyuncaklarıyla oynamaya başladılar, ben annemle mutfaktaydım, etrafı toplamaya, masayı kaldırmaya yardım ettim ve sordum.

'' Birer kahve içer miyiz?''

'' İçeriz kızım. Yine ne anlatacaksın bana bakalım,'' dedi annem, kahve sohbetlerinin sonunda birşey isterdim hep.

'' Evliliğim hakkında,'' dedim ve yüzüne bakarak annemin.

'' Hayırdır kızım? Kavga mı ettiniz yoksa?''

Evliliğimizin ilk yıllarında iki farklı karakter olarak çatışmalarımız çok olmuştu Hakan'la, o biraz daha umursamaz biriydi bana göre ama ben de yıllar ilerledikçe törpülenmiştim, ilk başlarda haftalarca dargın kaldığımız konular için artık lafını bile etmediğimizi düşündüğümde gülerdim kendime. Çocukların bebeklik dönemlerinde bana bir saat yardım etse yirmi üç saat elini sürmezdi. Bunların hepsi sineye çekiliyordu çünkü zaten evlilik buydu. Ya iki taraf birden anlayışlı olacak, ya bir taraf diğerinden daha tavizkar ve yeter ki evlilik yürüsün kafasında olacak ya da iki taraf da anlayışsız olacak, ki bunun sonu ayrılıktır.

Biz ilk sınıfa girmeyi deneyen ikinci kategoriydik. İnsan sevdiğini sandığı kişi için kendinden ödün veriyor bazen farkında olarak bazen de farkına varmadan. Kafamdaki ve daha kötüsü kalbimdeki kumdan kale, iskambilden yuva tek bir hamle yıkılıp gitti.

'' Sayılır. Aslında bir süredir konuşmuyoruz bile. Birbirimizden koptuk anne,'' dedim.

'' Ne demek koptuk kızım? Ne oldu aranızda?''

'' Hakan beni aldatıyor anne.''

'' Nee!! Ne aldatması? Kimle? Bi yerde mi gördün?'' derken soruları art arda sıralıyordu.

'' Sakin ol anne. İzin verirsen anlatacağım. Bir süre önce oldu. Beni aldattığına kesinlikle eminim,'' dedim ama nereden eminsin dese yalan söylemem gerekiyordu. '' Hatta hala aldatmaya devam ediyor.''

'' İnsanı delirtmese kızım. Nereden biliyorsun? Yoksa bastın mı biriyle? Ay Allahım sana geliyorum. Hiç bilmediğim, görmediğim şeyler. Bizim ailede böyle şeyler olmaz kızım. Ne yaptı bu adam?''

Sonunda artık yapmam gerekeni yaptım ve kurtuldum. '' Şeyma ile anne. Beni Şeyma ile aldatıyor!''

'' Aaaaa!!! Aaaaa... Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu kızım? En yakın arkadaşın Şeyma ile mi? Nerede gördün, kimden duydun, olur mu öyle şey. Aaaaa!!! Her gün neredeyse beraberdiniz kızım siz, olur mu böyle bir şey yapar mı arkadaşın?''

'' Anne.. Anne..'' diye onu susturmaya çalışıyordum, benden kopmuş kendi kendine konuşur moda geçmişti. '' Annee!''

'' Anne?'' kızım mutfağa gelip bana sesleniyordu, annemin saçma yükselişlerinden korkup ne oluyor diye. Sonuçta herkesin kendi annesi vardı.

'' Kızım.. Anne!!! Biraz sakin olur musun? Kızım sen içeri geç hadi bir şey yok korkma,'' deyip onu salona kadar götürüp geri geldim, bu kez mutfağın kapısını kapattım.

'' Kızım nas..''

'' Ya anne bir dur! Beni dinle. Hakan'la Şeyma birlikteler, önce saklamaya çalıştılar ama Kadir'in elinde kanıtlar vardı ve benimle paylaştı. Ben de bunu Hakan'a söyledim, özür falan diledi, asla bir daha görüşmem dedi ama..''

'' Ama?''

'' Ama yine görüştüler ve yine o salak Kadir bana haber verdi. Sonuç olarak aldatıldım ve çok kızgınım.'' Annem şoklardan şoka giriyordu. '' Ben boşanacağım anne.''

'' Boşanacak mısın? Kızım çocuklar ne olacak? Evliliğin ne olacak?''

'' Anne sen beni dinliyor musun? Aldatıyor beni Şeyma ile diyorum. Görüntüleri var diyorum. Ben bu saatten sonra o adamla aynı eve girmem!''

'' Görüntüleri mi var? Ay Allahım kalbime indireceksiniz benim.''

'' Ya anne ben ne yaptım da çoğul konuşuyorsun? Ben Hakan'a iyi bir eş olmaktan başka ne yaptım?''

'' Bak sen şu Şeyma zillisine. Demek Hakan'ın koynuna girecek kadar alçalmış. Ay vallahi inanamıyorum. Kızım siz nasıl arkadaşsınız böyle, yapılır mı böyle birşey?''

'' Anne iki lafından birinde beni suçluyorsun farkında mısın? Şeyma'nın orospuluğunu fark edemedim diye özür mü dileyeyim senden?''

'' Hakan ne dedin boşanacağım deyince?''

'' Ona daha söylemedim.. Yani bu şekilde bitti demedim.. Anne sana ihtiyacım var. Ona ya sen ya da ben gideyim diyeceğim o evden. O giderse yanımda olmanı istiyorum. Bana sen git derse çocuklarımı da alıp sana geleceğim. Başka aklıma bir şey gelmiyor.''


'' O nasıl söz kızım? Ben seni yalnız bırakmam ama emin misin buna, yani Hakan'la bir daha mı konuşsan?''

'' Anne sen beni dinliyor musun? Adam hala aldatıyor diyorum, ne yapayım sana Hakan'la Şeyma'nın görüntülerini izleteyim?''

'' Ay aman kızım. Tövbe tövbe. Bunlar yoldan çıkmış o zaman, kafayı yemiş olmalılar. Tövbe estağfurullah..''

Sandığımdan daha kolay olmuştu. Annem sonunda benden tarafa tavır almıştı ve gidecek bir yerimin olması beni ümitlendirip cesaretlendirdi. Bir süre daha bu konuda konuştuk ve sonunda çocukları da alıp eve geri dönmek için kalktım. Yol boyunca Hakan'la yapacağım konuşmayı düşünüyordum. Emre sürekli mesaj atıp benim nasıl olduğumu soruyor ve kendimi iyi hissetmem için güzel mesajlar atıyordu. Yalnız olmadığımı bilmek çok iyi gelmişti.

Şeyma...

'' Efendim Nermin Teyze, nasılsın?'' derken şaşırmıştım çünkü hiç beklemiyordum böyle bir telefon, Hakan'la mesajlaşıyordum o sırada.

'' Teyze falan deme bana, hiç iyi değilim. Ne yaptın sen? Gökçe'nin anlattıkları doğru mu?'' derken ses tonundan çekinmeye başlamıştım. Gökçe ne anlatmıştı bilmiyordum ki.

'' Ne yapmışım Nermin teyze? Ne anlattı ki sana?''

'' Hala Nermin teyze diyor. Sen Hakan'la ilişki mi yaşıyorsun kızımın arkasından kuyusunu mu kazıyorsunuz siz?! Bak sinirden şekerim yükseliyor, yapılır mı böyle nankörlük, böyle bir saçmalık hayatımda duymadım ben!'' derken artık bağırıyordu. Ne diyeceğimi bilemez haldeydim. Keşke biri gelip beni kurtarsaydı.

'' Nermin tey.. Yok.. Hayır, sandığın gibi değil...'' dedim ama devamında ne diyeceğimi bir türlü toparlayamıyordum. '' Az dinlersen anlatayım, bunu biz.. Ya nasıl desem.. Gökçe'nin anlattığı gibi değil ama bir şey de diyemiyorum ki şimdi..''

'' Neyi diyemiyorsun kızım? Sen Hakan'la beraber oldun mu olmadın mı?''

İşte buna nasıl cevap verecektim şimdi? Gökçe beni topun altına atıyordu kendini kurtarmak için, benim olanı söylemekten başka çarem kalmıyordu.

'' Şeyma sana diyorum! Hakan'la birlikte oldun değil mi? O yüzden susuyorsun! Yazıklar olsun sana, o kadar ekmeğimi yedin, evime geldin, kızım senin için neler yaptı, hiç mi utanmadın!''

Ya bir susar mısın kadın demek istiyordum ama gerçekten de yüzüm de yoktu. Yine de hakaret duymak istemiyordum. '' Ya Nermin Teyze, öyle değil diyorum. Gökçe'nin haberi vardı ben Hakan'la beraber olurken. Hatta ondan izin aldım!''

'' Ne saçmalıyorsun sen ya? Ne izni? Ay şimdi düşüp bayılacağım. Öyle şey mi olur? Benim kızım sana git kocamla beraber ol mu dedi?''

'' Aynen öyle dedi..'' Ohh, dedim işte, iyi oldu sana Gökçe.

'' Ne!! Ciddi misin sen? Ya.. Nasıl yani? Sen de gidip Hakan'la mı beraber oldun?''

'' Nermin Teyze.. Diyorum ya işte o iş biraz karışık. Ben sadece.. Ben sadece anne olmak istedim.. Ve.. Herşey birbirine girdi..'' Gözlerimden yaşlar akıyordu şimdi, benim de sinirlerim boşalmıştı. '' Sen yanlış kişiye kızıyorsun. Kızından habersiz birşey yapmadım ben. Git ona hesap sor.''

'' Bir dakika, sen şim..''

Telefonu kapadım ve başımı ellerimin arasına alıp ağlamaya başladım. Çok yıpranmıştım, herkes üstüme geliyordu, tek suçlu benmişim gibi herkes bana orospu gözüyle bakıyordu, bunu Hakan'sız aşamazdım. Onu aramam gerekiyordu, yazarak olacak iş değildi.

'' Alo? Hakan? Çok kötüyüm beni n'olur yanıma gelir misin?''

'' N'ooldu canım benim? Ağlıyor musun sen? Kadir birşey mi yaptı yoksa sana?''

'' Hayır.. Nermin teyze.. Gökçe ona anlatmış, kızımın yuvasını nasıl yıkarsın falan dedi. Hakan'la nasıl yatarsın falan dedi. Bağırdı çağırdı, üstüme geldi..''

'' Gerçekten mi? Hay gerizekalı ya, her boku kendi onayladı, şimdi bizi millete sakız edecek. Sen ne dedin? Yalan demedin mi?''

'' Yalan demedim. Daha doğrusu işin aslını anlattım. Herşeyden haberi vardı dedim.''

'' Nasıl yani? İnkar neden etmedin? Yattık mı dedin Hakan'la?''


'' Hakan zaten yatmadık mı? Yalan söylemekten geliyor başımıza ne geliyorsa. Neden ben kötü oluyorum ya? O herşeye tamam dedi, o suçsuz mu? Gökçe'nin haberi vardı, çocuk yapmak için birlikte olduk dedim.'' Artık bıkmıştım herkesin bana ne yapacağımı söylemesinden.

'' Hay Allahım.. Hay amına koyaydım yaa.. Çık şimdi işin içinden.. Bak.. Telefonum çalıyor, şimdi de beni arıyor kayınvalide. Ne diyeceğim şimdi buna ben?'' diye sordu.

'' Ne mi diyeceksin? İsteyerek birlikte olduk Gökçe'nin de haberi var diyeceksin. Bu çocuk da doğacak diyeceksin!'' Artık benim arkamda durması gerekiyordu.

'' Ya.. Denir mi öyle? Kadının yüreğine iner..''

'' Benim mi insin Hakan? Kadir'le mi büyüteyim bu çocuğu seninle mi? En sonunda tek başıma kalacağım sanırım..''

'' Yok.. Öyle değil de.. Ya ne diyeyim kadına, ben Şeyma'yı becerdim mi diyeyim?''

Yaparken öyle demiyordun demek geliyordu içimden ama diyemiyordum da, bu tavırları beni çıldırtıyordu ama Hakan'a ihtiyacım vardı.

'' Evet gerekiyorsa diyeceksin Hakan. Öyle yapmadın mı yoksa? Yine görüşelim de yapalım diyen başkası mıydı?''

'' Ya ben onu mu diyorum, tabi ki çocuğum olursa ilgileneceğim, tabi ki seni istiyorum.''

'' Güzel, çünkü istemiyorsan ben de ona göre davranmak zorundayım, ben bıktım artık yalnız mücadele etmekten. Madem Gökçe boşanmak istiyor, sen de gereğini yap!''

'' Gereğini yap derken? Bir dakika ya, Gökçe benden boşanmak mı istiyormuş?''

'' Annesi öyle dedi. Hem boşanırsa boşansın demiyor muydun sen, şimdi pişman mı oldun? Ben de Kadir'le konuşmayı düşünüyorum Hakan. Birlikte olabiliriz böylece..'' dedim ve cevabını bekledim, ama o susmayı tercih ediyordu. Öyle ya da böyle onu bir tercih yapmaya zorlayacaktım, beni tercih etmediğini görürsem Kadir'le belki devam etmem için bir sebebim kalırdı. Adam herşeye razıydı, tek beklentisi onu terk etmememdi ama Hakan'la bu şekilde görüşmeye devam ettiğim zaman nereye kadar dayanabilirdi ki buna?

'' Sen şimdi acele bir kararla her şeyi inadına karıştırma. Ben eve geçiyorum, şu Gökçe ile konuşmam lazım, kadını saldı üstümüze, sıyrılabileceğini sanıyor. Ben seni ararım, hem bi ara görüşsek mi? Ben bir rezidansta daire kiralamayı düşünüyorum, böylece kimseden çekinmeden beraber görüşebiliriz istediğimiz zaman?''

'' Rezidans mı? Ya sen beni iyice canın istediğinde görüşebileceğin bir eskort gibi mi görmeye başladın Hakan?''

'' Ya ne alakası var kızım, Kadir takip ediyor falan ya hani, o yüzden dedim.''

'' Bakarız. Sen önce geleceğimize karar ver,'' dedim. Ben de fena halde onu istiyordum, hala içimde olduğu o romantik anların hayali ile yaşıyordum ama her fırsatta altına yatacak değildim.







     
 
what is notes.io
 

Notes is a web-based application for online taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000+ notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 14 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.