Notes

Burak uyandığında kafası annesinin kucağındaydı. O büyük ve tatlı memelerinin üstünden üvey oğluna bakarken saçlarını okşuyordu.

"Günaydın yakışıklı," derken güldü.

Burak sikinin tekrar canlanana kadar emildiğini hissedebiliyordu ve aşağıya baktığında teyzesinin bacaklarının arasında diz çöktüğünü, sertleşen yarağını o güzel ağzına sokup çıkardığını gördü. Kocaman memeleri göğsünden sarkıyor, emerken ileri geri sallanıyordu.

Duygu oğlunun kafasını kollarıyla kucakladı ve memelerinden birini yaklaştırdı. Meme ucunu ağzına alan Burak dilini kabaran meme ucunun üzerinde gezdirmeye başladı. Yumuşak ve pamuksu et parçası, tüm ağırlığıyla Burak'ın yüzünü çevreliyordu.

Çocuk kendini ölmüş ve cennete gitmiş gibi hissediyordu adeta. Memeye doyuyordu resmen, kendi annesinin meme uçlarını sakız gibi çiğniyor ve emiyorken, koca yarağı da teyzesi gırtlağına kadar almaya çalışırken muhteşem bir sıcaklık ve ıslaklık hissini yaşıyordu.

Dili annesinin göğüs ucundaki engebeli yüzeye batarken, Burak gözlerini açtı ve yüzüne sıcak bir şekilde yaslanan pürüzsüz et parçasına baktı. Burnundan nefes aldığını kendisi bile duyabiliyordu, annesinin memeleri bir maske gibi yüzünü çevreliyordu.

Esra sikini ağzından çıkarmıştı şimdi. Koca memeleriyle bacak arasına doğru yaklaştığını hissetti. Esra'nın ağzı Duygu'nun göğsünün altına girip Burak'ınkini bulduğunda üvey annesinin meme ucu dudaklarından ayrıldı. İkisi de iştahla öpüşmeye başladı.

Annesinin kıkırdadığını duyabiliyordu ve başını kaldırıp baktığında onlara gülümseyerek baktığını gördü.

"Gerçek anneni bu kadar iştahla öpmemişsindir belki de?" derken Esra öpüşmeye ara verdiğine pişman gibiydi.

"Hı-hı." Burak, teyzesinin dili onunkinin etrafında kıvrılırken mırıldandı.

Yeterince öpüştüğüne ikna olduktan sonra doğruldu ve Esra da memelerini yüzüne doğru sarkıttı. İleri geri sallanırken memeler, dilini üzerinde gezdiriyordu. Teyzesinin büyük göğüslerinden biri annesininkine çarptı ve Burak kendini bir yerine iki memeye bakarken buldu.

Annesinin ki gibi Esra'nın da meme uçlarının etrafındaki halka devasaydı ve Burak bir vantuz gibi ona doğru çekilmişti. Aç bir bebek gibi emiyor ve dilliyordu, annesinin meme ucunun burnundan yukarıya kayarak gözlerinin arasına doğru ilerlediğini izliyordu. Çenesini yukarı kaldırdı ve bu kez de Duygu'nun göğüs ucu üzerinde çalışmaya başladı, sonra uzanıp teyzesinin memelerini hareket ettirerek ikisinin yan yana olmasını sağladı. Belki de dördünün de demeliydi.

Dört büyük top da yüzüne oturdu ve Burak kendini büyük meme cennetinde buldu. Kilolarca göğüs eti içinde boğulan genç, açgözlülükle çiğneyip emerek her iki meme ucunu da ağzına götürdü.

Esra ablasıyla bakışırken gülmeye başladı. Burak'ın yüzünü tamamen kaplayan ve birleşen memelerine baktı sonra. "Ah, sanırım küçük bir meme canavarı yarattık ablacım," dedi.

"Dikkat et, bu canavar da amcık yemeyi seviyor," diye cevap verdi Duygu.

Esra geriye doğru hamle yaparak ellerini çarşafın üstüne koydu ve çocuğun üstünden kalktı, bacaklarını iki yana aralayıp dizlerini iki tarafa çekerek bacak arasında onu bekleyen hazineyi göstermek istiyordu yeğenine. Annesinin memelerinden bir an da olsa ilgisini çekmeyi becerince Esra'yı fark etti Burak. Elinin birini bacak arasına götürdü ve abartmadan küçük küçük tokatlamaya başladı amcığını Esra. '' Demek öyle, benim amcığımı da denemek ister misin peki?''

Burak yerinden doğruldu ve oraya doğru hamle yapmak üzere ilerlemeye başladı ama annesi de onunla birlikte geliyordu şimdi sanki. Kardeşinin kadınlığını kast ederek sordu.

"Devam et tatlım, anneni bağırttığın gibi onun da çığlık atmasını sağla," diye fısıldadı.

Burak vakit kaybetmeden Esra'nın bacak arasına yumuldu ve tertemiz tıraşlı amcığıyla ziyafet çekmeye başladı, artık tecrübe sahibiydi, am yalamakta usta olmuştu, kadın başını okşarken o da salyalarını amının sularına karıştıra karıştıra iştahla yalayıp emiyordu.

Duygu yastıklardan birini alıp kardeşinin kalçasının altına yerleştirmesine yardımcı oldu, böylece daha kolay ulaşabilecekti en derinlere sokarken dilini. Bunu yaptıktan sonra da Burak'ın bacak arasına yerleşti ve sikini sapından tuttu.

Tüysüz taşaklarını ağzını kocaman açarak tek seferde içeri aldı, ağzı tamamen dolmuş gibiydi ama dilini döndürüp toplarını yalamak için hala yer vardı.

Burak annesinin ona öğrettiklerini düşünüyordu, bızırını, amcık dudaklarını, göt deliğini. Hepsini de dilliyor, emiyor, yalıyor, bazen dişliyordu, Esra'nın zevkten gözleri dönüyordu artık. Göz ucuyla kadının aldığı zevkten kendini kasmaya başladığını, ayak baş parmaklarını bükmeye başladığını görebiliyordu.

'' Offf... Allahımmm..'' derken sesi cırtlak çıkıyordu.

Dilini son vitese taktı, bızırını dudaklarının içine hapsetti ve abanarak, bastırarak ama daha hızlı olacak biçimde yalamaya devam etti. Annesi taşaklarını emerken buna nasıl konsantre olabildiğine de hayret ediyordu.

Gözleri kayıyordu artık, ağzı aralanmıştı nefes alırken. '' Duyguu,'' diye seslendi sanki kardeşine duyurmak ister gibi ne kadar yoğun hissettiğini yaşadığı orgazmı, üvey oğlu birazdan onu getirecekti. Ama tek duyabildiği ses 'hmm'' sesiydi çünkü ablası tamamen odaklanmıştı oğlunun taşaklarını emmeye.

'' Aahh.. Geliyorum!'' diye inledi Esra.

Yüzündeki kasları kontrol etmekte zorlanıyor gibiydi, kalçalarının kasılmalarını hissedebiliyordu Burak, iki ayağını birden uzatmaya başladı, istemdışı olarak ileriye itmeye çalışıyordu kendisini, kramp girmiş gibi bir hali vardı.

'' Aahh.. Aahh.. Aaaahhh.. Durrr.. Durrr..'' Sanki ilk defa boşalıyor gibi hareketleri vardı.

Burak'ın çenesi amının hemen girişine değiyordu, herşey gözünün önünde olup bitiyordu, bızırını emmeye odaklanmışken birden amının dudakları aralandı ve az da olsa su fışkırmaya başladı, koynuna geliyordu, sonra biraz daha geldi.

'' Aaaaayyyyyyyy!!!'' Esra çığlık çığlığaydı, sonunda olduğu yere yığıldı ve titreme nöbetine girdi. Elleri ile Burak'ın kafasını itiyordu sadece, Burak kendini geri çekti.

'' Siktir.. Bu neydi böyle..'' dedi kendine gelmeye çalışırken Esra.

Duygu taşaklarını emmeyi bıraktı çocuğun ve yerinden doğrulup kardeşini izlemeye başladı. Burak yatağa uzandı ve olan biteni gülümseyerek anlamaya çalıştı, ağzıyla neler yapabildiğine hayret ediyordu.

'' Ooo, benim bebeğim teyzesinden su mu fışkırttı,'' dedi Duygu.

'' Uff, Duygu, ben hiç böyle gelmemiştim, bu neymiş böyle,'' derken hala sesi titriyordu.

Duygu dudaklarını oğlunun kulaklarına yaklaştırdı yanına uzanıp, dinleniyordu yine. '' Sakına bana sıra gelince tembellik yapma, daha yalayacak çok amcık var,'' dedi tutkulu biçimde kulak memesinin etrafına öpücükler kondururken.

Esra da kardeşinin üstüne doğru hamle yaparak ona sarıldı, memeleri birbirine değerken ikisi de uzanıyordu gülümseyerek, hayatlarında almadıkları zevki alıyorlardı ikisi de. Burak dizleri üstünde doğrulurken Duygu da omzunun üstünden doğru ona baktı. Burak'ın önündeki yatakta iki tane dünyalar güzeli kadın çırılçıplak uzanıyordu birbirine sarılmış halde.

'' Hadi bakalım Romeo, şimdi ikimizi birden çıldırt.''

'' Bir tane ağzım var anne ya,'' dedi Burak.

'' Biliyorum, ve o da benim. Şimdi daha önce sana öğretmediğim bir şeyi deneyeceğiz teyzenle. G noktasını bulacağız. Umarım buluruz yani,'' dedi Duygu. İşaret ve orta parmağını birleştirip tarif etmeye başladı.

'' İki parmağını bir tutup, içine sokacaksın. Hepsi girince de bu şekilde kıvıracaksın, amının duvarında hassas bir nokta olacak. Onu bulduğunda muhteşem bir zevk yaşatacaksın ona. Denemeye hazır mısın?'' diye sordu.

'' Deneyelim bakalım,'' dedi Burak yaklaşırken.

Annesi de kardeşinin yanına yanaştı bacaklarını aralayıp. Burak ikisini birden idare edebileceğini biliyordu, tarif ettiği gibi iki elinin parmaklarıyla iki kadının amına sokmaya başladı.

'' Biraz daha yaklaş tatlım,'' dedi Duygu.

Burak parmaklarını tamamen sokunca dediği gibi parmak uçları ile kıvırıp amının duvarında doğru noktayı aramaya başladı.

'' Ahh, evet tam burası,'' dedi Duygu.

'' Evet tatlım, doğru yerdesin, benimkine de ulaştın,'' dedi Esra.

İki kadının da amına parmaklarını sokmuş, istediği gibi kullanacak kudrete erişmiş hissediyordu kendini şimdi, kelimelerle tarif edilecek gibi değildi yaşadıkları. İki kadın da inlemeye başladı kısa süre sonra, adrenalin pompalanıyordu kanına. İki tane milf diyebileceği kadın, kendisinden önce belki yüzlerce orgazm yaşamış iki kadın şimdi onun insafına kalmış gibi yatıyorlardı onları getirmesi için.

'' Ahhhh..'' diye inledi Duygu.

'' Ooffff...'' diye devam etti Esra.

Kısa süre sonra iki kadın da kasılarak boşaldı, amlarından akan sular seller olmuştu artık.

Hem annesini hem de teyzesini bir kez daha getirdikten sonra artık sıra ona gelmişti, arkasına yaslanmış iki kadının birden yarağını sırayla ağzına alıp yalamasını izliyordu, ikisi de birer eliyle sikinin sapına yapışmış tutarken sırayla kafasını emiyorlardı. Bazen birisi otuzbir çektirir gibi inisiyatifi eline alıyordu, diğeri de taşaklarını emiyordu, muhteşem hissediyordu Burak.

'' Küçük Burak'ı ağzıma almayı o kadar sevdim ki,'' dedi Esra.

'' Küçük mü? Benim oğlumla ilgili hiçbir şey küçük olamaz, şu yarağa bakar mısın bir?'' diye itiraz etti Duygu. '' Benim oğlum bir kere sikerse amını öyle bir genişletir ki.''

'' E zaten ben de sikmesini istiyorum ama izin vermiyorsun ki,'' dedi gülerek Esra.

'' Duydun mu oğluşum? Teyzen de koca yarağını amına sokmanı istiyormuş. İster misin sen de bunu?'' diyerek kışkırtıyordu üvey oğlunu Duygu.

'' Ahhh.. E... Evet..'' diyebildi Burak.

'' Ama her ne kadar heyecan verici olsa da üvey anneni sikmek kadar mutluluk vermez değil mi? Bu koca yarağı amımın derinliklerine sokup döllerini içime akıtmak gibi olmaz değil mi oğlum?'' derken şeytani biçimde sırıtıyordu Duygu, ne yapmak istediği belliydi.

Sonunda Burak hayvan gibi boşalmaya başladı, dölleri havaya uçup geriye iki kadının suratına, saçına başına düşüyordu ama bundan gocunmadan yalamaya devam ediyorlardı. Sonunda yorgunluktan gebermiş halde bebek gibi uyumaya başladı. İki çıplak kadının onun için başka planları vardı yatakta iki yanına uzanmış dinlenirken.