Notes
![]() ![]() Notes - notes.io |
Ben Mert. 22 yaşındayım. Üniversite son sınıfa geçtim. Yarı zamanlı çalışıyorum, kalan vaktimde genelde evdeyim. Uzun boyluyum, atletik sayılırım, spora çok meraklı değilim ama lisede yaptığım basketbol hala vücuduma yansıyor. Sessiz biriyimdir, fazla ortalıklarda görünmem, ama çevremde olup biten her şeyi fark ederim. İnsanların ne dediğinden çok nasıl baktığı ilgimi çeker. Son zamanlarda da… o bakışlardan biri çok dikkatimi çekiyor.
Alev...
Yani babamın yeni eşi. Teknik olarak annem değil, ama evde “anne” diye hitap etmemi beklediklerini biliyorum. Ama ben hiçbir zaman o kelimeyi ona yakıştıramadım. Çünkü Alev… öyle bir kadın değil.
Onunla babam bir yıl önce evlendi. Annemi küçükken kaybettiğimden beri babam hep yalnızdı. Alev’le tanıştıktan sonra gözle görülür şekilde değişti. Yıllardır görmediğim bir huzur vardı adamın yüzünde. Belki de bu yüzden ilk başta karşı çıkmadım. Ama zamanla işler değişti.
Alev, 38 yaşında. Uzun, fit ve inanılmaz zarif bir kadın. Giydiği şeyler sade ama baştan çıkarıcı. Konuşurken yavaş konuşur ama söyledikleri etkileyicidir. Ten rengi buğday, saçları koyu kahve ve genelde dağınık bırakır. Yüzü masum ama bakışlarında başka bir şey var...
Bazen, salonda televizyon izlerken üzerime fark etmeden kaydırdığı gözleri… ya da mutfakta önümden geçerken bana çarpmadan çarptığı omzu.
Bilmiyorum. Belki de sadece kuruntu.
Ama geçen hafta… bir şey oldu.
Babam şehir dışına iş için gitmişti. Alev’le evde yalnız kalmıştık. Sessiz bir akşamdı. Odamda kitap okuyordum. Alev banyo yapıyordu. Duş sesi koridora taşıyordu. Normalde umursamazdım, ama o an… o ses başka geldi.
Kapı tam kapanmamıştı. Hafif aralıktı.
Geçerken gözüm istemsizce takıldı. Ama sonra durdum.
Nefesim kesilmiş gibiydi.
Banyodan buğu taşıyordu. Ve içeride… silueti belli belirsizdi.
Duş perdesinin ardında, vücudu tam seçilmese de hatları netti.
Omuzları, sırt kıvrımı, göğüslerinin silueti...
Orada kalakaldım. Kıpırdayamadım.
İçimde bir suçluluk vardı. Ama daha baskın olan... meraktı.
Ve arzu.
O an o kapının arkasında sadece bir “üvey anne” yoktu.
Bir kadın vardı. Bedeniyle, sessizliğiyle, beni davet eden ama aynı anda geri iten bir varlık.
Sonra birden Alev’in sesi geldi:
“Mert? Orada mısın?”
Donup kaldım.
Sesim titreyerek yanıt verdim: “Ben… sadece mutfağa geçiyordum.”
Kapı açıldı. Alev yüzüme baktı.
Saçları ıslak, teni hafif buğuluydu. Üzerinde yalnızca bornoz vardı.
Ama yüzündeki ifade… öylece bakmadı.
Gülümsedi.
Kısa, anlamlı bir gülümsemeydi.
Sonra arkasını döndü ve kapıyı yavaşça kapattı.
Odama dönerken kalbim çarpıyordu.
Nefesim düzensizdi.
O an anladım.
Artık bu evde sadece zaman geçirmiyordum.
Bir şey başlamıştı.
Ve ben... durdurmak istemiyordum.
Sessizlikte Yakınlık 2.Bölüm
O geceden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
Alev’in o kısa gülümsemesi zihnime kazındı.
Her göz göze gelişimizde, her kelimesinde bir anlam arar oldum.
Ama en çok da… beden diline dikkat ederken buldum kendimi.
Sabah kahvaltısında sessizdi. Ama gözleri yine üzerimdeydi.
Ben tostumu yerken, o yavaşça çayını karıştırıyordu.
Bornozun yerini ince bir sabahlık almıştı.
Hafif makyaj yapmıştı; sadece dudaklarına bir parlatıcı…
Ama o sade görünüm bile, içimde bir şeyi ateşliyordu.
Portakaldan biraz büyük göğüslerini düşünmekten kendimi alamıyordum,
Hayalimi süsleyen şeyler tam karşımdaydı ama bırak sahip olmayı
bakmak bile yasaktı...
“Dün gece iyiydin, rahatsız olmadın umarım?” dedi, gözlerini kaçırmadan.
“Yok… hayır. Her şey iyiydi,” dedim.
Ama sesimde bir titreme vardı. O da fark etti.
Hafifçe tebessüm ederek çayını yudumlamaya devam etti.
Öğleye doğru ev sessizleşti. Babam hâlâ şehir dışındaydı.
Alev salonda kitap okuyordu.
Kahvaltıdaki sabahlık yerini diz altı bir etek ve kısa kollu bir bluza
bırakmıştı. Onunla muhabbet etmek için aklımdan fikirler geçiyordu.
Ben biraz tedirgindim ama aynı zamanda meraklıydım.
Kitap bahanesiyle yanına oturdum.
“Ne okuyorsun?” dedim.
“Eski bir roman… biraz tutkulu bir hikâye,” dedi ve bana baktı.
Sanki o cümleyi bilerek kurmuş gibiydi.
Acaba ben mi yanlış anlıyordum? Yoksa bana bir mesaj mı vermeye çalışıyordu?
Dakikalar ilerledikçe aramızdaki mesafe azaldı.
Kitap koltuğun kenarına düştü. Kitabı almak için hafif eğildiğinde eteği birazcık toplandı
ve baldırlarına ufak bir bakış gerçekleştirdim. İçimde iki farklı kişilik vardı, birisi
herşeyi yanlış anladığımı söylerken, diğeri ise arzumu destekliyordu.
Artık yaptığı her hareketten bir ima çıkarıyordum.
Gözlerinin içine her baktığımda, içimde bir huzurla birlikte başka bir şey de büyüyordu.
Arzu.
Kitabı kenara bırakarak muhabbet etmeye başladık.
Bir an eli benim elimin üstüne düştü. Alev elimi tutması bütün vucudumu yakmaya
yetmişti. Onu çok istiyordum ama bunu sadece onunda istemesiyle yapabilirdim.
Muhabbet sonunda sevgili meselesine gelmişti. Bana sevgilimin olup olmadığını sordu.
Acaba yine ima mıydı?
Çok istediğim ama karşına çıkarak düşüncelerimi söyleyemediğim birisi olduğunu söyledim.
“Bazen,” dedi fısıltıyla, “bazı duyguları bastırmak daha tehlikeli olabilir.”
“Evet…” dedim. “Ama onları yaşamak da cesaret ister.”
Gülümsedi. O tanıdık, kısa ama her şeyi anlatan gülümsemesiyle.
Yavaşça başını omzuma yasladı.
Kalbim çarpmaya başladı, göğsümdeki ritmini hissediyordum.
Kafamı asağıya çevirdiğimde içindeki pembe sütyen ve elbette muhteşem
beyaz tenli göğüslerini görebiliyordum. Ereksiyon olmamam imkansızdı.
Aklımda tek düşünce vardı acaba ereksiyonumu farketmiş miydi?
Parmaklarım saçlarına dokundu.
İlk kez bu kadar yakındık. İlk kez gerçekten yalnızdık.
Sessizlikte bir şeyler konuşuyorduk aramızda.
Onu denemeliydim isteyip istemediğini öğrenmeliydim.
Biraz önce konuştuğumuz konuya tekrar dönmek iyi fikirdi.
'Sence sevdiğim kızın beni isteyip istemediğini direkt sormadan nasıl öğrenebilirim?'
Alev 'Eğer seni istiyorsa zaten sana sinyal verecektir'
'Ne gibi' dediğim anda doğruldu ve bana baktı.
Dudağıma ufak bir buse kondurarak 'Bunun gibi' dedi.
Alev beni yakıp kül ediyordu. Sıra bendeydi.
Tam dudaklarına yapışmak için hamle yaptığım sırada,
'Olmaz yapamayız' dedi. Ama ağzı yok desede bedeni evet diyordu.
Ve ben anladım.
Bu bir reddediş değildi.
Bu… bir gecikmeydi.
Devamı olacak gibiydi.
Ve ben ilk kez sabırsızlanıyordum.
Sessiz Adımlar 3.BÖLÜM
Alev’in “Olmaz” dediği o an… zihnimde yankılanıp durdu.
Reddetmemişti. Ama sınırı korumuştu.
Bu da beni daha çok bağladı ona.
O günden sonra evin havası değişti.
Sözler azaldı, bakışlar derinleşti.
Ertesi gün babam döndü.
Alev, ona karşı her zamanki gibi sevecen ve ilgiliydi.
Ama ben… başka bir şey görüyordum.
Sanki bakışlarının arkasında, bana ait bir sır gizleniyordu.
Bir hafta geçti. Her şey rutin gibiydi.
Ama bir akşam, babam eski bir arkadaşının yanına gitmek için gece dışarı çıktı.
Evde yine yalnız kaldık.
Alev mutfakta yemek hazırlıyordu.
Ben oturma odasında, kitap okuyor gibi yapıyordum.
Ama aklım… onun hareketlerindeydi.
Saçlarını toplamıştı, sade bir elbise giymişti.
Ama her adımı, her duruşu… sanki bir davetti.
“Yemekte bana yardım eder misin?” diye seslendi.
Mutfağa geçtim. Yan yana durduk.
Aynı tabaktan sebze kesiyor, aynı sosu karıştırıyorduk.
Ama asıl kaynayan şey… aramızdaki sessizlikti.
Konuşmadan anlaşmak denen şey, tam da buydu.
Ona Sahip olmak için çıldırıyordum benim olmasını zevkten adımı haykırmasını diliyordum.
Yemek hazırlarken ki vücut duruşu hareketleri, sanki karşımda
dans ediyordu.
Bir ara ellerimiz çarpıştı.
İkimiz de çekmedik.
Sadece orada kaldı.
Sonra o yavaşça döndü, yüzüme baktı.
Dudağıma birkaç santim kala,
“Bu sessizlik… beni ürkütmüyor,” dedi.
“Beni de…” dedim. “Sanki kelimeler bozacakmış gibi geliyor.”
Artık biliyordum beni istiyordu ama ilk hamleyi yapmaktan çekiniyordu.
İlk hamleyi yapmalıydım.
Dudağına bir öpücük kondurdum ilk başta geri çekildi ama sonrasında daha ateşli bir şekilde o devam etti.
Dudaklarındaki şehvetli tatı çok beğenmiştim hiç bitmesin istemiyordum.
Biraz daha ileri giderek onu kendime çektim artık vücutlarımız birleşmişti.
Alev'in Kalp atışlarını hissedebiliyordum. Hayallerimi süsleyen göğüslerinin altında benim için çarpıyordu.
Bir anda geri çekilerek 'olmaz!' 'bu çok yanlış bunu yapamayız' dedi.
Şaşırmıştım ama neden olmazdı?
Üsteleyerek onu kaybedemezdim o yüzden geri çekilerek sadece 'tamam' diyebildim ve odama çekildim.
Sıradan bir akşam gibiydi ama kalbim yerinden fırlayacak gibiydi.
Her cümlesi, her tebessümü… içimde yankılandı.
Alev, bana bir masal kahramanı gibi gelmeye başlamıştı.
Gerçekten vardı ama sanki dokunulmazdı.
Hiç konuşmadık ama göz göze geldiğimizde… zaman sanki yavaşlıyordu.
Gözlerimi kapatarak Olanları düşünmeye başladım
O anki olanlar o Arzu o Tutku o Ateş bizimdi.
Elim yavaşça pantolomun üstünden penisime gitmişti.
Alev'i düşünerek bu gecemi neşelendirecektim.
Islak dudaklarını hatırlayarak mastürbasyona başladım.
Gece geç olmuştu.
Alev odasına geçti.
Ama bu defa... kapılar kapanırken istediklerimiz gayet açıktı...
Sınırların Eşiğinde 4.BÖLÜM
Olayın Üstünden birkaç gün geçmişti. Sabah her şey sıradan başlamıştı. Ev sessizdi. Babam hâlâ şehir dışındaydı ve ben erkenden uyanmıştım. Güne başlamadan önce kendime kahve hazırlamak için mutfağa indim. Salondan geçerken, banyonun kapısının aralık olduğunu fark ettim.
Buhar yine dışarı taşıyordu. O tanıdık koku… Alev’in kullandığı o sabunsu, vanilya kokusu… burnuma çarptı. Adımlarım yavaşladı. Banyonun içinden hafif su sesleri geliyordu. Önce devam ettim. Ama sonra...
Kapının biraz aralık olduğunu farkettim. Bu sefer bilinçli gibiydi.
Göz ucuyla baktığımda... Alev oradaydı. Suyun altında saçlarını köpürtüyordu. Banyoda duşakabin vardı ama onunda kapısı açıktı. Sanki ben göreyim diye hazırlamıştı herşeyi. Kapının önünde eğilerek onu seyretmeye başladım. Bu fırsatı kaçıramazdım zaten suratına baktığımda gözleri kapalı olduğu için rahatlıkla onu ve sexi vucudunu seyredebilirdim. Portakal büyüklüğündeki göğüsleri mankenlere taş çıkaracak poposu bembeyaz teni muhteşem görünüyordu. İçeriye girmek ve onunla olmak için çıldırsam da bunu yapmamalıydım. Çünkü çok farklı bir ilişkimiz vardı ve onun oyununu oynayacaktım. Şortumda patlamak üzere olan penisimi çıkartarak kapının önünde karşımda sanki dans edermiş gibi yıkanan Alev'ime bakarak masturbasyon yapıyordum. Muhteşem bir görüntüydü. Bana özel bir program gibi... Muhteşem göğüslerini yaladığımı, Poposuna ısırıklar attığımı aklıma getirerek çok uzun sürmeden patladım.
Ama bu fırsat bitmemeliydi. Ve zaten penisimin inmeye niyeti yoktu. Hiç boşluk vermeden devam ediyordum. Birkaç dakika sonra Alev Saçlarını durulamaya başladı. Birazdan gözlerini açacaktı. Acaba çekilip onu görmemiş gibi mi yapmalıydım?
Yoksa onunda beni bu halde görmesine izin mi vermeliydim?
Kararımı veremeden Alev saçlarını duruladı ve gözlerini açtı...
Telaşlanmıştım ki... Beni gördü.
Elimde onun için hazır halde bekleyen penisimle karşı karşıyaydı. Artık ne olacaksa olacaktı. Ya beni kovacak, yada içeri alacaktı.
Çok kısa bir süre beni süzdü. Sonra 'Mert!' diye seslendi. 'Bana bornozumu uzatırmısın?'
Banyoya girdim ve bornozunu uzattım. Bana bakarak 'iyi misin?' diye sordu.
'Muhteşemim' dedim. Küçük bir gülümseme ile penisime tekrar bir bakış attıktan sonra, 'Zor durumda gibisin' dedi.
'Senin Karşında bu şekilde durmak çok zor' dedim.
Bir anda elini penisime götürdü. Ve 'yardımcı olmamı ister misin?' diye sordu.
Ölüyordum...
Kekeleyerek 'gerçekten mi?' diyebildim. 'Eğer uslu duracağına söz verirsen' dedi.
'Nasıl istersen sadece nolur durma' dedim.
O an rüya mı görüyordum? yoksa hayallerimi süsleyen kadın beni mi tatmin ediyordu?
Bornozunu geri açtı ve elleriyle bana mastürbasyon yapmaya başladı.
Daha yeni boşalmıştım ama ne fayda patlamamak için zor duruyordum. Bütün gücümle bitmesin diye uğraşıyordum.
'Demek beni gözetledin! seni haylaz. Gördüklerini beğendin mi? bari. Hayal ettiğin gibi çıktılar mı?' diye sordu.
Zaten kendimi zor tutuyordum. Hem daha ileriye gitmemek hemde boşalmamak için.
'Muhteşemsin, Hayallerimden çok daha güzelsin!' diyebildim.
Daha birkaç dakika olmuştu ki sona geldim ve tüm gücümle boşalmaya başladım.
Muhteşem bir duyguydu sanki dünyayı fethetmiştim. O kadar mutluydum ki bulutların üstündeydim.
Alev'e baktığımda yüzünde hafif bir tebessüm belirdi. Bir çocuğun sevincini seyrediyor gibiydi...
Alev fısıltı gibi konuştu: 'Ben çıkıyorum. Sende çabuk temizlen “Mert... kahveni soğutma.” dedi.
Bu... davetti.
Kendine hâkim ol çağrısıydı.
Ve aynı zamanda olamamanın başlangıcıydı.
Mutfakta kahvemi alırken ellerim hâlâ titriyordu.
Kendi kendime mırıldandım:
"Bu artık sadece bir his değil... Bu bir oyun. Ama kimin kurallarıyla oynanıyor, bilmiyorum."
Ve biliyordum… bu oyun artık başlamıştı.
Ve sonu, eskisi gibi masum olmayacaktı.
"Sınırların Çizildiği Gece" 5:BÖLÜM
Babamın dönüşü gecikti. İş gezisi uzamıştı. Evde sadece ben ve Alev vardık. Garipti… artık bu duruma alıştığımı fark ettim. Ama alıştığım şey yalnızlık değildi. Onun varlığıydı.
Alev’in gündelik davranışları bile beni etkiliyordu artık. Mutfakta kahve yaparken saçını atışı, salonda kitap okurken ayaklarını kanepeye uzatışı, bazen göz göze gelip hafifçe gülümseyişi… Hepsi zihnimde yankılanıyordu. Ama hiçbiri tesadüf gibi gelmiyordu artık. Bana Yaşattığı o zevk aklımdan çıkmıyordu. Elinin sıcaklığı o günkü sabun kokusu...
O sabah uyandığımda ev sessizdi. Kahvemi alıp salona geçtiğimde Alev pencerenin önünde oturuyordu. Üzerinde gri, yumuşak bir sabahlık vardı. Dizlerini göğsüne çekmiş, dışarıyı izliyordu. Yanına otururken beni fark etti ama bakışlarını çevirmedi.
"Yağmur geliyor galiba," dedi yumuşak bir sesle.
"Fark ettim," dedim. "Hava ağır."
Kelimeler azdı ama aramızdaki hava yoğundu. Sanki söylemediğimiz şeyler odayı dolduruyordu. Sanki bu sessizlik bir şeyleri bastırmak için değil, beklemek içindi. Beni istiyordu ama neden? neden devam etmiyordu?
Artık çarem yoktu ne pahasına olursa olsun onu istediğimi bilmeli ve bana net bir cevap vermeliydi.
'Alev!' diye seslendim. Başını bana çevirdi. Gözleri yorgundu ama içinde başka bir şey daha vardı. Belki bir davet, belki bir korku. Bilmiyorum.
Sadece 'NEDEN?' dedim. Bir an sadece durdu sonrasında ise,
'Bilmiyorum,İçimden bir ses seni arzuluyor ama bir ses yaptığımın düşündüklerimin yanlış olduğunu söylüyor'
'Kafam çok karışık bana yardım et' dedi.
Elimi saçlarında gezdirdim ve yanağına geldim. Kafasını hafifçe kendime çekerek dudaklarını öptüm.
Gözlerinde içindeki seslerle savaştığı belli oluyordu.
'Artık Ne Olursa Olsun Seni İstiyorum Alev! Benim Ol.'
'Senin haricinde hiçbirşeyin önemi yok'
Bana Karşılık vermeye başladı. Sanki üvey anne,oğul değilde 2 sevgili gibiydik. Dudaklarımız ayrıldığında gençler gibi heyecanlı olduğu çok belliydi.
Yavaşça ellerimi göğüslerine götürerek elbisesinin üstinden yoğurmaya başladım.
Sevişirkenki çıkardığı minik inlemeler beni deli etmeye yetmişti zaten.
Önce ben üstümdeki tişörtü çıkardım sonra onun elbisesini...
Bu sayede ben Şortumla o ise iç çamaşırlarıyla kaldı.
Kucağıma aldığım gibi onu kanepeye yatırdım ve üstüne çıkarak öpmeye devam ediyordum.
Kulağıma 'Duracaksak bu son şansımız' dedi.
'Ben Seni ilk gördüğümden beri zor duruyorum. Artık durmak yok' dedim.
Şortumun üstünden onun iç çamaşırlı amına baskı yaparak sürtünüyordum.
Sütyenini çıkarmak için hamle yaptım. Artık o bayıldığım memeler benimdi ve ağzımın içindeydi.
Memelerini emerken başımı iyice kendine yaslıyordu. Öyle bir inliyordu ki sadece duyan bile boşalırdı.
Kıpkırmızı olana kadar emdikten sonra aşağıya doğru indim. Önce göbek deliğine bir dil darbesi atarak.
Mis kokulu amıyla aramda sadece pembe ince bir çamaşır duruyordu.
Elimle kenara kaydırdım ve ilk dil darbemle inlemeleri bağırmaya dönüştü.
Kafamı gömerek o sıcacık hazinenin her yerini sadece dilimle keşfetmeye başladım.
Birkaç dakika yaladıktan ve emdikten sonra o boşalmadan önce onunla birleşme zamanım çoktan gelmişti.
Hızlıca şortumu indirdim ve ıslak olan amına girmeye başladım. Aman tanrım sanki ıslak bir fırına girmiştim.
O kadar çok zevk alıyordum ki. Kalbim yerimden çıkacaktı.
Suratına baktığımda içindeki seslerden arzunun artık kazandığı belliydi.
Kasıklarımız birleşene kadar devam ettim. Ve Alev kasılarak boşalmaya başladı. Ama benim durmaya niyetim yoktu.
Tekrar dudaklarına yapışarak gitgel yapmaya devam ediyordum. Her girişimde içini yeniden keşfediyordum.
Elleriyle bana yardım ederek beni kendine çekiyor. Dudaklarımı vakumluyordu.
Amında olmak hayallerim gerçekti!!!
Birkaç dakika sonra Alev tekrardan boşalmak üzere olduğunu söyledi. Bende gelmek üzereydim zaten bu kadar dayanmama şaşmıştım.
Birkaç gitgelden sonra Alev Kasılarak Boşalmaya yüksek sesle inlemeye başladı. Artık benimde kendimi tutmaya gücüm kalmamıştı. Hızlıca geri çekilerek Alev'in göbeğine ve göğüslerine doğru fışkırtmaya başladım. Sanki hayatımda ilk defa boşalıyordum. Resmen kurumuştum.
Alev'in yanına attım kendimi. Ondan ayrılmak istemiyordum. Ona doğru dönerek güzelliğini seyrediyordum.
"Mert," dedi, "bu ev… bazen fazla sessiz oluyor, fark ediyor musun?"
Sözleri içime işledi.
"Evet," dedim. "Ama bazen sessizlik, söylenemeyenleri anlatır."
Gülümsedi. Hafif ama sıcak bir gülümsemeydi.
"Sen çok biliyorsun," dedi.
Dudağına bir öpücük kondurarak cevap verdim...
Kalbim göğsümde atıyordu ama bedenim hareketsizdi. Ne ileri gidebiliyordum ne de geri çekilebiliyordum. O anın içindeydim sadece.
Alev yavaşça ayağa kalktı. "Ben banyoya gidiyorum" dedi.
Ve salondan çıkmadan önce son kez bana baktı.
Bakışı uzun sürdü. Ve yine o gülümseyiş…
O an anladım.
Aramızdaki şey hâlâ adı konmamıştı ama vardı...
''Sonun Başlangıcı 1'' 6:BÖLÜM
Yaşadığımız muhteşem dakikalardan sonraki güne uyandım. Muhteşem hissediyor Alev'i görmek için sabırsızlanıyordum.
Hızlıca Kalktım ve direkt onun odasına gittim. Kalkalı çok olmadığı belliydi.
“Günaydın yakışıklı,” diye seslendi, “İyi uyudun mu?” Yavaşça geriniyor, kıvrımları kanımı kaynatıyordu. Dün yaşanan tutkulu sevişmenin anısı zihnimi dolduruyor ve vücudumun kıpırdadığını hissediyordum. “Mmmm, çok iyi uyudum,” diye mırıldandım, ona doğru yaklaşarak. “Özellikle de sen yanımdayken.” Elimi belinin kıvrımında, kalçasının kabarıklığında gezdiriyordum. “Daha hoş bir uyandırma çağrısı isteyemezdim.”
Kıkırdıyor, alçak, boğucu bir ses. “Böyle bir hizmet verebildiğime sevindim.” Parmakları göğsünün üzerinde dans ediyor, hafif saç izlerini okşuyor. “İtiraf etmeliyim ki, bir tur daha atmaya hazır uyanacağını umuyordum.” Alev üstümde yuvarlanıyor, kalçalarıma sarılıyordu. Çarşaflar düşüyor, sabah ışığında dolgun ve davetkâr göğüslerini ortaya çıkarıyordu. Yavaşça bana sürtünüyordu, külotunun ince kumaşından sıcaklığı çoktan belli oluyor. Ellerim içgüdüsel olarak kalçalarını buluyor, o hareket ettikçe yumuşak etini kavrıyordu.
“Bütün gece seni düşündüm,” diye fısıldadı, eğilip çene çizginimi ısırdı. “İçimde nasıl hissettiğinin hayalini kurdum.” Eli gövdemden aşağı kayıyor ve boxerımın içinden sertleşen penisimi kavrıyordu. “Görünüşe göre sen de beni düşünüyormuşsun.”
Onun dokunuşuyla inledim, kalçalarım istemsizce yukarı kalkıyordu. “Sana doyamıyorum.” Alev sırıtto, tepkimfrn memnundu tabii. Parmaklarını boxerımın kemerine geçirdi ve aşağı doğru çekerek ereksiyonumu serbest bıraktı. Elini etrafına sarıyor, yüzünü izlerken yavaşça okşuyor. “Bu kadar duyarlı olmana bayılıyorum,” diye mırıldanıyor. “Beni ne kadar çok istiyorsun.”
Diğer eli göğsünü buluyor, yumuşak eti sıkıyor ve yoğuruyordu. Meme ucunu çimdikledim, beni okşamaya devam ederken parmaklarımın arasında yuvarlıyordum. bana dokunurken kendini tatmin edişini görmek inanılmaz derecede tahrik ediciydi.
“Bütün gece senin sikini arzuladım,” diye itirafta bulundu, sesi alçak ve arzuyla boğuk geliyordu. Eğildi ve dudaklarımı tutkulu bir öpücükle yakaladı. Kalçama sürtünürken dili bdnimkiyle dans ediyor, külotu zaten uyarılmayla nemlenmişti. Öpüşmeyi keserek dudaklarını boynumda gezdiriyor, hassas derimi ısırıyor ve emiyordu.
Yavaşça aşağıya doğru inmeye çalışıyordum ki. Beni sırt üstü yatırarak üstüme çıktı. Yüzüme oturma pozisyonuna geçerek,
Yüzüme bindi ve kaygan kıvrımları ağzımdan sadece birkaç santim uzakta olana kadar kendini alçalttı...
“Tadıma bak.” diyerel Kendini daha da alçalttı, ıslaklığı dudaklarımı ve çenemi kaplıyordu. Dilim dışarı fırlıyordu, kalçalarını yüzüme doğru sallarken onun tatlılığını tadıyordum. Alev'in inlemeleri odayı dolduruyor, elleri destek için yatak başlığını kavrıyordu. Uzanıp muhteşem götünü avuçluyor ve onu kendime çekiyordum, yüzümü onun sıcaklığına gömdüm. Dilim her kıvrımını keşfediyordu, içine dalmadan önce klitorisinin etrafında dönüyor. ben emip yalarken kalçaları başının etrafında titriyor ve onu gittikçe daha da yaklaştırıyor. “Çok iyi, mert,” diye soluyor, kalçaları yüzüne karşı daha hızlı sürtüyordu. “Bu çok iyi hissettiriyor.”dedi. Dilimin şehvetli saldırısına devam ediyor, o yüzüme binerken hassas etini yalıyor ve emiyordum. Suları çenemi ve dudaklarımı kaplamıştı, uyarılmasının mis kokusu burun deliklerimi dolduruyordu. Dikkatimi klitorisine odaklamıştım, dilimin ucuyla şişmiş yumruyu tokatlıyor ve etrafında dönüyordum. Alev'in inlemeleri daha yüksek, daha çaresiz bir hal aldı, kalçaları çılgın bir ritimle dalgalanıyordu.
“Tanrım, durma,” diye bağırıyor, başını coşkuyla geriye atıyor. “Çok yaklaştım.”diyordu... Çabalarımı ikiye katlayarak klitorisini dudaklarımın arasına aldım ve dilimle okşuyordum. Alev'in kalçaları kontrolsüzce titremeye başlamıştı, doruğa yaklaştıkça vücudu geriliyor. “Kahretsin, geliyorum!” diye haykırıyordu, sesi zevkten geriliyor. Orgazm olurken kalçaları yüzüme doğru sertçe bastırıyor, kaygan duvarları dilimin etrafına kenetleniyordu. Yalamaya ve emmeye devam ediyordum, o öne yığılana, titreyene ve nefes nefese kalana kadar yoğun zevkini uzatıyordum. Suları yüzümü tamamen kaplamış muhteşem tat suratıma yaylmıştı.
Nefes nefese kendini benden kaldırdı ve yanıma uzandı, vücudu hala artçı şoklarla titriyordu...
...
Sana doğru uzanıyor, eli gergin ereksiyonunun etrafını sarıyor ve onu sıkıca okşuyor. “Dilinle çok iyiydin,” diye övüyor, sesi hala orgazmından dolayı boğuk. “Şimdi sıra sende.” Alev doğruluyor, bir kez daha kalçalarının üzerine oturuyor. Sikini girişine doğru yönlendiriyor, ıslak kıvrımlarıyla alay ediyor. "Beni sertçe becermeni istiyorum, Ben. Geri durma." Tek ve yumuşak bir hareketle kendini senin uzunluğuna bırakıyor ve seni kabzasına kadar alıyor. Üzerine yerleşirken ikiniz de yoğun dolgunluk hissiyle inliyorsunuz. Alev hareket etmeye başladığında elleri göğsünüze dayanıyor, kalçalarını yavaş, şehvetli bir ritimle gıcırdatıyor. Sırtını dikleştiriyor, sana binerken göğüsleri zıplıyor, iç duvarları şaftının etrafında kenetleniyor. Kalçalarını kavrıyorsun, hızını artırdıkça hareketlerine rehberlik ediyorsun, tırnakları göğsüne batıyor. Alev öne doğru eğiliyor, dudaklarını tutkulu bir öpücükle yakalıyor, seni sürmeye devam ederken dili seninkiyle dans ediyor. Öpüşmeyi kesiyor, dudaklarını boynunuzda gezdiriyor, hassas derinizi ısırıyor ve emiyor. Elleriniz onun yanlarına doğru kayıyor, göğüslerini avuçluyor ve sikinizin üzerinde zıplarken meme uçlarını okşuyor.
“Bu kadar derine inmene bayılıyorum,” diye inliyor, başını zevkle geriye atıyor. "Becer beni, Ben. Kullan beni." Hareketlerini karşılamak için yukarı doğru iterken elleriniz kalçalarında sıkılaşıyor ve horozunuzu onun derinliklerine sürüyor. Birleşmenizin ıslak, kaygan sesleri odayı dolduruyor, inlemelerinize ve zevk nefeslerinize karışıyor. Alev'in göğüsleri her sıçrayışta hipnotik bir şekilde sallanıyor, pembe meme uçları sert ve davetkâr.
“Memelerimle oyna,” diye pantolonunu indiriyor, klitorisini pelvisinize doğru sürtüyor. “Ellerini üzerimde hissetmek istiyorum.”
Hevesle yumuşak tümsekleri yoğuruyor ve meme uçlarını parmaklarınızın arasında yuvarlıyorsunuz. Alev senin dokunuşuna doğru eğiliyor, nefesi kısa, keskin soluklarla geliyor. "Siktir, evet! Aynen böyle," diye teşvik ediyor, iç duvarları şaftınızın etrafında ritmik bir şekilde kenetleniyor. Geriye yaslanıp bir eliyle kalçanızı desteklerken diğer eliyle klitorisini ovmak için aşağı kayıyor. Açıdaki değişiklik daha da derine nüfuz etmenizi sağlıyor ve ikinci orgazmı yaklaşırken hareketleri daha düzensiz hale geliyor. “Tanrım, yine boşalacağım,” diye inliyor, kalçaları kalçalarınıza karşı titriyor. Alev'in eli klitorisinin üzerinde daha hızlı hareket ederken, başını coşkuyla geriye atıyor.
“Benimle gel, Ben!” diye haykırıyor, doruğa ulaştığında vücudu geriliyor. O çözülürken, vücudu yoğun bir zevkle titrerken, kaygan duvarlarının zonklayan horozunuza kenetlendiğini hissediyorsunuz. Bu his sizi uçurumun kenarına itiyor ve alçak bir iniltiyle kendinizi onun titreşen sıcaklığının derinliklerine gömüyorsunuz, salgınız kalın ipler halinde serviksine doğru fışkırıyor. Alev'in kalçaları seninkilere sürtünüyor, yoğun orgazmını sürdürürken her son damlayı sağıyor.
Sonunda tükeniyor, göğsünüze yığılıyor, ikiniz de nefes nefese kalıyorsunuz. Tutkulu sevişmenizin ardından güneşin tadını çıkarırken kollarınız ona sarılıyor, onu yakın tutuyor. Alev'in başı boynunuzun kıvrımına yerleşiyor, yumuşak saçları teninizi gıdıklıyor. Nefes aldığınız birkaç dakikanın ardından Alev başını kaldırıp size bakıyor, yüzünde memnun bir gülümseme. “Bu inanılmazdı,” diye mırıldanıyor ve parmaklarını saçlarında gezdiriyor. “Beni nasıl memnun edeceğini her zaman biliyorsun.” Ağırlığını kaydırarak senden kurtuluyor ve yan yatıyor, sana sevgiyle bakarken başını elinin üzerine koyuyor.
“Tanrım, seviştikten sonraki haline bayılıyorum” diye mırıldanıyor, boştaki eli göğsünde tembel tembel geziniyor. “Kızarmış ve doygun, çenende biraz kirli sakal var.” Eğilip dudaklarına yumuşak bir öpücük konduruyor. “Çok yakışıklısın, Ben.” “Teşekkür ederim,” diye cevap veriyorsun usulca, iltifatına gülümseyerek. “Sen de oldukça güzelsin.” Uzanıyorsun, saçının bir tutamını kulağının arkasına sıkıştırıyorsun ve parmaklarının yanağından aşağı inmesine izin veriyorsun. Alev dokunuşuna doğru eğiliyor, gözleri bir an için dalgalanarak kapanıyor.
“Ee aşkım,” diye başlıyor, sesi şakacı, alaycı bir tona bürünüyor. “Sence baban küçük ilişkimizi öğrense ne tepki verirdi?” Bir kaşını kaldırıyor, ağzının kenarlarında bir sırıtma oynuyor.
Kıkırdayarak başını sallıyorsun. “Muhtemelen kalp krizi geçirirdi,” diye şaka yapıyorsun. “Ya da beni evlatlıktan reddeder.” Alev gülüyor, sesi sıcak ve melodik. “Bu kesinlikle işleri renklendirirdi,” diye düşünüyor, parmaklarını göğsünüzde gezdirerek. “Ama henüz bu tür bir dramaya hazır olduğumdan emin değilim.”
Daha yakına kayıyor, bir dirseğinin üzerinde yükselirken göğsü kolunuza değiyor. “Ayrıca, gizli küçük randevumuzdan oldukça keyif alıyorum.” Eli aşağıya doğru iniyor, parmakları karın kaslarının kıvrımlarında geziniyor. “Heyecan verici, sence de öyle değil mi?”
Alev, başını Mert’in göğsüne yaslamış, gözlerini kapatmış halde gülümsüyordu. Mert saçlarını okşarken fısıldadı:
"Seninle her şey tamam gibi… ama sanki asıl hikâyemiz daha yeni başlıyor."
Alev başını kaldırdı, göz göze geldiler. İçindeki ışık, Mert’in kalbini yerinden oynattı. Dudaklarında yumuşacık bir tebessümle, "O zaman birlikte yazmaya devam ederiz, değil mi?" dedi.
FİNAL
Nefes nefese kalan Alev kendini benden kaldırdı ve yanıma uzandı, vücudu hala artçı şoklarla titriyordu. bana doğru uzanıyor, eli gergin ereksiyonumun etrafını sarıyor ve onu sıkıca okşuyordu. “Dilinle çok iyiydin,” diye övüyordu beni, sesi hala orgazmından dolayı boğuktu. “Şimdi sıra sende.”dedim ve Alev doğruldu, bir kez daha kalçalarımın üzerine oturdu. Sikimi amının girişine doğru yönlendiriyordu, "Beni sertçe becermeni istiyorum, Mert! Geri durma." Tek ve yumuşak bir hareketle kendini benim sikime bıraktı ve sikimin tamamını içine aldı. İçine yerleşirken ikimiz de yoğun dolgunluk hissiyle inliyorduk. Alev hareket etmeye başladığında elleri göğsüme dayanıyor, kalçalarını yavaş, şehvetli bir ritimle oynatıyordu. Sırtını dikleştiriyor, bana binerken göğüsleri zıplıyor, iç duvarları sikimin etrafında kenetleniyordu. Kalçalarını kavrıyordum, Alev hızını artırdıkça hareketlerine rehberlik ediyordum, tırnakları göğsüme batıyordu. Alev öne doğru eğildi ve, dudaklarımı tutkulu bir öpücükle yakaladı, beni sürmeye devam ederken dili beninkiyle dans ediyordu.
“Bu kadar derine inmene bayılıyorum,” diye inliyordu, başını zevkle geriye atıyor. "Becer beni, Mert. Kullan beni." diye haykırıyordu. Hareketlerini karşılamak için yukarı doğru hareket ederken ellerim kalçalarında sıkılaşıyor ve sikimi onun derinliklerine itiyordum. Birleşmemizin ıslak, kaygan sesleri odada yankılanıyordu, inlemelerinize ve zevk nefeslerimize karışıyordu. Alev'in göğüsleri her sıçrayışta hipnotik bir şekilde sallanıyor, pembe meme uçları sert ve davetkâr görünüyordu.
“Memelerimle oyna,” diye emir veriyordu, “Ellerini üzerimde hissetmek istiyorum.”
Hevesle yumuşak tümsekleri yoğuruyor ve meme uçlarını parmaklarımın arasında yuvarlamaya başladım. "Siktir, evet! Aynen böyle," diye teşvik ediyordu, iç duvarları sikimin etrafında ritmik bir şekilde kenetlenirken, Geriye yaslanıp bir eliyle kalçamı desteklerken diğer eliyle klitorisini ovmak için aşağı kayıyordu. Açıdaki değişiklik daha da derine girmeme neden oluyor ve ikinci orgazmı yaklaşırken hareketleri daha düzensiz hale geliyordu. “Tanrım, yine boşalacağım,” diye inliyor, kalçaları kalçalarıma karşı titriyordu. Alev'in eli klitorisinin üzerinde daha hızlı hareket ederken, o bana biniyordu...
“Benimle gel, Mert!” diye haykırırken, doruğa ulaştığında vücudu gerilmişti. Vücudu yoğun bir zevkle titrerken, kaygan duvarlarının zonklayan sikime kenetlendiğini hissediyordum. Bu his bizi uçurumun kenarına itiyor ve alçak bir iniltiyle kendimizi onun titreşen sıcaklığının derinliklerine gömüyorduk, spermlerin kalın ipler halinde amına doğru fışkırıyor. Alev'in kalçaları benimkilere sürtünüyor, yoğun orgazmını atlatırken her son damlayı sağıyordu.
Sonunda bitkin bir halde göğsüme yığıldı, ikimiz de nefes nefese kalmıştık. Tutkulu sevişmemizin ardından gelen ışıltının tadını çıkarırken kollarım onu sımsıkı sarıyordu. Alev başını kaldırıp bana bakıyordu, yüzünde memnun bir gülümseme. “Bu inanılmazdı,” diye mırıldanıyor ve parmaklarını saçlarımda gezdiriyordu. Biraz tebessümle “Bir kadını nasıl memnun edeceğini biliyorsun.”dedi...
“Tanrım, sana bayılıyorum” diye mırıldanıyor, boştaki eliyle göğsümde tembel tembel geziniyordu. “Kızarmış ve doygun, çenende biraz kirli sakal vardı.” Eğilip dudaklarıma yumuşak bir öpücük kondurdu. “Çok yakışıklısın, Mert.” “Teşekkür ederim,” diye cevap verdim usulca, iltifatına gülümseyerek. “Sen de oldukça güzelsin.”
“Ee, aşkım,” dedi, sesi şakacı ve alaycı bir tondaydı. “Sence baban küçük ilişkimizi öğrense nasıl tepki verirdi?” Bir kaşımı kaldırarak, ağzımın kenarlarında bir sırıtma oynuyordu.
Kıkırdayarak başımı sallıyordum “Muhtemelen kalp krizi geçirirdi,” diye şaka yaptım. “Ya da beni evlatlıktan reddeder.” Alev gülüyordu, sesi sıcak ve melodikti.
Bu gizli küçük randevumuzdan oldukça keyif alıyorum.” Eli aşağı doğru iniyor, ve parmaklarıyla karın kaslarımın kıvrımlarında geziniyordu. “Heyecan verici, sence de öyle değil mi?”diye sordu...
Alev, başını göğsüme yaslamış, gözlerini kapatmış halde gülümsüyordu. Onun saçlarını okşarken fısıldadım:
"Seninle her şey tamam gibi… ama sanki asıl hikâyemiz daha yeni başlıyor."
Alev başını kaldırdı, göz göze geldik. İçindeki ışık, kalbimi yerinden oynattı. Dudaklarında yumuşacık bir tebessümle, "O zaman birlikte yazmaya devam ederiz, değil mi?" dedi.
![]() |
Notes is a web-based application for online taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000+ notes created and continuing...
With notes.io;
- * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
- * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
- * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
- * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
- * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.
Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.
Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!
Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )
Free: Notes.io works for 14 years and has been free since the day it was started.
You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;
Email: [email protected]
Twitter: http://twitter.com/notesio
Instagram: http://instagram.com/notes.io
Facebook: http://facebook.com/notesio
Regards;
Notes.io Team