Notes

"Mizacını sevdiğim.."

Hayat başı ve sonu belli olmayan bir düzlemde sonsuz adımlarla esas suretini bulacağın noktaya yürüme biçimidir.
Çünkü bilmezsin ölümden mi doğulur doğarak mı ölünür. Yürümektesin ve sadece yapabildiğin şey bu..
Ömrün boyunca karşılaştığın her surette kendini ararsın. Fakat hiçbir zaman tam manasıyla kendini bulman mümkün değildir. Temas ettiğin hiçbir noktada bıraktığın iz sahici bir benzerlik içermez sadece ufak benzeyişler bulursun.
Ama yine de dokunmak istersin. Dokunursun da..
İşte bu dokunmak miktarı yaşamın içinde kendimi bulmak istediğim her anda sen varsın. Çünkü öyle güzel günlerin var ki.. Hayatın boyunca değneklerle yürümüşsün ama hava güzel bugün baraja kadar koşalım der gibisin. Karanfillerin yok belki bahçende, ama yarın sabah erkenden ekerim ve yeterince sularsam çabucak filizlenir umuduyla bakıyorsun dünyaya.
Senin bir dünyan var orada herkes bir elini uzatsa göğe değiyor. Çocukluk resimlerindeki sarı güneşli gün hep orada. Ve birini sevebilmek için sadece Fransızca öğrenmek yetiyor.

Ah! Mücella. Ama burası dünya!
Şüphesiz burada her insan bir can sıkıntısıdır.
Fakat Allah kahretsin o kadar güzelsin ki sen. Senin dünyanda olmayı dilerken ben, hiçbir şey gelmiyor elimden.
Hava ister güzel olsun, ister kötü öyle bir gülümsemek taşıyorsun ki, kalbinle beraber her şeye değer diyor insan. Her şeye değer..
Her seferinde rüzgarı yüzüne yiyorsun ama yılmadan şarabından ciddi bir yudum alıp bana öyle bir bakıyorsun, öyle bir bakıyorsun ki aradığım ve arayacağım her şey sanki oracıkta gözlerinde duruyor.

Ah! mizacını sevdiğim sevgili canım, Ulaştığım ve ulaşabileceğim en yüksek mertebemsin.