Notes

Exodus'un Karakter Yaratma Templatesi Critic'i:
("*" ile gösterdiğim noktalar benim sorularımın olduğu kısımlar)

Ana Başlıklar:
- İsmi
+ Exodus

- Onun bu yolculukta yürümesini sağlayan, arzuladığı ve gerçekleştirmek istediği hedefi veya amacı
+ Genel amacı, hastalanan abisini tedavi edebilmek için Kuzey'e gitmesi. Ayrıca bir diğer amacı ise sorcerer olmanın yollarını öğrenmek ve sorcerer olmak.

- Karaktere ait imza bir söz, bir deyiş, bir kelime ya da kelimeler bütünlüğü
+ Yok (* Her karakterin kendine özgü bir sözü, davranış biçimi veya ayırt edici bir özelliği olur. Burada kendine ait bir şey bulman karaktere derinlik katar.)
[Çağıl için hatırlarıcı signature bir söz: En son umutlar ölür...]

- Karakterinize dair 1 veya birden fazla sır veya sırları
+ (* Karakterinin sırrı veya farklı bir çekingesi sakıncası vs. yok mu? Birşey yazmadığına göre yok diye düşünüyorum, ama hepimizin sırları olmasa bile kaygıları vardır. Örneğin ben çok iyi bir okçu olayım, fakat benim okçu olarak eskisi kadar iyi ok atamama korkum var, bu yüzden yaşlanmak istemiyorum ve yaşlanmaktan korkuyorum diyelim. Ama dışarıya karşı güven veren dik duran bir portre çizmek istediğim, arkadaşlarıma zayıflığımı göstermemek için, bu kaygımı bir sır olarak saklıyorum ve bilinmesini istemiyorum diyelim. Bu verdiğim örnek çok niş bir örnek oldu, bu yüzden farklı doğrultularda farklı bir sırrın da olabilir. Sırrının olmaması aslında burada garip kaçan şey olur...)

- Karakterin kendisi ile tezatlaştığı bir veya birden fazla nokta
+ (* Gene bunu da kendin ile tezat düştüğün bir nokta yok gibi algılıyorum. Bu karakterin daha tutarlı olmasını sağlar, ama birçok karakter gene kendiyle spesifik noktalarda tezat düşebilir. Atıyorum ben bir ork olayım ve kafam çok basmasın birşeylere. Benim mottom da "erkek adam savaştan kaçmaz" olsun diyelim. Ama ben savaşlarda canım tehlikeye girince kaçıyorum çünkü erkek olabilmeye devam edebilmem için yaşamam lazım diye düşünüyorum diyelim. Sonuçta erkek adam ölü olmaz gibi bir mantık yürütüyor benim çarım. Ama mesela bu düşüncesi tezatlık barındırıyor. Başka örnekler de verilebilir ama bence sen ne demek istediğimi anladın burada...)

- Bir açıklığı, zayıflığı veya zaafı
+ (* Meta özgürlük ordusunun bir combatantı olan kardeşlerim ile aynı düşünceyi paylaşman beni sevindiriyor. Zayıflık, yalnızca ezikler içindir 😈. Şaka bir yana, her karakterin bir zayıflığı olur, gerek fiziksel, gerek duygusal, gerek ruhsal, gerek sosyal, gerek ahlaksal vb...)

- Hikayesi



Beyaz Şehir... Taş kulelerin, ihtişamlı tapınakların ve asaletin parlak görkeminin ardında, sokakların köşelerinde, mürekkep lekesi gibi yayılan karanlık bir hayat vardı. Exodus, işte tam burada doğmuştu. Adı bile bir umutsuzluk ve umudu aynı anda barındırıyordu. Onu büyüten, kanının bağlı olduğu kimse yoktu. Şehir onu sertleştiren, hayatta kalması için zorlayan tek varlıktı.

Exodus bir Baezelub Tiefling'idi. Gözlerini Beyaz Şehir'de açmış, çocukluğunu abisiyle beraber Beyaz Şehir'in tekin olmayan sokaklarında geçirmişti. Exodus'un ailesinden söz etmek çok mümkün değildi. Üç kuşak önce, cehennem katmanlarından Beyaz Şehir'e göç eden, maddi durumu hiç olmayan alt tabaka bir Tiefling soyundan geliyordu. Abisinin anlattığına göre, abisi beş yaşındayken babaları parasızlıktan sıkılarak Beyaz Şehir'i terk etmişti. Annesi o sırada Exodus'u beş aydır karnında taşıyordu. Kadıncağız, şehirdeki en düşük tabakadan gelen pek çokları gibi zayıftı ve yorgundu. Sonunda, Exodus'u dünyaya getirirken yaşamını yitirdi ve Exodus beş yaşındaki abisiyle sokakta kalakaldı.

Abisi, onu koruyarak büyüttü. Sokakların kurallarını öğretti, hayatta kalmanın en temel yollarını belletti. Exodus'un yaşama dair ilk dersleri, aç kalmamak için nasıl çalması gerektiği, birine yakalanmamak için nasıl hareket etmesi gerektiği ve Beyaz Şehir'in kalabalığında nasıl görünmez olunacağıydı. Ama abisi ona sadece hayatta kalmayı değil, aynı zamanda inancı da öğretti.
(* Burada bir sorun yok, ama hikayeni yazarken arkasını biraz daha doldurabilmek için, Skill Proficiency'lerini nasıl kazandığını anlatacak betimlemeler yapabilirsin. Aslında bu paragrafta yazanlardan, ben senin; Sleight of Hand, Stealth, Survival ve en sonda da Religion proficiencysine sahip olduğunu düşündüm ama bunlardan hiçbirine sahip değil karakterin. Karakterinin sahip olduğu proficiencyleri üstü kapalı ve hikayeye yedirilmiş bir biçimde backgroundunda vurgulamak güzel olur.)

Exodus ve abisi büyürken en büyük hayalleri bir büyücü (Sorcerer) olmaktı. Fakat Beyaz Şehir’de bir alt tabaka Tiefling’in böyle bir şey başarabileceğini düşünmek bile delilikti. Yine de hayal kurmaktan vazgeçmediler. Akademilerde büyü eğitimi almak, kadim kitaplara ulaşmak istediler. Ancak gerçek, her zaman sert bir tokat gibi yüzlerine çarpıyordu: Büyücü olmak, sadece parası yetenlere biçilmiş kaftandandı.

Bir gün, büyücülükle ilgili kitapların ne kadar değerli olduğunu öğrendiklerinde, bir karar verdiler. Kitap çalacaklardı. Abisiyle birlikte akademinin yakınlarında fırsat kolladılar ve nihayet bir gece, kapkaranlık bir sokakta bir büyücünün elinden birkaç eski tomarı çalmayı başardılar. Ancak bu kitapları okumak bile başlı başına zordu. Anlamadıkları yazılar, büyüyle mühürlenmiş sayfalar, sırlarla dolu bilgiler… Exodus, her ne kadar büyücülük yoluna adım atmak istese de, imkânsızlıklar onu her zaman geriye çekiyordu.

Exodus, hayatta kalmak için pis işler yapmayı öğrenmişti. Beyaz Şehir’in karanlık sokaklarında casusluk, hırsızlık, tehdit ve çalışması çok tehlikeli olan insanlar için haber taşıma işleri yaparak yaşıyordu. Kuralı yoktu. Kafasındakini istediği gibi yapmayı seçen (Chaotic Good) bir ruha sahipti. Yüreğindeki iyilik, yaptığı işleri sanki masum bir amaca hizmet ediyormuş gibi gösteriyordu.

Başkaları için Exodus, bir kaos unsuruydu. Ama gerçekte, kendi kurallarına göre hareket eden bir kurtulma öyküsüydü. Kötülerle savaşmak için kendi ellerini kirletmeye razıydı. Onun dünyası griydi; ne saf bir kahraman ne de bir canavardı.
(* Exodus'un kötüler ile savaşma isteği nereden geliyor olduğu hikayede belirtilmemiş. Sokaklar mı ona kötü davrandı, yoksa başka birinden mi zarar gördü, veya otorite tarafından mı hor görüldü... Buradaki motivasyonunu daha iyi anlamamız lazım. Direkt bu motivasyonu kazanması için spesifik yaşadığı bir eventi de detaylıca yazabilirsin.)

Zamanla, Beyaz Şehir Exodus için giderek daha tehlikeli bir yer haline geldi. Çaldıkları kitapların izini süren akademi, onları arıyordu. Daha da kötüsü, sokaklarda güçlü düşmanlar edinmişlerdi. Abisi, Exodus'u korumak için her şeyi yapıyordu, ancak o da artık güvende değildi. Üstelik, uzun süredir süregelen bir hastalık onu her geçen gün daha da zayıflatıyordu. "Sewer Plague" denen bu hastalık, her geçen gün Exodus'un abisinin bedenini daha da tahrip ediyordu. Exodus'un onu kurtarmak için bir çare bulması gerekiyordu.
(* Beyaz Şehir, Tanrı Savaşlarından sonra çok korunaklı ve katı kuralların olduğu bir şehire dönüştü. Engisizyon neredeyse Hammurabi Kuralları'nı getirdi gibi düşünebilirsin hatta daha kötüsü bile olduğu senaryolar mevcut. Hırsızlık yapmak, Tanrı Savaşlarından sonra sefalet çeken halk için bile çok caydırıcı bir konuma geldi, ki sen ekmek hırsızlığı da yapmıyorsun, onlarca veya yüzlerce gold değerindeki kitapları veya scrolları çalıyorsun. Ya çalmakta gerçekten iyi olman lazım, ya da bunun bir yaptırımını görmüş olman lazım.)

Abisini Beyaz Şehir’de güvendikleri bir tavernada bırakmaya karar verdi. O burada kalacak, Exodus ise tedavi için gereken parayı bulmak amacıyla kuzeye gidecekti.
(* Direkt olarak kuzeye mi gidiyorsun? Daha önce tedavi için birşeyler denedi mi karakterin? Denediyse ne sonuçlarla karşılaştı? Kuzey'den başka yerlere gitme opsiyonun varken Kuzey'i tercih etme sebebin nedir?)

Exodus, bir kervana katıldı. Ancak yolculuk hiç de kolay olmayacaktı.
(* Kervan kuzeye gidiyor gibi gözüküyor, ama bu kervan nereye gidiyor ve ne amaçla gidiyor? Dipnot: Oyuna Wolf's Inn'de başlayacağız.)

Kuzeye yapılan yolculuk sırasında, kervan onlara ihanet etti. İlk başta sıcak yemek, güvenli bir yolculuk ve para vaadiyle kervana katılmıştı. Fakat bir gece, kamp yaptıkları sırada, paralı askerlerden oluşan kervan üyeleri aniden silahlarına sarıldı. Exodus'u uyurken yakaladılar, dövdüler ve tüm eşyalarını çalarak onu vahşi doğanın ortasında, beş parasız ve yaralı halde terk ettiler. Yüzünde ve kollarında derin kesikler vardı, kaburgaları kırılmıştı ve içi öfkeyle doluydu. Yorgun, aç ve çaresizdi.

O gece, Exodus gözyaşları içinde gökyüzüne bakarak yalvardı. İlk kez gerçekten yenildiğini hissediyordu. Tanrılara seslendi.

"Tanrılar! Eğer gerçekten oradaysanız, bana bir yol gösterin!"

Sessizlik... Ve sonra bir fısıltı:"Sana bir yol sunuyorum, Exodus. Ama bu yol, sadece senin cesaretin kadar parlayacak."

Gökyüzündeki karanlık bulutlar aniden açıldı ve göksel bir varlık Exodus'un ruhuna dokundu. Bedenini tanımsız bir ışık sardı. O an, (Celestial bir varlık tarafından kutsandın ve Warlock güçleri kazandın, fakat gücünün kaynağının neye dayandığını bilmiyorsun.). Gücü hissettiğinde artık sadece kendisini değil, abisini de kurtarabileceğini biliyordu.

Exodus, artık kaçan değil, bilgi peşinde olan kişiydi. Patronunun kim olduğunu tam olarak bilmiyordu, ama ona verilen gücün farkındaydı. Bu bir başlangıçtı. Hâlâ Sorcerer olmanın yolunu arıyordu, ama artık farklı bir çığır açmıştı. Kuzeye gitmek, sadece kaçış değil, belki de kaderini yeniden şekillendirecek bir yolculuktu.



Anlar: (* Bu anlardan 2-3 tanesini yanlarına doldur, hepsini doldurmak zorunda değilsin hatta doldurma. Bu anlarda 2-3 tane seçip buraya koyarsan karakterini derinleştirir ve backgroundunu çeşitlendirirsin.)
- En büyük keder anı
- En büyük suçluluk anı
- En büyük kahramanlık anı
- En büyük korku anı
- En büyük sevinç anı
- En büyük şevhet anı
- En büyük başarısızlık anı
- En büyük utanç anı
- En büyük kefaret anı