Notes

3


Ayın son cuma günü sonunda gelmişti ve akşam olmak üzereydi. Tolga kendisine bir kadeh viski koydu ve salona eşinin yanına geçti, Elif koltuktan kalkıp odanın içinde gergin biçimde dolanmaya başladı, bir o yana bir bu yana gidip geliyordu, bu da Tolga'yı inadına uyuz ediyordu.

'' Allah aşkına iki dakika geç sabit dur şurada Elif, beni de geriyorsun,'' diye gürledi.

'' Pardon,'' dedi koltuğa otururken Elif, kolyesiyle oynayıp duruyordu, kolyeyi sürekli takmak zorundaydı, anlaşmanın bir parçasıydı bu, Elif'le karanlık ruh arasındaki bağlantıyı bu kolye sağlıyordu, büyünün geçerli olmasını sebebi buydu, aksini denemeye de cesareti yoktu kadının. Şu an bu muhteşem güzelliğinin de sebebi buydu, bundan vazgeçememesine neden olan korkunun da sebebi. Alışmıştı bu güzel haline, resmen yaşam kalitesi değişmişti, kendini çok ama çok mutlu hissediyordu. Ta ki bu gün gelinceye kadar, şu an belirsizlik hakimdi, ne olacağını bilmiyordu, bedenini o ruh ele geçirince ona ne olacaktı? Hem Tolga hem de Elif bu yeni halinin ve doyumsuz seks yaşantısının tadına varmışlardı bir aydır, o yakışıklı ve ilgi çekici spor hocası Tolga, bir diğer değişle kocası, köpek olmuştu etrafında adeta, her akşam sevişmek için dibinden ayrılmıyordu. Ama şimdi bunun bedelini ödeme vakti gelip çatmıştı işte.

Sadece bir haftasonu. Kocası onu korumak için herşeyi yapardı.

Tolga içten içe saçma bulduğu bu anlaşmanın saatini telefonundaki alarma kaydetmişti, saat ötmeye başlayınca Elif olduğu yerde zıpladı neredeyse, iki elinin parmakları ile koltuğun kumaşını sıkıca tutmuştu, başına gelecekler onu korkutuyordu.

Göğsündeki kolyeden siyah bir duman süzülmeye başladığında bunu ilk fark eden Tolga olmuştu, duman gitgide büyüdü ve kolyenin etrafını sardı. Elif kendini korumaya çalışıyordu yüzünü geriye çekerek ama duman ağzından ve burnundan doğru dolmaya başladı içine ve ciğerlerine, dumanı solumaktan başka çaresi kalmamıştı. Gözleri kaymaya başladı, kendinden geçiyordu, yine bayılmak üzereydi. Sonunda koltuğa doğru başı geri düştü ve yığılıp kaldı. Ağzından son bir beyaz duman çıktı ve kolyenin içine hapsoldu.

Tolga gördüklerine inanamıyordu, gerçekten de dedikleri gerçekleşmişti karısının, bu bir büyü olmalıydı çünkü başka hiçbir mantıklı açıklamasını yapamıyordu kendine. Sonunda aklı başına geldi ve yerinden fırladı.

'' Elif? Hayatım?'' diye üstüne atıldı karısının. '' İyi misin? Sana ne oldu? Eliffff!! Kendine gel n'olur!''

İki çift göz kapağı açıldı ve ona doğru bakmaya başladı, önce bir kızıl parlama oldu ikisinde de, sonra da kayboldu. Ama bu gözler hala farklı bakıyordu ona, bunlar alıştığı kahverengi gözler değildi, daha koyu, daha kara renkliydi. Karısının içine giren ama henüz tanışmaya fırsatı olmadığı ruh selamladı adamı. Değişik ve garip bir gülümseme vardı suratında. Şeytani dedikleri bu olmalıydı.

'' Selam dostum!''

Tolga olduğu yerde kalakaldı ne diyeceğini bile bilemeden, ne yapacağını zaten bilmiyordu. Aslında durum çok netti, çok basit, şunu biliyordu, karşısında duran kadın Elif değildi, ama beden Elif'in bedeniydi. Ayağa kalkıp yürümeye başladığında bunun daha da farkına varmıştı, vücudunun salınışı, kalçasının kıvırtması, yüzündeki ifadeler, hatta konuşunca çıkan ses bile farklı bir tondaydı. Belki bir arkadaşını kandırabilirdi ama Tolga'yı asla, karısını tanıyordu.

'' Selam?! Demek bu ruh sen oluyorsun..'' dedi Tolga.

'' İşleri zorlaştırmaya gerek yok bence, ne sen benim ne olduğumu bulmaya çalış, ne de ben sana kendimi anlatmak için uğraşayım. Bana Dinara diyebilirsin. Adım budur,'' dedi ona doğru elini uzatarak. Tutmasını istiyordu belli ki. Tolga elini uzatıp kibarca sıktı, tanışmış oluyorlardı böylece. '' Demek Tolga sensin. Karının neden bu anlaşmayı hevesle kabul ettiğini anlayabiliyorum şimdi, senin için değermiş. Yakışıklı ve fit bir adam. Senin yaşında böylesini bulmak gerçekten zor.''

'' Şimdi ne yapacaksın?'' diye sordu Tolga. '' Karıma herhangi bir kötülük yapmana asla izin vermem.''

'' Sakin ol. Ben sadece biraz eğlenmek istiyorum, insan gibi yaşayabilmek, hemen önyargılı olmasan?'' derken Tolga'ya sokulup elleriyle bedeninde gezinmeye başlamıştı bile, parmak uçlarıyla adamın etrafında dolanırken çenesine ve ensesine dokunuyor, kollarındaki pazuları sıkıyordu. Tolga büyülenmiş gibiydi bu güzellik karşısında yine, sonunda Dinara önüne geldiğinde kaskatı bekliyordu. '' Bunca zahmete değer bence, sen ne dersin yakışıklı?'' Elleriyle Tolga'nın pantalonunun düğmesini açmaya, fermuarını indirmeye başladı.

Tolga itiraz bile edemiyordu. Dinara önünde diz çöktü ve elini içeri sokarak Tolga'nın sikine ulaştı. Külotundan çıkarıp serbest bıraktı. Kocaman yarak şu an nefesini hissediyordu Dinara'nın. Ağzını açıp dilini kocaman dışarı çıkardı, taşaklarından başlayarak çizgi boyunca sikinin kafasına kadar bir saniye bile ayrılmadan ilerledi. Elif'in dili bu kadar uzun muydu hep diye düşünüyordu Tolga. Hatırlamakta güçlük çekiyordu. Tek bildiği karısının bu kadar iyi sakso çekemediğiydi. Bunu yüzündeki ifadeden anlayabiliyordu ama şu an karşısındaki kadın çok daha farklıydı. Sanki sikini yutar gibi ağzına alıyordu, salyalar akıta akıta yalıyor, emiyor, sıvazlıyor, sonra kendi tükürüklerini yine kendisi ağzına geri alıyordu. Aşağıya bakıp gözlerine baktığında gördüğü tutku çok başka seviyedeydi. Gözlerinden şehvet akıyordu. Sanki yüzyıllardır yarak görmemiş azgın bir karıyla beraberdi şu an. Kadın boğazının en derinine kadar ağzına alıp nerdeyse yuttu koca yarağı. Boğazında meydana gelen genişlemeyi derisinin altından fark edebiliyordu, gözleri yaşarmasına rağmen geri adım atmıyordu, Tolga boşalmamak için zor duruyordu, hiç bu kadar zevk almamıştı ağzına verince bir kadının.

Elif şimdiye kadar çoktan öksürüp ağzından çıkarmıştı bile aletini. Artık dayanamadı Tolga ve kadının boğazına doğru bütün döllerini akıtmaya başladı. Elif, ya da Elif bedenindeki ruh gülüyordu resmen, bütün döllerini yalayıp yuttu, yetmedi ağzından çıkarıp yarağı tertemiz yapana kadar da diliyle sildi.

'' İlk boşalmanı yaşadığına göre, şimdi gerçekten eğlenmeye başlayabilir miyiz?''

Ayağa kalkıp yatak odasına doğru ilerlemeye başladı, Tolga'nın davet edilmesine ihtiyacı yoktu, peşinden ilerledi büyülenmiş gibi. Yatağın önüne gelince soyunmaya başladı Dinara, eteğini ve bluzunu çıkarıp yatağa uzandı, bacaklarını iki yana ayırıp, elini ağzına götürdü, parmaklarını ağzına sokup yaladı, sonra da orta parmağını amına götürüp dudakları arasına sürmeye başladı. Parmaklarını birleştirip amını tokatlıyordu. Tolga sikini eline alıp bacak arasına doğru ilerlerken yatakta dizleri üstüne geçti Dinara, Tolga sikini amının girişine değdirdi ama Dinara elini amına götürdü ve sikini tuttu. '' Oraya değil, buraya!''

'' Öhöö..''

Tolga tereddüt etmeye başladı, Elif hiç götünden siktirmezdi ki kendini, daha önce hiç anal denemediler bile.

'' Hadi ama, kocaman adamsın. Ben Elif değilim. Ben sadece çok ama çok uzun bir süredir lanet olası bir kolyeye hapsolmuş bir ruhum. Sikine ihtiyacım var. Yanıyorum. Yangınımı söndürmen gerekiyor. Bunlar anlaşmamızın bir parçasıydı!''

Tolga'nın daha fazla ikna edilmeye ihtiyacı yoktu, bir eliyle götünün yanaklarını ayırmaya çalışarak sikinin morarmaya başlayan kafasını karısının, ya da Dinara'nın göt deliğinin ağzına dayadı, yavaşça zorlamaya başladı. Elif'in götünü siktiğine inanamıyordu. Altında inleyen kadın Dinara'ydı evet, zevkten ve şehvetten dört köşe biçimde altında inim inim inliyordu ama yaptığı her ne kadar yanlış gelse de buna nasıl karşı koyabilirdi?

Seks ve tutku dolu geçecek bir haftasonunun daha ilk saatleriydi ve karısını götünden sikiyordu.

( Kısa kısa yazdıkça atacağım. Nereye varacak ben de bilmiyorum. 20 -30 bölüm bekleyen yanılır, kısa ve amacı seks hikayesi olan bir şey çıkacak ortaya.)

( Okuyup beğeni atmaya çekinenleri anlamıyorum ama ne takip edip ne de beğeni yapmadan soru soranlara tek lafım var, ayıp ediyorsunuz. birgün sıkılıp gideceğim. Komple silip mi giderim yoksa sadece giderim ve bu hikayeler kalır mı tek bakacağım şey beğeniler. Beğeni olmayan hikayeyi silerim çünkü beni kötü gösteriyor.)