Notes
![]() ![]() Notes - notes.io |
Akşam yemeği de olaysızdı o akşam, ebeveynlerimin ikisinin de konuşmaya isteği yoktu. Babam yemeğini çabucak bitirip salona doğru kayboldu ortadan. Ben de odama kaçacaktım ki annem geçen hafta yaptığım gibi bulaşıklara yardım edip etmeyeceğimi sordu, evde işe yarayan bir erkeğin ne kadar da iyi birşey olduğu hakkında yeterince sesli bir yorum yaparak. Sanırım aralarındaki kavga tam gaz ve etkiyle devam ediyordu.
Masadan kirlileri toplamaya başlamıştım ama annem masadan kalktı. '' Birazdan geliyorum.'' dedi.
Dakikalar sonra geri geldi. Yemek yerken üstüne birşeyler dökülmüş olmalıydı çünkü kumaş pantolonunu çıkarmış ve dizlerinin üstünde biten bol bir pileli etek giyip gelmişti. BU hiç anlamlı gelmiyordu. Eğer üstüne birşey dökseydi, önce bulaşıkları yıkamayı bitirip sonra üstünü değiştirmeye giderdi. Ben beklerken, bulaşık yıkadığı lavabonun tıpasını kapadı ve suyla doldurdu içini. İnce, sütun gibi bacaklarına bakıyordum ben de ve sabah gördüğüm heyecan verici manzaralar geliyordu aklıma bacaklarının arasındaki.
Suyla doldurduğu lavaboya tabak çanağı doldururken annem konuşmaya başladı.
'' Bu öğlen Sevda ile konuşuyordum.'' dedi ve durdu sanki yorum yapmamı beklermiş gibi.
'' Öyle mi?'' dedim, kısık sesle, sanki boğazımda nefesim kesilir gibi olmuştu. İşte beklediğim fırsat gelmişti.
'' Sinemaya gitmek istiyor gerçekten..yine beraberce.''
'' Öyle mi?'' derken yine, sanki bu haber yeni birşeymiş gibi benim için, nefesimi kontrol etmeye çalışıyordum ama artık derin derin nefes alır gibiydim.
'' Bu cumartesi.''
'' Hı hı.'' derken ancak duyabilecek kadar sesimi çıkarmıştım sanki.
'' Diyor ki, Ahmet okulda alay konusu oluyormuş çünkü o iki kadın sizi terk etmiş, yeterince olgun olmadığınız için.''
Annemin bedeni sallanmaya başlamıştı suyu kapatırken, köpüklü suyun içine attığı bardakları ovalarken, pileli eteğinin titremeye başladığını görüyordum ve hareket eden dolgun tümseklerin düşüncesi aklımı alıyordu, kışkırtıcı bir dansa başlamışlar gibi. Bu seksi, hafifçe sallanan şeyler, sanki zekaları varmış gibi oynuyorlardı, ekose kumaşa aldırış etmeden eteği itip kakıyor gibiydiler.
Ahmet'in annesinin kıvrımlı eteği hakkında anlattıkları birden beynimi kavurmaya başladı. Annem bu eteği bilerek mi giymişti, benim çıkarım için? Sevda anneme bahsetmiş miydi Ahmet'le oynadıkları oyunlardan?
Siktir, çoktan önüm kabarmıştı. Sakarca, bacaklarımı kımıldattım, sonunda sikimi daha rahat bir pozisyona getirene kadar. Bu eteğin altına birşey giyiyor olamazdı. Eğer kalçalarını kaplayan bir kumaş ya da çamaşır olsaydı, bu eteğin bu şekilde oynamasına imkan yoktu poposunda. Kenarları açıkta bırakan bir külot bile giyse, kalçalarının yarısını kapatırdı yine de.
'' Ne?'' dedim. Sorusunu tekrarlaması gerekti annemin, ne sorduğunu kaçırmıştım.
'' Dedim ki, benim de sana yardım etmemi istiyor musun?''
Bir an tereddüt ettim, uzun zamandır duymak istediğim şeyi duymak için hazır değildim sanki.
'' Gitmek zorunda değilim, eğer yardım etmemi istemiyorsan,'' diye kesti kararsız sessizliğimi annem.
'' Hayır, istiyorum. Lütfen anne, bu harika olurdu.'' derken, arkasına daha da yaklaştım ve ellerimi omuzlarına koydum. '' Yardımın çok hoş olurdu.'' derken sesimi azaltmıştım, kasık bölgem arka kısmına sızmaya çalışırken, titreyen eteğin üstüne doğru.
'' Geçen sefer ki gibi olmayacak'' diye karşılık verdi annem. '' Hala o iki olgun kadınla takılıyormuşsunuz gibi görünmek için, fazlası değil.'' Omuzları sertleşmişti, yükselen şehvetimi hissetmiş gibi, ama bu dokunuşuma ses etmedi. Beni engelleyen ses tonuydu, çok ileri gittiğimi işaret eden kesin bir dildi.
Bulaşıkları kurularken mesafemi korusam da, gözlerim hala titreyen kalçalarındaydı ve bu yeni göz alıcı tarzına mutlu bir biçimde devam ediyor gibiydi hareketlerini aynı kıvraklıkla devam ettirirken. Sanırım bakmak serbestti.
Ve hafta boyu bu devam etti. Anneme bir daha o şekilde yaklaşmadığım halde, dokunmanın yasak olduğunu tahmin ediyordum, yine de görsel şölen hafta boyunca devam etti, annemle babam arasında ısınmaya başlayan ilişkiye rağmen. Cuma günü, babam yine sofradan erken kalktı, her zaman olduğu gibi kahveye oyun oynamaya gitmek için ve annem de odasına kaybolmuştu, ama dakikalar sonra geri döndüğünde, yatmak üzere hazırlanmış gibi üstüne sabahlık giymişti. Ertesi günkü büyük şovdan önce göz banyosu yapmak yasaktı diye tahmin ediyordum.
Annem lavaboyu yine suyla doldurdu, çatal bıçağı suyun içine attı tabaklardan sonra, ama hemen yıkamaya başlamadı. Bunun yerine, eli muslukta bekledi, suyun bütün bulaşıkların üstünü kapasını bekleyerek, ve bu olunca da suyu kapadı, masanın yanına gidip durdu. Dirseklerini kırıp ön tarafında elleriyle birşeyle uğraşır gibi yaptı ve saniyeler sonra, anladım ki, sabahlığını çıkarıyordu, omuzlarından indirip kollarını sabahlığın, çıkardı üstünden ve sandalyenin sırtına geçirdi.
Bana bakmadan arkasına döndü ve tezgaha yürüdü. Gecelik giyiyordu, pazartesi sabahı giydiğine benzer ama daha kısası ve omuzlarında ip gibi askıları olan bir taneydi. Bana tek giydiği buymuş gibi geldi, annem eğilip bulaşıkları yıkamaya başlayınca doğru olduğu anlaşılan bir varsayımdı bu, arka tarafını kapayan ince gecelik, titrek poposunu kapamakta zorlandığından, şüpheye mahal bırakmıyordu bu.
Cenneteydim. Annemin bacaklarını hayranlıkla yukarı ve aşağı süzüyordum,ama en çok da titreyen kalça yanaklarını, sanki fazladan özen gösteriyor gibiydi, her bulaşığın güzelce yıkandığına. Hayır. Yalan söyledim. Yandan da bakmaya çalışıyordum, kuvvetli ellerinin hareketleriyle yukarı ve aşağı sallanan memelerine şöyle bir göz gezdirirken. Ellerinin temizlemeye çabalayan hareketleri şiddetleniyordu sanki ne zaman benim dikkatli bakışlarımı hissetseler.
Sonuna doğru, bu sıcak ilgim, beni bayağı güç duruma sokmuştu, anneme doğru yaslanıp,ertesi gün sinemaya gitme konusunda bana yardımcı olacağı için teşekkür etmek istedim. Tabi ki, zonklayan ve kabaran pantolonumu, titrek, yuvarlak kalçaların sıcaklığına bastırarak ve yine annemin ılımlı tepkisiyle karşılık görerek.
'' Birşey değil tatlım,ama unutma, düşündüğün gibi olmayacak, geçen sefer ki gibi. O bir kazaydı ve tekrar olmayacak.''
Önceden olduğu gibi,annem beni kendinden uzaklaştırmadı ve ben de gönüllü olarak uzaklaşmaya niyetli değildim. Ses tonu daha az göz korkutucuydu ama, yine de, bu muhteşem yumuşaklık ve sıcaklıktaki tenden, sert bir ses tonuyla cayacak değildim.
Bununla beraber, annemin, arkasına dayanmama izin vermesine şaşırıyordum, kabarıklığım, onun yumuşaklığında kendine yer yapıyordu. Ellerimi kendime sakladım ve yerimde kaldım, kalan son bulaşıkları da kurularken. Annem itiraz etmiyordu, kalan son bulaşıkları hızlı değil, ama yavaş da olmayan bir şekilde, yıkamaya devam etti. Sonra, son bulaşığı da yıkayınca, beni daha da coşturacak şekilde, tezgahı yıkamak ve silmek yerine, önümde bekleyip, suyun lavabodan akıp gitmesini bekledi. Kalanları da kuruladım yakalanmadan yapabileceğim en yavaş şekilde ama o yine de şikayet etmiyordu ıslak bezle tezgahı silerken, kolayca uzanabileceği uzaklığa kadar koluyla uzanıyor ama kımıldamıyordu, ta ki ben son tabağı kurulayıncaya kadar. Artık o zaman, istemeyerek de olsa, başka mantıklı sebep kalmadığından ona yakın durmak için, yanından uzaklaştım.
Kasıklarımda ani bir soğukluk hissetmeye başladım ve geceliğinin arka kısmındaki kıvrım kırış göçüklük, altındaki yumuşak et parçasına uyguladığım baskının onayıydı sanki. Annemin incecik kumaşla örtülü götüne bakarken, sol ve sağ yanak arasındaki gölgeli çizgiyi de beğeni dolu gözlerle süzüyordum. İncecik kumaşın altından bile göt çatalının nerede bittiğini ve normalde külotunun sarması gereken çıkıntılarındaki kanat açmış bir kelebek gibi açılmış hali görebiliyordum. Annem bir an sabit durdu, sanki dönüp masaya gitmeden önce son kez görmemi ister gibi arkasını, sonra sabahlığını aldı ve abartılı yürüyüşünü devam ettirdi salona doğru geçip gözden kaybolana kadar.
Sabahlığıyla kanepede oturuyordu TV izlerken, ben de sonunda, işleri berbat etmeden yürümeyi başarmıştım.
'' Teşekkürler tatlım'' dedi annem, ben odama geçmek üzereyken.
'' Ne demek, anne'' diye cevap verdim boğuk bir sesle.
Geceyi odamda geçirdim, erkekliğimi sıvazlarken, deli gibi.
Anadol'umla caddede ilerliyorduk, dördümüz birden arabadayken, teypte 3 Hürel şarkısı çalıyordu diye hatırlıyorum, Ahmet'le en sevdiğimiz gruptu o zamanlar, ki annem ve Sevda da çok eğleniyordu, bu iki kadını arabanın sınırları dışında bu halde pek göremezdiniz bu halde. Sihirli bir hava hakimdi arabada, o kesindi. Umursamaz gülüşmelerde ve arabayı dolduran mükemmel tınılara olan neşeli minnettarlıkta hissedebiliyordum bunu, yol boyu sıkıntı yaşamadan ilerlerken.
Sinema salonuna yaklaşınca, kalabalık arkadaş grubunun arabalarını yan yana park etmiş halde bulduk ama yine gençlerin çoğu sinemanın dışında bekliyordu, bu kez ortam da gergin bir hava olduğu biz yaklaşırken bile hissediliyordu. Arabayı park edip yanlarına gidince, ancak anlayabilmiştik ne olduğunu. Karşıt görüşlü öğrenciler arasında kavga çıkmış, sol görüşlü öğrenciler, Amerikan filmleri oynatan sinema istemediklerini ve eğer bu böyle devam ederse burayı kundaklayacakları tehditinde bulunmuştu. Polis de çareyi sinemayı o akşam kapatmakta bulmuştu.
'' Bu çok kötü oldu'' dedi Sevda, '' Bu filmi izlemeyi çok istiyordum. Eve mi döneceğiz?''
Ahmet hemen atıldı. Diğer çocuklarla konuşmuştu. Yanımızda sevgililerimiz varken, kolaylıkla davet edilmiştik şehir dışındaki çamlık arazide yapacakları partiye.
'' Bilemiyorum Sevda, bu çok riskli ve tehlikeli bir hal almaya başladı. Göründük işte yanlarında, evimize dönelim.'' dedi ama artık Sevda da bastırıyordu.
'' Hadi ama şekerim, buradan dönmek olmaz. Yapacağımız şey çok basit, iki şişe şarap alıp, arabadan inmeyeceğiz ve oğullarımız da ispatlamış olacaklar kadınları nasıl etkilediklerini.''
Annem yine bana dönmüştü, içten içe heyecanlansam da süt dökmüş kedi gibi bekliyordum. '' Sen gitmek istiyor musun?'' diye yine bana sordu. Gözlerime bakınca cevabı almıştı zaten.
'' Tamam, ama fazla geç kalmayacağız.'' dedi
Ahmet hemen yakındaki büfeye doğru gitti annesinin koluna girerek, onu da yanında götürmüştü, ne de olsa onun beğendiği şarabı seçecektik.
Annemle göz göze gelmemeye çalışarak onları bekledik ve sonra hep beraber arabaya bindik, diğer grubu takip ederek yola koyulduk.
'' Annen ve ben bu öğleden sonra başlamıştık sizden önce'' diye güldü Sevda, en azından arabadaki tasasız tutumların sebebini öğrenmiştik. '' ve önümüzdeki saatleri burada geçireceğimize göre, siz ikiniz de birer bardak içebilirsiniz. Belki ikişer'' diye uyardı. '' Ama gerisi bizim.''
Yarım saat kadar sürdükten sonra, şehir dışında bir tepeye gelmiştik, etraf çam ağaçlarıyla çeviriliydi ve korunaklı bir alandı. Daha önceden burada ateş yakılıp eğlendiği, kalıntılardan da belliydi. Biz arabamızda kalmayı tercih ederken, diğerleri ateş yakıp, etrafında içmeye başlmıştı bile.
Birbirine çarpan iki şişenin çıkardığı sesi duyabiliyordum poşetin içinden, annemin gülüşmelerine karışan. Arabanın ön kaputuna serdiğimiz örtünün üstünde dört bardak vardı ve ateşin başında şarkı söyleyip demlenen gençlerin yanına gitmeden, uzak bir köşede keyfimize bakmaya karar vermiştik. Fermente üzümlerin tadı sonunda ağzımı yüzümü gevşetmeye başlamıştı ve benimle beraber diğer üçü de yavaştan havaya girmeye başlıyorlardı. İçmeyi pek beceremediğimden, ikinci kadehe geçmeye niyetim yoktu. Sonra da arabanın içine geçtik zaten.
Ahmet ve ben, sohbete kesinlikle katkıda bulunmuyorduk bitmesi için ve zamanla muhabbetleri azalmaya başladı. Artık herkes içkisine odaklanmış ve dışarıdaki grubu izliyor, arabada çalan müziği mırıldanıyordu. Annem birşey söylemek ister gibi arkaya döndü bir an ama sonra sesini çıkarmadan önüne döndü. Ben de arkaya bakmak için kafamı çevirmiştim ki, Sevda'nın oğlunun kollarında olduğunu ve yüzünü göremesem de, kafasının hareketlerinden Ahmet'in, ateşli ve dillerin birbirine değdiği ıslak bir öpüşme seansına başladıklarını hemen anlamıştım.
![]() |
Notes is a web-based application for online taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000+ notes created and continuing...
With notes.io;
- * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
- * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
- * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
- * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
- * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.
Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.
Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!
Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )
Free: Notes.io works for 14 years and has been free since the day it was started.
You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;
Email: [email protected]
Twitter: http://twitter.com/notesio
Instagram: http://instagram.com/notes.io
Facebook: http://facebook.com/notesio
Regards;
Notes.io Team