Notes

9. sınıfta düz lisede kalıp, ardından 1 yıl ara verdikten sonra tekrar 9'a başlamıştım meslek lisesinde. O 1 yıllık aradada dayımın yanında 4 ay çalıştım, gezdim tozdum vs. :D Bayrampaşa'da çevik kuvvetin hemen yakınında, cadde üstünde dükkan almıştı baya büyük. Plastik ham maddesi işine girmişti. İran'daki şirketten getirip satıyordu. Plastiğin ham maddesi petrol, İran'da bol :D Mali müşavirdi ama gitmeden son bi atak daha yapıyım belki parayı tam olarak vururum diye düşünmüştü belki :D Hatta çalıştığım yerde sokak köpekleride vardı. Çok iyilerdi. Okula dönelim. Başlangıç süper ötesi oldu! 1. dönem teşekkür ve 2. dönem takdir aldıktan sonra o ork yuvasını terketmek şart olmuştu. Çünkü bi 3 yıl daha... Ben almıyım deyip kaçmıştım. Ardından okul değiştirip 9. sınıfta kaldığım yere döndüm ve psikologluk için eşit ağırlığı seçtim. Sınıftayız Haze (sis, belirsizlik, şüphe demek ve okunuşuda güzel :D). Tam 62 kişi!!!! Ve 10. sınıf bu. Çoğu 1 yıl kalmış. Herkes yaratık gibi ve 3'lü oturuyorduk. Eşit ağırlık sınıfları fazla olmasına rağmen. O kadar yoğun talep olmuş ki demek ki. Ardından matematik öğretmeni geldi. Ben yine sınıfın 1.si gözüyle bakıyorum kendime. Adam bi başladı anlatmaya. Öhhh onları bilmen için 4. sınıftan itibaren pür (çok, tam) dikkat dinlemiş olman ve ayrıca yıllardır düzenlide çalışıyor olman gerekirdi. Üstüne üstlük adam kendi yazdığı problemi çözemeyip, silip yenisine geçiyordu!!! Hocaya bak... ://// Sonra sınıf başkanlığı için seçim oldu. 4 kişi kalktı. Tekide benim. Kimseyi tanımıyorum. 3 erkek, 1 kızdı. 2 erkeği oyladı hoca. 2'sine sadece 1-2 arkadaşı parmak kaldırdı ahhahahaha oylamadan önce az konuşturuyordu. Ben sadece çıkıp ''Beni seçin eğlenceli olur'' dedim. Ardından hoca Yasin'e oy verenleri görelim dedi. 15-16 kişi parmak kaldırdı. 14'ü kız, 2 tane erkek var. Parmaklar havadayken herkes birbirini süzdü tabi bi gülme koptu sınıfta ahahaahahaha sonra diğer kızı baya kişi tanıyormuş. Ama 13 oy mu ne aldı oda. Ben başkan olmuştum. Herşey iyi gibiydi ama matematik büyük engeldi. Geometriyi oldum olası anlamadım. Coğrafya gibi karışık geliyor. Bence olay öğretmenlerde. Anlatamıyorlar. En son coğrafyada gördüğümüz konuları belgeselde gördüm. Şimdi gel sana anlatıyım tek tek. Belgeselde gördüklerim tamamıyla aklımda çünkü :D hem görsel hem bilgi şeklinde. Sonra ben uyuz oldum. Yabancı dil mi, sözel mi derken sözeli seçtim. Ben ortama göre şekilleniyorum. Ağaç yarı yarıya çiçek açıyor, tamamen çiçek açıyor veya kupkuru sadece dallarıyla kalıyor. Sözel sınıfındaki ortam ve insanlar iyiydi. Yine vardı birkaç mal ama artık gerçek ben ortaya çıkmıştı. Asıl ben. Takıntılardan ve ağrılardan eser yoktu. Tertemiz bi aklım ve kalbim vardı. Ben konuştukça daha ilk günden insanlar yanına çağırmaya başladı. Kızlar yanlarına çağırıp beni dinledikçe övüyorlardı falan ahahahhahaha :D :D En arkaya geçmiştim. Yanıma hep Cansu diye bir kız geliyordu vs. Ama onunla konuşamıyordum nedense ahahhahaha utangaçtım baya o zamanlar şuanki halime kıyasla :D Gerçi hala öyle sayılırım biraz. Herşey süper ötesi başlamıştı. Bi tanede ork bi hoca vardı. Sınıf hocası, dil anlatımcı. Neyse ilk sınavlara başladık. Aaaa 90'lık kağıtlar 60-70 geliyor falan. Uyuz oldum. Bu 2 ders için geçerliydi tabii. Yoksa yine 80-90 alıyordum :D Sınıf facebook'ta grup falan kurdu, hepsi beni eklemişti falan. O zamanlarda çok güzel bi oyun vardı. Marvel Avengers Alliance Online diye. Sting - Englishman in New York şarkısını ve birkaç şarkıyı dinleyip oynardım hep. Ne zaman açsam o şarkıları hep o oyun gelir aklıma. O oyun sayesinde 1000 tane yabancı arkadaş eklemişti beni ahahahahahhaha :D oyun patlama yapmıştı ama. 1 haftada 5 milyon kişi beğendi sayfasını! Ben bi yorum yazıyordum. Sabaha bi açıyordum laptopu. 50 arkadaş isteği. 1 haftaya 1000 kişi olmuştu :D Neyse Haze. Herşey süper ötesi giderken bi tane Gaye (hay adına. E'yi çıkar ha:AHHA:ahha) diye kız vardı sınıfta. Benim sınıfta konuşmadığım nadir insanlardandı. Facebook'ta konuşmaya başlamıştı ama. Orda gayet samimiydi pis küçük yaratık. Geyik suratlı Gaye ahaaaahahahhahahaha en son sohbet sevgili olmaya kadar geldi ama kendisini zaten konuşurken benim gözümde karalamıştı. Bende kabul etmedim. Şimdi düşününce salakça geliyor. Neyse günler kahkaha ve sohbetle geçerken ilk dönemin sonları geldi. Okulun son haftası. Çarşamba günü. Gaye ve en yakın arkadaşı en arka sırada oturmuş konuşuyorlardı. Sonra benle en yakın arkadaşı tartışmaya girdik. Ardından Gaye'de katıldı. Ona hiç laf atmadığım halde. Sonra ben bi ona bi ona derken ikiside rezil oldu. En son bu dayanamayıp kalem fırlattı bana ahahahahaa tutmadı kiiii. Ama uyuz oldum. Tam geri fırlatıcakken vazgeçtim. Öğretmene söyliycektim. 3. derste rehberlik. Sınıf öğretmeni olan ork geldi sınıfa. Ben kızın yaptığını söyledim ama kız ve arkadaşları kaçmıştı sınıftan o gün. Öğretmende şansa notları vermeye başladı. Herkesi kalkıp kendiyle ilgili birşey söylüyordu. Sonra hoca notu sesli söyleyip veriyordu. Ardından bana geldi. Kalktım ayağa. Sınıf tip tip bakıyor ne diycek diye :D :D :D :D ''Herkes o kadar çalıştığı halde yinede başarılı olamıyor. Ben yeteri kadar bile çalışmadığım halde teşekkür aldım alıcam. 70-70 verirseniz dil anlatım 2 yerine 3 düşücek'' dedikten sonra bu pis orkun olmayan beyni bi anda kızdı. Başladı bağrınmaya. Sen kimi aşağılıyorsun vs. diye. Ben sınıfı aşağılıyormuşum. O öyle deyince bende lafı geçirmeye devam ettim ASD:AS:DDAS sonrada ''50 50 versenizde olur'' dedim. Pis kürt gitti ''40 40 verdi ve dil anlatım 1 geldi. Normalde 2 olan ders!'' Ondan sonra birşey demedim ben. Facebook'ta gruptan bununla ilgili birşey yazdım. Ama küfür yoktu. Cadı vardı tek kötü kelime olarak. Sonra anlamsız geldiği için kaldırdım. 10 dk. bile olmamıştı yazıyı paylaşalı. Ertesi gün okula gidip hocayla konuştum ve düzeltmesi için ikna ettim. Kalbinin güzelliği yüzüne yansımış diyerekte yalakalık yapmıştı hatta :D :D ASD:ASD:ADS sonra sınıfa girdim. Herşey yolunda. Bi anda bizim moron bi arkadaş vardı, başkandı. O geldi. O salak ses tonuyla ''uhıhurkess sınıfta dursun, Yasin kanka özellikle de sen'' dedi. Sonra bi anda hoca girdi içeri büyük bi hışımla :ASD:ASD:ADS Yasin kalk dedi. Bende kalktım. Başladı bağrınmaya! Önceki gün şikayet ettiğim kız, yine aynı gün hoca bana kötü sözlü verdikten sonra paylaştığım yazının screenshot ını almış. Hoca benle arasında geçen kalem olayını söyleyince onu göstermiş... Bağrındı etti vs. En sonundada ''seni mahkeye veriyorummm'' dedi QW:EWQE:QWE:WQ pis kro ya. O anda tabii korkmuştum. İlk defa başıma geliyordu. Birşey demeden çıktım sınıftan. Ama büyük etki bıraktı bende. Karne günüyse o kız teşekkür aldı, bense dandik bi karne. Ve gidip diğer derslerinden notunu düşürttürmüştü Allah'sız pis kürdo. O gün sınıftan çıkmadan önce kızı ve onu duvardan duvarada vurabilirdim tabii ama Allah'tan yapmadım :D Disiplin işlemlerini vs. başlatmış. Sonra bi *ok olmadı ve olay geride kaldı. Ama haftada 4 ders onundu ve o 4 derste nereye kaçıcağımı bilmiyordum en arkada oturduğum halde. Sınıfta ne alakaysa bi saçma sapan bakmaya başlamıştı bana. Ondan sonra sınıf değiştirdim. Yine aynı bok ama 3 ders. Bendeki değişikliği farketmiş olcak ki başladı tuhaf tuhaf sorular sormaya sınıfa. Bende hep çok ters cevap verdim. Sonra biliyorum bana dediğini. Psikopatsın demişti alttan alttan. 12. sınıfa geçtik. Okulu değiştirmiş. Muğla'ya kaçmış :D :D :D :D :D yoksa Dexter moda gircektim diye korktu galiba :D aHAhAHAHhaahahaaa ama o ilk günlerde o kız kendinide yaktı tabii. Karşısına geçip geçip kötü kötü baktım. Birkaç kez ağladı da. Oda pişman oldu ama salak işte... Yaşancağı varmış. Kimseye karşı kötülük düşünmezken, sınıfta ilk akla gelen ve herkesin iyi olarak gördüğü kişiyken en dibe çakılıverdim. 10 ve 11. sınıfta çok fena düştü notlar. 12'de yine toparladım. Ona rağmen 67 geldi diploma notu. DC Universe Online diye süper kahraman oyunu vardı. Yemin ederim 9. sınıfta, sınıfta kalma neden olan +15 saat oyun günlerine geri dönmüştüm. O arada boyun fıtığıda ilerledi istemeden. O arada karşıma birisi çıkmıştı. 10. sınıf bitmişti galiba. Yaz tatiline giriyorduk. 11. sınıf başlıycaktı. Onunla konuşmaya başladık internetten. Birisiyle çıkıyorum demişti işte. O kadar saf bi profil çizdi ki beynime. Ben konuştukça oda açıldı tabii. Yola geldi :D Orkun tekiyle çıkıyordu oda... 1,5 yıldır hemde. Bu ne abi. Bak yaaa ahahhaha sende aynısını yaptın D: ben nasılsa ayrılır ileride diye düşünmüştüm. Zaten 18 yaşındaydı. Neyse Haze. O zamanlar tabii yine baya bi enerjiktim şuana göre. Ruhum bu kadar fazla karanlığa saplanmamıştı. Konuşa konuşa, konuşa konuşa en son bu ayrıldı o çocuktan. Sonra bana söylemiş olduğu adın aslında yalan olduğunu söyledi. Yani adı farklıymış. Elçin diye uydurmuştu. Meğerse Fatma'ymış. Öyle deyince kakulenide al git demiştim AHAHHAhahaHAHAha o saçma şeyi izlemişsindir :D Ve diğer söylediği şeyse o anda kalbime çoklu şok dalgası gönderdi ve tüm kızlara karşı beni bi nevi soğuttu, aynı zamanda insanlığa. Bunu yazmaya bile parmaklarım gitmiyor, düşün artık. Ben en fazla öpmüştür deyip geçiştirirken o pat diye ileriye gittiğini söyledi... Ondan sonra beynimin her noktasında mimlenmeye başladı. Her hareketiyle. Ama ne saçmadır ki fotoğrafına 5 üzeri 1,5 verdiğim aslında bana göre kötü olan bi kızı baya sevmiştim. Empati kurup hak verdim. En azından birkez görmeyi hak ettiğimi. Sonra biz bununla buluştuk. Ama aylarrr geçtikten sonra. Belki 4 belki 5. Belkide daha çok daha fazla. Hiççç hatırlamıyorum. 1 saat beklettim istemeden. Sonra arkası dönükken tanımıştım :D Fotoğraftaki kız nerdeydi karşımdaki nerde... Arada dağlar kadar fark vardı. 5 üzeri 4 müş meğerse ahahhahahaha O yüzden sen 5 üzeri 7 olabilirsin görünce :D görücez bakalım. Büyükada'ya gittik. O kadar konuşmamıza rağmen tabii ki herşey öyle birbirini tanıyormuş gibi başlayamazdı :D Gerçek hayat bambaşka oluyor. Ve benimde takıntılarım beni ele geçirmiş yönetiyordu zaten. Ama yinede o gün kendim oldum sayılır. Sonra elimi tuttu. Başladık gezmeye. Bi süre sonra küçük kedi iyice sırnaştı. Ben uyuz olmaya başladım. Normalde çok sevinirdim ama aklıma hep o diğer çocuk geliyordu. Geldikçe uyuz oluyordum ama kızda gerçekten güzeldi ve aslında bana göründüğü gibi kötü değildi. İnsandı işte. Ama takıntılarıma hiçbir zaman laf dinletemedim. O gün mal gibi geçti. Baya bi yürüdükten sonra döndük. Aaa... Ondan sonra bu bi anda soğudu. Aradaki yanardağ bi anda donmaya başladı hızla. Ben farkındaydım tabii. O kadar şey söyledim ve gidiceğimi. İtiraz etmeyince bende kayboldum. Değerli sayılabilecek bir hesabımıda kapatmıştım tamamen. Sonra tekrar karşılaştık şansa internet üzerinde. Yoksa onunda evi uzak buraya. 40-50 dk. falan. Bu baya birşey yazmaya başladı. Bende zaten dünyamı yık, birkaç gün sonra aynı oluruz ahahaahaha tabii çok sevdiğim şeylere zarar gelmediği sürece senden. Bana aylardır mesaj yazıyormuş. Bir daha girmiyceğimi bildiği halde. Çünkü hesabı çok fena şekilde kaldırmıştım ortadan ama mesaj gönderilebiliyordu. Bana yazdıklarını okudum. O kadar söz. Benim ağzımdan çıkan her söz beni delice avlarken daha sonra, o nasıl o kadar sözü inkar edebilicekti hayret. Devamı geliyor, inkar kısmını anlıycaksın şimdi D: gece 4'e kadar konuştuk. Bana hesabını verdi yazdıklarını okumam için. Sonra o gün hiç uyumadan buluşma kararı aldık tekrardan. Yıldız Parkı var. Oraya gittik. Ya varya sanırsın doğa bizim için hazırlamış orayı. Mükemmel görünüyordu. Boğaza karşı oturduk ağaçlık manyak, büyülü bi alanın içinde. Sonra o günde bitti. Gitmeden önce 2 yıl sonra görüşürüz demiştim. Bi önceki olayı hatırlatmak için öylede oldu. Bana olan ilgisini tekrar kaybetti ve bu sefer sonsuza dek kayboldum ortalıktan. Bu 16 yaşından sonra (bilinçli ve olgun bir kişi, bir birey olmaya başladığın yaş bence) sevgili olmaya yaklaştığım tek kişide böylece beni geride bırakmış oldu