Notes

Merhaba arkadaşlar ben Hüseyin. Çıkan her yeni teknolojinin ardından duyduğumuz sözler hepimizin malumu. “her şey hayatınızı kolaylaştırmak için, her şey size daha rahat imkanlar sunabilmek için” biz de peki diyoruz, iyi güzel madem kullanalım. Dozunda kullanırsak faydalı olacağını bilmemize rağmen nedense hep işin ucunu kaçırıyoruz. Telefon ve bilgisayar gibi geleceği düşündüğümüzde kulağa en basit gelen teknolojiler bile hayatımızı kolaylaştırmak için ortaya çıkarılmasına rağmen çoğu zaman bizi asıl işlerimizden uzaklaştırıp dikkatimizi dağıtıp yanlış bilgilerle zehirlenmemizi sağlarken gelecekte ortaya konulacakların hayatımızı ne kadar olumsuz etkileyeceğinin farkında mıyız?
İnsanoğlu daima bir şeyleri bahane ederek savaşmak için çabalamıştır. Bu sebep kimi zaman altın, kimi zaman toprak, kimi zaman üstünlük mücadelesi, kimi zaman din kimi zaman siyaset olmuştur ama savaş hep vardır. Savaşlarda sadece askerler ölmez, siviller ve çocuklar da ölür. Teknolojinin gelişmesi ile iyi olan daha iyi bir hale, kötü olansa çok daha kötü bir hale geliyor. Teknoloji geliştikçe iyi ve kötü kavramları da gelişiyor ama arkadaşımızın da bahsettiği gibi konu milletlerin bencil çıkarlarına geldiğinde insanlar insanlığı bir kenara bırakıp kendilerini düşünüyor ki bundan daha doğal bir şey yok. Teknoloji güçlü olanın eline mazlumu alt edebilecek büyük oyuncaklar verirken mazlum için kurtulma seçeneğini bırakın teslimiyet ve güce boyun eğmek tek seçenek haline geliyor. Çünkü parası olan gün geçtikçe daha çok güçlenirken, diğer taraftakilerse yerinde sayıyor.
Kurtuluş dediğimiz şeyin hepimiz için olması gerekmez mi? Bir taraf işine gelmeyen bir şey olduğunda koca füzeleri ile tehditler yağdırırken öbür taraftakilerin elinden gelen tek şey ölmek ya da sinmekse burada kurtuluştan bahsedilebilir mi? Büyük ülkeler diyince aklımıza gelen ülkelerin güçlü olmasının sebebi dünyayı kurtarmak için üretim yapmaları mı yoksa dünyayı tehdit edebilecek kadar güçlü silahlarının olması mı? Sadece iyinin gelişimini görmek sözcümüzün de söylediği gibi polyannacılıktır. Oysa dünyada kötünün gelişimiyle güç dağılımı oluyor, kutuplar belirleniyor. Eğer bir milletin geleceğibaşka bir milletin iki dudağının arasındaysa ve başkalarının vicdanına kalmışsa o millet için de insanlık için de hatta dünya için de kurtuluştan bahsedemeyiz.