Notes

Karanlık taraf, aydınlık olduğunu iddia eden büyücülerle savaşırken birbirlerine olan bağlılıklarının onlara getirdiği gücün farkındaydı. Kenetlenmek için kendi zincirlerinden kurtulmak gerekiyordu. Birbirlerine karşı duyulan güvensizlik ve korku, amaçları bir olsa da bu kenetlenmenin tam olmasını engellediğinde ve yapılacak ilk savaştan önce bu karanlığın liderleri tarafından anlaşıldığında, bunun yerine bambaşka bir şey düşünüldü.

Safkan büyücülere karşı onlardan farklı silahlarla savaşabilecek, büyülerin önüne topraktan duvarlar örecek ya da bir dalgayı üzerlerine savurup onlarcasını olduğu yerden uzaklara taşıyabilecek elementalleri yaratabilmek için Muggle ırkının en iyilerini seçtiler. Onların dnalarını, kanlarını, anılarını değiştirdiler. Yaptıkları zalimlikti; ama savaşta her yol mübahtı. Kalplerindeki tek birleşme arzusu elementallerin gücünü keşfettikleri zaman uyanan karanlık taraf, yarattıkları yeni ırka hayranlardı. Her şey kusursuz ilerleyecekti.

Öyle de oldu. Ta ki elementaller kullanıldıklarını hissedip saf değiştirene dek...

Karanlık taraf öyle bir yenilgiye uğradı ki, soylarının büyük kısmı silindi. Köşelere sindikleri zaman bunun acısını çıkaramayacaklarından emindiler. Dişlerini biledikleri zaman bile, ancak kendilerini ısırabilir ve kanatabilirlerdi. Bir köpek havlamasından daha fazla endişe vermeyecekleri yüzlerine tokat gibi çarpıldığından, yeniden yükselecekleri günü en gizli arzularında saklamaya devam ederek yaşadılar.

Onlarca yıl sonra, elementallerin gücüne karşı olan, onları yarattıklarından pişmanlık duyan, elemental ırka karışan büyücü kanının kirlendiğini düşünerek onları hor gören bir güruh büyümeye başladı. Bir yerlerde bu fısıltıları dinleyen ve yüz yıl öncesindeki atalarının başlatmak istediği işi bitirmeye odaklanan iki kişi vardı. Elementalleri yaratan karanlığın soyundan gelen iki kardeş.

Varlıklarını hatırlayan ya da fark edenlerin etraflarına toplanmaya başladıklarını hissettiklerinde, bir anda düşüncelerindeki en saklı amaçlar oldukları yerden sökün etmeye başladı. Yeniden toparlanan bir kalabalık vardı. Kalabalık öfkeliydi, kalabalık öncekinden daha farklıydı. Bağlıydı. Dilden dile fısıltı gibi dolaşan isimleri, hayat tarzlarına ve hislerine hükmediyorken, amaçları atalarının kaldığı yerden devam etmekti. Elemental ırkı yaşadıkları dünya üzerinden temizlemekle kalacaklar mıydı? Hükmetme arzusu onları ne kadar süre bir arada tutacak ya da gücün tadını aldıklarında tüm korkulardan sıyrılıp karanlığın kendisinden daha mı korkutucu olacaklardı?