Notes

Pazartesi sabahı Ayten hanım tarafından uyandırıldım. Vücudum iyice yorulmuştu. Ayrıca çarpılmam moralimi bozmuştu.
Duşu alıp mutfak masasında yerimi aldım. Soğuk duş almama rağmen uyanmakta güçlük çekiyordum.
“Uyanamadık mı Mustafa bey?”
“Vallahi sormayın Ayten hanım. Üstümde acayip bir yorgunluk var.”
“Hayırdır? Hafta sonu yaramamış galiba.?”
“Sormayın..ne yiyeceğiz?”
“Hellum peyniri aldım onu kızartıyorum. Omlet ister misiniz?”
“Yok ama haşlanmış yumurta yerim.”
10 dakika sonra istediklerim masadaydı. Beraber kahvaltı yaptık. Havadan sudan konuştuk.
Dişlerimi fırçaladıktan sonra yola koyuldum.
Ofise geçip elimdeki sim kartı Aysun hanıma verip bana yeni telefon alınmasını istedim.
Kahve eşliğinde gazeteleri okudum. Gelen e-postalara baktım.
Servet abiden mesaj vardı:
“Mustafa selam, hafta sonu Hollanda'dan şirkete misafir gelecek. Burada büyük bir mağazanın satın alma müdürü. İsmi Wianda der Saar. Onunla çok özel ilgilenmeni rica ederim. Şirketimizi çok iyi tanıtmanı rica ediyorum. Sana bu konuda güveniyorum. Uçuş bilgileri ve cep no aşağıda. Cuma akşamı Meydandan kendin almanı rica ederim.”
Bende cevap yazdın:
“Servet abi, siz merak etmeyin. Bayan en iyi şekilde ağırlanacaktır. Kendisiyle şahsen ilgileneceğim. Gözünüz arkada kalmasın. Sizden bir ricam olacak. Bende ehliyet yok. Size bir adet vesikalık resim gönderiyorum. Ehliyet işini ayarlarsanız sevinirim. Saygılarımla.”

Bu bilgileri gönderdikten sonra hemen bir toplantı talep ettim. Gelecek bayanın önemli bir firmanın satın alma sorumlusu olduğunu ve hiç konuda ofsaite düşmememiz gerektiğini vurguladım.
Satın almaya malzeme siparişlerini bir hafta önceye almasını, hafta sonuna kadar stoklarımızın full olmasını rica ettim. İlgileneceklerini söyleyip gittiler.


Akşam eve yeni gelmiş ve akşam yemeği için tek başıma masaya otururken kapı zili çaldı. Zili çalan Aysun hanımdı.
“Buyurun Aysun hanım, hoş geldiniz.”
“Hoş bulduk Mustafa bey. Yeni telefonunuz akşam geç saatte geldi. Bende gelip bırakayım dedim.”
“Niye zahmet ettiniz, yarın sabah alırdım.”
“Ne olur ne olmaz, acil bir şey olur. Allah korusun yani.”
“Doğru sizde haklısınız. Buyurmaz mısınız yemeğe oturuyordum.”
“Sizi rahatsız etmeyeyim.”
“Estağfurllah, lütfen buyurun. Zaten tek başıma yemek yemeyi pek sevmem. Bir iki laflarız. Buyurun.”

Aysun ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi. Ona dolaptan terlik verirken jartiyerli çorabın altındaki beyaz, bembeyaz tenini gördüm. Bu görüntü beni tahrik etti.

Bu yaşıma kadar daha jartiyer çoraplı bir kadın ile sevişmemiştim. Birkaç porno filminde görmüştüm. Ama gerçekten bu kadar tahrik olabileceğimi tahmin etmemiştim.
Ne güzel bir görüntüydü bu böyle. Tekrar,tekrar o görüntü göz önüme gelip gidiyordu. Aysun hanıma bakınca sadece Jartiyer çoraplı bacakları göz önüme geliyordu...

Ayten hanımın pişirip bıraktığı etli taze fasulye ve pilavı ocak üstünde ısıtmaya başladım. Dolapta hazır salata ve sosu vardı. Yemek ısınırken salata sosunu döküp, salatayı bir güzel karıştırdım. Geçen akşam aldığım ufak rakıyı masaya çıkardım. Kısmet bu akşamaymış.
Aysun hanım servisleri çıkardı. Masada rakı şişesini görünce 2 kadeh çıkardı. Demek ki içmeye hazırmış.

Yemekler ısınınca Aysun hanım servisi yaptı ve yemek yemek üzere masaya yerleştik.

“Mustafa bey, telefonunuzun başına ne geldi ki sadece sim kartı bana verdiniz.?”
“Taksiden inerken cebimden düştü, üstünden araba geçti ve paramparça oldu.”
“Anladım, çok geçmiş olsun. Yemekleri Ayten hanım hazırlıyor galiba?”
“Evet, o hazırlıyor.Allah var güzel yapıyor. Bu gidişle kilo alabilirim.”
“Evet gerçekten güzel yapıyor.”
“Sizde güzel yapar mısınız?”
“Yok vallahi, bu konuda hiç bir becerim yok. Belki o yüzden koca bulamıyorum.” deyip kahkahayı patlattı. Beraber gülüştük.
“Şerefe”
“Şerefe”
Sohbet ederek ilk dubleler bitti. İkincisini servis ederken Aysun hanım eli ile bardağı kapattı.
“Teşekkür ederim Mustafa bey. Benim limitim bir duble..”
“Aaa!! Olur mu bir duble!!! Bunun tadı ikinci dubleden sonra daha iyi anlaşılıyor.”
“İnanın olmaz bana fazla geliyor. Hemen sarhoş oluyorum.”
“İki dubleden? Sarhoş? Nasılmış görmek isterim..” deyip ikinci dubleyi servis yaptım.
Kadehleri tokuşturduk ve yemeğe devam ettik. İçerinin havası ısındığından Aysun hanım üstündeki ince bluzu çıkardı ve gri saten gömleği ile karşıma oturdu. Gömleğin en üst 3 düğmesi açıktı. Göğüsleri eğildiğinde foraydı. Sutyen ve Jartiyer aynı renkteydi; Siyah.
Aysun'nun dili zor dönmeye başlamıştı. Gerçekten hafiften sarhoş olmuştu. Çakır keyif olmuştu.
İkinci dubleler bitince kalan tek dubleyi ona servis yaptım. İtiraz gelmedi. Demek ki tam kıvamına gelmişti. Niyetim onunla beraber olmak değildi aslında. Niyetim onu iç çamaşırıyla yani sutyen , jartiyer çorap ve külotlu görmekti. O beyaz tene kontrast olarak siyah iç çamaşırları çok seksi duruyordu.
Son duble bitince Ayten banyoyu sordu, kalkmasına yardım ettim. Ayakta zor duruyordu. Koluna girerek banyoya götürdüm. Klozete oturmasına ve külotunu indirmesine yardımcı oldum. O esnada o beyaz bacakları okşadım. İpekimsi bir jartiyer giymişti. Dokunması çok hoştu.
“Bacaklarımı beğendin mi?”
“Evet çok güzel bacakların var.”
Yan taraftan tuvalet kağıdını almaya zorlandı. Kağıdı toplayıp yırtıp uzattım. Kağıdı alacağına bacaklarını bana açtı.
“Silermisiniz?”
Amını bana sildirmek istiyordu. Peçeteyi alıp amına sürttüm. Yukarıdan aşağıya sürttüm. Nasıl yaptıklarını yurt dışında görmüştüm.Aynısı yaptım. Bu hareketim Aysun'nun hoşuna gitmişti.
Peçeteyi sürmem biraz uzun sürmüştü.
Elini omzuma koydu.
“Uzanmak istiyorum...” dedi. Kalkmasına yardımcı oldum. Sifonu çekip külotunu yukarı çektim ve onu kucağıma alıp misafir odasına götürdüm. Yatağı açıp onu yatağa uzandırdım. Eteğini ve gömleğini çıkardım. Beyaz çarşaf içinde bembeyaz tenli bir kadın. Ve o kadın siyah iç çamaşırı giymişti. İnanılmaz bir görüntüydü bu. Ellerimi ayak uçlarına götürüp okşamaya başladım. Parmaklarım Jartiyer çorabın üstünde kayıyordu. Ayak parmaklarına masaj yapmaya başladım.
Aysun hanım inlemeye başladı. Gözleri kapalıydı ve ağzından garip iniltiler çıkıyordu. Ben masaja devam ettim.Ayak bileklerine,dizlerine ve oradan kalçalarına geçtim. Jartiyerlerin bittiği yerde okşamaları mı odakladım. Çok garip bir duyguydu bu. İpek ve saten karışımı bir çoraptı. Dokunması çok hoştu. Aletimi çoraplara sürtmek için çıkardım. Ayaklarını havaya kaldırıp aletimi iki ayak arasına koyup sürtmeye başladım. Çok değişik bir duyguydu bu. Yumuşak ve kaygandı.
Birden ayak fetişisti olmuştum. Daha doğrusu jartiyer çoraplı ayak fetişisti.
Ellerim beyaz kalçaları ve jartiyerli çorapları okşuyordu.
Öne eğilip külotunu çıkardım. Demin peçete ile sildiğim am şu an tan gözümün önündeydi.
Kadının değişik bir amı vardı. Dış dudaklar hemen hemen hiç yoktu ve iç dudakları çok inceydi.
Sanki am değilde sadece bir ince çizgi ve pembemsi bir deliği vardı. Delik ışığın altında parlıyordu.
Islanmıştı. Bacaklarını ayırıp parmağımı içine soktum, kadının amı su içindeydi. Ehh madem ıslanmış, sikmek farz olmuştu. Soyunup bacak arasına girdim. Daracık deliği vardı. Bacaklarını birleştirip deliği daha da daralttım. Hem bacaklarını ve kalçalarını okşuyor hemde amına sokup çıkarıyordum. Ayak parmaklarını ağzıma alıp küçük ısırıklar ile ısırmaya başladım. Aysun hanımın iniltileri artmıştı. Gözleri sımsıkı kapalıydı. Amından beyaz sıvılar çıkıyordu. Çıkan sıvılar yatak çarşafına akıyordu. Çok uygun bir tempoyla içine girip çıkıyordum. Bacaklarını durmadan okşuyordum. Aletim şişmeye ,zonklamaya başlamıştı. Artık gelmeye yakındım. İçine akıtmam söz konusu değildi. Ayak uçlarına akıtmayı düşündüm. İçinden çıktım ve ayaklarının arasına sürtmeye başladım. Çok kısa bir zaman zarfında spermlerimi o siyah jartiyere akıtmaya başladım. Beyaz spermlerim ayak parmaklarını boyamıştı. Siyah jartiyer üstünde beyaz sperm lekeleri vardı.

Ayaklarını yatağa geri bırakıp, çizdiğim tabloyu incelemeye başladım. Çarşafı üstüne örttüm.
Sarkmış aletim son damlasını yere,yatak ucuna düşürdü. Eşyalarımı toplayıp yatak odama geçtim.

Benimde kafam iyi olmuştu. Çarşafın altına iki büklüm geçip uyumadan evvel telefon alarmını 7:30'a kurdum. Gözlerimi kapadım. Rahatlamıştım.

Telefon alarmı çaldı ve ben uyandım. Birden aklıma Aysun hanım geldi. Yataktan fırlayıp yan odaya geçtim. Oda boştu. Gitmişti. Yatağa dokundum, yatak daha ılıktı,yeni gitmiş gibiydi. Yatağı yapıp gitmişti.

Duşumu alıp kahvaltılıkları çıkarıp karnımı doyurdum. Saat 9 gibi iş yerine geldim.
Aysun hanım bana kahvemi ve günlük gazeteleri getirip masama bıraktı.
“Günaydın Aysun hanım, nasılsınız bu sabah?”
“Günaydın Mustafa bey, iyiyim çok teşekkür ederim. Siz nasılsınız?”
“Çok iyiyim sağ olun. Neden kahvaltıya kalmadınız?”
Bu soru karşısında yanakları kızardı.
“İşe geç kalırdım, eve gidip kıyafetlerimi değişmem gerekiyordu.”
“Tamam o zaman, size bir kahvaltı borcum var.”
Odamdan çıkarken götüne göz attım. Yürüyüşü sanki değişmişti. Daha çok kıvırarak yürüyordu.
Gülümsedim. Şirketten iki kadınla beraber olmuştum. İki olgun kadınla. Birde şirketin sayesinde beraber olduğum bankacı Berrin vardı. Etti üç. Yunan tatilimde 2 bayan ile beraber olmuştum. Etti 5 bayan. Bir ay içinde 5 ayrı bayan ile sevişip seks yapmıştım. Bu benim için bir rekordu.
Öğleye doğru Berrin aradı ve beni yemeğe davet etti. Kabul ettim. Gelip beni aldılar.
Arabada 2 kişilerdi. Biri Berrin diğeri Fatoş hanım.
Ataköyde et yemeye gittik. Hoş sohbet eşliğinde güzel bir zaman geçirdik.
Fatoş hanım yeni evli ,Berrin ile başka şubeden arkadaş. 2 yıl beraber çalışmışlar. Hafif sarı kıvırcık saçları ile seksi görünüyordu. Kadın yeni evli, tabii ki kocasına güzel gözükecek. Bu çok doğal bir şey. Fatoş lavaboya kalkmışken Berrin bana döndü: “Mustafa bu kadından hoşlandın mı?”
“ Kadın evli bee !!”
“Sana ne!! Hoşlandın mı onu söyle..”
“Hoşlandım tabii ki de. Neden?”
“İyi hoşlandığına sevindim.”
“İyi de neden?”
“Dur sonra söylerim, geliyor..”
Tatlılar sipariş edildi ve kahveleri benim ofiste içmeye karar verdik. Arabayla tekrardan iş yerine döndük ve ofisime geçtim. Aysun hanıma telefon bağlamaması için talimat verim, benin telefonu ona bıraktım. Kahvelerimiz geldi.
“Mustafa bey, bu akşam bir programınız var mı? Müsait misiniz?”
“Bir bakayım...boşum,boşum. Hayırdır?”
“Fatoş hanım yemek yapmayı çok sever, kendisi çok maharetlidir. Size bu akşam evinizde güzel bir ziyafet çekelim ne dersiniz?”
“Eyvallah derim, ne diyebilirim ki..Tabii ki sevinirim. İki güzel bayan bana yemek yapacak, bu ne demek biliyor musunuz?”
“Tamam o zaman saat kaç gibi gelelim? İstediğiniz veya sevmediğiniz bir yemek var mı?”
“Yemeği benim evde mi pişireceksiniz?”
“Evet eğer bir mahsuru yoksa.”
“Yooo, kattiyen mahsuru olmaz. ”
“Tamam o zaman bizde güzel bir yemek yaparız. Ne dersin Fatoş?”
“O zaman ben mezeleri alayım, hazır meze satan bir yer var. Arnavut ciğerine bayılırım bir de rus salatasına.”
“Eğer rakı sofrası kurulacaksa çok ağır yemek yemeyelim. Başka sefer yemek yaparız. Salata malzemesi alır bol salata yaparız. Mezeleri Mustafa bey alacak zaten. Arnavut ciğerini bende çok severim Mustafa bey. Ona göre alırsanız çok çok iyi olur.”
“Tamam bayanlar, bu akşam çilingir sofrası var o zaman. Salata malzemelerini ben alırım saat 8 de evde buluşuruz. Tamam mı?”
Okeyleşip onlar bankalarına döndüler. Bende akşam için sabırsızlanıyordum.
Bu akşam iki bayanla aynı anda seks yapacaktım. Bu benim için bir ilk ti.
Akşam altı gibi işten ayrılıp Kipa mağazasına geçtim. Çok güzel meze çeşitleri vardı. Önce 2 adet 70 lik Tekirdağ aldım.Arnavut ciğerini bol aldım. Rus salatası, çiğ köfte, içli köfte, tarattür,süzme yoğurt,turşu,humus ve koyun peyniri alıp eve gittim.
Saat 8 gibi kapım çalındı. Kızlar gelmişlerdi. Onları içeri alıp yanaklarından öptüm.
Ellerinde salata malzemeleri ve bir büyük rakı vardı.
“Neden rakı aldınız?? Evde vardı!!”
“Ne zaman aldın? En son gördüğümde evde içki namına bir şey yoktu.” diyerek Fatoş'a gör kırptı.
Kızlar üstlerine rahat kıyafet giymişlerdi. Öğlen giydikleri resmi kıyafetten eser yoktu.
Bende rahat giyinmiştim.
“Mustafa bey siz salona geçip TV karşısında oturun bizler hazırlıkları yapalım sizi çağırırız.”
Salona geçip TV yi açıp izlemeye başladım. Aslında gözüm mutfaktaydı.
Fatoş bir duble rakı koyarak bana servis yaptı. Küçük bir tabak beyaz peynir koyup sehpanın üstüne koydu.
“Bu aperetif..”
Teşekkür ettim. Mutfağa giderken arkasından baktım. Dar bir kot giymişti. Götü çok iyi gösteren tipten bir kottu bu. Üstünde pamuklu bol bir gömlek vardı.Berrin ise yazlık etek ve t-shirt giymişti.
Ayaklarında terlikle gelmişlerdi. Telefonda bir radyo istasyonunu açıp müzik eşliğinde hazırlıklar yapılıyordu. Yarım saat sonra hep beraber masaya oturduk. Ben ikinci onlar ise ilk dublelerini doldurdular. Yemeğe hoş sohbetle başladık.
“Mustafa bey sohbet etmeyi çok sever Fatoş. Onu bir dinlesen, derya deniz gibi bir adam.”
“Lütfen beni şımartma Berrin.”
“Neden şımartayım ki. Söylediklerim doğru.”
“Fatoş seni tanıyalım!”
“Merhaba, benim adım Fatoş, yarışmaya İstanbul'dan katılıyorum, yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerim.” dediği anda hep beraber koptuk. Gece iyi başlamıştı. Berrin bana göz kırptı. Bende ona karşılık verdim.
“İyi o zaman kendimden başlıyayım. İsmim Mustafa 30 küsür yaşındayım aslen İzmir'liyim.
Yirmi yaşlarında üniversiteyi bitirip avrupaya göç ettim. Ardından uzun yıllar orada yaşadım daha sonra çalıştığım şirketin sahibi Servet bey ile tanıştım ve buraya geri geldim. İşte özeti bu.”
“Ay çok kısa bir özet miş ayol. Hiç evlenmedin mi?”
“Yok, evlenmedim”
“Bende evlenmedim ama Fatoş evlenmeyi başarmış. Kendini sağlama almış.”
“Neden? Her evlilik garanti değil ki? Nice boşananlar var bu dünyada...”
Fatoş elini kulağına götürüp sonra tahta masaya vurdu,” Allah korusun” gibi şeyler fısıldadı.
“Evet Fatoş hanım sizi dinliyoruz?”
“Haydi Fatoş, anlatabilirsin Mustafa bey sağlamdır merak etme. Ondan sır çıkmaz.”
Bir hayli merak etmiştim şu Fatoş'un hayatını.
“Ben aslen Ankara'lıyım iş için buraya taşındım.”
“Eee? Bu kadar mı?”
“İyi tarafın özeti bu kadar..”
“Kötü taraf ne ?”
“......Kocam homoseksüel...”
“...!!!!.....????.....!!!!”
Elimdeki çatalı düşürmüştüm. Şoktaydım.
“Nasıl yani?”
“Kocası ibneymiş...”
“Onu anladım Berrin,ama nasıl evlenmişler, onu tam kavrayamadım demek istiyorum.”
“Durum şöyle, kocam varlıklı bir ailenin tek oğlu. İşleri emlak,sadece emlak. Arsa alıp satıyorlar.
Yıllardır böyle. Kocam İsmet 35 yaşında, aramızda 7 yaş var.”
“Ne zaman evlendiniz?”
“3 yılı bitti.”
“Peki nişan dönemi ne kadar sürdü?”
“4 ay sürdü ve evlendik.”
“Peki bu 4 ay boyunca hiç bir şey fark etmedin mi?”
“Aslında başlarda normal bir seks hayatımız vardı. Haftada 2 defa seks yapıyorduk. Çalışan insanlar olduğumuzdan bunu normal karşılıyordum.”
“Peki sen evlendiğinde bakiremiydin?”
“Yok tabii ki değildim. Ama bir gün, daha doğrusu bir hafta sonu eve bir arkadaşını getirdi. Yatılı olarak. Normal karşıladım. Sonuçta arkadaşı. Yakışıklı uzun boylu,tam bir Eros anlayacağın.
Akşam yemeği yenildi ben bulaşıkları yıkarken onlar salona geçip playstation oynamaya başladılar.
Bulaşıklar bitti ve çöpleri kapı önüne koymak için dış kapıya doğru giderken, salonun kapısından içeri baktım. Kocam o adamın aletini ağzına almış emiyordu. Sessizce çöpü kapı önüne bırakıp içeri tekrar girdim. Kocam koltuğa yaslanmış, arkadaşı arkasına geçmiş seks yapıyorlardı. Kocam inanılmaz zevk alıyordu. Mutfağa geçip oturdum. Sinirimden ellerim,ayaklarım tutmuyordu. Ağlayıp ağlamamak arasında tereddüt ediyordum. Mutfağa gelmelerini beklemekten başka çare yoktu.
Mutfaktaki televizyonu açıp boş boş baktım. Sonra içeri geldiler. İkiside gülüyordu.
Neskafe istediler. Yaptım, sonra yatmaya odamıza girdik. Kocam sevişmek istedi, bende olmaz yan odada arkadaşın var, bizi duyar dedim. O da duysun bizi dedi. Şoktaydım. Beni soyup bacak arama girdi ve seks yapmaya başladık. Eşim birden arkadaşına seslendi. İsmi Cüneyt'ti. Odamıza çırıl çıplak geldi ve aletini ağzıma verdi. Şaşkınlıktan bir tepki gösteremiyordum. Sadece bir kaç saat önce kocamın kıçına giren şey şimdi ağzımdaydı. Sertleşince ağzımdan çıkarıp kocamın arkasına geçti ve kocamı becermeye başladı. Cüneyt kocamı, kocam beni beceriyordu.”

Ağzım açık, şaşkın şaşkın Fatoş'un anlattıklarını dinliyordum. Ne acı bir şey. Sevdiğin erkeğin ibne olması. Yazık kadıncağıza.