Notes

Rahatlamış bir şekilde koltuğuma oturdum.

İşimi iyi yapmış olduğum bir zevkle arkama yaslandım. O anı yaşayanlar,tadını alanlar çok iyi bilir.

Telefonu elime alıp Berrin'i aradım. Meşgul di. Birazdan bana dönerdi.

Fatoş'u düşünmeye başladım. Güzel bir kızdı,daha doğrusu kadındı. Anne olmak onu daha güzel gösterecekti. En kısa zamanda, onunla birlikte olmaya can atmaya başladım. Onunla sevişmek istiyordum. Peki ya o sevişmek değilde sadece hamile kalmak için beni istiyorsa yani sadece sokup patlayıp çıkarmamı ister mi acaba?

Zannetmem,yani öyle olmaması lazım değil mi? Mantıksız olur yani. Bu çocuğu ikimiz zevk aldığımız zaman yapmamız gerek, zevkimizin meyvesi, çocuk arzuyla,şevkle doğacaktı.
Ona bu konuyu açmam gerekecek. Peki evde yatılı kalır mı acaba?
Yani siktirip gider mi? Beni gönderir mi? Acaba ne düşünüyordu? Derken Berrin aradı.
“Alo”
“Merhaba Mustafa bey? Nasılsınız?”
“İyiyim. Sizler?”
“Bizlerde iyiyiz çok sağ olun.”
“Şey, Eğer Fatoş hanım müsaitse onunla öğle yemeği yemek isterim.”
“Tabii, zaten davetinizi bekliyordu. Benim gelmem gerekiyor mu?”
“Sence?”
“Tamam numaranızı Fatoş hanıma veriyorum sizi arasın.”
“Teşekkürler Berrin hanım.”
“Ben teşekkür ederim Mustafa bey, görüşmek üzere, hoşça kalın.”

Telefonu kapadım ve kafamdaki soruları tekrar düşünmeye başladım. Ona açık olmam gerekiyordu.

Telefon çaldı, cevapladım.
“Aloo”
“Merhaba Mustafa bey, ben Fatoş. Nasılsınız?”
“Ooo merhaba Fatoş hanım iyiyim sizler?”
“Bende iyiyim teşekkürler.”
“Fatoş hanım sizinle baş başa öğle yemeği yiyebilir miyiz?”
“Tabii Mustafa bey. Çok memnun olurum.”
“O zaman nasıl buluşalım?”
“ Ben iş yerinize geleyim, o zaman karar veririz.”
“Tamam bekliyorum.”
“Yarım saate kadar yanınızda olurum.
“Görüşmek üzere.”

Madem buraya geliyordu, burada yemek yerdik o zaman.

Aysun hanımın yanına gittim.

“Aysun hanım, buraya yemek siparişi verebilir miyiz?”
“Bizim mutfak çok güzel yemek yapıyor Mustafa bey. Ama başka bir şey arzu ederseniz yaptırırım hemen.”
“Şey, bankadan misafirim gelecek. Bugün ne yemek var?”
“Bugün bir bakayım. Etli fasülye,pilav,yoğurt ve halka tatlısı.”
“Daha geçen gün yedim. Ne yaptırabiliriz?”
“İsterseniz en kısa zamanda köfte yaptırabiliriz. Yanına patates kızartması veya pilav.”
“Tamam o zaman köfte ve patates kızartması ve az bir pilav hazırlatın. Tatlıyı unutmayın!...”
“Peki Mustafa bey. Ne zamana istersiniz?”
“Misafirim yarım saate burada olur. Bir saat diyelim.”

Cevdet beyin yanına gittim.

“Bir gelişme var mı?”
“Şu an fazla detay yok. Ama diğer konfeksiyoncular ile görüştüm. Çoğu zamdan habersiz. Demek ki bilgisi olmayan tek biz değilmişiz.”
“Peki fiyatlarda pazarlık söz konusu olabilir mi?”
“Pazarlık her zaman var, ama çok cüzi rakamlar.”
“Tamam bana bir maliyet tablosu hazırlar mısınız?...”
“Şu an onu yapıyorum.”
“Teşekkürler.”

Odama geçip koltuğuma oturdum. İnternette biraz dolaştım. Kapı açıldı,Aysun hanım gelmişti.
“Misafiriniz Fatoş hanım geldi Mustafa bey.”
“Teşekkürler, içeri alalım lütfen.”
Aysun kapıdan çekildi ve Fatoş ofisime girdi. O ne güzellik böyle. Bu kadın kendini benim kollarıma bırakacaktı.

“Merhaba Mustafa bey.”
“Merhaba Fatoş hanım, hoş geldiniz, buyurun.”
Ellerimizi sıktık. Resmiydik.

“Fatoş hanım, arzu ederseniz öğle yemeğini burada yiyebiliriz?”
“Çok iyi olur.”
“Tamam o zaman. Yemekte taze fasulye ,pilav var. isterseniz köfte yaptırabiliriz. Ben şahsen köfte yiyeceğim.”
“Tamam bende köfte alayım o zaman.”
Telefonla Aysun hanımı arayıp yemek siparişini verdim. Yemeği toplandı odasına hazırlatıp bana haber vermesini istedim.

Fatoş karşımdaydı. Benden çok heyecanlıydı.

“Fatoş hanım, teklifiniz sabahtan beri aklımı kurcalıyor.”
“Bakın Mustafa bey. Sizi korkutmak istemiyorum. Kabul etmiyorsanız üzülmem darılmam. Çünkü sizden istediğim şey, nasıl desem...biraz alışılmışın dışında,yani...”
“Fatoş hanım, ben kararımı zaten dün akşam vermiştim. Kabul ediyorum.”
“...!!!!....Efendim?”
“Kabul ediyorum dedim..”
Fatoş o an bana minnet dolu gözlerle baktı. Gözler nemlendi ve birden gözyaşları akıverdi.
“Bakın aklımı kurcalayan sorular..”
Çantasında bir selpak mendil çıkarıp gözyaşlarını silmeye çalıştı. Şu an kafası beni dinlemiyor gibiydi. Dediklerimi duymayacaktı. İşte o an o soruları kafamdan silip attım.
Bu kadınla sevişecektim ve o çocuk arzumuzun meyvesi olacaktı. Aşksız bir meyve ama zevk ve arzudan dolu olacaktı.

Koltuktan kalkıp yanına oturdum. Elimi omzuna koyup başını omzuma dayattım. Sakinleşmesi gerekiyordu. Onu şakayla kendine getirmek istedim.
“Erkek mi istersin Kız mı?”
Mendille burnunu silip gözlerini bana dikti.
“Nasıl yani?”
“Erkek mi Kız mı?”
“Tamamda nasıl olacak o iş?”
“Şöyle olacak....bilimsel mi anlatayım özet mi geçeyim?”
“Özet geçsen..”
“Tamam. Erkek istersen az seks yapmamız ve ilişkilerimizi yumurtanın son 3-4 gününe getirmek lazım.”
“Ya kız istersek?”
“Kız istersek çok seks yapmamız gerek. Yani yumurta döneminde 7 günde 7 kez.”
“Yani erkek istersek az seks olacak öyle mi?”
“Evet, yalnız benimde bu arada az seks yapmam gerekecek. Yani diğer bayanlarla demek istedim.”
“Ne dersin?”
“Neye?”
“Diğer bayanlarla az seks yapmaya..”
“Tamam o zaman bir erkek çocuk yapalım.”
“Bana müsait bir zamanda bunun bilimsel açıklamasını yapmanı isterim.”
“Tamam ne zaman tehlikeli...yani...verimli demek istedim, ağız alışkanlığı işte..”
“Bu pazar 14.cü gün doluyor.”
“Demek ki haftaya başlıyoruz. Madem erkek istiyoruz. O zaman bende seksten biraz uzak durayım ve bol acılı ve baharatlı birşeyler yiyeyim.”
“Çarşamba akşamı buluşalım mı?”
“İstersen Perşembe,Cuma ve Cumartesi akşamlarına bırakalım. Bende stoklarımı biriktirmiş olurum. Nerede buluşacağız?”
“Bizim eve gelmen mümkün mü?”
“Evliliğinizin yatağında mı olsun?”
“Evet, rahatsız olur musun?”
“Neden olayım ki? Sen nerede rahatsan ben orada rahatım. Ama sadece bir kere yapmak zorundayız. Az seks unutma!!.”
“Tamam ne yapalım idare edeceğiz bir şekilde.”
Gülüştük. Yemek hazır olmuştu. Toplantı odasına geçip karnımızı bir güzel doyurduk.

Haftaya Perşembe günü için sözleştik. Bende bir hafta seksten uzak kalacaktım. Neyse en azından erkek çocuğu tutturmak için uğraş vereceğiz. Olasık oranlarını yüksek tutmaya çalışacaktım.

Fatoş bankasına döndü.

Akşama doğru fiyat analizleri ve maliyet tabloları geldi. Hep beraber inceleyip ertesi gün tekrardan gözden geçirmeye karar verdik.

Akşam eve gittiğimde Ayten hanım çıkmaya hazırlanıyordu. Yemekta fırında kuzu incik hazırlamıştı. Yanına bulgur pilavı va ayran yapmıştı.

Affiyetle yedim ve yatağa erken geçtim. Yorulmuştum. Uyumam gerekiyordu.

Cuma akşamı geç saate Hollandalı misafir geldi. İri yarı ,uzun boylu bir kadındı. Meydanda karşılayıp oteline bıraktım. Ertesi sabah saat 10 gibi gelip alacağımı söyledim.

Bu hafta en son Esma'nın ağzına boşalmıştım. Seks diyetine girmiştim. Umarın ilk seferde 12den vururdum ve Fatoş kolayca hamile kalabilirdi. Doktoru ona bu konuda güvence vermişti. Hayırlısı.

Ertesi sabah müşteriyi alıp fabrikayı gezdirdim. Üretim yerini, kalite kontrolu ,her şeyi ap açık gösterdim. Sır yoktu. Açıktık. Şeffatık. Bu onun hoşuna gitmişti.

Toplantı odasına girip esas işi konuşmaya başladık.
“Biliyorsunuz hammaddeler iyi zamlandı. Bakın bu tabloda eski fiyatlarımız ve yeni fiyatlarımız var. Artış miktarı hammadde artışlarına eşit orantıda. Sizin için karımızı en alt seviyede tuttuk.”

“Mustafa bey, çok teşekkür ederim. Bana oldukça açık oldunuz. Her şeyiniz şeffaf ve güzel. Beni aldatmaya çalışmadınız. Zaten uzun zamandır sizinle çalışmak istiyoruz. Fiyatlarda pazarlık yapmayacağım, çünkü kazanmanız gerek. Siz kazanırsanız bizler kazanırız. Sipariş listemiz burada. Lütfen en kısa zamanda onaylamanızı ve sevk tarihlerini bildirmenizi rica ederim.”
“Tamam teşekkür ederim.”
“Ben şimdi İstanbul'u gezmek istiyorum. Beni Aya Sofya meydanında bırakmanız mümkün mü?”
“Tabii. Ne zaman isterseniz.”

Onu istediği yere bırakıp ofisime geri gelip siparişleri konuştuk. Servet abinin siparişleri ile çakışan haftalar olacaktı. Servet abi bekleyebilirdi. Siparişleri Servet abiye gönderdim. İstediğimiz fiyatı almıştık. %5 pazarlık payı eklemiştim. O pay cebimizde kar olarak kalmıştı.
Servet abi siparişlere çok sevindi, öncelik Hollanda'lı firmada olduğunu teyit etti.
Pazartesi siparişi teyit edecektik.

Tam ofisten çıkarken yurt dışından bir kargo zarfı geldi. Adıma gelmişti. Paketi açtım içinden Hollanda ehliyetim çıkmıştı. Servet abi unutmamıştı.
Ehliyeti cüzdana koyup ofisten çıktım. Bende İstanbul'u dolaşmaya karar verdim.
Perşembeyi dört gözle bekler oldum.

Sinema ve alışveriş faslından sonra eve döndüm. Karnımı doyurup tv karşısına geçtim ve gözlerim kapanıncaya kadar izledim. Pazar öğleye kadar uyudum. Saat 11 de telefon çaldı. Arayan Fatoş ve Berrin'di. Beni kahvaltıya götürmek istiyorlardı. Banyo ve duş faslından sonra beni gelip evden aldılar. Kemerburgaz'da bir köy kahvaltısı veren bir yere gittik.Çatlayana kadar yedik.

Kahvemizi içmek için bir ağacın altına geçtik.
Berrin konuyu açtı.
“Senin şu bilimsel açıklamanı çok merak ediyoruz. Anlatır mısın lütfen?”
“Haa, şu bilimsel olayı diyorsun.”
“Evet ya, merak ediyoruz.”

Garsondan kağıt kalem istedim ve çizerek anlatmaya başladım.