Notes

Fatoş'a üzülmüştüm. Erkeğini başka erkekler ile paylaşmak zorunda kalmış.

“Eee, sonra?”
“Sonra Kocam ve Cüneyt yer değiştirdiler. İlk böyle olmuştu. Ondan sonraki geceler, sadece ikisi seks yapıp ,ben yalnız yatmaya başladım. Ayda en çok 2 kere benimle beraber oluyorlardı. Ama aynı anda değil. Ya Cüneyt yada kocam benimle beraber oluyordu. Cüneyt bizim evde yaklaşık 1,5 yıl yaşadı. Sonra ayrıldılar. Kocam boşluğa düşmüştü. Moralı çok bozuktu. Resmen aşk acısı çekiyordu. Kayın validem benden kaynaklandığını düşünüyordu. İsmet'in ibne olduğunu ailesi bilmiyordu. Sonra Kaya diye bir gençle tanıştı. O da bizim eve girip çıkmaya başladı. Ben o çocuktan hoşlanmamıştım. Benimle seks yapmayı çok istiyordu,ben ise istemiyordum. Bir gece bana zorla sahip olmak istedi, yüzünü gözünü tırmaladım ve her ikisini evden kovdum.
Son altı aydır kocam haftada bir eve gelip hatırımı sorar, kıyafetlerini değiştirir. Arada bir benimle seks yapmaya kalkar ama ben izin vermem. Durum bu.”
“Oldukça zor bir durummuş. İnan çok üzüldüm. Ne diyeceğimi bilmiyorum.”
“Sorun değil, nasılsa ben alıştım.”
“Mustafa senden bir isteğimiz var,ama sana sormaya korkuyoruz.”
“Hayırdır? Neymiş bu soru?”
“Şey.... Kocamın ailesi çocuk ister, torun istiyorlar bizden.”
“Eee, kocan ile yapsana, adam eve devamlı geliyormuş zaten.”
“Kocam, kiminle yattığını bilmez duruma gelmiş. Mutlaka hastalık kapmıştır. Çünkü ciddi derecede zayıflamaya başladı.”
“Belkide sana üzüldüğünden zayıflamıştır.”
“Yok ben internetten araştırdım. Aids başlangıcında zayıflama ve vücutta belli yaralar oluşuyormuş. Kocamın vücudunda, karnında kızarıklıklar oluşmaya başlamış. Banyoda üstünü değiştirirken fark ettim.”
“Yani benim sana çocuk yapmamı istiyorsun, doğru mu anladım?”
Berrin ile Fatoş birbirine baktılar. Demek ki doğru anlamışım.
“Evet, bana bir çocuk yapmanızı istiyorum.”
“Peki neden sperm bankasına gitmiyorsun?”
“Oraya ancak eşim ile gidebilirim. Tek başıma gidemem ki?”
“Peki neden ben?”
“Mustafa, seni ben önerdim. Çünkü kafa dengisin. Evlenmeye niyetin yok. Bunu her ikimizde çok iyi biliyoruz değil mi? Ayrıca evlenmeden bu dünyada bir ağacın olacak. Fatoş sana bu çocuğu istediğin zaman gösterecek ve çocuk seni ileri yaşlarda babası olarak bilecek, eğer tabii sen istersen.”
“Kızlar bu konuyu düşünmem lazım. Şu an ne diyeceğimi bilmiyorum. Yanlış karar vermek istemiyorum. Artıları eksiler tartmam lazım.”
“Tabii, zaten zorlama yok. Sadece fikir alışverişi yapıyoruz burada.”
“Peki kocan nasıl bir şey?”
“Fiziki özellikleriniz hemen hemen aynı.”
“Yani doğacak çocuk başkasından olduğu anlaşılmaz diyorsun.”
“Berrin bana sizi tarif etti aynı kocama benzediğinizden aklımdaki fikrimi arkadaşıma anlattım.”
“Anlıyorum.”

Berrin haklıydı. Önümüzdeki 4-5 yıl boyunca evlenmeye niyetim yoktu. Bu dünyaya bir meyve bırakmak iyi olurdu. Ayrıca varlıklı bir ailenin torunu olacaktı. Yokluk çekmeyecekti.
Kaybım ne olurdu ki? Hiç bir şey. Kocaman bir hiç. Ama karşılığında bir evladım olacaktı. Benim kanımdan. Sıfır sorumluluk alacaktım. Her şeyi Fatoş ve kocasının ailesi üstlenecekti.
Fena fikir değildi açıkçası. Ama hemen söylemek doğru olmazdı. Hele bu akşam bir yatalım yarın sakin kafayla düşünmek gerekirdi.

“Mustafa,sana dürüst davrandık. İsteseydik sana bu konuyu açmaz ve Fatoş ile beraber olup onu bilmeden hamile bırakırdın. Ama biz senin bilmeni istedik.”

Çok doğru söylüyordu. Yumurtlama zamanında gelip içine akıtmamı sağlar hamile kalma olasılığı olacaktı. Bana karşı gerçekten dürüst davranmışlardı.

“Peki tarihler ne?”
“Uzun zamandır seks yapmadığımdan adetlerim düzensizleşti. Bazen 28 güne bazen 24 gün.”
“Desene hamile kalıncaya kadar ayda 1 hafta 10 gün burada uyuman gerek.”
“Kabul ediyor musun?”
“Daha evet demedim. Ama kararımı yarın sizlere açıklarım.”
“Evet dersen bu kadını çok mutlu edersin..”
“Allah büyük be Berrin.Bak biliyorsunuz,bu hemen olacak bir şey değil. Belki aylar, belki yıllar sürebilir.”
“Yok sürmez, doktora muayene oldum, yumurtalarım kolayca patlıyormuş. Hamile kalma şansım yüksekmiş.”
“İyi o zaman. Hayırlısı ne diyelim.”

Fatoş sevinçten yerinde duramıyordu. Çok heyecanlanmıştı. Anne olmayı çok istiyordu. Gözleri parlamaya başlamıştı. O gözleri görünce cevabımın evet olacağını biliyordum.

“Haydi içelim.”
Berrin bardaklara rakıları doldurdu, TSM eşliğinde sohbet edip, hatıralarımızı anlattık.
Benim kafa 1,500 olmuştu. Bir büyük bitmiş, ikincisini yarılamıştık. Artık yatma vakti gelmişti. Üçümüz benim yatağa sığmaya çalıştık. Saat alarmını tekrardan 7:30 a kurdum. Ben ortada kızlar sağımda solumda yer almıştı. Birisinin göğsünde diğerinin bacak arasında elim sokup uyumuştum.
Sabah alarm sesine hepimiz kalktık. Tam kızlar giyinip çıkarken ,Ayten hanım eve geldi. Çıkan iki bayanı gördü. Gözlerinde şaşkınlık vardı.

“Günaydın Ayten hanım. Nasılsınız bu sabah?”
“Günaydın Mustafa bey. İyiyim teşekkürler. Gördüğüm kadar sizde iyisiniz.”
“Kafam çok ağırıyor. Ben duşa kaçıyorum. Siz bana güzel bir kahvaltı hazırlarsanız sevinirim.”
Duştan çıkıp üstümü giyinip mutfağa geçtim. Ayten masayı siliyordu. Buzdolabından kahvaltılıkları çıkardı ve çayı servis yapıp masaya oturdu. Getiriği sıcak pide ve tulum peyniri iyi olmuştu sabah sabah. Ayten karşımda konuşmamı bekler gibiydi.
“Akşam çok mu geç yattınız?”
“Akşam çok içildi ve dolayısıyla geç yatıldı. Aslında erken kalktım.”
“Uyusaydınız biraz daha.”
“İşlerim var. Hafta sonu zaten yoğun olacağım. Hollanda'dan misafir gelecek. Onu ağırlayacağım.”
Kahvaltıdan sonra evden çıkıp gittim. İşyerine vardım ve Aysun gazete ve kahvemi getirdi.
Esma beni görmek istiyormuş. Gelmesini söyledim.
Esma odama girince hemen elime sarılıp öptü. Misafir koltuğuna oturtup bende karşısına oturdum.
“Aysun hanım Esma hanım ne içermiş bir sor bakalım.”
“Bir şey almayayım,teşekkürler.”
“Nasıl isterseniz, Müsaadenizle Mustafa bey.” deyip Aysun odadan ayrılıp kapıyı kapattı. Odada ikimiz kalmıştık.

“Evet hoş geldiniz Esma hanım.”
“Hoş bulduk Mustafa bay. Size tekrar gelip teşekkür etmek istedim. Bize yaptığınız bu iyilik karşılıksız kalmaması lazım.”
“Rica ederim Esma hanım. Önemli değil böyle şeyler.”
“Sizin için önemsiz gibi gözükebilir ama bizim gibi garibanlar için çok çok önemlidir.”
“Bu dünyaya paylaşmak için gelmişiz Esma hanım.”
“Mustafa bey, güzel söylediniz paylaşmak çok çok güzel. Benim size sunabileceğim fazla bir şey yok. Ama siz bir bekar adamsınız, bazı ihtiyaçlarınız olabilir. Ne zaman isterseniz emrinizdeyim demek istedim.” bunu söylerken yanakları kızardı ve başını öne eğdi. Bana kendini sunuyordu.

“Düşünceniz için teşekkür ederim Esma hanım.”

Kadın benimle olmayı kafaya koymuştu. Uzun zamandır kocası onu ihmal ediyordu. Onunda canı vardı sonuçta. Seks istemesi gayet doğaldı aslında. Seks ihtiyacınızı bastırırsanız ortaya kötü sonuçlar çıkabilir.

Benden iyisini mi bulacaktı ? İş yerinde ağzı açlıktan kokan bir gence mi verecekti? Sonra dedikodusu çıkar ve başka erkekler onun gülünü koklamaya kalkarlarsa nasıl olacaktı? Yok diyemezdi. Nasılsa başka birini vermişti. Neden başka biri istemesin ki?
Onu daha iyi anlıyordum.
Ona daha alıcı bir gözle bakmaya başladım. Aslında seksi bir vücudu vardı. Kapanmış ve makyajsız yüzü onu olduğundan yaşlı gösteriyordu. Aslında canım seks istemiyor değildi. Ama burada nasıl olacaktı. Ayağa kalkıp kapıyı içeriden kilitledim. Böylece habersiz kimse girmeyecekti. Esma'nın nefes alışı hızlanmıştı. Yanına gelip baş örtüsünü açtım , saçlarını okşamaya başladım. Ne yapacağını anlamıştı. Usulca ellerini fermuarıma götürüp açıp aletimi içinden çıkardı.
Eli ile sıvazlayıp okşadı ve ağzını kocaman açıp yumuldu. Bende gözlerimi kapayıp başından tutup temposuna yardımcı oldum.
Ayakta durmaya zorlanıyordum. Koltuğuma geri oturdum, Esma gelip ayaklarıma diz çöküp pantolonumu ayaklarıma kadar indirdi. Aletim daha da büyümüş gibi duruyordu. Acıkmış gibi onu tekrar ağzına aldı. Bacaklarımın arasında kalkıp inen kafasına bakıyordum. Tanışma faslı olarak sadece ağzında kalmak istiyordum.
“Sadece ağzında kalsam olur mu?”
“...Hhhhıımmm....oolur...ohhhh, özlemişim....hhhııımmmm..”
Tekrar yalayıp somurmaya başladı.
Bende kasıklarımı pompalıyarak spermlerin kanala girmesini sağlıyordum. Kafası gittikçe şişiyordu. Esma hızlanmaya başlamıştı. Artık ucuna geldiğini anlamıştı. Bel suyumu yutalı çok olmuştu sıra tohumlara gelmişti. Fatoş'un istediği tohumlar Esma'nın gırtlağından aşağı midesine gidecekti. Kime niyet kime kısmet derler ya...
Fatoş'a çocuk yapmaya karar verdim. Onları öğleden sonra arayacaktım.
Birden gözlerimde şimşekler patladı. Zevkin doruğuna çıkmış, tohumlarımı Esma'nın boğazından aşağıya fışkırtıyordum. Kadın büyük bir zevkle onları yuttu. Sonra dili ile aletimi temizleyip somurdu. Külotumu ve pantalonumu yukarı çekip ayağa kalkıp koltuğuna oturdu. Bende ayağa kalkıp üstümü düzelttim. Yan koltukta duran eşarbını ona uzatıp teşekkür ettim.
Kapıyı açıp masama oturdum. Esma başını kapatıp gitmek için Müsaade istedi ve odamdan ayrıldı. Aysun hanım içeri girip kapıyı kapattı.
“Mustafa bey, Cevdet bey sizinle görüşmek ister, iki defa geldi. Kapınız kapalıydı. Misafiriniz olduğunu söyledim. Müsaitseniz çağırayım gelsin.”
“Durun bir nefesim düzelsin..”
“Onunla ilişkiye girdiniz mi? Allah var aslında güzel kadın.”
“Sadece oral çalıştı.”
“Güzel miydi?”
“Oldukça iyi yapıyordu işini...”
“Sabahları isterseniz bende yaparım size.”
“Olabilir aslında. Neden olmasın. Arada bir yaparsanız iyi olur.”
“Erkekler sabah saksafonunu çok severler.”
“Bu konuda tecrübeye sahipsiniz galiba.”
“Ben kendimi bildim bileli, hoşlandığım erkekleri ağzıma alırım. 17 yaşından beri bunu yaparım.”
“Helal size Aysun hanım.”
Yanıma geldi ve masamın ucuna oturdu.bu sefer mor jartiyer çorap giymişti ve altında külot yoktu.
Ellerimi bacaklarına götürüp çoraplı kısmı okşamaya başladım. Bacaklarını iyice araladı. Elim içeriye daha rahat giriyordu. İki parmağımı daracık amına sokup çıkarırken diğer elim bacaklarını okşuyordu. Kollarını arkasına atıp geriye doğru yaslanınca, kalçasını daha yukarı çıkardı ve parmaklarım daha rahat girip çıkmaya başladılar. Parmaklarımı üçlemiştim. İçinde 180 derece her iki yöne çevirip aşağı yukarı yapıyordum. Kadın kasıla kasıla geldi ve bacaklarını kapatıp elimi içinden çıkardı. Masadan aşağı inip eteğini düzeltti.
“Ben Cevdet beyi çağırıyorum. Konu önemli galiba” deyip kıvırta kıvırta odamdan çıktı.
5 dakika sonra Cevdet bey geldi.
“İyi günler Mustafa bey.”
“İyi günler, buyurun.”
“Mustafa bey, gömleklik kumaşlara ciddi oranda zam gelmeye başladı. Ayrıca yaka fiyatları da artmaya başladı.”
“Neden? Siparişleri öne aldık diye mi yoksa?”
“O yüzden değil, uzak doğuda fiyatlar artmaya başlamış.”
“Siz bir internetten baktırın doğrumu diye.”
“Araştırmaya başladım bile ama cevaplar ancak yarın gelebilir, malum saat farkı.”
“Ben Servet beyi arıyorum,siz araştırmalara devam ediniz.”

Hollanda'dan gelecek kadının zamanlaması mükemmeldi. Yurt dışındaki artışları duymuş ve maliyetler artmadan bağlantılar yapmaya çalışacaktı. Eğer satın almaları erkene almasaydım, farkına varmadan şirketi ciddi bir zarara uğratırdım. Eski fiyatlardan kontrat imzalasaydık ayvayı yemiştik. Hemen telefona sarılıp Servet abiyi aradım.

“Alooo Servet abi. Nasılsın?”
“İyiyi Mustafa'cığım, sen nasılsın.”
“Çok teşekkür ederim Servet abi, sayende işte..”
“Maşallah, haftalık raporlara bakıyorum. İşi iyice benimsemişsin. Orayı toparlamışsın.”
“Ekip çalışması Servet abi.”
“Aferin sana.”
“Aramamın sebebi. Alımları öne almak istedik ama korkunç ötesi zamlar ile karşılaştık. Gömlek ve yaka fiyatları çok artmış. Elimizde fazla düğme ve şeffaf OPP var. Onlarda sorun yok ama kumaş ve yakada eksiğimiz var.”
“Haydi yaa? Doğru mu bu dediklerin?”
“İthalatçılardan aldığımız bilgiler bu doğrultuda. Uzakdoğuya mesaj çektik yarın cevap gelir.”
“Desene tam zamanında ayıktık. Allah bizi korudu. Çok sağol Mustafa'cığım bizi resmen ciddi bir zarardan kurtardın. Yoksa o kadınla eski fiyatın biraz altında kontrat imzalasaydık bitmiştik.”
“Evet çok zarar ederdik. Mecburen yapmak zorunda kalacaktık.”
“Tabii ya, eğer yapmasaydık, adımız çıkar,bu piyasaya bir daha giremezdik. Silinirdik.”
“Peki ne yapalım?”
“Gayet basit, zamları fiyata yansıtmak gerek. Hesabını iyi yap ona göre fiyat ver.”
“Tamam ben yarın ilk işim maliyetleri hesaplayıp fiyat çıkarmak.”
“Tamam Mustafa'cığım. Yeni fiyatları bekliyorum.”
“İyi günler” deyip telefonu kapattım.
İpin ucundan dönmüştük.