Notes![what is notes.io? What is notes.io?](/theme/images/whatisnotesio.png)
![]() ![]() Notes - notes.io |
Bu rüyamı anlatmassam şişerim!
Posted: 29 Jul 2012 04:44 AM PDT
Nasıl bi rüyaydı lan o asdşlfk. Dur unutmadan hemen başlıyım yazmaya. Ablamla ben tatile gitmişiz. Bilmeyenler için, ablam benden 1 yaş büyük. LGS'de ablam Antalya Anadolu Lisesi'ni kazanmıştı, ondan bir sene sonra ben kazandım, muhteşem ingilizcemle hazırlığı atlayan 3 kişiden biri oldum ve biz ikiz gibi aynı dönem, aynı lise okuduk liseyi ve aynı anda bitirdik. O yüzden ikiz gibi bir ilişkimiz, ortak arkadaşlarımız ve ortak bir sosyal hayatımız vardı lise dönemi boyunca. Rüyamda da sanki o dönemlerde gibiymişiz gibi bir hava var. Dertsiz tasasız bir tipteyiz yani. Ama nedense bugünkü hallerimizdeyiz.
Biz çocukken veya ergenken tatillerde hep böyle bir tatil köyüne, otellere falan giderdik 3-5 günlüğüne, oradan da Kıbrıs'a giderdik falan. Sanki o günlerdeki gibi ablamla heyecanla bu yeni oteli keşfeder gibiydik. Ama şimdiki kartlaşmış halimizle :D
İşte yine bu heyecanlı ruh halimizle, ablam bikinisini, ben tanga mayomu giymiş havuza doğru bir hışımla yarışıyoruz. (lol tanga mayo... şaka lan şaka şort tabiki :D)
İşte giriyoruz, biraz yüzüyoruz, şakalaşıyoruz falan. Trampleni de var sırayla atlıyoruz. Eski balıklama dalış yarışmamızı gerçekleştiriyoruz. Ablam diyor "YOK AYAKLARIN TAM KAPALI DEĞİLDİ HAVADA!" ben diyorum "Nası değildi lan! Bildiğin heykel gibiydim, herkül gibiydim amk!". Ondan sonra o atlıyor. Ben ayaklarla ilgili yorumlarımı yapıyorum. Babam olsa 2mizi de bu yarışmada silkelerdi diye düşünüyorum. Harbi neden bilmiyorum ama rüyada babam ya da annem yok.
Sonra ablam "ben tuvalete gidicem" diyor. "Lan ne tuvaleti havuzdayız, sal gitsin işte" diyorum. Ablam şöyle bi "mal mısın olm sen?!" bakışı atıp, kardeşinden utanmış bir şekilde (sal havuza lafını sesli söylediğim için asdf) havuzun kenarındaki mermer merdivenleri çıkarak uzaklaşıyor. Ben de böyle havuz kenarındaki düz merdivenleri çok severim. Tırmanmalı olanları değil bak! Böyle havuza doğru gider ya, üstüne falan oturursun ya da Banu Alkan styla yan uzanırsın falan. Acaip severim. İşte o yüzden merdivenlere doğru yaklaşıyorum ama orda ilginç bir ortam var. 2 tane DEV gibi şişko animatör birbirinin üstüne zıplayıp bir şeyler yapıyolar. Bir yandan da rap söylüyorlar. Hem de Türkçe rap. Daha kötü olamazdı yani. Beynimin hangi zerresi bilinç altıma böyle aptal bir sahne yerleştirdiyse onun ben ta amına koyim. Hayatımda gördüğüm en kötü manzaralardan biriydi.
İşte bunların arkasında, merdiven başında da bir grup güneş altında dolaşmaktan ten rengi "somali korsanı" tabir ettiğimiz siyahlığa erişmiş, mahalle çocuğu tipinde insan sürüsü var. Bunlar böyle ilkokul 3. 4. sınıf civarı bir grup böyle burnundan sümük eksik olmayan 6 yaşından beri en sağlam küfürleri eden veled modeli. Öyle bir otelde ne işleri varmış amk? diye bana sormayın... gidin beynime sorun, patron o.
Bu çocuklar nedense bana bela olacaklar. Bunu hissediyorum bir şekilde. Nasıl olacaklar bilmiyorum ama bir şekilde hissediyorum. Ve rüyamın bu kısmında etrafımızdaki seyirci kitlesini de farkediyorum. Neden şimdi farkediyorum bilmiyorum ama tam olarak buralarda.
Kitle şu şekilde:
Şelzlonglarda yımırta, eppek ve beyaz peynirle kahvaltı yapan bir grup şakirt aile ve onların arkasında hemen havuz yanındaki çimlerin üzerine kurulmuş bira bahçesi modeli bir yerde, kocaman bir şemsiye altındaki ahşap masa başındaki bir grup entel. Rüyada pek muhabbetim olmadı ama sanki entel tarafa gidince böyle kendimi daha bir arkadaş arasında gibi hissediyorum. Orda tiyatrocu bir abi var, sanki onu tanıyorum ve diğerleri de zaten diksiyonlarıyla insanı kendine hipnotize edip çekiyor gibi bir durum var. Bir tane ibne var fragman sunuyo sandım konuşurken.
Çocuklardan birisi bu noktada suya girip bana doğru yaklaşıp yumruk atmaya başlıyor. Evet ufacık çocuk ve boyu yaklaşık olarak hayalarıma geldiği için vurabildiği tek nokta orası. Ben de iki büklüm bir şekle gelip elimle o bölgeyi koruyorum ve yumruklardan uzaklaşmaya çalışıyorum. Vahşi bir insan değilim, yaşıtım birisi yapsa belki kavga çıkardı ama ufacık velet lan. Vurmaya kıyamadım, burnundan akan sümükle hipnotize oldum, elimi kaldırıp dövemedim. Bi de böyle bela veledler vardır ya, zile basıp kaçarlar, yakalar kulağını çekersin, sonra ailesi veledden daha bela çıkar aşireti toplayıp evini basarlar, veled en arkadan suratında şeytani ve çocuksu bir gülümsemeyle gelişen olayları izler. TAM OLARAK ÖYLE BİR ATMOSFER VAR ORTAMDA. Arkadan izleyen şakirt ordusu sanki bu veletleri peydahlayan sürü ve ben çocuğa vurucam mı diye hırsla bekliyorlar. Ama dediğim gibi en fazla öyle ufak bir çocuğu etkisiz hale getirir uzaklaşırım. Nitekim öyle yapıyorum. Sağ kolumla çocuğu sarmalayıp, resmen koltuğumun altına alıp gidiyorum. Merdivenleri çıktıktan sonra yere bırakıyorum "Ahıllı ol abem elini golunu gırmeyem" diyorum yapabildiğim en kıro şiveyle. Bu tip şiveler hayat kurtarabilir. Nitekim öküz insanlar böyle şivelere saygı duyarlar bazen "AHA DELUĞANLIYMIŞ HOMA GOYUM PARDON AGA BİLEMEDİK" diyip geri çekilebilirler. Çocuk yemedi tabi. Sen uzun saçlı küpeli adamsın aga! Bu tip zihinlerde karı gibi, batının ahlaksızlığını almış, ibne bir herifsin ve her zaman tırsak ve bir o kadar canı yakılması gereken bir insansın. Çocuğa bile bunu aşılamışlar onu hissediyorum ve çocuk bir hışımla tüm gücüyle tekrar saldırıyor. Tekrar çocuğu sarmalayıp yere yatırıp sırtına dizimi koyuyorum. "Bu çocuğun anası babası yok mu ya? Nası çocuk lan bu?" diye bağırıyorum. Ama ses gelmiyor.
Oradan hafif uzaklaşıyorum, tam entel masaya yöneliyorum ki çocuk tahmin ettiğim üzre ailesine gidiyor. Böyle kör kütük, delicesine ve sınır tanımazcasına cahil tipli bir teyze şelzlonglardan birinden koca götünü zar zor kaldırarak, yalpalaya yalpalaya bana doğru geliyor. Çığırtkan, Yalçın Çakır programından fırlama bir konuk sesine sahip teyzemiz bana bir şeyler diyor. İçinden çıkarabildiğim sözler şu şekilde "Sen... benim... çocuk... dövmek...". Noluyor lan diyorum bi ve bir anda ortalık karışıyor. Entel abilerden birisi adeta bir istanbul beyefendisi gibi kahkahayı basıyor ve "Çocuğunuza sahip çıkın hanım efendi. Ona buna saldırıp bela yaratıyor yahu! Lütfen genç beyi de rahat bırakınız." diyor. Sonra kadın cazgır mahalle karısı tarafını ortaya koyup şöyle bir cümle kuruyor: "Zaten ondan önce de havuzda garılarlan fingirdeşiydi bu zındık çocukların önünde!"
...
...
...
Betim benzim atıyor. Havuzda bir başka dişi kişilikle yüzmenin fingirdeşmek olarak algılandığı bir ortamda olduğumu anlıyorum ve Türkiye'nin görmek istemediğim acı bir gerçeğini suratıma vuruyor yine kadın. Rüyamda bile acaip sinirleniyorum. "Lan ne alakası var! İnsan gittiği otelde ablasıyla yüzemiycek mi? Ablam lan o benim ablam! Ayrıca ablam olmasa, kız arkadaşım olsa sana ne?" diyorum. Kadın da hiç geri kalmayıp salakça bir aragümanla "ne bok olduğunuz belli değil zaten" diyerek aptal bir geri dönüş yapıyor. Tövbeeee diyorum ve biraz uzaklaşıyorum, cazgır teyze de gidiyor.
Sonra yine havuza giresim geliyor ve havuza yaklaşıyorum. Bir anda çocuklar etrafımı sarıyorlar ve birinin 5 yaşlarında bir kardeşi var ufak tatlı bir kız çocuğu. Onu alıyor ve havuza atıyor ve bağırıyor "AHA KARDEŞİMİ HAVUZA ATTI BU ŞİŞKO"
lan noldu diyemeden hemen suya dalıp çocuğu çıkarıyorum. Nitekim çocuğun hayatı orda yaşadığımız saçma argümanlardan daha önemli ve annesi olan yaz ortasında 25 kilo elbise giyen teyzenin yüzemeyeceğini de tahmin ettiğimden tek çözümün kendim olduğuma karar kıldığım için bu konuda tereddüt etmiyorum hiç. Ufaklığı havuzun derinliklerinde bir süre arıyorum. Resmen okyanus sanki amk havuzu. Beynimin saçmaladığı noktalar. Ve çocuğu havuzun dibine oturmuş, çikolata yerken buluyorum. (lol what?). Hemen kucaklayıp su üstüne çıkıyoruz ve çocuğu havuzun kenarına yerleştiriyorum. O sırada farkediyorum ki ben su altındayken etrafı şakirt ordusu basmış ve çocuğun annesi olan teyze feryad figan "ÇOCUUMU ÖLDÜRÜCİK BU ŞİŞKOOOO AMAAAĞN DOSTLAAAR" diye bağırıyor.
Çıkar çıkmaz havuzdan etrafımı bir kaç tane adam sarıyor.
-Napıyon lan sen?
-Çocuk havuza düştü onu çıkardım
-Sen atmışın
-Ben atmadım
-Öyle diyo benim oğlan
-(Senin oğlanı sikim!) Yok ya ne alakası var!
-Sen atmışın!
-YA HAYIR!
-Lan sen cani misin? İblis!
-Ya ne alakası var çocuk düştü ben de çıkardım işte!
Entel abi giriyor olaya:
-Yahu ne kadar terbiyesiz insanlarsınız. Rahat bırakın genci. O çocuk olmasa evladınız ölmüştü. Lütfen çocuklarınıza dikkat edin. Sabahtan beri burada çıkartmadıkları olay kalmadı.
Adam entele şöyle bir bakıyor ve:
-Sen sus lan! Sen ne karışıyosun! Çocuk senin çocuğun olsa görürdüm seni! Öldürüverirdin bunu buracıkta. Baba olmak ne demek biliyo musun lan sen?! diyor. Ve resmi bir şekilde ajitasyonun dibine vuruyor.
Tartışma attın/atmadım şeklinde devam ediyor ve grup en son şu şekilde dağılıyor "Yürüyün arkadaşlar biz öbür havuza gidelim, orda böyle insanlar yok (beni kastediyor şakirt abi)"
Nası bi sonlanış lan bu?! Beynim resmen bu noktada Yalçın Çakır programından fırlama kadının çığırtkan sesinden dolayı erimiş olacak ki mantıklı bulabildiği son nokta bu oldu galiba.
Ben de entel abilerin masaya gidiyorum. Bi süre muhabbet ediyoruz. Adam böyle tiplerin son zamanlarda özellikle İstanbul'da çoğaldığını söylüyor ve eski günleri yadediyor. Konuşma bir noktada "AAAh azizim ah! Eskiden İstanbul'da..." gibi bir şekle bile bürünüyor ki, masadan sıvışıyorum artık. Bu kadar entel muhabbeti bünyeme zararlı nitekim.
Ablam tuvaletlerin olduğu bölgeden doğru bize doğru geliyor. Onu görünce unutuyorum tüm yaşananları ve ne yapsak diye düşünüyorum. Kafamı bi kaldırıyorum ve resmen gökyüzünü karartacak şekilde yüksekte ve sıklıkta bir boru sistemi görüyorum. Aqua park hesaaabı ama eşşek gibi bi şey. Ablam geliyor ve "Kaydıraklara binelim mi lan baksana kocaman, geçen sene gittğimiz oteldeki 4 kişiliği hatırlıyo musun hmm evet ...." şeklinde bir konuşmaya giriş yapıyorum ve rüyamın sonunda kaydırağın birinden aşağıya doğru 3241243945935 km hızla kayarken, o ayağın yerden kayıp düşme hissini yaşayarak uyanıyorum.
Pencereden içeriye giren sağanak yağış, çıplak uyumuş ben ve sırılsıklam ince bir pike üstümde.
Hava durumunu sikiyim almanya diyip yataktan kalkıyorum...
![]() |
Notes is a web-based application for online taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000+ notes created and continuing...
With notes.io;
- * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
- * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
- * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
- * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
- * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.
Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.
Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!
Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )
Free: Notes.io works for 14 years and has been free since the day it was started.
You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;
Email: [email protected]
Twitter: http://twitter.com/notesio
Instagram: http://instagram.com/notes.io
Facebook: http://facebook.com/notesio
Regards;
Notes.io Team