Notes

_______________________________________________________MERAKLIMA_________________________________________________________________

Ben yani Defne Derin SOYER doğma büyüme İstanbullu olan şehrine aşık biri. Şubat 3 te ve akşamın 11’ine doğru dünyaya gelen ben. Şuan üniversite 2. Sınıf olan dışarıdan bakınca genç bir kız ama içinde uysal, eğlenceli ve belki biraz çılgın, deli bir çocuk saklayan biri. Aldığım yorumlara göre beni tanımadan önceki düşünceleri asi, ağırbaşlı, üstten bakan, şımarık, özgüvenli, suratsız, çok beğenmiş biriymişim. Tanıdıktan sonraki düşünceler ise çok iyi, doğal, saf, hümanist, saygınlığını hep koruyan, saygı duyulacak biriymişim. Evet haklılar dışarıda saygınlığımı, ağırbaşlılığımı ve efendiliğimi koruyan biriyimdir. Başımı dik tutar yürürüm ama asla üstün görmem, kötü niyet barındırmam, hiçbir olumsuzluğa davetiye çıkarmam. Anne babamın tek evladıyım. Babamın deyişiyle tek prensesim. Belki de bu yaşıma kadar odamda hep ben tek olduğum ve çoğu kararı ve zorluğu kendi başıma aldığım için bugün bu kadar net ve dürüstümdür. Benden bir büyük veya küçüğümün olmasını çok isterdim. Büyüğümün beni kollayıp korumasını benim ise küçüğümle takılmam, ona her konuda destek olmam her zaman arzuladığım bir şeydir. Bu yaşıma kadar hem acı hem üzüntü hem mutluluk hem de yalnızlığı tadan biriyim yani her yönden tecrübe kazandım. Aklımı yitirecek olaylarda yaşadım ama kelimelerin kifayetsiz kalacağı mutluluklarda… Küçük bir bilgi daha ister misin? İsmimin ikili olma nedeni anne ve baba tarafının kendi belirledikleri ismi koymak istemeleri ve bizimkilerin ise kimse alınmasın diye her iki tarafın seçtikleri beraber verdikleri ile ortaya çıkmış. Ama ismimi çok seviyor ve severek kullanıyorum.


Burada saatlerce sıkılmadan kendimi, düşüncelerimi, duygularımı sana anlatabilirim çünkü anlatacak daha çok şey var ama temel ve öğrenmek istediğin bilgileri vermek daha iyi olur diye düşündüm. Bölümümü çok kolay olmasa da fazla ısrarın sonucunda telefonda konuşurken öğrenmiştin. (Sosyal hizmetler). Üniversitemi de çok merak ediyorsundur tamam onu da söyleyeyim İstanbul Üniversitesinde okuyorum. Ailemle Ümraniye de kalıyoruz ha bide kendi evim var fatihte kalıyorum. İkinci bir evi neden kullandığımı az çok biliyorsundur hem okulum için hem de biraz kendim, yalnız kalmak isteyişim. Babam Hakan SOYER eşi benzeri olmayan ilk aşık olduğum adam olur kendisi. Babamla aramdaki ilişkiyi anlatmak, yazıya dökmek imkansız çünkü sadece yaşanacak biridir o. Bu arada bir ara babamın ne ile uğraştığını sormuştun onu da söyleyeyim kendileri psikolog ve babamla hayatını birleştiren annem Feyza SOYER anne kız ilişkisinden çok arkadaş, sırdaşız annemle. Anneleri bilirsin anlatmaya gerek yok. Annem seni bile bilen biridir. Canımın içidir. Babamın gülüdür. Bir ara tanışma ve aşk hikayelerini anlatırım sana tabi istersen. Bu arada annem İzmirli ve bu yüzden bir yanım İzmir diyorum. Babam ise İstanbullu.


Ve bize gelirsek her buluşmak isteyişinde ayrı bir heyecan ve ateş basardı beni çünkü bende çok istiyordum seninle görüşüp konuşmayı hatta Adapazarına özellikle Serdivana gelip seni görmek, seninle hayal ettiğim onca anı yaşamak, seni tatmak sana dokunabilmek arzusu zirve yapmıştı ama babamın her zamanki gibi izin vermeyişi ve “eğer beni es geçip gitmek istiyorsan” deyişi gözümün önüne geldiğinde oturup sessizce göz yaşı dökerek, üzülerek yetindim. Evet yanlış okumadın ağlayarak çünkü aşırı sulu gözlü ve duygusalımdır ve gerçekten tüm samimiyetimle söylüyorum daha önce bir erkek yada durum karşısında bu kadar yenik düştüğümü hatırlamıyorum. Hatta arkadaş çevremde bu konular yüzünden ağlayanlara sitem eder kızardım ta ki yaşayana dek. Seninle bir site üzerinden bu kadar mutlu olduysak reeldeki halimizi düşünemiyorum. Bir ara küçük kuzen berenden bahsetmiştim. Kendisi beni annesinden daha çok sever ve her şeyiyle ben ilgineyim ister. Bende ona kardeşim gibi bakar ve çok severim. 13 yaşında olduğuna bakma akıl yaşı benimle eşit. Eskiden her yanıma gelişinde seni sorar ve nasıl olduğumuzu öğrenmek isterdi. Seni biliyordu ama aramızda sır kalsın dediğim için kimseye söylemezdi bizi. Bir ara topluca salonda otururken bana defne demek yerine sedef dedi o an az da olsa zor anlar yaşamıştık sonra bizimkiler sedef kim dediklerinde arkadaşım demişti ve bana bakarak göz kırpmıştı hatta bu olayı bir cumartesi akşamı yaşamıştık. Bilinçaltında kalmış olmalı cadının ve daha neler neler. Anlayacağın her defasında babamı kırmak istemeyişim sebep oldu bize. Sakın kendine özel alma bu durumu babamın genel tavrı bu izin konuları hele karşı cins olunca bu sorunu yaşarız. Babamdan izinsiz buluşabilirdim seninle ama bu seferde ben hiç rahat etmezdim. Merak ediyorum ne zamana kadar devam edecek bu durum. Kim bilir belki sen benim hayatımın dönüm noktası olacaktın, ilerde hayatımı birleştirmek istediğim adam… Demem o ki tek ve kız çocuğu olmam babamın beni sürekli korumak isteyişini doğurdu ve tabi ki erkeklerin kimyasını bildiği için yaptı bunu. Senden ayrılmak istedim çünkü seni daha fazla üzmek istemedim. Bunun sonucunda ikimizde çok kırıldık hatta birbirimizden uzaklaştık ama hepsi senin içindi çünkü senin istediği sana verememek, senin yapmak istediğin eylemlerin benim tarafımdan karşılıksız kalması seni kırıp, incitiyordu. Daha fazla kırılmanı ve benim için kalkıp buralara gelmeni, harcama yapmanı istemedim ve ilişkimize son vermek zorunda kaldım. Ama bir ilişkimiz olmasa bile sen benim için hala çok farklı ve özelsin.


Bana yeniden bebeğim demen hoşuma gitti ama aynı karşılığı veremiyorum aslında vermek istiyorum tekrar aşkım, bir tanem, hayatım demeyi özledim ama aynı olayları tekrar yaşatmak istemiyorum bize. Tekrar birleşmemiz senin ve benim buluşmak isteyişimizi ortaya çıkartacak ve yine benim tarafımdan engeller olacak. İşte sırf bu yüzden sana canım bile diyemez oldum. Her neyse dediğim gibi anlatabileceğim çok şey var.
Evet selimcim defnenin dış görünüm ve yaşantısından küçükte olsa bir kısmı öğrenmiş oldun. Aslında yazmak iyi gelmedi değil yani hem benden söz almıştın bende sözümde durmuş oldum. Okumayı sevdiğim kadar yazmayı da seviyorum bu yüzden uzun yazdım. Uzun yazdım ki biraz okumayı sev diye. Gerçi ben ki sana 328 sayfalık roman okutan biriyim. Acaba sana daha neler yaptırabilirim. Her neyse çok yazdım yeterli bence bu kadar zaten konuşup haberleşiyoruz birbirimizle. Seviliyorsun hem de çok. Bu arada bunları sana yazarken dinlediğim şarkıyı da söyleyeyim mi sana Gökhan GÜNEŞ = Mavi (sende dinle çünkü içinde "en sevdiğin renkti mavi" sözü geçiyor ve benim de en sevdiği renk mavi bu yüzden severek dinliyorum.)


Defnenin dünyasında selimin yeri çok farklı bunu aklından çıkarma Derinin Canı :))