Notes

Eylül 2014...
Tam tarih veremem ama Eylül 2014 de hızlandırmanın bitmesiyle ilk ve son sınıf değişikliği...
Bunları sana yüzyüze demeyi çok isterdim. Biliyorsun çekingen değilim normalde ama iş sana yüzüne bakmaya gelince bir anda değişiyor işler. Daha önce bunları söylemeli en azından yazmalıydım biliyorum. Emin ol doom günün olmasa sanırım yine cesaret edemezdim ama bu sefer diyorum.

Hani bazı insanlar vardır gülümseme ile gözünün bir saniyeliğine kayması ile sana enerji verir huzur verir. Aslında tam anlamıysa senin bende bıraktığın şey : HUZUR... Anlaması zor olduğunu tahmin ediyorum yani nasıl olur , nasıl oldu , ne ara , ne alaka... Gibi gibi bir sürü soru kafanda dolaşıyordur sanırım.

Yaklaşık bir senedir senin bende bıraktığın huzur duygusunu bir türlü bastıramadım. Yani denedim bi kaç kişi ile denedim oldu gibi olup cumartesi-pazar sınıfa "sözde" bizimkileri görmeye gelmem ile boşluğa düşmek aynı anda oluyordu. Seni enesle gördüğüm her an ardı ardına sigaralar yakıyordum ardına şarkılar Ahmet Kayalar dinliyordum. Senin kalbinin enesde olduğunu düşündüğüm her an sigaralar alevleniyordu. Derler ki tanımadan sevdiğini hissediyorsan dış görünüşüne bakmışsındır yanlış ben gülüşüne baktım tavırlarına baktım konuşmasına baktım vs vs...

Yani ben senden çok ama çok hoşlanıyorum. Seviyorum diyemem çünkü ; hayatıma girdiğinde bir parçam seni sevmeye hazır değilken diğer parçam sonsuza kadar senindi.

Bunlar sadece bir itiraf bir içimde kalmayış. Zira sen beni kalbine kabul etsen ben mutluluktan uçarım ama etmezsen içimde kalmadı en azından derim. Bunların daha detaylısını daha hoşunu ağzımdan da dinlemeni çok istiyorum. Ama eğer kalbinde bana yer yoksa bir daha mesaj atma ki bende heveslenmiyim umutlanmıyım. Dersen ki 1338 KM ulan ben seninle gönül eğlendirmek değil cidden evlenmek isterim. 4 Sene bile beklerim. Çünkü buna değersin ve bişey demiştim sana değene şiir yazarım ve sana yazılmış bi şiirim var. Bunu da sadece kalbinde yer varsa atmak istiyorum yoksa umutlanmak istemiyorum. Sanırım bu konuşmanın kontrolünü kaybediyorum. Açıkça bunu bir teklif değil bi itiraf olarak nitelendirmeni istiyorum.

Şöyle tamamlamak isterim :
Sana anlatacak çok şeyim vardı. Kontrolü kaybettim burda. Hiç planlamadan yazdım direk sanırım yine sana bakarken olanlar oldu çok rahat kutay çekingen özgüvenli egolu kutay kendini değersiz ve sana göre bi tık aşağıda oldu.
Sonsuza kadar gül matmazel. Sonsuza kadar kahkaha at leydim. Çünkü bu çok güzel. Sen çok güzelsin. Gülüşün herşeyden güzel. Unutma sen gülünce güller açar.

( Ya mesaj at yada atma sen harika bir insansın ve bu fikrim hiç değişmeyecek. Herşeye hazırlıklıyım ve çay , düğün tekliflerim hala geçerli )