Notes

Bu bir tuzak
Yine de, aynı zamanda baştan çıkarıcı bir hikaye
Bin yıl önce ki Batı Haçlısı sırasında,
Son olduğu düşünülen şey
Her şeyin başlangıcı oldu
Tathāgata…
Oh, Buda…
-Lanet olsun sana Buda! Bize yalan söyledin!!!
-Ne akılsız bir maymun. 500 yıl geçmesine rağmen bir an bile refleksiviteden kaçınmadın mı?
Ç.N: Refleksivite: neden ve sonuç arasındaki ilişkinin kendisine geri dönen olguların niteliği ya da neden-sonuç arasındaki döngüsel harekettir.
-Kendini gösterme mi? Yani sutraları 81 denemeden sonra alacağımızı söylüyorsun, öyle mi? Öyleyse…
Ç.N: Sutra: Hindistan yazın geleneğinde özellikle Hinduizm, Budizm, Cainizm gibi inanç ve öğretilere ait eski metinlerde başvurulmuş bir yazı türünün hem de bu türde yazılmış toplu metinlerin de adıdır.
-Gerçek sutralar nerede? Ve bahsettiğin Batı Cenneti nerede?
-Her yerde varolan kurtuluş ile ilgili yaptığın süslü püslü konuşmalar…
-Yine de, neden yolculuğum sırasında görebildiğim tek şey bir sürü Tanrı’nın kendini beğenmiş bir şekilde bize bakıyordu!?
-Bu kadar yeter…
-Lütfen, geri gel…
-Efendim? G-gerçekten sadece şey mi yapacağız…
-Efendim…
-Sizin aksinize, Ol’sun burada çok vahşi…
-Bu geçmişe bakabileceğim bir şey değil!
-Alas, bir maymundan beklendiği gibi. İnsani yolları asla öğrenemeyecek
-İnsan olarak yaşamanın yolları mı? Koyduğun “Kurallar” hiç bir zaman umrumda değildi!
Asla unutamayacağım bir sahneydi
Wukong, son meydan okumasında toza dönüşmüştü…
Yalanlar! Yalanlardan başka bir şey değiller!
Sutralar sahteydi! Batı Cenneti diye bir yer yok! Her yerde varolan kurtuluş öğretileri bile… bir aldatmaca!!!
-Wukong kardeş…! Her birini tek tek öldüreceğim!
-Bajie kardeş!
-Küçük Bailong! Efendiyi senin gözetimine bırakıyorum!
-Wujing, yoksa sen de…
-Son yüzyıllardır göklerin kölesiyim. Sanırım onlara karşılık vermenin zamanı geldi.
-Sun kardeş! Bajie kardeş! Wujing burada!
-Geriye kalanlarınızın dikkatlice düşünmenizi rica ediyorum.
-Gerçekten Yükseklerinize meydan okumak istiyor musunuz?
-Hah…ilimime ulaşmak?
-Ve şunlar gibi ucubelere dönüşmek mi?
-Sessizlik!
-Hmph! Panteonumuza katılmayı reddedeceğinizi düşünmüştük… Madem bizim tavsiyemize kulak asmayacaksınız, o halde başka çareniz yok…!
Ç.N: Panteon, bir mitoloji ya da dine özgün tüm tanrıların birliğidir.
-Göksel kararımla, Haçlılar dinlenecek!
-Bailong burada duruyor! Bir adım daha ileri gitmeye cüret edenler…
-…YOK OLMALI!
-Neden…
-Bize Batı’ya gitmemizi emrettin ve biz de gittik! Bize bir gösteri yapmamızı emrettin ve biz de birlikte oynadık! Ve şimdi bize ölmemizi mi söylüyordun? Nasıl yapabildin!
-Bir sürü bencil ve gururlu Buda…bir gün…bir gün…
-Ben, Tang Sanzang, 3 diyara hücum edeceğime yemin ederim.
-Efendim…
Ve onu parçalamaya
-Erdemli işlerinizi, günahlarınızı, göklerde ve yerde izliyor olacağız. Amitabha…
-On yeniden doğuş döngüsünden geçerek, ayrıca arkamız da bulunan bir Buda ile son konuşmanızı reddettiniz. Ama ne yazık ki, karmanızı keseceğim ve üç diyardaki topraklarda adınıza iyi bir etki bırakacağım. Bundan böyle…
-Daha fazla Tang Sanzang olmamalı!
Bin yıldır değişen toprakları izlerimi tamamen silip atamadı
Yine de, karmamın kesilmesi, reenkarne olma hakkımı da keserdi
Neyse ki, özüm bir sarira parçasının içindeydi
Ç.N: Śarra, Budist kalıntılarına atıfta bulunan genel bir terimdir, ancak yaygın kullanımda genellikle Budist manevi ustalarının yakılan külleri arasında bulunan inci veya kristal benzeri boncuk şeklindeki nesneleri ifade eder.
-Bu yüzden bana yeni bir hayat verildi…
-Ve bununla birlikte, başka bir bin…
-Ked lan sesunu!
Ç.N: Bu arkadaşlar böyle değişik konuşuyorlar.
-Arzık 2021 yelendayez! Arzık pu “Baatı’ya Yulculuk” yalanına enanmıyoruz! Biz kooylüler “Eenternet”i kullanamadığımız için mi güleyersun?
Ç.N: Artık 2021 yılındayız! Artık bu “Batı’ya Yolculuk” yalanına inanmıyoruz! Biz köylüler “İnternet”i kullanamadığınız için mi gülüyorsun?
-Pu Song Wukang, Joo Baijeh, we pu Bairong girçikten ‘afayı yeddeeh ni? O sanan ‘urada keçenin üzerinde odurarak ne yapooyon!
Ç.N:Bu Sun Wukong, Zhu Bajie ve bu Bailong gerçekten kafayı mı yediler? O zaman burada kıçının üzerinde oturarak ne yapıyorsun?
-Bana güvenip güvenmemek sizin kararınız. Durumlar değiştirilseydi basit olurdu, ama korkarım asıl sorun çok eskilerden kaynaklanıyor. Hiç merak ettiniz mi…?
-Belki de budalara tanrı olarak tapma kavramı bile bize dayatılmıştı. Tang Sanzang hiçbir zaman altın ağustosböceği olmadı, ne de sandal-ağacı meziyetlerinin budası olmaya yükselmedi…
-Ey, sena boole zeyler söylettirmek eçin no tur bir kookteyl üçtin?
Ç.N: Hey, sana böyle şeyler söylettirmek için ne tür bir kokteyl içtin?
-Afsenı daah faala kıprat we Buuda’ya babaçık dedihini dumaya başlacaz mı, ha? Çocluklar ve ben pu “Kuytsal Suutralar”ı alnak çin ‘uraya Lingsheen’e koçtuk…
Ç.N: Ağzını daha fazla kıpırdat ve Buda’ya babacık dediğini duymaya başlayacak mıyız, ha? Çocuklar ve ben bu “Kutsal Sutralar”ı almak için buraya Lingshan’a koştuk…
-Oy! Bis sadce pu suutralar çin ‘uradayıs! Sadce onlır ver we bena o “Nahmu Ameebood”u ya da her ney, ben de seni haytını bağlaşrım!
Ç.N: Ah! Biz sadece bu sutralar için buradayız! Sadece onları ver ve bana o “Namu Amida”yı ya da her neyse adı, ben de senin hayatını bağışlayayım!
-Kıçını tekmeleyin! Kıçını tekmeleyin!
-Pu 81 Denme ne? ‘uraya gelme çin çuv çuv tren bindim! Pu denme değil!
Ç.N: Bu 81 Deneme ne? Buraya gelmek için trene bindim! Bu deneme değil!
-Senin gibi küçük bir patates kızartması konuşma şeklini değiştirebilir mi? İşiniz bittiğinde ben yerde yuvarlanıp, gülerek ölüyor olacağım.
-No dedihini duyuyon musun? Sadce kıskanıyon, biz kadra güsel konuşsmıyon! ‘urada Xiao Yang’tan ders al!
Ç.N: Ne dediğini duyuyor musun? Sadece kıskanıyorsun, biz kadar güzel konuşamıyorsun! Burada Xiao Yang’tan ders alsana!
-Doru! ‘urada Xiao Yang’le öğren! Sösleri güsel söyledihi kadra güsel!
Ç.N: Doğru! Burada Xiao Yang’le öğren! Sözleri söylendiği kadar güzel!
Ooh! Ooh! Yap onları! Yap onları!
-Pekala, bu kadar palyaço gösterisi yeter. Tathāgata burada değil ama bizde onun heykeli var. Sutralar da yok. Var olmayanın peşine düşmek yerine küçük çocuksu işinizi yapamaz mısınız?
-Hey, patron! Bozo gülüyo!
Ç.N:Hey, patron! Bize gülüyor!
Derisini yüzün! Ağzını kesin! Göreceğiz o zaman hâlâ konuşabiliyorsa!
-No çin bekliyonuz? Hayde onu şimdi öldürek!
Ç.N: Ne için bekliyorsunuz? Haydi onu şimdi öldürelim!
Kaçmak için şansın vardı, şimdi bir hendekte öleceksin
-Batı’ya ait Suutraları olma yolumuza mı çıkıyon? Geber!
Batı’ya ait Sutraları alma yolumuza mı çıkıyorsun? O zaman ölebilirsin!
-Batı’ya ait Sutraları mı arıyorsunuz? Hah!
-O kadar uğraşmanıza gerek yok, sizi hemen şimdi Buda tarafına göndereceğim.