Notes

-Bugünün öğle yemeği iyi değildi.
-Akşam yemeğine daha güzel bir şey pişirebilir misin?
-Yapamam.
-Ne dedin sen?
-Dedim ki, yapamam.
-Ne dedin sen?
Ç.N: abicim mal mısın, yapamam dedi ya kız.
-Dedim ki, yapamam.
-Yoruldum.
-Neredeyse çok kötü yaralanıyordum, şimdi yatağa gideceğim.
-Yani yorgun olduğun için yemek yapmayacak mısın? O zaman akşama ne yiyeceğiz?
-O zaman akşam yemeğini kendin hazırla.
-…Sen,
-Aklını mı kaçırdın?
Sınavı geçmesen daha iyi.
Nasıl olsa boktan bir kamu görevlisi olacaksın.
Ve hayatını sosyal bir parazit olarak yaşayacaksın.
-Ha.
-Hey!
-AKLINI MI KAÇIRDIN SEN?!
-Hâlâ suya ihtiyacın var mı?
-B,bu da ne……
-Sen çıldırmışsın!
-Nasıl cüret edersin?!
-Her şeyi aileme anlatacağım!
-Retisia.
-Evet?
-Bugün olanları ağabeyinden duydum.
-Büyükannene de kaba davranmışsın.
-Retisia, neler oluyor?
-Ailene böyle davranamazsın.
-Üzgünüm.
-Bunu büyük ihtimal küçük olduğun için bilmiyorsun, ama büyüyünce daha fazla sorunluluğun olacak.
-Hepimiz zor zamanlardan geçiyoruz ama onlarla da baş ediyoruz.
-Herkes hata yapar, o yüzden buna bir şey demeyeceğiz.
-Git büyükannenen ve ağabeyinden özür dile şimdi.
-…Çok yoruldum.
-Ne?
-Dedim ki, çok yoruldum!
-Her sabah herkesten önce ben uyanıyorum!
-Çünkü siz uyanmadan önce öğle yemeğinizi hazırlamam gerekiyor!!
-Bütün günümü dağda büyükanneme ilaç bakamakla geçiriyorum…!
-Eve geldiğimde ise, yapacak çok şey oluyor…
-Retisia!
-Bunu bilmiyordum.
-…Anne.
-Kızım… Çok özür dilerim.
-Anne…
Doğru ya, ailem beni anlar, en azından annem…
-Ben… şimdi iyiyim.
-Duyduğuma sevindim.
-O zaman
-Şimdi büyükannenden ve ağabeyinden gidip özür diler misin?
-…A
-Anne……
-Retisia?
-Sorun ne?
-Büyükannenen ve ağabeyinin tarafını tuttuğum için kızgın mısın?
-Amanım, büyüdüğünü sanmıştım, ama sanırım yanılmışım.
-Sana demiştim.
-Git ve büyükannen ve ağabeyinden özür dile.
-Özellikle de ağabeyinden.
-Sana yapman gereken şeyleri bir bir söylemen mi gerekiyor?
-Artık bir çocuk değilsin. Hayat o kadar da kolay değil.
Retisia, anlıyorum hayat o kadar da kolay değil.
Her zaman arkadaşlarıma ne kadar iyi olduğunu anlatıyorum.
Başıma gelen en iyi şey sensin.
Hepimizin zorlukları var ama onlarla başa çıkıyoruz.
Ağabeyin, büyükannen, ve biz.
Hepimiz başa çıkmalıyız.
-Bu senin geleceğin için iyi olacak.
-Hepiniz…
-Onunla başa mı çıkıyorsunuz?
-O ZAMAN AĞABEYİME BENİM YAPTIĞIM ŞEYLERİ YAPTIRIN!
-VE BEN DE ONUN YERİNE ÇALIŞAYIM!
-Ne hakkında konuşuyorsun!
-Retisia, bu çok kabaca, özür dile.
-BENİM GELECEĞİM İÇİN İYİ Mİ OLACAK? EMİN MİSİNİZ?
-N,ne diyorsun…
-Bu evde, kim benim için bir şey yaptı ki?
-Ağabeyinin aşırı abarttığını sanıyordum ama abartmıyormuş!
-Bunu nereden öğrendin bilmiyorum ama cezalısın!
-İlaca ne demelisin? Eve onun ihtiyaç duyduğundan daha fazla getiriyorum.
-Ama neden hiçbir zaman yeterli olmuyor? Bana yalan mı söylediniz?
-Eğer yalan söylemediyseniz, söyleyin.
-Neden eve hâlâ ilaç getirmem gerekiyor?
-Bitirdin mi?
-Kulakların ne dediğini duyuyor mu?
-Tabi ki.. Ne dediğimi biliyorum.
-O zaman neden boş boş konuşuyorsun? Sana kim bu tür bokları söyledi? HA?!
-Lütfen, sakinleş!
-Yaptığının kötü bir şey olduğunu anlayana kadar cezalısın!
Sadece onları deniyordum…
Ama bu hayatta aynısı……
-B,ben özür dilerim……
-Sanırım aklımı kaçırdım.
-Ben… ben ne dediğimden bile emin değildim ve berbat hissediyorum.
-B,ben ne yapacağımı bilmiyorum… Lütfen…
-Retisia!
-Tabi ki, sorun değil. Seni affediyoruz.
-Ne yapıyorsan aynısını yap, o kadar da zor değil, değil mi?
-Yaptığım şey kolaydı.
-Ailem için daha fazlasını yapmak istiyorum.
-Para kazanmak istiyorum… ve ağabeyimin üniversite parasını sınavı geçtikten sonra ödemek istiyorum.
-Ama sen daha çok küçüksün. Şu an para kazanamazsın, yani eskisi gibi evi idare et.
-Duydum ki Jennifer hizmetçi olarak işe başlamış. O benden de küçük…
-Ailem için en iyisini yapamadığımı fark ettim…
-Ailem için daha fazlasını yapmak istiyorum.
Eve getirdiği ilacın artık çok fazla para yapmadığından korkuyordum…
-Eğer aile için daha fazla yardımcı olmak istiyorsan
-Bunu gerçekten seve seve kabul ederiz. Bakayım senin için ne bulabilirim.
-G,gerçekten mi?
-Tabii.
Aptal.
Hepsi senin suçun, yani kendini suçla.
[Sonraki gün]
[Retisia Woods, şehirdeki en zengin insanının yanında hizmetçi olarak işe başladı.]
[Sahibi, Retisia hakkında çok iyi şeyler duydu, bu yüzden ona iki katını ödemeye söz verdi.]
[Ailesi, Retisia'nın bundan sonra eve getireceği para konusunda çok heyecanlıydı.]
Fakat
Bir ay içinde o tatlı rüyadan uyanmak zorunda kaldılar.
Retisia maaşının alınca, parayla birlikte kayboldu.