Notes

Çeviri yaparken ortadaki genitivden başla önce sağa sonra sola git
der Einfluss des Fernsehens auf die Kinder : Televizyonun çocuklar üzerindeki etkisi
Anteil : oran hisse
die Absicht, im Ausland zu studieren : yurt dışında eğitim görme niyeti
die Eigenschaft der Metalle Strom und Warme gut zu leiten : metallerin elektrik ve ısıyı iyi iletme özelliği
die Gewohnheit bücher zu lesen : kitap okuma alışkanlığı
führen zu = verursachen : neden olmak
ausschliesen - schloss aus - hat ausgeschlossen : dışlamak, hariç tutmak
Erziehung : eğitim
berücksichtigen : dikkate almak, göz önünde tutmak
aussicht : fırsat, şans, umut, manzara
sich verschlechtern : kötüleşmek
auf der Tagesordnung stehen : gündemde bulunmak
bezüglich : ilişkin
das private Recht : özel hukuk Viele Begriffe : birçok kavram
fahrlassig : özel hukukta ihmalen anlamına gelir.
zurücklegen : tamamlamak
wirksam : etkili
sperren : bir barikatla engelle kapatmak
sich vertiefen in +Akk : bir şeye dalmak, yoğunlaşmak
vertieft sein in +Akk : bir şeye dalmış
erhalten - erhielt- hat erhalten : 1. bekommen:almak, 2. bewahren: korumak, muhafaza etmek
führen zu = verursachen : neden olmak
Bruttosozialproduckt : gayri safi milli hasıla
der Forscher - die Forscher
der Lehrer- die Lehrer
ablehnen : reddetmek
Einzelheit : ayrıntı
Ausschuss : kurul
Der Entwurf : taslak, tasarı
einbauen : takmak, monte etmek
verdreifachen : üç katına çıkarmak
Das Unternehmen : şirket
die Konkurrenz = der Wettbewerb : rekabet
der Absatz : satış
verfassen : kaleme almak
drosseln : kısmak
den Bedarf decken : ihtiyacı karşılamak, gidermek
den Bedarf an Energie decken : enerji ihtiyacını karşılamak
ermitteln : 1. tespit etmek( feststellen) 2. soruşturma yapmak
gleichzeitig : eş zamanlı
erheblich : önemli ölçüde
zunehmen : artmak
zurückführen aud +Akk : bir şeye bağlamak, dayandırmak
beeintractigen : zarar vermek, zedelemek
ausfallen : iptal etmek, iyi/kötü sonuca ulaşmak
verschieben etw auf etw : 1. ertelemek, 2. kaydırmak
verschieben- verschob- hat verschoben
*ausfallen olmak anlamında kullanıldığında genellikle bir zarfla kullanılır.
sparen : tasarruf etmek
das Merkmal : özellik
erzielen : elde etmek, sağlamak
unvermeidlich : çaresiz
**halten für : olarak görmek/saymak/kabul etmek
Ich halte es für notwendig, eine Fremdsprache zu lernen
verbreitet sein : yaygın olmak
verbreiten : yaygınlaştırmak
beginnen -begann - hat begonnen - anfangen : başlamak
errichten : kurmak, inşa etmek, yapmak
verringern : azaltmak
sich verringern : azalmak
*sich li fiillerin passivi yapılmaz
der neue Angestellte : yeni çalışan/ eleman
zur Verfügung stellen : kullanımına sunmak
verfügen über + Akk = haben -> sahip olmak
Vorstellungsgesprach : iş görüşmesi
der Eindruck : intiba
um Deutsch zu sprechen : Almanca konuşmak için
um Deutsch sprechen zu können : Almanca konuşabilmek için
Fachkenntniss : alan bilgisi
werden - wurde- ist geworden
ansteigen- stieg an - ist angestiegen : yükselmek, artmak, çoğalmak
Tatsache : gerçek
das Licht : ışık
Schwarz Loch : kara delik
entkommen : dışarı gelmek gibi düşüncez -> kaçmak/ uzaklaşmak
Geschwindigkeit : hız
enorm : devasa
enorm = immens = gewaltig = riesig : devasa / muazzam
vorziehen : tercih etmek
das Gericht : 1. mahkeme, 2. yemek
aufnehmen :1. kaydetmek, 2. almak, 3. başlamak
Betatigungsfeld : faaliyet alanı
sterben - starb- ist gestorben : ölmek
vorrat : stok, zula, rezerv
verbrauchen : tüketmek
ebnen : yolunu açmak
das Werk : 1. Eser, 2. iş, 3. atölye
einführen : uygulamaya koymak
1. da+ prap = hier +prap : bir önceki cümlede geçen kelime ya da ifadeye gönderme yapar
2. da+ prap = hier+prap : bir önceki cümlenin tamamına gönderme yaparlar.
3. da+ prap : kendisinden sonra bir isim cümleciği (dass, ob, Fragewort, zu inf ) yapısına işaret eder.
auffallen : göze çarpmak
erobern : fethetmek, ele geçirmek
verschwinden - verschwand - ist verschwunden : ortadan kaybolmak
binden- band - hat gebunden : bağlamak
vor allem : özellikle
gebunden sein : bağlı olmak
den Gebrauch einfacher Werkzeuge : basit aletlerin kullanımı
einhalten = sich halten an + Akk : uymak, riayet etmek
ersetzen : yerini almak, yerini tutmak
geboten sein : gerekli olmak
investieren in . bir şeye yatırım yapmak
aussetzen : maruz bırakmak
ausgesetzt sein : maruz kalmak
**das Verhaltnis : 1. ilişki, 2. şart, 3. orantı
das Flugzeug: uçak
verkünden- verkündete- hat verkündet : duyurmak, ilan etmek
in Kraft treten : yürürlüğe girmek
treten- trat - ist getreten
enthalten = beinhalten : içermek
einsetzen : 1. verwenden (kullanmak) ,2. beginnen, anfangen
anerkennen - anerkante - hat anerkannt : tanımak, kabul etmek
allerdings : zıtlık ifade eder.
einstufen : sınıflandırmak
sich auswirken auf : bir şey üzerine etki yapmak
die Annahme : varsayım
erkunden : araştırmak
erkundend : araştıran
erkundet : araştırılan
pragen - ğragte - hat gepragt : şekillendirmek
gepragt sein : şekillenmiş olmak