Notes

kendince adam teorilerini dile getirmiş, kendi gözünden fotoğraf çekmiş de denenebilir. ancak her zamanki gibi eleştireceğim noktalar var :)

1) akp sessizlerin sesi olarak cumhuriyetin verdiğin demokratik hakla iktidar olduğunu ifade etti. bugün aynı hakkı hdp kullanıyor. ister batı destekli,
ister yerel gücüyle... yazar bunun dış güçler tarafından yönlendirildiğini belirtiyor ama birileri mesela neden erbakanın değil de akpnin geldiğini zaten biliyor.
akp ve yandaş yazarları dilinden düşürmediği demokrasiye inanıyorsa hdpnin mecliste olmasından rahatsız olmamalı.
tamamen tek başına iktidar olamadığından dolayı yazarın da bahsettiği bu senaryolar ortaya çıkmaya başladı.
partisine oy kaybettirdi diye hdp demokrasi adına mecliste olmasın mı? demokrasiden yana ise akp bundan rahatsız olmamalı.
ama bugün milliyetçilik ideolojisiyle hdp'den rahatsız olan akp seçmeni bir hayli fazla. ortada bir çelişki var yani.


2) hırsızın hiç mi suçu yok? Bu yazıda adam 2011 yılını sanki akp ye karşı batı komplosu yapıldı, mağdur akp oldu izlenimini aktarmış.
Bu yüzden objektif bir görüşü yok. Gitgide tek adamlık, zaten tabiatında olmayan demokrasi karşıtlığını tüm ülkeye sirayet ettirme gayreti,
cukkaladığı paranın malın mülkün hesabının yapılamaması... Yani batı erdoğandan desteğini çekti ancak batının modeli ılımlı islamdı ortadoğuda.
bu modele uygun adam bugünün koşullarında abdullah gül. tayyip diğer arap baharı yaşayanlar gibi diktatörleşme eğilimi gösterdi. batı bunu istemiyor,
halkın/milleti uyandırmadan usulca istediğini yaptırmak istiyor. Yönetimde kendi idare edebileceği birini ister. Halk içinde huzursuzluk, kargaşa olsun istemiyor, istemez. Kapitalizmin at koşturabilmesi için sinsice, huzurlu uyuyan bir topluluk ister.
batı, büyük oranda USA olmak üzere zaten 50 li yıllardan beri hakimiyetini kurmuş burada.
kimle anlaşarak idare ederse öyle olacak.
Bu yazar objektif olsaydı batı erdoğanı göndermek istiyor derken bugüne kadar erdoğanın yine batının desteğiyle kaldığını da belirtirdi.
zira ne varsa elimizde yabancıya satıldı.
bop modelinden vazgeçildiği konuşuluyor bugünlerde. amerika ılımlı islamın ılımlı kalamadığını, ışıd ve benzer islami örgütler gibi örnekleriyle,
siyasal anlamda tayyip gibi örnekleriyle radikalleşmeye/diktatörleşmeye başladığını gördü ve bu bölgede kontrolsüzlükle sonuçlanıyor, sürekli bir kargaşaya sebep oluyor.
Bugün Türkiye de kargaşa ortamında denebilir, özellikle suriyeli göçmenlerin yoğun olduğu illerimizde.
tabiki süper güç ortadoğu sahasını bırakmak istemiyor. yani "2011'e kadar batı kardeşti", "2011 den sonra osmanlı olmasın diye oyunu bozdu" demek yeterli değil.
zaten olamayacağını bilerek geldin, yabancı sermayeye bu kadar kendini bağımlı bırakarak osmanlı olamazsın.
gelen sıcak parayı üretim yerine sadece inşaata, saatlere, ayakkabı kutularına, villalara, saraylara yatırırsan büyük güç falan olamazsın.


3) 17. maddede: "chp ise akp ile yapacağı koalisyonu tabanına açıklayabilmek için bazı tavizler koparmak zorunda.
bu tavizler elbette 17-25 aralık dosyaları, iç güvenlik yasasının ve diğer anti-demokratik yasaların yürürlükten kaldırılması türünde olacaktır."
o tarihlerde "büyük oyunu bozuyoruz", "paralel devlet" propagandasının arkasına saklanan gerçekler bugün herkesçe biliniyor artık.
aslında o zaman da biliniyordu da, ideolojik ve Türkiye iç siyaset yapısının ekonomik tabanlı değil ideolojik olmasından dolayı geçiştirilmeye çalışıldı.
yukarıda yazarın yazdığı akp nin anti-demokratik yapısının güçlü örneklerinden sadece birkaçı. ben size bunun için yüzlerce, binlerce örnek bulabilirim(şuradan başlanabilir: https://eksisozluk.com/akpnin-insan-haklari-ve-demokrasi-anlayisi--2251032).
ne kadar vahim bir olay aslında, koalisyonu kendi tabanı kabul etsin diye akp tarafından taviz olarak görülen adalet ve demokrasiyi koparmak zorunda :)
bu bile objektifliğine katılmadığım yazarın artık herkes tarafından normalleşerek söylenen cümlelerinin ardındaki gerçek.

4) 19. madde: "şimdi, erdoğan'ın düşmesiyle birlikte akp-batı ittifakı canlanarak sonsuz bir taviz kapısı aralanacak ve
ülke yokuşa biraz daha hızla sürüklenmeye başlayacak.
bu bakımdan tüm hukuksuz ve otoriter tavırlarına rağmen erdoğan'ın yokuşun önündeki bir taş olduğunu belirtmek gerekir."
bu mantıktan ayrılmadığımız sürece birileri hep bizi güder. "hukuksuz ve otoriter tavırlara rağmen"... kabul edilebilir değil.
şahsen bugüne kadar ben uzun adamın bu tavrından hiç bir fayda görmedim. memleket için değil, kendi ve kendi zümresi için.
Türkiye'deki sözde müslüman profili gördükçe hayal kırıklığım daha da arttı.


5) 20. madde: " bu nedenle akp'nin kontrolünde olan kaynağı belirsiz paraların piyasadan çekilmesiyle birlikte
türkiye bir tür nakit krizine girebilir ve bu kriz koalisyon hükümetlerinin türkiye'yi krize götürdüğü sonucuna bağlanarak akp'nin yeniden güçlenebilmesi için kullanılabilir."
buna katılıyorum. bu da yıllardır söylenen ama yumurta kapıya gelince konuşulan senaryo.

son olarak;
batı ve oyunları bu topraklarda yine hüküm sürecektir. oyuncular değişiyor. ancak akp döneminin diğer dönemlerden farkı, özgürlüklerin kısıtlandığı, tek adamın görüşlerinin dikta edildiği, belkide en önemlisi-eleştiren kim varsa zorla susturulduğu, müslümanlığın sömürüldüğü ve kirletildiği, yolsuzlukların ayyuka çıktığı, kadının değersizleştiği-itilip kakıldığı, Türkiye'nin medeniyet seviyesini yükseltmek yerine gitgide Ortadoğu batağına sokulduğu, sahte darbe operasyonlarına sahip çıkıp sıkışınca tükürdüğünü yalayan, göz göre göre defalarca yalan söyleyen, halkın bu kadar kutuplaştığı ve nefret tohumlarının ekildiği yönetimidir. Ben bunlarla Türk halkının bilmediğim yüzlerini gördüm. Bundan sonrası için ise hangi yönetim gelirse gelsin akp referans alındığı müddetçe her şey meşru kılınabilir. Bu olanlara kim arka çıktı veya sessiz kaldıysa gelecekte yapılacak yönetim eleştirilerinde hep akp'yi hatırlatacağım.