Notes

Havanın güzelliğini fırsat bilerek, Merterde parklardan birine gelip, oturdum. Görünüşe göre güzel hava beni olduğu kadar genci yaşlısıyla bir çok insanı daha etkilemiş.
Sıkıcı iş hayatından, okulundndan, evinden uzaklaşmak isteyenler, biraz temiz hava ve eğlenme amacıyla kendisini parka atmış.
Önümden ellerinde dondurmalı iki kız geçti, sıcak havayı görünce biraz abartmışlar sanırım. Ne diyelim afiyet olsun. Gözüm annesinin salıncakta salladığı bir çocuğa takıldı. Çünkü benim etrafı gözlemlediğim gibi oda bana bakıyordu. Hafif bir gülümsedim. O ise hiç bir tepki vermeden bakmayı sürdürdü. Kıvırcık saçlı, boncuk gözlü bir oğlan. Acaba o masum bakışlarıyla, hayatı yeni algılayan düşünceleriyle aklından neler geçiyordu. Onu izledikçe kendi çocukluğum gözlerimde canlandı. Düşünsenize, bir zamanlar en çok istediğimiz şeydi ailemizin bizi parka götürmesi. Bu ufak istek gerçekleşince dünyalar bizim olurdu. Büyüyünce bırakın ufacık bir şeyle mutlu olabilmeyi, parka gelip yarım saat vakit geçirmeyi bile unutuverdik. Ve çocuk salıncaktan inip, kaydırağa doğru gülümseyerek koştu. Yolun açık olsun çocuk, olabildiğince saf ve mutlu kal.
Yan bankımda ise orta yaşlı, güleryüzlü, kır saçlı üç amca oturmuş, sohbet ediyorlar. Onlara baktıkça geleceğimle ilgili düşünceler sardı aklımı. Türkiye'de yaşayan bir gençseniz bunun ne kadar korkutucu olduğunu yahmin ediyorsunuzdur. Malum bir çok üniversite mezunu işsizimiz var. Referansı ve torpili olanlar anlayamaz tabi bu korkuyu. Kafamı direk başka yöne çevirdim. Ben buraya biraz huzur bulmak için gelmemişmiydim?
Ah bu teyzeler! Parka bile dedikodu yapmaya gelmişler. Tek bakışta farkediyorsunuz. Boşuna dememişler '' Kadın her yerde kadın '' diye.
Aslında park dediğimede bakmayın. O niyetle yapılmış ama...
İstanbu'un genelinde bu durum böyle. Geniş bir alanı çevrele, etrafına üç beş ağaç dik, bir kaydırak bir salıncak ve oturmak için bir kaç bank koy alsana park ! Benim bulunduğum ise biraz daha gelişmiş. İçinde basketbol sahasıda barındırıyor. Newyork, Paris, Moskova gibi bir çok büyük kentin sahip olduğu devasa parklardan ne yazık ki İstanbul'un en büyük eksiği. İnsanları iş, okul, ve evden uzaklaştırıp, temiz hava almalarını, huzur bulmalarını ve etkinlik yapmalarını sağlayacak, içinde bisiklet, kaykay ve paten sürülebileceği, rahatlıkla spor ve koşu yapılabileceği, ailelerin güvenlikle çocuklarını getirip, eğlendirebileceği, genciyle yaşlısıyla herkesin arkadaşlarıyla gelip, sohbet edebileceği bir park bu şehire lazım.
Geldim, gözlemledim ve yazdım. Şimdi ise kalkıp, şu basketbol oynayanlara katılıcam. Daha fazla dayanamıyorum.