Notes

Gece vakitleriydi. Sokakta yürüyor, bir şeyler arıyordum. Güzel bir macera, güzel bir şey bulmaya çalışırken zamanın nasıl geçtiğinin farkına varmamıştım saat 22.50 olmuştu. Hâlâ aradığım şeyi bulamamıştım derken gözüme bir şey ilişti, elinde gitarı olan, bankın yanında oturan ve sanırsam biraz alkolün etkisinde kalan bir adamdı bu. Yanında iki kedi -kedicik de denilebilirdi- vardı. Sesini tam anlayamadığımdan yaklaşmaya karar verdim. Yaklaşırken garip bir koku hissettim sanırsam adamdan geliyordu. Yaklaşmaya devam ettikçe artıyordu bu koku derken kedinin iki gözünün de farklı renkte olduğunu fark ettim doğru ya tatil olduğu için akrabaların yanında Van'daydım. Kafam çok karışık olduğundan hava almaya çıkmış olmalıydım. Ancak hava almak artık önemsizdi. Ben o sesi daha iyi duymak istiyordum. Yaklaştıkça garip şeyler hissettim. Gece olduğu için tedirgin, yüzünü görmek ve sesini duymak istediğim için de meraklıydım. Bir yanda kapanan kepenk sesleri geliyor bir yandan Akdeniz Akşamları'nı duyuyordum. Adam başta 60 metre bile uzakta değildi benim için 100 adımlık bir yol bu kadar garip hissettirmemeliydi. Saat çoktan 23.10 olmuştu. Etrafta birkaç kişi vardı hiç kimse bu sese aldırış etmeden yolunda yürüyordu sonuçta onlar "önemli ve yoğun" kimselerdi. Adama çok yaklaştım ve en son yanına geldim. Yanındaki iki küçük kediyi sevmek için eğilirken adam benim ona para vereceğimi düşündüğünden hafif sarhoş sesiyle nazik olmaya çalışarak para istemediğini söyledi. Ben de gülerek gayemin kedileri sevmek olduğunu söyledim. O pofudukları sevmeyi bıraktım ve ayağa kalktım. Adama eşlik ettim, "Akdeniz akşamları bir başka oluyor..." Sesi bir şarkıcı kadar güzel değildi belki ama gülerek söylüyordu, neşeyle söylüyordu, bağırarak söylüyordu. İşini ve hayatını sevdiği belliydi. Bu kısa düetten sonra geri yola koyulmuş, bu aşıkla olan yolları ayırmıştık. Ben hâlâ aradığım şeyi bulamasam da o bulmuştu. Sevmeyi...