Bütün parmaklarını tek tek ağzıma sokup çıkartıyor, ayaklarının altına dilimi boydan boya sürüyor, topuklarını ağzımın içinde yumuşatıyordum. Bir yandan da “Lütfen aşkım, yalvarıyorum anlat hadi. Duymak istiyorum artık ne olur” diye karıma yalvarıyordum. “Aşkım deme bana. Sen benim köpeğimsin bundan böyle. Neyimmişsin?” “Kulun-kölen, köpeğinim” “Aferim sana uslu köpek, itaat edersen bende seni memnun ederim.” Diyerek sikimi sıvazlamaya başladı. Sonra amını eliyle aralayarak “şimdide sikilmesini istediğin deliklerimi yala bakalım.” dedi. Avına atılmış aslan gibi yumuldum amcığına. Aşağı-yukarı dilimi hem amına, hemde götüne sürtüyordum. “Yala sadık köpeğim yala. Sen yalarken bende başka yaraklar hayal ediyorum. Senin istediğin de bu değilmiydi zaten? Sana boynuz takmamı istemiyormuydun?” “Evet canım bunu istiyorum. Dilediğin erkeği hayal edebilir, onunla sikişebilirsin” “Ediyorum zaten pezevenk, sanamı soracaktım! Hem zaten bu sikinlemi sikeceksin sen beni? Benim amım daha iyilerine layık” Bu kadar aşağılanmakta doğrusu fazlaydı. Ama itiraz edemezdim yoksa bu zevk biterdi. Ben yaladıkça karım kendinden geçiyor, gözlerini kapatmış kendi hayal dünyasında benim tanımadığım birisi ile sikişiyordu. Ara sıra dudaklarını ısırıyor, “Evet sevgilim devam et, sik amcığımı vs.vs.” gibi kelimeler dökülüyordu ağzından. “Kimi düşünüyorsun karıcığım” diye merakla sordum. “Sevgilimi düşünüyorum, onun beni çatır çatır siktiğini hayal ediyorum” dedi. “Kimmiş bu sevgilin? Ben tanıyormuyum?” diye sordum. “Seninle evlenmeden önce çıktığım çocuk” dedi. “Murat’ımı?” diye sorduğumda “Evet onu” diyerek merakımı giderdi. Karımın benden önceki mazisini bilirim. O da benimkisini bilir. Murat’la 1 yıla yakın bir beraberlikleri olmuş fakat kesinlikle cinsellikle ilgili bir şey yaşamamışlardı. En fazla masum öpüşmeler, elele tutuşmalar falan. Hem benim siktiğim karı-kızın hesabını yapacak olursak karımın bunları yaşaması devede kulak gibi bir şey sayılırdı. Ben salya sümük yalamaya devam ederken karım iyice açılmış “Hadi Muratım sok sikini amıma, bak senin için yanıyor bu amcık, seni ne kadar çok istiyor bir bilsen, gel sik beni sevgilim” diye zevkten inliyordu. Ben hala karımın elini sikmeye devam ediyordum. Karım kendini kaybetmiş, beni saçlarımdan çekerek amına yapıştırmış kalçalarını oynatarak ağzıma-yüzüme amını sürtüyor “Boşal sevgilim, içime akıt döllerini” diyerek sarsılmaya başlamıştı. Başımı bacakları arasında öyle bir sıkıştırdı ki neredeyse boynumu kıracaktı. Bende kendimi tutamadım ve elinde volkan gibi patlamaya başladım. Yanına yatarak, dudaklarından öptüm ve “güzel miydi?” diye sordum. “Evet çok güzeldi” diye memnun bir şekilde cevap aldığımda bunun devamının geleceğini anladım. Sonraları sevişmelerimiz bu şekilde sürüp gitti. Her seferinde bunu yaşar olduk. Karım her geçen gün Murat’ı daha fazla arzuluyor beni daha fazla aşağılıyordu. “Murat olsa şöyle sikerdi, Murat olsa onun sikini yalardım, belki beni götten sikmesine bile izin verirdim” gibi laflar kullanıyordu. Bende hem şaşkınlık, hem kıskançlık, hem pişmanlık, ve en ağır basan duygum zevk içinde kıvranıyordum. Verir miydi acaba? Ben daha bırakın sikimi parmağımı bile sokamamıştım onun o güzel deliğine. Demek ki Murat olsa verecekti... Belli bir zaman sonra daha fazlasını arar oldum. Buna da artık alışmıştım ve karım ne söylese zevk vermez olmuştu. Sikim arasıra kalkıyor, bazen zevk alamıyor sertleşemiyordum. Karım elinden geleni yapıyor Murat’a siktirmediği yerini bırakmıyor ama nafile benimkinde tık yok. Karım baktı olacak gibi değil “Daha ne yapayım yaa, fantezi istedin anlatıyorum işte kalkıp Murat’a telefonmu edeyim gel beni sik diye?” dediği anda sikim tavana vurdu. Karım bunu ne kadar çok istediğimi sikimden anlamış olmalı ki “oooo beyefendi çok hoşunuza gitti galiba?” diye imalı sordu. Bunu gizleyemezdim. Hayır desem bile herşey gün gibi ortadaydı. İçimde hem pişmanlık hem zevki yaşıyordum fakat her zaman olduğu gibi zevk ağır basıyordu. Aslında ben karımı başkasının sikmesinden zevk almıyordum, karımın sinsiliği ve beni kullanması hoşuma gidiyordu anlaşılan. “Evet çok hoşuma gitti” dedim. “Eeee arayalımda gelsin bari” dediği anda “Telefon numarası varmı?” diye sordum. “Olmasa arayalım demezdim herhalde. Bende eskiden kalma numarası vardı. Geçenlerde sen kafama onu sokunca telefonunu çaldırdım ve onun sesini duyunca kapattım.” dediği anda kızsam mı, takdir mi etsem bilemedim. “Ne diyorsun arayım mı?” diye sorduğunda ısrarından çok istediğini anladım. “Git ara hadi ama eve çağırma sakın” dedim. “Ne yapayım ya?” “Sadece telefonda konuşun işte” dedim. “Vay adi adam bende şimdi gidip onu arayıp telefonda çatır çatır sikişmezmiyim” diyerek yataktan fırladı. Kalbim duracaktı sanki. Gül gibi karım gidiyor ve telefonda eski sevgilisi ile seks yapacaktı. Bende onları dinleyip elimi sikecektim öyle mi? Ne yapıyordum ben. Bana bir dur diyen olsa keşke. Ama artık ok yaydan fırlamıştı. Karımla bu kadar yüz göz olduktan sonra onun üzerinde söz sahibi olamazdım. Artık hiçbirşey eski günlerdeki gibi olamazdı. Bazı şeyleri yaşamıştık ve hiç yaşanmamış farzedemezdik. Hem şimdi onu engellesem bile artık kafasına sokmuştum. Ne yapar eder Murat’la beni aldatırdı. Hem o değilmiydi geçenlerde Murat’ı arayıp sesini duyunca kapatan. Yarın ben evde yokken arar ve bu sefer kapatmaz konuşurdu. En azından bu şekilde olunca herşeyden haberim oluyordu. Bu da bir züğürt tesellisiydi işte. Bunlar anlık düşüncelerimdi. Karımın peşinden alelacele kalkarak gittim. Numaraları çevirdi ve son numaraya geldiği anda bana tekrar sordu “Arıyorum bak, sonra pişman olma?” dedi. “Dur arama!” dedim. Yüzüme kızgın bir ifade ile baktı. “Vazgeçtim canım arama. Buna daha hazır değilim galiba” dedim. Ahizeyi yerine koydu ve hışımla söylenerek yatak odasına gitti. Bende hemen ardından gittim. Yatağa oturmuş bekliyordu. Hiçbir şey demeden hemen bacaklarının arasına girdim ve siyah donunu yana sıyırarak amını emmeye başladım. Sırt üstü uzandı ve saçlarımdan çekip beni amına bastırarak “Ne zaman hazır olursun?” dedi. Artık olaylar benim istememden çıkmış karımın isteği haline dönüşmeye başlamıştı. Fakat o hala sanki ben istiyormuşum ve bu beni çok memnun edecekmiş te, benim için fedakarlık yapıyormuş gibi davranışlarını sürdürüyordu. Bir yandan da sürekli bana bunu hatırlatıp, beni tahrik etmeye çalışarak bu zamanın bir an evvel gelmesine zemin hazırlıyordu. Ama unuttuğu bir şey vardı. O kurttu ben ise tilki...Ama onun bu davranışı beni çok tahrik ediyordu. Sikim yine kazık gibi olmuştu. Dil darbelerim amının en hassas yerlerini döverken sikimde havayı sikiyordu. Karım gözleri kapalı bir şekilde yine hayal dünyasına dalmıştı. Ben onu yalarken o da inliyor “oooh Murat’ım, sevgilim sabret sevgilim az kaldı. Yakında siktireceğim kendimi sana. Bütün deliklerimi senin koca yarağının hizmetine vereceğim sevgilim, hemde çok yakında” diye söyleniyordu. İş yine zıvanadan çıkıyordu işte. Karım konuştukça benimde iştahım kabarıyor, o güzel deliklerine sondaj yapıyordum. “Siktireceğim sana Murat’ım, kocam istesede istemesede siktireceğim sana kendimi” dediği anda “git ara hadi” dedim. Faltaşı gibi açılmış gözleriyle bana bakarak “bu sefer geri dönmem bilmiş ol” diyerek hışımla fırladı. Kalkmış sikimle peşinden gittim. Kendinden emin, kesin bir kararlılıkla numaraları çevirdi.Ellerinin ve ayaklarının titrediğini farkettim. Bir yandanda karşı tarafın telefonu açmaması için içimden bildiğim bütün duaları okudum. Karımın ince beline kollarımı doladım. Bende merakla kulağımı ahizeye yaklaştırdım. “Alo” karım da bir tedirginlik bir heyecan. “Alo” diyen Murat’ın ta kendisiydi. Karım bir iki kez yutkunduktan sonra zorlada olsa bir “Alo” koyverdi. Karşısındaki kadın sesini alan Murat daha kibar bir şekilde “Buyrun hanımefendi, kimi aramıştınız?” diye konuşmasını sürdürdü. “Beni tanıdın mı?” “Afedersiniz tanıyamadım, kimsiniz?” “Feyza”... Elbetteki karşıdan şaşırmayla karışık ılımlı bir tepki ve sohbet koyulaştı. Karım karşıdan aldığı ılımlı tepkinin de etkisi ile daha rahat ve sakin hareket etmeye başladı.Uzun bir muhabbet ve eski günleri yadetmeden sonra konu eşimin yaklaşımıyla yavaş yavaş cinselliğe kaydı. Murat eşimin evli olduğunu biliyordu. Kendisi 29 yaşındaydı ve hala bekardı. Murat eşime “yalnızmısın?” diye sorduğunda eşim “Hayır kocam var yanımda” diye cevap verdi. Bunu bir çırpıda söylemiş ve inanın bende en az Murat kadar şaşırmıştım. Murat şaşkınlık ve heyecanla sadece “Şaka yapıyorsun” dedi. Karım “Hayır şaka değil, şu anda kalkmış sikiyle yanımda duruyor. İstersen telefonu vereyim tanışın” dedi. Telefonu bana uzattı, ne yapacağımı bilemedim. Benim heyecanım onların ikisinin heyecanının toplamına eşitti. Telefonu aldım ve mahcubiyet ve utangaçlıkla bir “merhaba” deyiverdim. Murat’ta kısa ve net “merhaba, nasılsınız?” dedi. Karım iyice bana sokulmuş eliyle sikimi sıvazlıyordu. “Teşekkür ederim iyiyim siz nasılsınız?” diye sordum ve lafı fazla uzatmadan telefonu Feyza’ya uzattım. Feyza “İnandın mı aşkım?” diye sordu. Murat “Evet ama nasıl olur?” diye bir açıklama istedi. Karım baştan sona herşeyi tane tane anlattı. Benim cinsel zevklerimden bahsetti ve kendisinin de buna en uygun kişinin eskiden beri çok arzuladığı Murat’ın olduğunu söyledi. Artık olaylar şekillenmişti. Murat karımın ne istediğini biliyordu. Ve vakit kaybetmeden telefonda seks yapmaya birbirlerini azdırmaya başladılar. Karım bulunduğu yere oturdu. Zaten üzerinde siyah bir külottan başka bir şey yoktu. Murat’la telefonda am-göt-sik muhabbeti almış başını giderken bende onun amcığını büyük bir iştah ile yalıyordum. Karım kısa sürede birkaç kez orgazmı yaşamıştı ve mutluluktan uçuyordu. Bana yapmadıklarını telefonda Murat’a yapıyor, onu yalıyor, emiyor, yasak falan dinlemiyordu. O gece hepimiz birkaç defa boşalmış belki ben hariç herkes mutluydu. Seks hayatımız bir hayli renklenmişti. Benim istediğimde bu değilmiydi zaten. Hala soruyorum kendime. Gerçekten ben bunu istemişmiydim? Telefonu kapattıktan sonra karıma içimdeki korkularımdan bahsettim. Onu çok sevdiğimi, ne olursa olsun onu kaybetmek istemediğimi, benim haberim olmadan asla Murat’la konuşmamasını falan tembihledim. Bana söz verdi ve asla habersiz bir şey yapmayacağını, ne olursa olsun ona güvenmemi istedi benden. “Sana güveniyorum canım” derken bu kelimenin içimden gelmediğini, sadece laf olsun diye söylediğimi hissettim. Ertesi gün... Aldığımız zevkin boyutundan bir türlü dinginleşememiştik. Ve elbette ki yine sevişmeye başladık. İkimizde ihtirasın en güçlü rüzgarının ortasında savruluyorduk. Karımın azgınlığının sebebi elbetteki ben değildim. Artık benim yerimin neresi olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Hatırlatmamı isteyenler varsa söylüyorum karımın iki bacağının ortasında onu yalamakla meşgulüm. Eşim “Oooh Alper, dün telefonda Murat beni ne güzel sikti. Kalın ve damarlı bir siki varmış. Onu içime almayı ne çok istiyorum bir bilsen. Şimdi gelsede beni burada sikse ne iyi olurdu.” dediği anda bunun bir fantezi olmadığını, isteklerini dile getirdiğini biliyordum. Söyleyecek bir söz bulamıyordum. Fakat ben konuşmasam bile söylediklerinin arkasından amına, götüne attığım dil darbeleri çok şeyi anlatıyor olmalıydı. Ve karımın elindeki sikimin zonklamaları, sikimin başında biriken damlalar zaten benim yerime konuşuyordu. Karımın aldığı zevkin boyutuda bitmek tükenmek bilmeyen, ağzımın içine doldurduğum kadınlık sıvılarıydı. Artık atı alan Üsküdar’ı geçmişti ve bu saatten sonra dön demek mantıksızlıktan başka bir şey değildi. Murat sikecekti karımı. Hemde benim isteğimle, benim gözümün önünde, benim yapamadıklarımı karıma yapacaktı bunu biliyordum. Feyza altımda bir dansöz gibi kalçalarını sallarken “Hadi Muratı’ım gel sik beni. O kalın yarağını sok içime. Kocamın sikemediği amcığımı sikte görsün” diye nefes nefese söyleniyordu. Elindeki sikim tekrar zonklamaya başladı. Neredeyse boşalacaktım. Gözlerini açıp bana bakarak “Murat beni sikerken seyretmek hoşuna gidermiydi?” diye sordu. “Bilmem ki” diye cevap verdim. “Sikin öyle demiyor ama?” diye tekrar sorduğunda “Anladığın şeyleri duymak hoşuna gidiyorsa eğer bilki evet” deyiverdim. “O zaman çağıralım da gelsin. O beni siksin sende seyret ve 31 çek.” diyerek güldü. Ne istediğimi biliyordu. Ve bunu bugün olmasa bile bir gün kabul edeceğimin farkındaydı. “hadi git ara Onu” dediğim anda canına minnet bir şekilde telefona koşarak gitti. “Çağırmamı istermisin kocacığım?” dediği anda “hayır” diyebildim sadece. Konuya hemen girmişler ve hepimiz yerimizi almıştık. Karım tamamen azmış “Sik sevgilim, ooooh evet, götümü sikmek istermisin?, götüme patlamak istermisin? Boşal aşkım, fışkırt içime, eveeet evet” diyerek hem beni hem Murat’ı azdırıyordu. Ben karımın amını yalarken karım Murat’a “Yarın akşam bize gel ve bunları yaşayalım” dedi. Ben çok şaşırmış, itiraz etmek istemiştim fakat hislerim karşı koyamıyordu. Hesapta bu yoktu! Belki de vardı... Bir yandan da benim saçlarımı okşuyor onay bekliyor gibiydi. Sesimi çıkarmadığımı görünce adresi vererek, saat 22:00 da onu beklediğini söyledi ve telefonu kapattı. Sonra bana “kızmadın değil mi kocacığım?” diye sordu. Kızsam sanki umurunda olurmuydu. Kendi kişiliğimi kaybetmiştim artık ve söz hakkım yoktu. Karım yerinden kalkarak beni sikimden tuttu ve çekerek yatak odasına götürdü. Büyük bir şehvet ve arzu ile sevişmeye başladık. “Görmek istediğin herşeyi yarın göreceksin, madem bu sana zevk veriyor al işte bende senin zevk alabilmen için elimden geleni yapıyorum, istediğin bu değilmiydi?” dedi ve beni kendi silahımla vurmaya çalıştı. Benim olan tek şeyi o gece büyük bir ihtirasla siktim. Ne yazık ki onu yarın başka biriyle paylaşacaktım. Cumartesi...Bu gün işyerimde bütün gün sikim havada gezdim. Akşam olacakları düşündükçe yerimde duramıyor, karışık duygular yaşıyordum. Ağlasam mı, gülsem mi bilmiyordum. Bazen umursamaz davranmaya çalışıyor “Amaaaan ne olacaksa olsun” diyorum hemen ardından aslında ne kadar umursadığımın farkına varıyorum. Bu benim hayatımdı ve ben hayatımın içinde olan şeyleri umursamazlıktan gelemezdim. Sadece 5 saat kalmıştı. Eşimi aradım ve birşeylere ihtiyacı olup olmadığını sordum. Sesinden ne kadar mutlu olduğu belli oluyordu. Karımın böylesine rahat olacağını, bir orospu gibi davranıp kendisini başkalarına siktireceğine bana trilyon verseler kabul ettiremezlerdi. Oysa ki eşim elden bedavaya gidiyordu. Hatta Murat karımı siksin diye nerdeyse üste para bile verecektik