Notes

Bölüm 1: Korkunç Başlangıç

James ve Emily, bilinmezliklerle dolu bir yolculuğa çıkarken, terkedilmiş bir adaya sürüklenen iki yabancıydı. Denizin çılgın dalgaları ve yıkıcı bir fırtına, gemilerini paramparça etmişti. Islak ve ürkek bir şekilde kumsala vardıklarında, çaresizlik içinde olduklarını fark ettiler. Çevrelerine baktıklarında, bu adanın tam anlamıyla terkedilmiş olduğunu düşündüler. Ormanlar, gizemle kaplıydı ve sessizlik adanın her yerini sarmıştı. Kimse bu adada yaşamıyor gibiydi.

James ve Emily, hayatta kalmak ve bir gün kurtarılmayı umut etmek için adada kalmaya karar verdiler. İlk günler, adanın sakin bir cennet gibi görünmesine rağmen, bir şeylerin yolunda olmadığını hissetmeye başladılar. Güneş battığında, ormanın içinden tuhaf sesler geldiğini duydular. Ürpertici bir hışırtı ve gizemli ayak izleri, onları korkuya sürükledi. Adanın sahibi gibi hissettikleri zamanlar oldu.

Bölüm 2: Gizemli Olaylar

James ve Emily, deniz fenerini onardıktan sonra, adada yaşanan gizemli olayların arttığını fark ettiler. Deniz fenerinin ışığı, adanın dört bir yanına aydınlık saçarken, bu ışığın altında ortaya çıkan şeyler korkunçtu.

Bir gece, çadırlarının dışında tuhaf bir şarkı duydular. İçlerinden gelen bir güdüyle sesin kaynağına doğru ilerlediler. Gölgeler arasında dolaşırken, rüyalarında gördükleri o eski yerleşimcilerin hayaletlerini gördüler. Gözleri kan çanağı gibiydi, yüzleri ifadesiz ve donuktu. Hayaletler, onları sessizce izliyordu.

Sabah olduğunda, tuhaf bir sembolün, adanın ortasında yer alan büyük taşa kazıldığını gördüler. Sembolün anlamını çözmeye çalıştılar, ancak hiçbir şey bulamadılar. Sembol, adanın gizemlerinden biri olarak kalacaktı.

Bölüm 3: Kayıp Geceler

James ve Emily için geceler artık korkulu rüyalarla doluydu. Adanın eski yerleşimcilerinin hayaletleri, onları rüyalarında ziyaret ediyor ve tüyler ürpertici mesajlar veriyordu.

Bir gece, rüyalarında denizin derinliklerinden yükselen bir kötü ruh tarafından kovalandılar. Bu ruh, adanın geçmişindeki kötülüğün bir sembolü gibiydi. Uyanınca bile, o ruhun nefesini enselerinde hissediyorlardı.

Gece yarısında, gökyüzü korkunç bir şekilde aydınlanırdı ve eski yerleşimcilerin hayaletleri onları tekrar rüyalarında ziyaret ederdi. Bu hayaletler sessizce yaklaşırlar, ardından korkunç sırlarını anlatırlardı. James ve Emily, bu rüyalardan uyanmak için her sabah dua ederlerdi.

Bölüm 4: Tarih ve Lanet

Araştırmaları derinleştikçe, adanın lanetli bir geçmişi olduğunu keşfettiler. Eski yerleşimciler, deniz fenerinin ışığının sadece kötü ruhları uzak tutmadığını, aynı zamanda bir tür karanlık gücü serbest bıraktığını inanıyorlardı. Bu karanlık gücün geçmişteki adalıların ruhlarını ele geçirdiğine dair kanıtlar buldular.

James ve Emily, adanın geçmişindeki bu lanetin izlerini sürmeye başladılar. Eski günlükler ve belgeler, adanın tarihinin ölüm ve yıkımla dolu olduğunu gösterdi. Birçok yerleşimci, deniz fenerinin gücünün kontrol edilemez olduğunu fark edip çılgına dönmüştü. Bu korkunç olayları araştırdıkça, James ve Emily, adanın geçmişini ve bu karanlık laneti çözmek için daha çok motive oldular.

Bölüm 5: Korkunç Keşifler

Araştırmaları sırasında, James ve Emily adanın altında gizli tüneller olduğunu ve bu tünellerin eski yerleşimcilerin ritüellerini gerçekleştirdiği yerler olduğunu keşfettiler. Tünellerdeki duvarlarda, eski semboller ve resimler vardı, ancak anlamları hala belirsizdi. Bu semboller, adanın gizli sırlarını ve geçmişini açığa çıkarma yolunda önemli ipuçları sunuyordu.

Tünellerde ilerledikçe, daha fazla korkunç sırra ulaştılar. Eski yerleşimcilerin kurbanlarını tünellerde sakladıklarını ve karanlık gücü beslemek için onları kullanmış olabileceklerini düşündüler. Duvarlarda işkence izleri ve kan lekeleri buldular. Bu keşifler, adanın tarihindeki karanlık gerçekleri açığa çıkarmak için bir adım daha atmalarını sağladı.

Bölüm 6: Kurtuluş ve Son

James ve Emily, adanın geçmişinin karanlığına gömülmüş gibi görünüyordu, ancak deniz fenerini onarmaları ve tünellerdeki sırları açığa çıkarmaları, bu karanlıkla savaşmalarına yardımcı oldu.

Sonunda, bir gün, uzakta bir gemi gördüler. Deniz fenerinin ışığı, gemiyi kendilerine çekti ve kurtarıldılar. Adadan ayrıldıklarında, yaşadıkları kabuslar geride kaldı. Kurtuluşlarına rağmen, adanın laneti hala onların ruhlarında iz bırakmıştı.

Adadan ayrıldıklarında, adada yaşananların bir rüya olup olmadığını sorguladılar, ancak yaşadıkları gerçekti. Bu korku dolu hikaye, onların hayatları boyunca taşıyacakları bir sır olarak kalacaktı. Terk edilmiş adanın karanlık geçmişi, onları bir daha asla unutturmayacaktı.