Aşk, hayallere tutunurken gerçeklerden düşmekmiş.Aşk, insanın kendisini başkasıyla yakmasıymış.Aşk, kederden gülüş beklemekmiş. Aşk, insanın karşısındakinin sevmesinden çok, onun vereceği acıları sevebilme cesaretiymiş… Hepsine yeterdi yüreğim.Hepsine vardı cesaretim. El olup gitmeseydin… Hiç gelmeyen gider mi bilmiyorum ama bazı şeylerin yokluğu, varlığından daha fazla hissettirir kendini. Tıpkı sen gibi, tıpkı sızın gibi.. Sızı nedir bilir misin ? Sızı, acı ve ağrının küçük kızıdır. Acının ve ağrının sessizcesidir. Ruhumuzun fark etmediğimiz bir yerinde açılan kağıt kesiğidir. Sızı can yakmaz, canın yandığı için sızın olur. Sızı acımaz, yanar. Aşk da kapısı örtük bir sızıdır. İçim sızınla yanıyor, anlıyor musun ? Elimde olsa gitme diye gölgene bile sarılmak isterdim. Ama çok yalnızım. Aynaya bakarken bile yalnızım. Sen hiç dokunulmayı bile özleyecek kadar yalnız kaldın mı ? Bir sese, bir söze hasret yaşadın mı ? Sen giderken olduğum yere çakılıp kaldım. Oysa biliyordum yürümeyi, peşinden gitmeyi… Terk edilmek olduğu yere çakıyormuş kadını, o an anladım. Ayrılırken kulağıma tutuşturduğun o son sözlerin kaldı bende. Canımı kanattı, kalbimi yaktı. Eskiden sen konuşunca aşka dönerdi en sıradan cümlelerin bile. O cümlelerden kurulmuş uçurumlardan düştüğüme yanmıyorum; iten sen olduğun için kahroluyorum. Takılıp kalmışım geçmişe. Günler geçiyor ama dünler öylece duruyor. Seni unutmak kaç kalp alır şimdi ? Sen artık geçmişimde kalan gelmeyecek geleceğimsin. Sensiz nasıl yaşanır bilmiyorum, nasıl uyunur, nasıl kalkılır, nasıl şarkı söylenir… Hiçbir şarkıyı sensiz bir nota için harcamadım ki ben. Ama artık söyleyemediklerimde saklısın. Senli hayallerin sensizliği öldürüyor bak beni. Keşkesi olmayan cümleler kurmaktı hayallerimiz; şimdi cümlesi olmayan, yalnız bırakılmış bir keşkeyim. Hiçbir yalnızlık sığmıyor hayatıma. Sensizken o kadar boş ki içim. Ne zaman adını ansam yankı yapıyor. Böyle yaşanmaz diyorum. Ama böyle de yaşanıyor. Azala azala, tükene tükene, öle öle … Belki de senin için vakti gelince unutacağın bir şarkıydım. Kimbilir kimlerin adını silmek için beni bu şarkıya yazdın! Tüm bunlara rağmen diyorum ki keşke sana tekrar aşık olabileceğim başka bir hayat olsaydı. Ben aşkı arıyordum sende. İhaneti buldum! Keşke bulduğum gibi değil, aradığım gibi kalsaydın. Gözlerin hala buradayken sen neredeydin ? Hangi sokağındaydın bu şehrin ? Hangi çıkmazındaydın ? Ve bilir misin, hiçbir sokak gözlerin kadar çıkmaz değil bu ülkede. Yarınım diye gördüklerimi dünlerimde yitirmeye alışık olsam da gözlerin olmadan göremem ben bu dünyada. Hadi gel! Gel hadi sen canısı! İnanacaklarımla bekliyorum seni. Biliyorum yine inciteceksin! Ama buna değersin … Gelmezsin değil mi ? Biliyorum. Arsız ayrılıkların kudurduğu yaralıyla bekletirsin. Günler gelir, günler geçer sen yine gelmezsin. Burada günler en çok sen yokken birbirine benzer, bilir misin ? Saatler düşüyor bileklerimden, ömrüm düşüyor ömrümden. Ben eksildikçe sen artıyorsun, hep ben çıkıyorum oyundan, sen kalıyorsun. Hatırlar mısın bilmem, yanımda olduğun zamanlarda sana şiir yazamayacak kadar mutluydum. Şimdi seni anlatan şiirler yazıyorum ama sen yoksun. Yanlış bir savaşta, savaştan daha yanlış bir silah kullanıyorsun. Yani bekletiyorsun ama gelmiyorsun. Öldürmeden gidiyorsun. Son noktayı koymadan gidiyorsun. Eksiğim işte görmüyor musun ? Ama haklısın. Eksik bir cümle nokta koysan bile tamamlanmazdı değil mi ? Sahip olamadıklarımın adıdır eksik kalan yanım. Olsun, sahip olabildiğim kadar beni mutlu ediyordu ama onları sana vermek beni daha da mutlu edecekti. Bu yürek onu görmedi. Artık çok geç demek için bile çok geç fakat yine de zamansız oldu. Bu aşk için ben zaten çok gençtim. “Ayrılsak yaşım tutmaz” derdim. Ama şimdi sözün bittiği yerdeyim. Sözün bittiği yerde sözüm olur musun sevdiceğim ? Yine saçma sapan hayallere kapıldım değil mi ? Senden başka son bir şansım yok benim. Senden sonra bir başkası olmayacak. Başkalarının doğrusu olmaktansa senin yanlışın olarak kalmayı tercih ederim bil. Ve senin için yanlışsam, başkaları için doğru olmak umurumda bile değil. Yok yok … Hayır! Eksik yazdım. Senden sonra ben olmayacak. Bazı insanlar kendileriyle tanışmadan önce bize yaşamadıklarımızı öğretir. An kadar kısa bir zamandır bu. O anlar, bize bir şeyi daha öğretir “Onsuz yaşayamazdın zaten” diye fısıldar kulağımıza. Anda gizlidir tüm bunlar. Çünkü bazı anlar bizi anlar. Tazı açılmış bir yara gibi gülümseriz hayata. Öyle bir yara var ki bende, baktıkça acıyor. Hadi gel de kandır yalarımı desem yine gelmezsin biliyorum. Susuyorum. Gözlerin diyorum susuyorum. Acım diyorum susuyorum. Sense hayallerimden bana gülümsüyorsun. Kalbimi susturuyorsun. Sus sus bitmiyorsun.
Panda! Ruhumun katili sen, bedenimin katili ben… “Hayatın anlatmadığını ölüm anlatır mı acaba ? diyorum ve gidiyorum. Acınla ölüyorum, gücenme bana… kimseyi suçlamıyorum. Sadece hayata hiç dokunmadan, içinden kendimi çıkarıyorum.
Hayat herkes için değilmiş. Gidiyorum!