NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

Jules Payot

Düzenli ve sabırlı bir çalışma sonucu, kitap elli yılda tamamlan mıştırTüm eylemler, cesaret gerektirenler bile, farklı iki tür al tunda toplanabilirBazen bir iş anlık bir enerji patlamasıyla ortaya çıkarken bazen de uzun süreli bir sabır ve çaba gerektirirSavaşta bile yorgunluğa ve cesaretsizliğe karşı gösterilen direnç ve çaba ol dukça önemlidir çünkü bunlar sayesinde zafer elde edilir. Aniden gelişen ve büyük bir çaba gerektiren işler hiçbir şart altında öne rilmez çünkü bu tarz işlerin arkasından yorgunluk ve tembellik dönemi başlayacaktır. Gerçek cesaret, uzun süreli bir sabır gös- terebilmektirBir öğrencinin öğrenmesi gereken en önemli şey, hiçbir zaman tembel olmaması gerektiğidir. Herkesin kolaylıkla hemfikir olacağı bir şey vardır ki o da zamanınbaşka hiçbir şeyle kıyaslanamayacak kadar değerli oluşudur, çünkü kaybedilen an- ların telafisini yapma fırsatımız olmayabilir. Zamanı idareli ve et- kin şekilde kullanmak oldukça önemlidir. Ancak şunu da belirt- meliyim ki bu sözlerimden, insanların, ister öğrenci ister çalışan olsun, her saat ne yapacağını söyleyen zaman çizelgelerini onay- ladığım anlamını çıkarmayınız. Birinin bu tarz çizelgelere harfi- yen uyması mümkün olmamakla birlikte, doğamızdaki tembellik öyle bir yapıya sahiptir ki çizelgedeki boş zamanları hiçbir şey yapmayarak geçirmemiz için elinden geleni yapar. Hatta bununla da kalmayıp, bizi çizelgede yer alan eylemlerden, hareket etmemi- zi ve ardından dinlenmemizi gerektirenleri yapmamız için ikna eder. Diğer yandan, belli bir zaman çizelgesine harfiyen uymanın imkânsızlığı, irademizi çabalarının sürekli boşa çıkmasına alıştırır ve hayatımızın her anında bir şeyleri vaktinde yetiştirmek için çok çaba harcamamız gerektiğini düşünmemize sebep olarak ce- saretimizi kırar. Ama aslında, bir insan çalışmaya hevesli olmadığı

152

W16904E8



İrade Eğitimi

a çizelgesine göre çalışması gereken o saatte, dışarıda gezinti ama yapmaya uygun daha uygun olabilir olabilir. ya da çizelgesindeki boş saatte çalışmaya

Bu yüzdendir ki zihinsel çalışma sözkonusu olduğunda bize özgürlük tanıyan için daha farklı bir bakış açısı olmalıdır: enerjimi- ve nasıl kullanacağımız konusunda kendimizi eğitir- ken amacımız, bize başkaları tarafından verilen emirlere harfiyen zi ne uymak değildir. Öte yandan öğrencinin durumu biraz farklıdır. Öğrenci her zaman ve her durumda aktif olmayı öğrenmelidir. Onun için belirlenmiş çalışma saatleri yoktur çünkü her saat ça- lışması için uygundur. Bir öğrenci için aktif olmak demek, sabah yataktan cesur bir şekilde kalkıp hızlıca giyinmek ve kendini zih- nini dağıtmaya çalışan tüm dış etkenlerden koruyarak doğruca çalışma masasına oturmak demektir. Aktif olmak demek, oku- duğun şeyi isteksizce değil, istekli bir çabayla okumaktır. Ama öğrencinin artık daha fazla çalışma enerjisi kalmadığında ya da çabasını verimli bir şekilde kullanamamaya başladığında ufak bir gezintiye çıkmasının ya da bir müze gezmesinin de aktif olmanın bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bizi yoran ve cesa- retimizi kıran bir işi yapmaya devam etmeye çalışmak büyük bir aptallıktırİnsan, bu yorgunluk anlarını, bir sergi gezmek ya da zeki arkadaşlarla sohbet etmek gibi zihnini rahatlatan aktivite- lere ayırabileceği, değerli anlar olarak görmelidir. Yemek yerken dahi aktif olmak mümkündür. Yiyeceklerinizi iyice çiğnerseniz midenizi daha az yormuş olursunuz. Öğrencilerimizin en büyük şanssızlığı, güçlü bir iradenin yokluğunda onları ele geçiren ve bu yüzden vakitlerinin büyük bir kısmını utanç verici bir verimsizlik içinde geçirmelerine sebep olan tembellikleridir. Tuvalette gerek-

153




Jules Payot

siz yere uzun vakit geçirir, sabahları esnemekle geçer ve isteksiz bir şekilde birbiri arkasına kitaplar okur. Çalışsını sey yapmadan otursun mu bilemez. Sonuç olarak da ikisinde de başarısız olur. Aktif olmak için fırsatlar arama çünkü bu fırsatlar uyandığı andan yatağa girdiği den geçip gider ama onları göremez. mi yoksa hiçbir ihtiyacı duymaz ana kadar önün

Enerjimizi ne için ve nasıl kullanacağımız konusunda kendi- mizi eğitirken edinmemiz gereken en önemli alışkanlık, uyuma- dan önce ertesi gün tam olarak ne yapacağımızı kararlaştırmak- tir. Burada bahsettiğim şey ne kadar iş yapacağınız değil çünkü önemli olan işin miktarı değil, yapılıp yapılmadığıdır. Ben sadece çalışmanın doğasından bahsediyorum. Insan ertesi sabah uyandı- ğında, zihni durumu kavrayacak ve kendisini engelleyecek her şeyi bir kenara bırakıp çalışmaya koyulacaktırAynı durumda öğren- ci, giyinirken bile kendisini bir anda çalışma masasında oturup çalışırken bulacak ve daha bahaneler üretemeden elinin kaleme gittiğini görecektir çünkü o gün yapmaya karar verdiği şey budur

Ayrıca, eğer dışarıdayken ya da bir dersi dinlerken, çalışmadı- ğımız için vicdan azabı duyarsak bunu derhal değerlendirmeli ve ilk fırsatta işe koyulmalıyız. Kimse, bir cuma günü, ne olursa ol- sun pazartesi gününden itibaren çalışmaya başlayacağını söyleyen o sözde kahramanların izinden gitmemelidir. Eğer bu kişi derhal çalışmaya başlamazsa, hayali kararları kendilerini kandırmak için bir olmaktan öteye gidemeyecektir. Leibnitz'in dediği gibi, araç içimizde yükselen ve bizi de yükseltecek iyi dürtüleri takip etme liyiz.sanki Tanrı'nın sesi bizi çağırıyormuş gibi." Bu dürtülerin etkilerini boşa harcamak, artık iş işten geçmiş olana kadar onlar gerçekleştirmeyi ertelemek, onları alışkanlık haline getirip onlar

154





İrade Eğitimi

dan faydalanma şansını geri tepmek ve bu iyi dürtülerin varlığı sayesinde büyük bir keyif içinde çalışma fırsatını kaçırmak, enerji eğitimi sürecinde başarısızlıkların en büyüğü olacaktır. Amacımız, düzenli saatlere bağlı olmak değil; her zaman dinç

ve aktif olmaktır ve bu yüzden dakikaları bile nasıl değerlendi- receğimizi öğrenmek oldukça önemlidir. Darwin'in oğlunun sözlerine kulak verelim: "Onun en önemli karakteristik özellik- lerinden biri, zamana duyduğu saygıydı. Hayatının bir anında bile zamanın ne kadar değerli olduğunu aklından çıkarmadı. Her bir dakikayı değerlendirdi. Yapacağı için başlamaya değmeyeceği- ni düşünmek için bile zaman kaybetmez, hemen işe koyulurdu(...) Her şeyi hızlı bir şekilde ve bitmek bilmeyen bir hevesle ya- pardı." Oysa biz, bir işin başlamaya değip değmediğini düşüne rek o çok kıymetli dakikaları boşa harcıyoruz ve bir yıl içerisinde harcadığımız bu dakikaları toplarsak oldukça uzun saatler elde ederiz. Yemeği hiçbir zaman vaktinde hazır olmayan François 'Aguesseau, yemek için beklemek zorunda kaldığı dakikalarda aldığı notlardan oluşturduğu kitabını eşine takdim eder. Beş ya da on dakika ayırıp bir kitabın bir paragrafiını okumak, az da olsa ilerlemek, çalışmamızla ilgili aldığımız notları gözden geçirmek ya da ufak notlar almak ne kadar kolaydır.

Rahatlıkla söyleyebiliriz ki zaman, kendisini nasıl değerlendi- receğini bilen kimseye asla eksikliğini hissettirmez. Ne komiktir ki bir iş yapmaya vakit bulamadıkları için yakınanlar, genelde eğ- lence için en çok vakti bulanlardır. Bir işe ayıracak vakit bulama- dığını söyleyenler, çaba gösteremeyecek kadar tembel olduklarını jiraf ederler!

Life and Letters of Charles Darwin," (Charles Darwin'in Hayatı ve Mektupları) 2Cilt, 1. Bölüm, Sayfa 135, Paris, 1888.

155

001 SBASKOAZSOS140




Jules Payot

Ancak, eğer neden bu kadar vakit kaybettiğimizi bulmaya çalı yapacağımı şırsak, göreceğiz ki çoğu zaman, işi yapıp yapamayacağımıza dair duyduğumuz endişe bizi engellemektedir. Kendi tecrübelerime dayanarak konuşacak olursam, uyumadan önce eğer ertesi gün ne yapacağımı düşünmezsem, ertesi günün sabahı ne y düşünerek geçecek ve boşa gidecektir. Ancak genel hatlarıyla bir plan yapmak pek işe yaramaz. Yani, "Yarın çalışacağım," ya da "Yarın Kant'ın ahlak felsefesi üzerine çalışacağım," demek yeterli olmayacaktır. Daima sınırları net bir şekilde çizilmiş, belli karar- lar almalısınız. Örneğin, "Yarın, Kant'ın 'Pratik Aklın Eleştirisi' kitabının ilk bölümünü okuyacağım" ya da "Fizyolojinin şu bö lümünü çalışıp özet çıkaracağım," demelisiniz. İnsan, bir işi bitir- diğinde onu öyle düzgün ve tam yapmalıdır ki sonra tekrar o ise dönmek zorunda kalmamalıdır. Bir işe tekrar dönmek zorunda kalmamak ve işini başından sona büyük bir titizlikle yapmak, za- mandan büyük bir kâr etmenizi sağlayacaktır. Bu yüzdendir ki bir öğrenci bir şey okurken enerjik olmalı, sık sık okuduğu şeylerin özetini çıkarıp notlar almalıdırBu aldığı , ileride işine yara- yacak ve o konuyla ilgili tekrar okuma yapmasına gerek kalmadan ihtiyacı olan bilgilere kolaylıkla ve daha kısa sürede ulaşacaktır. Bu sayede eğer bahsi geçen kitap onun başucu kitabı değilse, onu bir daha asla okumak zorunda kalmayacaktır. Eğer insan, arkasında bıraktığı şeyden emin olduktan sonra bir adım atar ve yavaş ama düzenli şekilde çalışırsa işine asla geri dönmek zorunda kalmaz. Hızlı olmasa da azimle ve sabırla ilerleyen biri, tıpkı masaldaki kaplumbağa gibi, daha hızlı olan ama sistemli olmayan tavşanı ge çecektirÇalışmalarımız konusunda uymamız gereken en önemli

156





Irade Eğitimi

kural sudur: Age quod agis! Hollandalı siyasetçi De Witt, tüm resmi işlerinin yanında gezintilere çıkmak, topluma karışmak, ar- kadaşlarıyla yemek yemek gibi pek çok aktivitede bulunuyordu. Bu kadar işin arasında her şeye nasıl zaman bulduğu sorulduğun da ise şöyle cevap vermiştir: "Bundan kolay ne var? Tek seferde tek bir iş yapıyorum ve o gün yapmam gereken işi ertesi güne burakmıyorum." "Lord Chesterfield, oğluna banyoda bile vaktini boşa harcamamasını öğütlemiş ve buna örnek olarak da şair Ho- ratius'un eserlerinden birkaç sayfayı banyoda okumak için yanına alıp, güzelim kitabı parça parça eden bir adamdan bahsetmiştir

Zamanı, belli bir amaç için değerlendirebilmek, bir insanın sahip olabileceği en değerli yeteneklerden biridir. Tek seferde tek bin yapılmadığı çalışma, dağınık bir çalışmadan başka bir şey değildir. Bir bütünlüğü yoktur ve bir konudan diğerine atlayıp durur. Dağınık çalışma belki de tembellikten bile daha kötüdür çünkü tembellik, bir süre sonra insanı kendinden soğuturken, dağınık çalışma, verimsizliği ve amaçsızlığı yüzünden insanı çalış- maktan soğutur. Insan, çalışmanın verdiği keyfi hissetmek yerine, ilerini asla tamamlayamadığı için kafa huzursuz, sıkkın ve bıkkın hisseder. Salesli Fransis, insanın çalışmaya bakış açısını değiştiren bu dağınıklıkta Şeytan'ın parmağı olduğunu fark etmiş ve şöyle demiştir: Kimse aynı anda birden fazla şey yapmaya çalışmasın günkü düşmanımız Şeytan, bizi birden fazla plan yapmamız için ikna etmeye çalışır. Bu sayede zihnimiz, uğraşmamız gereken pek ok seyle dolacaktırBunun sonucunda da planlarımızdan hiçbi- rini gerçekleştiremeyecek ve her şeyi yarım bırakacağız... Bazen de başaramayacağımızı bildiği büyük bir işe girişmemiz için bizi

Tap yapmaya devans et."

157




Jules Payot

heveslendirir ki ileride aslında başarabileceğimiz bir işi yapmayı denemeye cesaret edemeyelim."

Diğer yandan sık sık fark ettiğim şey, zamanımızın çoğunu başlayıp bitiremediğimiz işlerin alıyor olmasıdır. Yarım kalan iş ler, insanda rahatsızlık hissini yaratırlar ki bu his, bir problemi çözmek için uzun uzun düşünüp en ufak bir sonuca bile varama- dığımızda da ortaya çıkar. İnsan bir kez bitiremediği bir iş yüzün- den kendisini kötü hissetmeye başladığında, sanki i yarım bıraktığı iş de ondan intikam almak için aklına girip insanın diğer işleri de bitiremeyeceğini düşünmesine sebep olmaktadır. Bunun sebebi ise uyanmış ilgimizi doğru ve tek bir konuya yönlendirmeyip o tatmin edememiş olmamızdır. Başarıyla tamamlanmış bir iş ise insanın zihninde büyük bir tatmin hissi bırakır ki bu, güzel bir yemek sonrası yaşanan tatmine benzetilebilir, Düşüncelerimizin büyük bir yük kalkmış gibi hissederiz ve artık onları, yeni işleri- mize yönlendirebiliriz. Oonu

Kesintiye uğrayan bir işler için geçerli olan şey, yapmamız ge- reken ama yapılmadan bıraktığımız işler için de geçerlidir. Ör- neğin, yazmamız gereken ama bir şekilde yazmak istemediğimiz bir mektup olduğunu düşünelim. Günler hızla geçmektedir ve yerine getirmemiz gereken görev gözümüzde büyüdükçe büyü- yüp üzerimizde bir yük olmaya başlar ama yine de o mektubu yazmayızÜzerimizdeki yüke daha fazla dayanamadığımız an ise aruk çalışmaya koyuluruz. Ancak mektubu yazmayı bitirdiğimiz- de, yani işimizi tamamladığımızda, normalde hissetmemiz ken o mutluluğu ve rahatlamayı yaşayamayız. Bu yüzdendir ki gere- önümüzdeki işleri yapılmaları gerektiği anda, tek tek ve hakkını vererek yapmalıyız.

158







Irade Eğitimi

Bir genç, oldukça önemli ve faydalı olan; sınırları net karar- lar alma ve acele etmeden, sabırla ve düzenli bir şekilde çalışma kararını aldığında, elde edemeyeceği hiçbir başarı kalmayacaktır. İster kendi fikirleri olsun, ister eski sorunlara yeni bakış açılarıyla bakıyor olsun, bu genç zihnindeki tüm bu fikirleri ve bakış açı- sını, düzenli bir çalışma sayesinde yedi ya da sekiz yıl boyunca koruyacaktır. Fikirleri, bir araya gelip tek ve büyük yeni bir fi- kir oluşturana dek, gencin zihni tarafından değerlendirebileceği tüm kaynaklar tarafından beslenip güçlendirilecektirTıpkı ufak bir meşe palamudunun büyük bir ağaca dönüşmesi gibi, insanın düşünceleri de, gösterdiği çaba, okuduğu kitaplar ve yaptığı çalış- malar sayesinde büyüyecektir.

Bu noktada kendimizi asla kandırmamalıyız. Düşünsel yaşa- min dünyasına girecek kadar şanslı olsak bile, eğer zihinsel üs- tünlüğümüzü ahlaki açıdan da üstün oluşumuzla desteklemezsék, normalde eğitimin bize bahşettiği bir şey olan aristokrasi bizim için paraya bağlı aristokrasi kadar rezil bir şey haline gelebilir. Siz, tüm öğrenciler, lise günlerinizi geride bırakırken, artık birer hu- kuk, fizik, tıp ya da edebiyat öğrencisi olacaksınız ve hepiniz, zorlu şartlar altında geçinmeye çalışan ve içinde bulunduğu anın ötesini düşünemeyen insanlara faydalı olmak için çalışma isteğini içiniz- de duymak zorundasınız. Öğrenciler, devletlerin yönetici sınıfla- rinda yer almalıdırlar ki kendilerini yönetemeyen halka öncülük edebilsinler. Bu durum, yüksek eğitim görmüş tüm öğrencilere belli başlı sorumluluklar yüklemektedir çünkü birinin diğerlerini yönetebilmesi için önce kendisi yönetebiliyor olması gerekmek- tedir. Eğer diğer insanlara alçakgönüllülüğü, bencil olmamayı

159


Jules Payot

çalışmalarınızın bir ve adanmışlığı öğütleyecekseniz bunu onlara örnekler göstererek yapmalısınız. Ve onlara, eylemlerinizin ve ürünü olan, aktif ve enerji dolu hayatınızı gösterebilmelisiniz.

Eğer her yıl yarım düzine öğrenci, eğitimlerini tamamlayıp bi- rer doktor, avukat ya da profesör olarak küçük köylerine ve kasa- balarına dönse her şey bambaşka olur. Her zaman pacaklarına olan inançlarıyla ve tembelliğe karşı açtıkları savaşla, önlerine çıkan her türlü engeli başarıyla aşarak ve diğer insanlara da örnek olarak, yaşadıkları ülkeyi yirmi yıl gibi bir süre içinde tüm dünya tarafından saygı duyulan bir yer haline getirebilirler. Üniversiteyi bırakan ya da tip, hukuk gibi alanların ne kadar de- ğerli olduğun farkına varmaktansa bu işlerden kazanacağı parayı düşünen, vaktini yalnızca eğlenmeye ayıran bir kişi aptal bir ya- ratıktan fazlası değildir. doğru olanı ya

IV

Devamlı bir çalışma halinin ve daima bir fikre odaklanmanın sağlık üzerinde kötü bir etkisi olduğunu düşünüp bize karşı çıka- cak kimseler olabilir. Bu fikir, zihinsel çalışma hakkında yaygın ve yanlış bir düşünce yüzünden ortaya atılmaktadırBizim bahset- tiğimiz devamlılık hali, insancıl bir devamlılıktırUyumak, çalış- maya ara vermek ve dinlenmek demek değil midir? Ayrıca daha önce de bahsettiğimiz gibi, uyanık olduğumuz zamanın büyük çoğunluğunun, zihnimizi çalışmaktan alıkoyan pek çok gerekli- likle dolu olduğu da açık değil midir? Burada bahsettiğimiz ça- lışma, yapacak başka bir şeyimiz olmadığı zamanlarda, zihnimizi çalışma konumuzdan başka bir şey düşünmemek için eğitmekten

160



Irade Eğitimi

ibarettir. Dahası, "çalışmak" kelimesi aklınıza masasında otur- maktan omuzları düşmüş bir öğrenciyi getirmemelidir, Insan bir ileri bir geri yürürken de bir şeyler okuyabilir ya da bir gezinti sırasında da bir şeyler düşünebilir. Bu, insanı en az yoran ve onun için n verimli çalışma şeklidir. Bir gezintiye çıkmak, insanın dü- en süncelerini toparlayıp sindirmesine yardımcı olur.

Özellikle günümüzde bedenle ahlak arasındaki bağı bildiğimiz halde beden sağlığımıza nasıl dikkat edeceğimizi bilmiyorsak, cahillerin eğlence kaynağı olmaya mahkûmuz demektir, Bilgiyi edinmek, işin en kolay kısmıdır; zor olan bunun için tüm gün uğraşmamız gerekmese de bu bilgileri seçmek ve doğru sıraya ko- yabilmektir. Akıllı insan, çok şey bilen insan değildir; zihni da- ima ve düzenli bir şekilde çalışandırBilim ve bilgelik birbirine karıştırılmamalıdır. Bilgelik çoğunlukla tembelliğe işaret eder. İyi bir hafızaya sahip olmak, bir şeyler ortaya çıkarmak için yeterli değildir; bunun için etrafındaki malzemeleri kullanmayı bilen önüne çıkan engelleri aşabilen bir zihin gereklidir. ve

Çok çalışmanın insanı hasta ettiği fikri onlara mantıklı ge- liyor olabilir ama bunun için bize, insanın hastalığının tek se- bebinin çalışmak olduğunu kanıtlamak zorundalar. Böylesi bir kanıtın bulunması mümkün değildir. Önce hastalanmamıza ve günlük hayatımızın sekteye uğramasına sebep olan diğer olasılık- lara bakmalıyız. Açıkça belirtmeliyiz ki çalışmadan kaynaklandığı söylenilen hastalığımızın bizi geriye götüren hislerimizden gelip gelmediğini bilmiyoruz. Lisede ya da üniversitede çalışmaktan bitap düşen bir genç olduğuna inanmıyorum; ne yazık ki o yaş- larda onları bitap düşüren şey arzuları ve kötü alışkanlıklarıdırNe yazık!

161





Jules Payot

Duygusallık ve arzuların peşinde koşmanın insanın hastalan- masında oynadığı rolden bahsedecek olursak: bu hisler, insanın içindeki kıskançlık duygularını açığa çıkararak dünyadaki yeri ve kendine duyduğu saygı hakkında yanlış fikirlere kapılmasına se- bep olur ki bu da benliği hakkında yanlış fikirlere sahip olmasıyla son bulur. Her kim ki zihnindeki bu zararlı düşünceleri kovacak kadar güçlüyse, yorgunluğunun en büyük sebeplerinden birini ortadan kaldırmış olacaktır.

Hayatına ve yaşam standartlarına uygun olarak hijyen ve sağ- kurallarına dikkat ederek yapılan her zihinsel çalışmanın, in- sanın zihnini kötü düşüncelerden arındıracağını, insanı mutlu edeceğini, kıskançlıktan ve gösterişten uzak bir çalışma yürüt meye yardımcı olacağını ve insana sağlıklı bir yaşam vereceğini düşünüyoruz. Eğer insan, kendini geliştirecek ve faydalı fikirler üzerinde durabilirse, zihni bu fikirleri dikkate alır ve düzenler. Ancak insan, elindeki bu malzemeleri geliştirip geliştirmemeyi şansa bırakır ve zihninin, etrafındaki olur olmaz her şeyden et- kilenmesine izin verirse, yaşayacağı yorgunluk, zayıf iradesinin tercihlerinden üstün geldiği zaman yaşadığı yorgunlukla aynı olacaktır. Rahatlığımızın düşmanı olan şans (ihtimal, tesadüf an- lamında) genellikle çelişkili düşünceler ordusuyla birlikte saldırırİnsan, bir toplum içinde yaşar ve itibarını oldukça önemser, diğer insanlardan saygı görmeyi bekler. Ancak etrafımızdaki insanlar bizim hakkımızda nadiren doğru ve iyi fikirlere sahip olduğun- dan ve insanların çoğu nezaketten yoksun olduğu için sosyal iliş- kiler bizim için aldatıcı olabilir. Çalışkan bir insan, tembel insan- ların tembelliklerinin bedelini nasıl ödediğini görünce cesareti ve kendine duyduğu güveni artar. Tembel insanlar bir bedel öder

162




İrade Eğitimi

çünkü onların zihinleri sürülmemiş ve zararlı, yabani otlarla dolu bir toprağa benzer. Onlar, zamanlarını önemsiz fikirleri, önemsiz anlaşmazlıkları düşünerek ve önemsiz kıskançlıkların peşinde ko- sarak geçirirler.

Bir insanın mutluluğu için yapabileceği en iyi şey, endişeleriy- le meşgul olduğu vakti işle meşgul olduğu vakitle takas etmektir. Mutluluk için geçerli olan bu kural aynı zamanda sağlık için de geçerlidir. Hiç şüphe yoktur ki çalışmak, mutlulukların en yüce- sidir ve çalışmaktan kaçan herkes, kendini kalıcı ve büyük mut- luluklardan mahrum bırakmaktadır.

Bu tespitimize şunu da eklemeliyiz: metotsuz ve dağınık bir çalışma insanı yıprattığı gibi bu yıpranmanın, zannedildiği gibi işin kendisiyle hiçbir ilgisi yokturİnsanı yoran şey, aynı anda birden fazla iş yapmaya çalışması ve buna bağlı olarak hiçbir ba- şarı elde edemeyişinin verdiği mutsuzlukturZihnimiz birden fazla şeyle meşgul olduğunda, daima huzursuz hissederiz çünkü önümüzde belirlenmiş ama tamamlanmamış işler günden güne birikmekte ve bizi stres altına sokmaktadır. Michelet, Mösyö de Goncourt" a, otuzlu yaşlarındayken yapması gereken işlerin çok- luğundan dolayı dayanılmaz baş ağrıları çektiğini ve artık kitap okumaktansa kendi kitaplarını yazmaya karar verdiğini söyler"O günden sonra her sabah ne yapacağımı bilerek uyandım. Ar- tik zihnim neye odaklanması gerektiğini biliyordu ve o andan itibaren iyileştim."*" Aynı anda birden fazla işle meşgul olmanın yorgunluktan başka bir şey getirmeyeceği aşikârdır. Age quod agis

"Jales Michelet, 1798-1874 yılları arasında yaşamış Fransız bir tarihçidir. Edmond de Goncourt, 1822-1896 yılları arasında yaşamış Fransız bir yazardır. Journal des Goncourt" (Goncourt Günlüğü) adlı eserden alıntılanmıştır.

163

V85

N17908



Jules Payot

Yani yaptığımızı yapmaya devam edelim, yaptığımız işi hakkıyla tamamladıktan sonra da yeni bir işe koyulalım. Bu yalnızca sa- bahları daha iyi uyanmakla ilgili değil; aynı zamanda hastalıkla rımızdan ve sonsuz yorgunluğumuzdan da kurtulmakla ilgilidir. Bu sayede başarıyla tamamlanmış her işin sonunda mutlulukların en büyüğünü yaşayacağız.

V Özetlemek gerekirse, derin düşünme zihinde güçlü fikirler uyandırsa da bu fikirleri faydalı hale getirmenin tek yolu, onları alışkanlık haline getirmektir. Bu yüzden de onlar olmadan her seferinde başa dönüp, aynı çabayı tekrar ve tekrar göstermek zo- runda kalacağımız iyi, güçlü ve kalıcı alışkanlıklar edinmeden, Irade Eğitimi'ni gerçekleştirmemiz mümkün değildir. Alışkanlık- larımız, zafer elde etmede ve yolumuza devam etmede en büyük yardımcılarımızdır. Ve artık biliyoruz ki bu alışkanlıkları yalnızca harekete geçerek edinebiliriz.

Hareket etmek, eylemde bulunmak derken, bizi nihai amacı- mıza ulaştıracak, ufak ama düzenli ve cesur eylemlerden bahsediyoruz. Eylemlerimiz düşüncelerimizi ve tarafımızı ortaya koy- makla birlikte bizi mutlu da eder.

Ne yazıktır ki öğrencinin halihazırda az olan vakti, nasıl çalı- şacağını bilmediği için iyice azalmaktadır. Ama yine de dediğimiz gibi, "bir adam her gün az da olsa ilerliyorsa kâfidir; yeter ki her gün ilerlesin." Sabırla ve sürekli gösterilen çabanın muazzam so- nuçları vardır: bu yüzden de öğrencilerin amacı, devamlı aktif olma alışkanlığı edinmek olmalıdır. Bu amacı 1 gerçekleştirebilmek

164



     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.