Notes

İlk önce İncil ve kuran arasındaki farklardan bahsedecem. Her iki kitabında Allah tarafından gönderildiğini biliyoruz. Her iki kitapta aynı tanrı tarafından gönderilmesine rağmen, aralarında sayısız çelişki var. Belki bunun sebebi incilin değiştirilmiş olması olabilir. Zaten değiştirilmeden önce incilde yazan bilgilerin de birçoğu kuranla çelişiyor. Buna değinecem. Daha sonra kuranın kendi içerisindeki çelişkilerinden bahsedecem. Ve bu iki kutsal kitabın birbirlerine olan zıtlıklarına değinecem. Bunları anlatırken ister istemez farklı konulara da değinmek zorunda kalabilirim. İncilin neden değiştirildiğiyle başlıyım.

İncilde yazılan birçok ayet bilimle çelişiyordu diyebilirim. Örneğin incile göre dünya düzdü, Galileo buna karşı çıkarak kiliseye başkaldırdığı için ev hapsine mahkum edilmişti. Kopernik gibi bilim insanları da “dünyamerkezli evren” modeline karşı çıkmıştı, bu da dolaylı olarak kiliseye karşı çıkmak demekti . daha doğrusu bunun gibi bilimsel gelişmelerin tamamı incile tersti diyebiliriz. Bu sepepledirki İncil değiştirildi. Bilime ayak uydurulmaya çalışıldı. Eğer İncil değişmeseydi belki de şu an hrıstiyan sayısı çok daha az olabilirdi. Değişmek zorundaydı. Peki Allah neden böyle bişey yaptıki ? Allah yanılmış gibi görünmüyor mu ? mesela Allah incilde doğru bilgileri yazsaydı bilim insanlarının bunları keşfetmesine gerek kalır mıydı? Veya bu biliminsanları sürgün edilir miydi? Ya da incilde istediği bilgileri verseydi kurana gerek kalır mıydı? Allahın bu yaptığı saçma değil mi? Örneğin incilde dünyanın düz olduğundan bahsedilmişse Allah yanılmış demektir. Allah bunu kuranda düzeltmiş gibi görünüyor (ki kuranda dünyanın düz olduğuna dair herhangi bir şey yok), peki Allah bunu incilde hata yapmadan yazamaz mıydı? Veya allah böyle olacağını bilmiyor muydu? Bilmiyorsa demekki allahın bilgisi sınırlıdır.
Şimdi gelelim Allahın yaptığı bir diğer hataya. Allah İncilde hristiyanlığın doğru din olduğundan bahsetmiş. Ama aynı şeyi kuranda da yapmış. Bu bir sorun teşkil etmez mi? Allah sadece bununla da yetinmemiş, kuranda hıristıyanları dost edinmemekten bahsetmiş. Allah kendi içinde çelişmiş olmuyor mu? Ayetlerle örneklendirecek olsamda şöyle bir düşün, incili de Allah gönderdi. İncil değiştirilmiş. İncil ne kadar değiştirilirse değiştirilsin hala değişmeyen ayetler var. Buna rağmen allah sonradan kuranı yazma gereği duymuş ve yazmış, göndermiş. Bunda bir sorun yok. Asıl sorun neden Hıristiyanları cehenneme göndereceği. Kuranda tek doğru dinin İslam olduğundan bahsediliyor. Müslüman olmayanın cennete gidemeyeceğinden bahsediliyor . ne kadar iyi bir insan oldukları allahı ilgilendirmiyor. Müslüman değilsen, haydi cehenneme… örneğin:
Al-i İmran suresinin 19.ayetinde “Şüphesiz Allah katında din isllamdır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allahın ayetlerini inkar ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.” Yazıyor.
Al-i İmran suresinin 85.ayetinde “Kim islamdan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahrette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.” Denmiş.
Bu ayetlerden Allahın tek doğru dinin İslam olduğunu anlatmaya çalıştığı anlaşılıyor. Belki bunu incilin değiştirildiğini bildiği için yapıyordur. Fakat Allah bunu yapmakla yetinmiyor, kuranda Yahudiler ve hrıstiyanları “zalim” olarak nitelendiriyor . örneğin :
Maide suresi 5.ayette “Ey inananlar! Yahudi ve hrıstiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse, kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez.” Denmiş.
Meryem suresi 71-71 de “(Ey insanlar!) Sizden cehenneme varmayacak hiç kimse yoktur. Rabbim için bu, kesin olarak hükme bağlanmış bir iştir. Allaha karşı gelmekten sakınanları kurtarırız da zalimleri orada dizüstü çökmüş halde bırakırız.” Diyor Allah kelamı.
Allahın bu şekilde konuşmasını saçma buluyorum. Çünkü bir önceki kutsal kitap incilde de tek doğru dinin “Hıristiyanlık” olduğundan bahsetmiş. Açıkça bir çelişki var. İncilden şöyle bir örnek vereyim:
"Beni reddeden ve sözlerimi kabul etmeyen kişiyi yargılayacak biri var. o kişiyi son günde yargılayacak olan, söylediğim sözdür. çünkü ben kendiliğimden konuşmadım. beni gönderen Baba'nın kendisi ne söylemem ve ne konuşmam gerektiğini bana buyurdu." Yuhanna 12; 48-50.
Bu da incilden alıntıladığım bir ayet. Burada da “sözlerini inkar edenleri” yargılayarak cehenneme göndereceğini söylemiş. O halde bizim hangi tanrıya inanmamız gerekiyor? Ortada çelişen bir tanrı mı var, yoksa 2 farklı tanrıdan mı söz ediyoruz. Bu her iki kutsal kitabı da Allah göndermişse allahın ne kadar çeliştiği ortada değil mi? Demek istediğim şu: incilde “bu kitaba inanmayanların” cehennemde yanacağından bahsediliyor, kuranda da “bu kitaba inanmayanların” cehennemde yanacağından bahsediliyor. Sorun şu ki bir seçim yapmamız gerekiyor. Hangi dini seçmemiz gerekir bu durumda? Böyle bir tanrıya inanmak ne kadar mantıklı o da ayrı bir mesele tabii.
Gelelim kuranın kendi içerisindeki çelişkilere. Hani siz kurandan bilimsel gelişmelere kanıt arıyorsunuz ya, işte aynı şeyi çelişkiler için yapsanız yüzlerce çelişki bulabilirsiniz. Çelişkiler; bir ayette söylenenin başka bir ayette değiştirildiği, farklı ya da tersinin söylendiği tutarsızlıklardan, ayetlerdeki akıldışı, mantıkdışı, bilimdışı yanlışlardan, tevrat ve incile uymayan hatalı hükümlerden ve bilgilerden oluşur. Her şeyden önce kuran tüm insanlık için yazılmışsa dili bu kadar ağır olmamalı, çevirileri kolayca yapılabilmeli diye düşünüyorum. Kurandaki çelişkileri daha düzenli bir şekilde yazmak istiyorum:
1) Kuranda ilk Müslüman konusu muammadır. Enam suresi 163.ayette ilk müslümanın Muhammed olduğu, Araf suresi 143.ayette ilk müslümanın musa, ve Al-i İmran suresi 67.ayette de ilk müslümanın İbrahim olduğu yazıyor. Bu basit bir çelişki olarak kabul edilebilir.
2) Müslüman olmayanların cennete gidemeyeceğini söylemiştim. Tabii kuranda bunun tersini iddia eden ayetler de var, doğrulayan ayetlerde. Örneğin Bakara suresi 62.ayette “Şüphesiz, inananlar, Yahudi olanlar, Hıristiyanlar ve Sabiilerden Allah’a ve ahiret gününe inanıp yararlı iş yapanların ecirleri Rablerinin katındadır. Onlar için artık korku ve üzüntü yoktur.” Deniyor. Buna karşın Al-i İmran suresi 85.ayette “Kim İslam’dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.” Denmiş. Yine bununla ilgili maide-69 ile tevbe 30 arasındaki çelişkiye bakabilirsiniz. Çelişki apaçık ortada. Acaba Allah bir iç çatışma mı yaşıyor? Yoksa neden açıkça belirtmemiş kimin cennete gidip kimlerin gidemeyeceğini?
3) Şüphesiz dünyada kötülük çok yaygın. İyi insanlar sayılabilecek kadar az. Ortadoğu kan gölüne dönmüş. Suriye toprakları deneme tahtası haline gelmiş. Büyük devletlerin güç elde etme hırsları masum halkın ölümleriyle sonuçlanıyor. Kötülük problemi hakkında David Hume’un düşüncelerini yazmadan edemiycem:
- O kötülüğü engellemek istiyor da yapamıyor mu? O halde güçsüzdür.
- O yapabiliyor, fakat istemiyor mu? O halde kötü niyetlidir.
- O hem istiyor hem de yapabiliyor mu? Öyleyse bu kötülük nereden geliyor?”
Bununla ilgili kötülüğün insana bağlı olduğunu söyleyenler olabilir. Kötülüğün sebebinin alalh olmadığı söylenebilir. Bunula ilgili kurandaki çelişkileri görmek için Nisa suresi 78. Ve 79.ayetlere bakılabilir.
4) Allahın her şeyi bilip bilmediği konusunda da kuranda çelişkiler var. Enfal suresi 65.ayette Allahın her şeyi bildiği söz edilirken, enfal suresi 66.ayette Allahın bazı şeyleri savaşlardan sonra öğrendiği anlaşılıyor. (adı geçen ayetler incelendiğinde ne demek istediğim anlaşılacaktır.)
5) Bir başka çelişki de Allahın gönderdiği kanunları değiştirip değiştiremeyeceği ile ilgilidir. Bununla ilgili şu örnekleri olduğu gibi alıntılamak istiyorum:
- Bakara suresi 106.ayet:“Herhangi bir Ayet’in hukmunu yururlukten kaldirir veya unutturursak, onun yerine daha hayirlisini veya benzerini getiririz. Allah’in herseye gucunun yettigini bilmezmisin? “

- Hac suresi 52.ayet: “Senden önce hiçbir resûl ve nebî göndermedik ki, bir şey temenni ettiği zaman, şeytan onun bu temennisine dair vesvese vermiş olmasın. Ama Allah, şeytanın vesvesesini giderir. Sonra Allah, âyetlerini sağlamlaştırır. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”

- Nahl suresi 101.ayet: “Biz bir âyeti değiştirip yerine başka bir âyet getirdiğimiz zaman -ki Allah, neyi indireceğini gayet iyi bilir- onlar Peygamber’e, “Sen ancak uyduruyorsun” derler. Hayır, onların çoğu bilmezler.”

- Rad suresi 39.ayet: “Allah, dilediğini siler, dilediğini de sabit kılıp bırakır. Ana kitap (Levh-i Mahfuz) O’nun yanındadır.

Aşağıdaki ayetleri incelediğimizde çelişkiyi görebiliriz:

- Fatır suresi 43: “… Hayır! sen Allah’ın kanununda değişiklik bulamazsın. Sen Allah’ın kanununda asla bir döneklik bulamazsın. “

- Feth suresi 23: “… Allah kanununda hiçbir değişiklik bulamazsınız. “

Bu maddeler artırılabilir. Anlatmak istediğimi şöyle açılayayım: mesela Bakara suresi 237., 238. Ve 239. Ayetler incelendiğinde kuranda bir düzen olmadığını anlamak zor olmayacaktır. Kurandaki tüm çelişkileri anlatmaya kalksam bu yazı uzadıkça uzar. Fakat ben son olarak bu yazıyı “islamda sorgulamanın yasak olduğuna” dair ayetleri göstermeden de bitirmek istemiyorum:
- Maide suresi 101.ayette: “Ey iman edenler! Size açıklandığı takdirde sizi üzecek olan şeylere dair soru sormayın. Eğer Kur’an indirilirken bunlara dair soru sorarsanız size açıklanır. (Halbuki) Allah onları bağışlamıştır. Allah çok bağışlayandır, halimdir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir.)” deniyor.
- Maide suresi 102.ayette: "Sizden önceki bir millet o tür şeyleri sordu da sonra o yüzden kafir oldu." Denmiş.
Sonuç olarak şunu demek istiyorum:
Aynı tanrı tarafından indirildiği iddia edilen bu kutsal kitaplar arasındaki farklar açıkça ortadayken, bu kutsal kitapları yazan tanrıya inanmak ne kadar mantıklı olabilir? Mantığı bir kenara baırakalım, allah bir çok ayette ikilemde kalmış. Burada yazılabilecek “kurandaki çelişki maddeleri”ni istediğimiz kadar artırabiliriz. Burada yazılabilecek daha bir sürü çelişki olduğundan söz ediyorum. Burada anlattıklarım yalnızca kutsal kitaplardaki çelişkilerin küçük bir kısmı. Allah konusundaki çelişkiler sadece kutsal kitaplarda değil, sıfatları da bir o kadar çelişkili bir durumdur. Şimdilik Allahın sıfatlarına dayanan çelişkilerden bahsetmiycem (istersen farklı bir yazıda bu şekilde ondan da bahsedebilirim). Basit bir dille kutsal kitaplardaki çelişkileri açıklamaya ve bu kutsal kitaplara inananları eleştirmeye çalıştım. Bunu yaparken birçok kaynaktan yararlandım, hatta bazı yerleri olduğu gibi değişiklik yapmadan alıntıladım. Eleştirim bu şekilde…