Notes

Sayın Yetkili,

Geçtiğimiz günlerde kamuoyunun gündemine oturan bir skandal, İstanbul Üniversitesi'nin akademik kadrosunda bulunan 11 akademisyen doktorun, 22 reşit olmayan çocuk üzerinde yasal ve etik sınırları aşan uygulamalar yaptığı iddialarını gündeme getirmiştir. Yaşları 11 ile 13 arasında değişen bu çocuklara, telafisi mümkün olmayan etik dışı uygulamaların yapıldığı belirtilmiştir. Bu uygulamalar, detaylarıyla ilgili makalede açıkça belirtilmiştir*. Özetle; çocuklarımıza ergenlik durdurucu ilaçlar verilmiş, iki kız çocuğunun göğüsleri cerrahi olarak alınmış, beş erkek çocuğunun sesleri değiştirilmiş ve görünümleri feminenleştirilmiştir. Bunun yanı sıra bir erkek çocuğuna göğüs implantı takıldığı öğrenilmiştir. Bunlar cinsiyet değiştirme ameliyatlarının ilk öncülleridir; bu operasyonlarda geriye dönüşü olmayan bazı doku ve organ kayıpları (ve dolayısıyla cinsiyet değiştirme) başlamış olur.

11-13 yaş grubundaki çocukların psikolojik ve fiziksel gelişimleri üzerinde derin etkilere sebep olabilecek bu tür etik dışı uygulamaların yapılmasının kabul edilir bir yanı yoktur. Sorumluların yasal bir zeminde hareket ettiğini iddia etmesi, ülkemizin konuyla alakalı hukuk sistemindeki eksiklikleri ve boşlukları gözler önüne sermektedir. Bu tür hukuk boşlukların devam etmesi durumunda, daha fazla çocuğumuzun benzer risklere maruz kalabileceği endişesi taşımaktayız. Eğer bu ve benzeri olaylara gereken önem verilip hukuki boşluklar doldurulmazsa, hem ülkemizin aile yapısı zarar görecektir, hem de bu tür etik dışı uygulamalar bu skandal olaydan örnek alıp korkusuzca artarak devam etmesine zemin hazırlanacaktır. Mevcut yasal düzenlemelere dair itirazlarımız saklı kalmak kaydıyla mevzu bahis olayla ilgili olarak Türk Medeni Kanunu m.40 açık düzenlemesi cinsiyet değişiminin 18 yaşını doldurmuş kişilerce ve mahkeme kararıyla yapılacağını kural altına almıştır. Bahsi geçen olayda kişilerin yaşları 18’den büyük olmadığı gibi herhangi bir mahkeme kararı da bulunmamaktadır. Bu durumda gerçekleştirilen uygulamaların, tıbbi alanda yapılan tartışmalara girmeksizin hukuka aykırı olduğu sabittir. Bu halde eylemi gerçekleştiren faillerin Türk Ceza Kanunu’nun ve sair mevzuatların ilgili maddeleri uyarınca cezalandırılması gerekmektedir.

Milletimizin bekası için başat unsur olan evlatlarımızın bir takım farklı zihniyetlerin girişimlerine kurban gitmemesi için olayın üzerine gidilmesini ve ilgili akademisyenlerin etik ve yasal sınırlar içerisinde hareket etmelerini saptamak adına gereken yasal ve idari tedbirlerin alınmasını, 7 evladımız üzerinde yapılan cerrahi operasyonların nerede ve kimlerce yapıldığının tespit edilmesini ayrıca iddia edilen yasal zemini oluşturan hukuki boşlukların derhal doldurulmasını, işbu başvurunun ihbar olarak kabul edilip idari, hukuki ve cezai süreçlerin re’sen başlatılmasını talep ederim.

*https://jag.journalagent.com/jcrpe/pdfs/JCRPE-96158-ORIGINAL_ARTICLE-KARAKILIC_OZTURAN.pdf