Notes
Notes - notes.io |
1
Bir şarkı miktarınca terketmek istiyorum kendimi. Kıyıda köşede kalan hayaller ve tabii askıya alınan mutluluklar. Yokluk içinde varlık hayat. Bir kapı kapanınca diğerine kilit vuruyorsun. Sebepsiz sonuçlar çıkarıp cevapsız soruların içinde kalıyorsun. Yanına kâr dahi kalmıyor anılar, bilanço ağır kendimi kaybediyorum. Parmak uçlarıma birikmekte dokunamadıklarım ve olanca ağırlığı ile kanamakta bileklerim. Eski bir filmden tiz bir ayrılık, arka fonda şahitlik yapan sessizliğin mırıltısı. Kimden, nereden, neden? Bilmemek ayıp değil bu yüzden öğrenmek de istemiyorum. Yeterince sızının sızdırdığı hüzün akıyor zaten gülüşüme. Haberlerden sonra hasta ruhuma bakıyorum. Bugün hava sisli, görüş alanım sen mesafesi kadar. Neyse, bir şarkı miktarınca terketmeliyim kendimi.
2
Kanıma giren bıçak keskinliği ıslanan kirpiklerin. Sarıya çalan kaldırımlarda unutmuşsun sol yana meyilli, gülen tenini. Damarlarımdan fışkıran içimde tutamadığım saplantıların eseriyim. Hatalarımdan ders çıkarıp son gün çalıştım. Unutmaya yeltenirken, sokak duvarı soğukluğu ensem. Odamın güneş vurmayan tarafindasın bu yüzden siyaha boyadım gündüzleri. Dile getirilmemişliğin güzelliği, hiç öpülmemiş ellerin. 'Yine mi sen' diyebilmenin yoksunluğu, biten her şiir.
3
Bak, bu yağmur yalnız şu beni beklediğin sokak, yalnız. Yitirdiğim mutluluklar gibisin ey çocuk, güldüğün yerde esamisi okunmuyor hüznün. Evet benimdin, fakat büyümüş olmalısın artık.
Sabrımın sınırında hasretimi sınıyorsun. Ha geldi ha gelecek derken biten bir şarkı biten bir sigaranın umutsuzluğuna kapılıyorum. Gelmedi gelmeyecek diyorum, arkandan dedikodunu yapıyorum yerin kulağı varsa eğer, duyarsın beni.
4
Umrumda değil hava durumu. Gittiğin günün muhalefetinden sağanak sağanak yağıyorsun, sığıntı ve derme çatma barakama. Ayrılıklara mı sattın ayak izini, yoksa bana yıllar gelen yokluk saatlerin mi götürdü seni. En ufak meltemlere teslim ediyorum, umursamazlığımı. Kıyısında saadetin, saçlarından gemiler yapıp yüzdürdüğüm o onuncu aylar. Yalın ve sıradışı gülümsemenin alıp götürdüğü, kadıköy semalarında yabancı simalara karıştırdığın yalnızlığım. Takındığım eksik tavrıma perde çeken serçe parmaklı ellerin. Haksızlık sayılabilir papatya kokman, koparıp seni avuç içimde sulamam. Önceki mevsimler damla damla ıslanan toprağıma en çok senin çiceklerin yakışmıştı. Unutkanımdır ben, bilirsin. Sen hariç. Hatırlıyor musun elini ilk tutuşumu ve o gün bindiğimiz vapuru. Hava epey soğuktu ve ben ilk defa bir insanla içimi ısıtıyordum. Evet, pek konuşamazdım yanında, bunu sana defalarca söyledim. İfade özgürlüğümü elimde alıyordu gözlerin, ne yapabilirdim?
Ölü bir şairin söyleyemedikleri takılıyordu dilime.Bilmiyordun sana sessiz çığlıklarla şiirler yazdığımı, bilmiyordun. Tanrı, bir sonbahar mevsimi cennetine aldı, yasak elmayı cebinde taşıyan ruhumu. Özlemek, çaresi yoksa eğer uzun vadeli bir ölüm demek. Soğuktan tir tir titrediğim, şiirlere yakışan sesinden, sırf 'Rahat bırak kendini' dizesini duymak için üşüdüğüm zamanlar. Artık bıraktım kendimi, rahata değil ama olsun, bıraktım işte.
Bilekleri kesik akşam vakitlerinin müdavimi olmuştum. Köşelerin kuytuluğuna sakladın kanayan yerlerimi. Sonra... Sonrası malum işte, takvimlere yuva kurdum. Saatler, bilincini kaybetti. Geleceğini sanmakta hala her bir saniyem. Kararmışsa gök, gündüz olur dertlerime. Tebessümle karşılanırım, çünkü bilirler az sonra olacakları. İrademi zaptedip, bos bakışlarımı boşluklara asılı bıraktı anılar. Her ayrıntın içimin sessiz sinemalarında başrol. Tıklım tıklım bugün, kendi kalabalığımdan kimselere yer yok. Sadece ben, ben ve bıraktıkların. Alıp götüremediklerin. Kar tanesi bakışların çığ gibi düşüyor fotoğraflara. Hala üşümektedir ellerin, bilirim. Aşkımızın kışında hangimiz bulabildik ki sıcaklığı? Olur olmadık mevsimlerde döküyorum yapraklarımı. Ürkek bir kuş varlığın, ne zaman sevmek için gelsem bulutlara emanet ederdin kendini. Pencere kenarına koyduğum ekmek kırıntıları kurudu. Sahi, ne kadar oldu? Kelebekler kadar kanaatkarım çentiklerle doldururken sayfaları. Durgun, ölü bir kalabalık ve arkadaki boşluklara ilerleyen mülteci kaçışlarımın savaş karşıtı yılgınlığı. Her zaman eksiktin bana ve sanırım bu yüzden yarım kaldı vedalar. Oysa, son cümlen "görüşürüz" olmuştu ve ben formaliteden bir söz için yol yorgunu ümitlerimi çıkmaz sokaklara uğurladım.
Hayali kahkahalar yarattım beklentisiz suratıma. Göz yaşlarımın aşındırdığı yanaklarıma yaranma çabası içinde, gömdüm; yaşayan neyim varsa. Herhangi bir tesiri olmadı. Zaten mesele benden ibaret değildi. Mesele büsbütün sen de değildin. Mesele, kırık uçlu bakışlarını hapsettiğin durakları , omzuna yorgunluğumu bıraktığım o sahili, hakkında tutuklama kararı çıkardığım bu şehri içinde ben varken bir sabah kana bulamaktı.
Tahayyüllere dayanan varlığın, daimi bir yok oluş. Tok sesli ürpertilerle artan , avutkan kimliğimi polyannaya borçluyum. Geçmişe esir düşen günlerime yas da tutmuyorum artık , vasıfsız bir keder içindeyim sadece. Hala yaşıyorsam hayatın her seçeneğe olabilirlik katmasından. Çünkü ihtimaller dahilinde, inceldiğimiz yerden tekrar tutunmak aynalara.
5
Anlıyorum seni, bunu gelişi güzel söylemiyorum inan, anlıyorum seni. Şüphe duyabilirsin "Kendini anlayamazken insan, başkasını nasıl anlayabilir?" diyebilirsin. Ben bunu sorduğumda bir salı günüydü, önemi yok tarihlerin sadece bir salı günüydü haftanın ikinci benim ilk günümdü.
Kapı eşiğinde biraz daha seyret yatık ve dağınık bebeği ile gözlerinin, biraz daha. Ama ben anlıyorum seni çünkü anlaşılır bir his verdin bana, mazisi insanlığa dayanan bende ise milat olan bir his. Karmaşık cümlelerime dudaklarında nokta koyuyorum. Ne kadar tanıyorsam seni o kadar bihaberim varlığımdan ve yokluğunun beni tanımsız kılacağı günün yer etmişliği titrek bırakıyor ellerimi. Oysa daha gün almamıştım bile, seninle uyanılan sabahlardan. Fakat illa sonuçsuz denklemlere boğacaksan ve illa şiirlere yabancı kılacaksan beni, kelimelerim teninden, boynum belinden ince.
6
O gemi gelmeyecek İsmail abi, boşuna bekleme. Belki maviliğine aşık olmuştur ve senin limanın yitik bir objedir artık hissiz anımsayışlara gebe olan. Belki de su alıp batmıştır abi, doğanın kanunu; her şeyin bir sonu var. Varsayımlara dayattık gülüşlere dair neyimiz varsa. Sen de bilirsin bunu. Ağza alınmayacak mutluluklar istedik, cesaretimiz cahilliğimizdendi. O ölçüde büyük oldu kırıldıklarımız ve hayal diye sıfatlandırdık. Hayatla yüzleşmekten korktuk, hayal dedik çıplak gerçekliğimize. Ikimiz de sevmezdik cenaze evlerini bu yüzden yabancıydık ölüme. Daha sonraları samimiyet getirdi yıllar, biraz son nefes verdik.
7
Daha önce görmüş gibiydim. Bedenimde az miktarda bulunan uyumak eylemine kesik atan, rüyalarımdaki Kürk Mantolu Madonna'yı canlandıran o idi sanırım. Size bir gece vakti kaldırımlarda rastlamayacağım kesin fakat müsait olursanız, gidemeyeceğim bir saatte gelin. Hatta mümkünse yanınızda biraz sonbahar biraz yıpranmış yalnızlık getirin. Pencere kenarında yıldızları sayıp karasından arındırırız gökyüzünü. Hiç olmadı hikayeler anlatırım, içinde modernize edilmiş Leyla ve Mecnunların hayal kırıklığı bulunan. Sonra bir an uyuyakalırsın. Ben sabaha gitmiş olurum veyahut hayal olurum. Aklı başında deliliklere ihtimal doğar mektuplaşmanın antikalaştığı hayatımızda.
8
Zaman kavramı sadece senin yanında hissettiriyor yükünü , diğer türlü bu kadar ezilmezdim yanında geçen her saniye. Ellerin ellerimdeyken bile salt mutluluk yok gözlerimizde biliyorum sen de korkuyorsun ve gittikçe daha sıkı tutuyorsun ellerimi. Dizinde uyuyup huzuru bulacağım günlerin hatrına katlanıyorum bu korkuya yoksa ben cocuktum ve karanlıktan bile korkardım. Beni karanlıkta bırakma.
9
Günümün gölgesinde geçen sıradan bir gece. Kırgın haliyatıma sebep geceden kara gündüzlerim. Kör edercesine gözüme çarpan yokluğun. Nasır tutan gülüşlerim. Ve sensizliğe ibadet eden yalnızlığın dini. Burnumda tüten,köprücük kemiklerinde raks eden, dedikodumu yapan kokun. Adının yazılı olduğu sayfalara dipnot düşülmüş mutluluğum. Ayazda oluk oluk akmış soluğum. Ve sen kadın, sen. Benim son umudum...
10
Öldü, bitti veya bittiği için öldü. "Ölümlü dünya" derler. Bilmiyordum içimdeki dünyaların ben yaşarken ölebileceğini. Yaşam, doğumla ölüm değil. Ölümle doğum... İnsani tarafımdan birşeyler kaybetmeden doğamıyorum yeni güne. Günlerim, sensizliğe mütakiben kılınan bi cenaze namazı. Selası, anılarımda kalan gülüşlerin. Bir mezarın olsaydı, avuç içimde solmazdı güller. Yağmursuz gecelerde ben ıslatırdım toprağını, ama yok. Ölü bir adamın sığınabileceği bir mezar yok. Şimdi gidiyorum, vasiyetim sen doğmadan gömmesinler beni.
11
Sunulan seçeneklerden hiçbiri, benim seçimim değil. Önümde yaşanan şizofrenik cinayetlerden, ben sorumlu değilim. Buhranlı günler geçiren beynimin zonklaması, yalnızlık kokan kalabalıklardan değil. Ağri kesicilerin tesirsiz kalışı, tıbbi çareşizliğimden değil. Yalanlarını unutan solungaçlı insanlardan kaçıp, kıyıya vuran bıkkın tiplerdenim. Kağıdımı vaftiz eden mürekkebin, anılarıma karşı bulunduğu irticai faaliyetlere takılı kalıyor zihnim.
12
Kabuk bağlamayan gecelerimden akıyor siyah.Damla damla dökülüyorum yarama, yakıyorum kağıdımın beyazlığını. Külden heceler dolduruyor satır aralarındaki boşluğu ve bir koku geliyor geçmişten buram buram. Zaman makinesi icat oluyor götürüyor beni adının mıh gibi işlendiği zamanlara. Her zaman bu kadar güzel miydin sen? Saçlarını kıskanır mıydı hep gündüz? Gözlerin hep mısra mısra konuşur muydu sessizliğin içinde parıldarken.Kalıplaşmış sıfatların betimlediği aşkların arasından sıyrılıp hiç yazılmamış sen cümlelerinin tınısında seviyorum seni. Bizim satır sonumuz hiç gelmesin. Kağıttan ömrümüzün bittiği yerde mezar taşları olsun cümlelerimizin devamı.
13
Yaprakları sararmış sokak lambalarının sobelediği kaldırımlarla dolu bu gece yol kenarları. Sana gelmeye çalışan insanları yavaşlatan kasisler. Külden ve sisten izler. Dudaklarımdan son kez öperken sigaram,çöküyordu retinalarima gram gram karanlık. Ay ışığıydın gecelerime, o da uzaktı sen de fakat kalkıyordu karanlık onunla yolumdan seninle solumdan. Tektim gökyüzümde ve sebebiydin de her türlü ifadenin yüzümde.
|
Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...
With notes.io;
- * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
- * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
- * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
- * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
- * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.
Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.
Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!
Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )
Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.
You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;
Email: [email protected]
Twitter: http://twitter.com/notesio
Instagram: http://instagram.com/notes.io
Facebook: http://facebook.com/notesio
Regards;
Notes.io Team