Notes

Unutulmaması İçin Sana Bir Mektup,

Tünaydın Ece; bugün 04/04/2004, yani benim telefon şifrem. Senin 19 yaşına bastığın gün olacak bu gün, bu sefer yanında olabildiğim için mutluyum.

Seninle tanıştığımdan beridir kendimi sorgulayıp duruyorum hep. Kendi karakterimden tut gerçekte neyi istediğime kadar tonla şeyden normalde gireceğimden farklı bir yöne sapıp kuşku duyuyorum. Bu şeyler kendi karakteristik özelliklerim, yaptığım şeyler veyahut yapacağım şeyler olabiliyor. Mesela bu mektubu yazarken muhteşem bir incelikle işlenmiş edebi bir eser mi istersin diye düşündüm, nitekim sonra fark ettim ki saf duygularım ve içten dilim senin arzu ettiğin mektuba daha çok yakışacaktır. O yüzden bu mektubu şu an okuduğun şekilde yazıyorum.

Başlangıçta seninle birlikteyken "Ne kadar uzun sürer ki?" diye düşünmedim değil. Ben pek sadık birisi sayılmam gönül anlamında, zevklerimin bile üstünde uzun süre duramıyorum. Yeni şeyler, yeni zevkler ve alanlar arıyorum kaçabileceğim. İnsanlar olur, sanat olur, edebiyat olur... O yüzden seninle birlikteyken de benim tonla aptallık yaptığımı gördün epey öncesinde. O mentalitedeydim ve gidebileceğini düşünüyordum, kendime senin kalıcı olmadığını kanıtlamak ister gibiydim. Öncesindekiler gibi hissedip acı çekmeyeceğime inanıyordum.

Ve işte ben, tam olarak bu konuda, yanıldım. Yeni şeyler deneyip senin yerine bir şey koymayı düşündüğüm her an hayal kırıklığına uğradım. Yerine koymaya çalıştığım şeyleri ruhum adeta reddediyordu, vücuduma uyumsuz bir organ almaya çalışıyor gibiydim. Varlığın, karakterin ve yaptıkların benimle tüm bu zaman boyunca öylesine iç içe geçmiş ki senin yerini bir şeyin doldurmasına izin vermek bile istemiyorum artık. Denediğim her şeyde yanıldım. Hepsinde usum yerine geçmesini ön gördüğüm şeyleri bir bir reddetti ve beni sana geri getirdi. Şu an da kendimden çıkardığımda bütün olamayacakmışım gibi hissettiriyorsun bana. Keskin bir hançerle deşilmiş gibiyim Ece, çıkarmak istesem öleceğim belki de. Bu analojiye romantik gözle bakmanı isterim tabii ki.

Diyebileceğim tek şey "Seni seviyorum." olur. Benimle bunca zaman birlikte olduğun ve destek çıktığın için teşekkür ederim. Bence yaşlanmaktan korkmamalısın. Önünde mümkün olursa yıllar olacak ve bambaşka bir dünyayla karşılaşacaksın. İnanıyorum ki öyle bir dünya, bazılarına olabileceği gibi, sana iyi davranır. Tonla yeni şey göreceğinden eminim, tonla yeni şey yapacağından da. Büyük ihtimalle teknoloji, toplum ve diğer tonla şey bambaşka olacak. Şu an kalıplaşmış tonla şey esnek bir hal alacak yaşlılık gibi. Karşına çıkacak insanlar çok kötü de olabilir çok iyi de. Bunları sen zaten biliyorsun. Ben öylesine bir dünyada yolunu bulmanı istiyorum ece, istediğin şekilde yaşamanı arzuluyorum. Kendini ve yolunu kaybetme derdim tüm hayatın için bir tavsiyede bulunacak olsaydım, yeni şeylere de açık ol derdim. İnsanların ne olduğunu anlayamıyorum; psikolojileri, toplum, neyin doğru olduğu konusunda doluya karşı yapayalnız kalmış birisi gibi fiilen çırılçıplak durumdayım. Yine de sana bu kadarını söyleyebilirim, insanlara ve kendine karşı her daim yeniliklere açık ol ve duygularının ön yargılar oluşturmasına müsaade etme yapabildiğin taktirde. Dünya benim gibi gerçek dışı ihtimalleri kafalarına takan zihinler için bile çok büyük, aynısının senin için geçerli olduğundan da eminim.

Ben yanında olmaya devam edeceğim, yapabildiğim kadarıyla seninle birlikteyim. Varlığın beni gerçekten çok mutlu ediyor. Senin gibi birisiyle tanışmayı düzgün bir hayatım olmasına yeğliyorum kafamda kurduğum muhakemelerde. Benim için çok değerlisin, bunu anla lütfen. Her şeye gücüm yetmiyor olabilir, kusurlu birisi de sayılırım ama seni inanmayacağın kadar seviyorum. Yanında olmayı ve seni mutlu edebilmeyi o kadar istiyorum ki... Benim gibi sembolik eserlerle çalışan birisinden bu kadar yalın ve duru sözler çıkmasının yegane nedeni sensin. Düşüncelerime önem vermeme rağmen hepsi senin yanında uçup gidiyor, onların olmadığı karanlıkta sen benimle birliktesin. Kendimle kaybolmuş vaziyetteyken bile ellerimi senin ellerin arasında bulabiliyorum. Kabuslarımı tatlı hülyalara çeviren minik detay, tüm bu dünya içinde kaybetmek istemediğim tek şey sensin. Eğer dünya üzerindeki her şey yıldız misali gökyüzüne yükselmiş, bize orkestradan hallice bir performans sergiliyor olsaydı gözlerimin arayacağı şey o berceste gökyüzünün ahengi olmazdı, bakakalırdı senin gözlerine ve zarafet dolu dudaklarına aptal bir çocuk gibi.

Doğum günün kutlu olsun! Nice senelere Ece,
-votre cher amant
https://open.spotify.com/track/51vArgRF64yIWk3JIcRITo?si=e016453f9aed414b