Notes

Akil(28), uzun boylu, çelimsiz vücut yapısına sahip, zor bela bulduğu işinden yeni atılmış, bu durumun getirisi olarak bunalıma girmiş ve hayata küsmüş bir kişidir. Tek eğlencesi ikinci el kitap biriktirmek olan Akil’in, en iyi ve tek arkadaşı antikacı Gürgen Efendi(56, tombul, kısa boylu, beyaz bıyık ve saç)’dir. Haftada bir iki defa yanına uğrar, ilgisini çeken kitapları alır ve evine döner. Gürgen efendi Akil’den çoğu zaman para almaz. Haftalık antikacıya uğrama ritüellerinden birinde Akil’in dikkatini bir kitap çeker. Bu kitabın bugün çok yaşlı bir kadın tarafından getirildiğini öğrenir Gürgen Efendiden. Kitabın kapağında ne bir resim ne bir yazı vardır. İçini açtığında Latince olmayan harflerle yazılmış kelimeler görür. Kitabı almak istediğini söyleyince Gürgen Efendi ses çıkarmaz. Akil’in hayatının odak noktası olmuştur adeta bu kitap. Günlerce kitabın hangi dilde yazıldığını bulmaya çalışır. Yaptığı araştırmalar bile kitabın dilini bulmaya yetmez. Akil öylece kitabın sayfalarını karıştırırken bir ayraç bulur. Ayracı eline alır ve inceler. Üzerinde ne bir şekil ne bir yazı vardır. Dümdüz siyah renkte bir ayraçtır bu. Kitabın rastgele bir sayfasını açar ve ayracı içine koyar. O sırada yaşadığı sarsıntı Akil’i afallatır. Kendini bir karanlığın içinde bulur. Karanlık aydınlanmaya başladığında, elinde kitap ile sokağın sonunda ki caddede olduğunu görür. Buraya nasıl geldiğine bir türlü akıl erdiremez. Durumun şaşkınlığını üzerinden atıp evine dönmeye karar veren Akil’in dikkatini aslında bulunduğu yerin o bildiği cadde olmadığı çeker. Birkaç değişiklik olduğunu görür. Henüz inşaat halinde olan bina tamamlanmış hatta biraz eskimiştir, elektrik ışıkları yenilenmiş, çöp konteynırlarının rengi değişmiştir. Akil olanları anlamlandırmaya çalışırken, meydanda bulunan büyük billboard dikkatini çeker, günün haberlerini ve bir takım gelişmeleri halka sunan bu mekanik gazetede ki tarih, 7 Kasım 2025’i göstermektedir. Akil şaşkınlık içinde ekrana bakmaktadır. Gördüklerine inanmaz ve bir gazete bayisi bulur. Eline aldığı ilk gazetenin sağ üst köşesinde ki tarihte 7 Kasım 2025’i göstermektedir. Akil, ne yapacağını bilemez bir şekilde gazeteyi yerine bırakır. Aklına gelen ilk şeyi yapar, evine gider. Kapıya ulaştığında cebinde anahtar olmadığını görür. İçerde birilerinin olmadığını bildiği halde kapıyı çalar fakat kapı açılır. İçerden bir kadın çıkıp, Akil’in sevgilisi olduğunu söyler ve kendisinin kim olduğunu sorar. Adam şaşkınlıkla ne diyeceğini bilemez halde kadına bakmaktadır. Kadın soruyu tekrarlar. Akil’in kafasında tam o sırada her şey yerine oturur, elinde olan kitap sayesinde geleceğe gitmiştir, hem de kendi geleceğine. Bu karşısında duran kadın da onun 10 yıl sonraki sevgilisidir. Akil’in bir akrabası olduğunu ve adının Tufan olduğu yalanını söyler. Kadın onu içeriye davet eder, Akil’in yurt dışında olduğunu ama yarına döneceğini de söyler. Tufan(Akil) 10 yıl sonrayı kadının ağzından dinler. İyi bir iş bulmuş ve hayatını hayal ettiği gibi sürdürmektedir. Sevgilisi Peyker (31) oldukça güzel bir kadındır. Siyah uzun saçları ve beyaz bir teni vardır. Kadına aşık olduğu için kendisine hak verir. O akşamı orda Peyker’le konuşarak geçirir. Sabaha karşı Peyker, aslında Akil’den sıkıldığını ve ondan ne zamandır ayrılmak istediğini, şimdi karşısına onun çıktığını da görünce kendisine aşık olduğunu itiraf eder. Tufan(Akil) ne yapacağını bilemez. Peyker çok kararlıdır. Sabahın ilk ışıkları ile Akil’i arar ve ondan ayrıldığını söyler. Akil yıkılır, geçmişten gelen Akil(Tufan) ise durumun şaşkınlığı içinde sadece olanı biteni izlemektedir. Telefonda Peyker’e yalvaran kendisini dinler. Peyker kararlılığını sürdürmektedir, Tufan(Akil)’ı alır ve kendi evine götürür. Peyker’in hazırladığı kahvaltıyı yerken, telefon çalar. Telefona bakmasını ister Peyker Tufan’dan(Akil’den). Telefondaki ses, “Başınız sağolsun, Akil Bey’i kaybettik. Bize geldiğinde kan kaybı çok fazlaydı. Biz elimizden geleni yaptık ama onu kurtaramadık” der. Peyker’e durumu anlatır, Peyker Akil’in intiharından kendini sorumlu tutar. O gün ve gece Peyker’i sakinleştirmeye çalışan Tufan(Akil), kendi ölümüne üzülemez bile. Ertesi gün Peyker ile beraber Akil’in cenazesine giderler. Kendi cansız bedenini gören Tufan(Akil), yaşamak için sadece 10 yıla sahip olduğu bilgisi ile sarsılır…