Notes

BAĞLAÇ SORU ÇÖZÜMLERİ (DEVAM)

was ... belangt -was ..anbelangt , was ... betrifft , was ... anbetrifft , was.... angeht : -mesi ile ilgili olrak , mesi bakımından, -e gelince

weitgehend : geniş ölçüde
überwinden = bewaltigen : aşmak, üstesinden gelmek
Der Beamte wurde vom dienst suspendiert : memur görevden uzaklaştırıldı
Befugnis : yetki
missbrauchen : kötüye kullanmak

*Es lasst sich momentan nicht vorhersagen, ob und inwiefern sich seine Plane verwirklichen lassen : Planlarını gerçekleştirip gerçekleştirmeyeceği ve ne ölçüde gerçekleştireceği şuanda söylenemez .
*ob und inwieweit / ob und inwiefern gördüğümüzde , yapıp yapmayacağı ve ne ölçüde yapacağı diye çeviricez.

*was, bir cümlede ya özne ya da nesne olur.
*wieso, niçin anlamına gelen soru kelimesidir.

Briefmarken(Pullar) gehören zu den Objekten, die umso mehr an Wert gewinnen, je alter sie sind. : Pullar ne kadar eski olurlarsa o kadar değer kazanan objelerdir.

nach den letzten Untersuchungen : son araştırmalara göre
sich auseinandersetzen : uğraşmak, meşgul olmak

***!!zurückgreifen auf+ Akk : başvurmak, kullanmak

mit der Begründung, dass.. : şu gerekçeyle , mesi gerekçesiyle, dığı gerekçesiyle

*woraufhin, bunun üzerine anlamıyla bağımsız cümlenin başında yer almaz.

aus asthetischen Gründen : estetik nedenlerden dolayı

Der Sansfloh bohrt sich beim Biss durch die Haut des Wirtes, bis nur noch der durch die Saugtatigkeit anschwellende(şişmek, kabarmak) Hİnterleib zu sehen ist . : Pireler konağın derisini emme faaliyetiyle derinin şişen arka kısmı görülünceye kadar deler.

nennenswet : kayda değer şekilde

*dass bağlacının açıkladığı önemli isimler : die Auffassung, die Meinung, die Ansicht (görüş) ; die Überzeugung( kanaat, die Vorstellung (tasavvur ) , die Tatsache ( gerçek) , der Versacht ( şğphe, zan) , die Annahme ( varsayım)

gerinfügig: çok az
Anhangigkeit : bağımlılık
*hervorrufen: neden olmak, sebep olmak

der Bau von Staudammen : baraj inşası

Wenn sich das neue System durchsetzt, kann man der übermaßigen Bewasserung vorbeugen : yeni sistem kullanılırsa fazla sulamanın önüne geçilebilir

somit = hiermit = damit : böylece anlamına gelen ikinci grup bağlaçlardır.
voneinander : birbirinden

Industrieprodukte lassen sich leicht vermarkten, solange eine entsprechende Nachfrage danach existiert : Sanayi ürünleri yeterli talep olduğu sürece kolayca pazarlanabilir.

Wüstenpflanzen : çöl bitkileri
bedeutendem Umfang : önemli kapsamda


Wegen der Ausdehnung des Weltalls : evrenin genişlemesinden dolayı
* je nachdem den sonra , ob veya Fragewort gelir.
begünstigen : kolaylaştırmak

In Deutschland bestimmt der Hausarzt, von welchem Facharzt ein Patient untersucht werden soll : Almanya da bir hastanın hangi doktor tarafından muayene edileceğini aile hekimi belirler.

*Passiv bir cümlede artikeli die veya das olan bir isim varsa bu öznedir!!
unterliegen : tabi olmak

des gleichen . aynı şekilde anlamına gelen ikinci grup bir bağlaçtır.
die Dürre im letzten Jahr : geçen yılki kuraklık
das Verhaltnis : 1. ilişki, 2. şart, 3. orantı -> Bu üç anlamı da çok önemlidir.
insofern , als : mesi açısından, mesi bakımından
zudem : ayrıca anlamına gelen ikinci grup bir bağlaçtır.
unzureichend : yetersiz
Gerteide : tahıl
Viehfutter : hayvan yemi
Wenn man eine ausgewogene Ernahrungsweise befolgt, kann man zumeist jeder Art von Vitaminmangel vorbeugen : Eğer dengeli bir beslenme izlenirse, her tür vitamin eksikliğinin önüne geçilebilir.
sorgen für : sağlamak
einseitig :tek taraflı
zur Folge haben, dass : neden olmak, yol açmak
versorgen mit : sağlamak, temin etmek

Die Viren sind zu klein, als dass sie mit blosem Auge gesehen werden könnten : Virüsler çıplak gözle görülemeyecek kadar küçüktür.

Gastarbeiter : misafir işçi
Flüchtling : sığınmacı
grundlegend : temel olarak
entfalten : geliştirmek

festlegen : belirlemek
desweilen : ara sıra
Die Gene legen den moralischen Werdegang eines Menschen nicht unabanderlich fest, so vermögen Eltern die Moralentwicklung ihrer Sprösslinge zu beeinflussen : Genler bir insanın ahlaki gelişimini belirlemez, böylece ebeveynler onların ahlaki gelişimini etkileyebilir.

gemeinsam : müşterek olarak
vor der Aufgabe : görevin arefesinde
in einer lebenswerten Umwelt : yaşamaya değer bir çevrede

**Eğer isim cümleciği yapıları özne işlevini yerine getirirse, ana cümlenin yüklemi tekil çekimlenir.
unmittelbar : doğrudan
zusammenhangen mit :bir şeyle bağlantılı olmak

*sich entfalten = sich entwickeln : gelişmek
liefern : sağlamak, temin etmek

Zusatzlich zu den allgemeinen Zielen der Ernahrung : beslenemenin genel hedeflerine ilave olarak
ungünstige Ernahrung : elverişsiz beslenme

**Dass görünce gelebilecekler:
1. İsim cümleciği yapısı :
a ) öznesi olmayan ,
b) yüklem nesne istediği halde nesnesi olmayan veya da + prap ifadesinin bulunduğu
c) açıklanabilen soyut bir ismin bulunduğu
d) kalıplaşmış dass cümleleri yapılarında bulunur.

2. so/derart / dermaßen
3. nur unter der Voraussetzung , nur unter der Bedingung , nur unter dem Vorbehalt

Pilz : mantar
besiedeln : yerleşmek
gegebenenfalls : icap ettiğinde, gerektiğinde
Spülmaschinen : bulaşık makineleri
Hefepilz : maya mantarı
beseitigen : bertaraf etmek
setzen auf : bel bağlamak
der Tag, als ich zur Welt kam : dünyaya geldiğim gün
verheerend : yıkıcı
der Haut : cilt
Gebrauchsgegenstande : kullanılan eşyalar
soziale Stellung . sosyal statü