Notes

KONJUNKTIV 2
*Zayıf fiillerde fiilin prateritumu alınarak oluşturulur..
sagen---sagte, machen---machte, setzen----setzte, lernen---lernte
Ausnahme: brauchen—bräuchte

* Karışık fiillerde fiilin prateritum şekli alınır ve buna ek olarak fiil kökündeki kalın ünlüler inceltilir. Yani umlaut yapılır.
wissen- wusste-wüsste, denken-dachte-dæchte, können-konnte-könnte, müssen-musste-müsste, dürfen-durfte-dürfte, mögen-mochte-möchte, sollen-sollte, wollen -wollte
Ausnahme : kennen- kannte-kennte

*Kuvvetli fiillerde iste (starke Verben) yine fiilin Prateritumu alınır, fiilin sonuna "-e" takısı eklenir ve kalın ünlü varsa umlaut yapılır.
kommen- kam - kæme, sein-war-wære, haben-hatte-hætte, werden-wurde-würde, gehen-ging-ginge, fahen-fuhr-führe, lassen-ließ-ließe, sprechen-sprach-spræche, geben-gab-gæbe, laden -lud- lüde, nehmen-nahm-næhme
Ausnahmen : stehen-stand-stünde, helfen-half-hülfe, sterben-starb-stürbe

*Bu yapılar yerine konuşma dilinde genellikle "würde Verb1" şekli tercih edilir. Yani örneğin sagte yerine "würde sagen" , kæme yerine "würde kommen" kullanılabilir.

VERGANGENHEİT (Geçmiş zaman)
Geçmiş zamanı konj2 ile oluştururken :
hætte/wære +V3
hætte+Veb1+Modalverb (z.B : hætte machen sollen)

Düz cümle: Ich bin verheiratet. Ich kann nicht alles machen, was ich will : Ben evliyim. İstediğim her şeyi yapamıyorum.
Konj 2 : Wenn ich nicht verheiratet ware, könnte ich alles machen, was ich will. :Evli olmasaydım istediğim her şeyi yapardım.

Düz cümle : Es gibt die Sonne. Die Erde ist kein toter Planet. : Güneş var, dünya ölü bir gezegen değil.
Konj 2 : Wenn es keine sonne gæbe, wære die Erde ein toter Planet. : Güneş olmasaydı dünya ölü bir gezegen olurdu.

Düz cümle : Der Verwaltungsrat hat viele Fehlentscheidungen getroffen. Das Unternehmen ist in Zahlungsunfahigkeit geraten. : Yönetim kurulu birçok hatalı karar aldı. Şirket ödeme aczine düştü.
Konj2 : Wenn der Verwaltungsrat nicht viele Fehlentscheidungen getroffen hætte, wære das Unternehmen nicht in Zahlungsunfahigkeit geraten. : Yönetim kurulu birçok yanlış karar almış olmasaydı, şirket ödeme aczine düşmeyecekti.


GERÇEK OLMAYAN KOŞUL CÜMLELERİ
Bu cümleler "wenn" bağlacı ile ya da bu bağlaç olmadan da oluşturulabilir. Bu yapı için hem ana cümlenin hem de yan cümlenin konj2 yapısında olması gerekir. Şimdiki zamanda ya da geçmiş zamanda koşul cümleleri oluşturulabilir.

Wenn der Patient die Medikamente, die der Arzt ihm verschrieben hat, regelmaßig eingenommen hætte, wære er früher gesund geworden. : Hasta doktorun verdiği ilaçları düzenli almış olsaydı, eskiden sağlıklı olurdu.
Hætte der Patient die Medikamente, die der Arzt ihm verschrieben hat, regelmaßig eingenommen, wære er früher gesund geworden : Hasta doktorun yazdığı ilaçları düzenli alsaydı , sağlığına daha erken kavuşabilirdi.

Wenn ich an deiner Stelle wære, würde ich mir nicht alles gefallen lassen. : Senin yerinde olsam her şeyi sineye çekmezdim.

Waren die nötigen Maßnahmen von dem Vorstand getroffen worden, hætte die Firma gerettet werden können. : Gerekli tedbirler yönetim kurulu tarafından alınsaydı, firma kurtarılabilirdi.


**als ob , als wenn, wie wenn : (sanki) -miş gibi
Die Kinder reden ununterbrochen, als ob sie sich erst nach Monaten wiedersahen. : Çocuklar birbirlerini sanki aylar sonra yeniden görmüşler gibi hiç durmadan konuşuyorlar.
Er tut so, als ob er alles wüsste : Sanki her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.
!!!!Er tut so, als wüsste er alles : Her şeyi biliyormuş gibi konuşuyor.


İSİM CÜMLECİĞİ OLUŞTURAN BAĞLAÇLAR (Dass, ob, zu inf, Fragewort)
1. ÖZNE İŞLEVİ
Eğer ilgili cümlede özne bulunmazsa bu cümleyi bir isim cümleciği, yani “dass”, “ob”, “Fragewort” ya da “zu Infinitiv” yapısı ile oluşturulan bir cümle takip eder. Eğer cümle ana cümle ile başlarsa bu cümlede “es” sözcüğü bulunabilir.

Es ist wissenschaftlich bewiesen worden, dass die Erde rund ist. : Dünyanın yuvarlak olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Es steht nicht fest, ob er die Einladung annimmt .: Daveti kabul edip etmeyeceği belli değil.
Es lasst sich nicht vorhersagen, wann,wo und in welcher Starke in Erdbeben stattfindet : Bir depremin ne zaman , nerede ve hangi şiddette meydana geleceği söylenemez.

Mindestens eine Fremdsprache zu erlernen, ist notwendig. : En azından bir yabancı dil öğrenmek önemlidir.


2.NESNE İŞLEVİ
İlgili cümlede yüklem nesne aldığı halde nesne bulunmuyorsa veya yüklem arbeiten+an+D gibi edatlı bir fiil ise, nesne bulunmuyorsa, onun derine "daran " gibi "da+prap" yapısı bulunuyorsa yine bir cümle bu yapılarla açıklanır.

Die Klimaexperten haben anhand der Forschungsergebnisse berechnet, dass die durchschittliche Temperatur in den nachsten Jahren weltweit noch mehr steigen wird. : İklim uzmanları, araştırma sonuçlarının yardımıyla dünyada ortalama sıcaklığın önümüzdeki yıllarda daha da artacağını hesapladılar.

Wir könne nvorher nicht wissen, was für Fragen in der Prüfung vorkommen : SInavda ne tür sorular çıkacağını bilemeyiz.

Er hat darauf verzichnet, ein Auto zu kaufen : Araba almaktan vazgeçti.

3. KELİME AÇIKLAMA İŞLEVİ
İsim cümleciği yapıları sadece “die Auffassung(görüş), die Aufgabe(görev), die Eigenschaft(özellik)” gibi belirli soyut adları açıklar. Bu yapılar arasında en çok kelime açıklayan yapılar sırasıyla “zu Infinitiv”, “dass”, “ob” ve “Fragewörter” yapılarıdır.

Er hat das Angebot seiner Freundin, zusammen ins Kino zu gehen, angekommen: Kız arkadaşının birlikte sinemaya gitme teklifini kabul etti.

Ich bin der Meinung, dass viele Probleme schon lösbar sind : Birçok sorunun çözülebilir olduğu görüşündeyim.