NotesWhat is notes.io?

Notes brand slogan

Notes - notes.io

Öteki (Kimaris'in Yaşamı - Episode 1)

Bu hikaye, tanrının mütevazı hizmetkarı olan Kimaris adındaki genç fakat olgun bir çocuğa aittir.

Kimaris Laughingflowers... Bilinen diğer isimleri ile birlikte; Kimaris, Bahçıvan, Ölü çiçek sulayıcısı, Ölümün Maskeli Meleği ve Fendalor'un Lanetli Kuzgunu... (Dipnot: Fendalor bir köy ismi, bu değişebilir)

Diyarların kendi içlerindeki ahenk, bozunuma uğramaksızın, baki kalmayı sürdürmelidir, sürdürecektir. Ya da sürdürülebilecek midir?.. T-Tabii ki sürdürülecektir. Zamanın beraberinde getirdiği değişmez, dogmatik bir gerçektir bu. Ama evrendeki bu mutlak ahengin, bu sarsılmaz dengenin korunabilmesi için, bir tarafın artmaya devam ederken bir tarafın da azalması lazımdır. Bir fidan olarak yeşermeye başlayan küçük bir fide, yolculuğunun sonunda devasa, sırtı yere devrilmemiş bir ağacın muntazam endamını ardında bırakır. Ama kaçınamadığı veya öteleyemediği yegane bir gerçek vardır. Ölüm... Evrenin her köşesinde, hayatın son bulduğu her noktada ölüm kaçınılmaz olan bir suret gibi, sessiz fakat malum bir şekilde sırasının gelmesini, dinmek bilmez bir sabır ile bekliyordur. Ölüm kaçınılmaz olandır ve Kimaris bunun farkına daha çok erken yaşlarda varmıştır.

Sisli bir günün akşamıydı. Yüksek ağaçların gövdelerinin etrafına inşa edilmiş meskenlerle mütevazı ama rahat bir köy, dinmek bilmez acılar ve sancıların eşliğinde, sanki bir meleğin çığlıkları içerisinde inliyordu. Bu ses, bir melekten ziyade, bir rahibeye aitti, doğum sancıları ile çığlıklar atan bir rahibeye aitti. "Kardinal Caisatra Lunargift", elf halkı için önemli bir figür konumundaki, lakabının da getirileri ile birlikte bir zamanlar Başrahibe danışmanlık yapmış soylu ve yüce bir "tanrının seçilmişi" olandı... En azından Kimaris bunu, gerçek teyzesi olmayan bir teyze figüründen öğrendi. Annesinin bir öğrencisi olan Gilthara, Caisatra'nın son akşamında onun yanında bulunmuştu. Dul Caisatra, doğum esnasında, doğumda ters giden bir şeylerin olduğunu anlamıştı. Kendisi, tonlarca bebeğe ebelik yaptığından dolayı biliyordu, bu kadar zor bir doğum sürecinin içinde olmamalıydı. Tek çocuktan ziyade; ikiz, üçüz hatta dördüz bebeklerin doğumlarında bile yer almıştı ama kendi, tek bebeğini doğurmaktan bile acizdi, acınasıydı... En azından kendini bu duruma yakıştırıyordu. Fakat işin aslı, görünen durumdan çok daha farklıydı. Caisatra aşırı kan kaybediyordu, akan kanı, sanki Styx nehrinin suları gibi siyaha çalan bir kırmızı tonda ve neredeyse kaynar vaziyetteydi. Ne Caisatra, ne de onun öğrencisi olan Gilthara, bu kanamayı durduracak durumda, ve belki de kudrette değildi. 10 gün süren bu sancılı doğum sürecinin ardındaysa bebek yavaş yavaş kendini gösteriyordu. Caisatra ve Gilthara, hizmet ettikleri tanrıları olan Rillifane'ye, doğanın ve doğal yaşamın tanrıçasına olan yalvarışlarını, akan gözyaşları eşliğinde sürdürüyorlardı. Belki de o yalvarışlar doğrultusunda, bebeğin geldiğini gören Caisatra, artık son bir atak ile son bir kez var gücüyle ıkınıyordu. Gilthara bedenindeki bütün büyü gücünü şifa büyüsüne çevirip kanamayı durdurmaya çalışıyordu. Bu zorlu süreç, belki de Caisatra için bir ejder ile savaşmaktan daha zorlayıcıydı fakat en nihayetinde 10 gün boyunca verdiği savaş, meyvesini vermişti. Fakat bu meyve, çürümüş ve istenmeyen bir formdaydı. Teni kül kadar beyaz, gözleri duman kadar gri ve sanki vebalı bir aslan gibi kemikleri sayılabilir vaziyetteydi. Caisatra, doğum sürecinde zayıflıyordu, her gün onun için ziyafetler hazırlanıyordu ve sanki içi doldurulmuş bir domuz edasınca yediriliyor, içiriliyor ve iyi bakılıyordu. Fakat gene de zayıflıyordu. Bebek obur bir bebek olacak diye düşünülüyordu fakat bebeği ilk defa gören Gilthara şaşkınlığını o kırılgan doğum anında bile Caisatra'dan gizleyemiyordu. Bebek; beyaz saçlı, gri gözlü, çok zayıf bir bebekti evet ama dahası da vardı. Caisatra'nın ölen eşi Perran aslında bir elfti yani bu bebeğin de bir elf olması lazımdı, ne de olsa tanrının hizmetkarı olan bir kadındı Caisatra, herhangi bir zinaya veyahut cimaya başvurma cürretinde dahi bulunamazdı. Fakat bu çocuğun kulakları sivri uçlu olması beklenirken, yuvarlaktı. Şekli olması gerektiği gibi değildi. Bu çocuk... bir insandı. Ya da Gilthara ilk bakıştı bebeği bir insan zannetmişti. Çocuğun yarattığı beklenmedik kargaşa içerisinde Gilthara paniklemişti, çocuğun bakımını mı yapacaktı, yoksa ölümün kapısını çalan, öğretmeni ve akıl hocası Caisatra ile mi ilgilenecekti, yoksa geleneklerine sırt çevirip, tanrının huzurundaki doğum alanının, dışarıdan bir yabancı ile lekelenmesine izin mi verecekti. Sorularına cevap bulamadığı bir dilemmanın içerisindeyken Gilthara, ilk baştaki sessiz bebeğin ağlamasıyla birlikte bir şeyi fark etmişti. Elini bebeğin ağlamasını dindirmek adına, küçük çocuğun sırtına koyduğu vakit, engebeli ve pürüzlü bir zemin ile karşılaştı. Bu girintili ve çıkıntılı sırta sahip defolu bir bebek miydi yoksa. Caisatra'ya bir ucube doğurduğunu nasıl söyleyecekti. Zar zor nefes alan, ve belki de son nefeslerini alan Caisatra, bedeninde bulduğu tüm gücü kullanarak doğrulmayı istese de nafileydi, yerden bir santim bile kıpırdayamayacak vaziyetteydi, başını ise güçlük ile çevirebiliyordu. Doğurduğu bebeğe arkadan baktığında ise, belki de gördüğü manzaradan veya belki de çektiği acıdan ötürü gözlerinden damlalar akmaya başlamıştı. Beyazlar içerisine bürünmüş bir bebek, lakin arkasında, sanki bütün var oluşa itiraz edermişcesine tezat bir biçimde, bütün endamıyla duran, minik fakat bebeğin boyutuna göre büyük, Siyah Kanatlar... Caisatra, bebeği kucaklamak istiyordu, zar zor ellerini, sanki kucak açarmışcasına Gilthara'ya doğrulttu. Gilthara, tereddütsüz bir biçimde çok hızlı fakat aşırı nazik bir şekilde bebeği, annesine teslim etti. Dünyanın en saf ve tek bir bakışta bile, istemsizce insanın yüzünde narin bir tebessüm oluşturduğu bir tabloya, bir ressamın elinde çıkabilecek bir başyapıta bakıyor gibiydi Gilthara. Hayatında bir daha asla unutamayacağı bir ana bakıyordu. Bir annenin oğluna attığı son bakış... Caisatra, belki de bir delüzyon içerisinde olduğunu zannediyordu veya belki de sadece saf sevgi ile doluydu. Ölüm anında bile gülümsüyordu... Ağzından ise, çocuğuna güçten düşmüş, zayıf bir kavrama eşliğinde, yalnızca tek bir kelime çıkabildi... Kimaris... Bir elf ismiydi esasen Kimaris, dipsiz bir anlama sahipti bu isim. Karanlık...
(Dipnot: Rillifane, Elf Deity'sindeki bir Doğa Tanrıçası, bu isim değişebilir.)

Bunlar, Gilthara'nın bizzat Kimaris'e anlattığı anılardı. Doğumun ardından haber, elf diyarına duyrulmalıydı. Lakin bir Kardinal'in ölümüne sebep olmuş, siyah kanatlara sahip bir şeytandı Kimaris. En azından Gilthara, ona bu göz ile bakılacağını düşünüyordu. Gilthara, bebeğin ölü doğum olduğunu söylemişti başrahibe, Kimaris'i saklamayı ve onu korumayı seçmişti.

Zaman geçip gitmeye devam ediyordu. Gilthara, bu bilgiyi neredeyse herkesten saklamıştı. Kimaris'in varlığını bilenler, belki de bir elin parmağını geçmeyen kişilerdi. Zamana takılı kalmış Gilthara için zaman akmıyor gibi hissediyorken, Kimaris olması gerekenden hızlı bir vaziyette büyüyordu. Oynayacak herhangi bir yaşıtı veya türdeşi yoktu. Ona bu yolculuğunda, kendi başına aldığı buyruk doğrultusunda Gilthara eşlik edecekti, bu zayıf ve kimsesiz çocuğu Gilthara korumalıydı. Lakin Kimaris'in doğası ile görüntüsü uyuşmuyordu. Zayıf ve narin gözükmesine karşın büyü gücü, çocuk yaşında olmasına rağmen bir büyücü çırağını geçer vaziyetteydi. Doğasında saf, fakat melun bir büyü barındırıyordu. Bastığı toprak, bulunduğu zemin, oynadığı çiçek, uzun zaman geçirirse yavaş yavaş çürüyordu. Çocuk, narin ve güleryüzlüydü, umut ve inanç doluydu ve anlayışlıydı, bir ailenin gurur duyacağı bir çocuktu, hem de hiç bir arkadaşı, özgürlüğü hatta hakkı bile yokken... ses etmiyor, söylenmiyor, hayıflanmıyordu. Elindekiler ile minnettardı... Mutluydu... Gülüyordu... Ama dış kabuğun altında saklanan, en keskin gözlerin bile seçemeyeceği, habis bir günah yatıyordu. Oburluk... Kimaris, temasta bulunduğu varlıkların, canlıların hatta nesnelerin var olan büyü gücünü çekiyordu, onları emiyordu. Sarılmayı seven, temas bağımlısı, anne sevgisinden yoksun bir çocuktu Kimaris, bu yüzden sevgisini hep Gilthara'ya gösterirdi, ona sarılır, elini tutardı. Bu ılımlı, iç ısıtan sevginin ardındaki gerçeği, ancak vücudundaki yaralar belirginleşmeye başlayınca kavrayabildi Gilthara. Bu sorunu ilk başta Kimaris'e fark ettirmemek istese de Gilthara, bunu çocuğun da bilmesi gerektiğini düşündü ve Kimaris'e gerçeği anlattı ve her şeye dokunmaması gerektiğini, bu tavırlarına bir son vermesi gerektiğini tembihledi. Kimaris, kibar bir çocuktu fakat kibar olmanın yanında akıllıydı da. Hayatta tutunabileceği tek dal olan Gilthara'ya ters düşmek istemedi, onu kızdırmak veya sözüne uymamak istemedi, çünkü eğer böyle yaparsa, belki de ebediyen yalnız kalabilirdi... Ağlayan, kırılgan Kimaris üzücü bir hıçkırık ile birlikte yalvardı, "Lütfen beni bırakma... Sözünden çıkmam söz veriyorum bir daha biryerlere dokunmam, çiçeklerle oynamam, böceklerden uzak dururum, hayvanları beslemem ama lütfen sen de annem ve babam gibi beni terk etme...". Bu sözler Gilthara'nın kaldırabileceğinden fazlaydı, gözyaşlarını küçük Kimaris'ten gizleyerek, eğer sözünü dinlerse onu terk etmeyeceğine söz vermişti.

Yıllar ilerledikçe Kimaris büyüyordu, çoktan ergenlik dönemlerine girmişti bile. Damarlarında saf şekilde Elf kanı akan meleklerin neslinden gelen bir Düşmüş Aasimar'dı en nihayetinde, elflerden çok daha hızlı yaşlanıyordu. Ama aynı zamanda kontrol edilmesi gereken önemli bir husus boy gösteriyordu. İlerleyen tek şey Kimaris'in yaşı değildi, doğasının getirdiği büyü de güçleniyor ve kontrol altına alınması gerekiyordu. Etrafa verdiği zararı telafi etmek, Gilthara için zorlaşmaya başlamıştı bile ve bu işin böyle devam edemeyeceğinin de farkındaydı. Kendisi de bir rahibe olan Gilthara, genç Kimaris'i karşısına aldı ve artık zamanın geldiğini düşünerek ona doğum anını anlattı. Annesinin kim olduğunu ve babasını da bildiği kadar anlatmasının ardından Kimaris'e annesinin yolunu takip etmek isteyip istemediğini sordu. Genç Kimaris, bu öğrendikleri doğrultusunda şoktaydı. Annesinin nasıl öldüğünü ve kim olduğunu öğrendikten sonra ise annesi hakkında daha çok merak uyandırmaya başladı, annesinin yaptığı işe ilgi gösteriyordu. Ama kafasındaki konsept, annesininki gibi doğa değildi, o yüzden Gilthara'ya bu doğrultuda bilgiler sordu; kaç tanrı var, tanrılar kim, tanrılar neden var... Bu soruların hepsinin cevabını Gilthara verebiliyordu, genç Kimaris'in eğitimi için umutluydu ve bu eğitimi ona verebileceğini düşünmeye başlıyordu, lakin Kimaris, nihayetinde Gilthara'ya cevaplayamayacağı bir soru yöneltti. "Tanrılar o gün neden anneme ve sana yardım etmediler?". Bu sorunun cevabı, bir çocuk için çok zalimdi... Gilthara ise, Kimaris'e bu soru doğrultusunda tanrılar ve onların ele aldıkları konseptlerden bahsetmeye başladı. Ve Kimaris, konseptleri pür dikkat ile dinlerken, diğerlerinden ziyade, cevabını aramak istediği, o konseptin varlığını, sebebini ve doğasını kavramak istediği bir konsept bulmuştu. Ölüm... Gilthara, basit bilgileri verebilecek düzeydeydi fakat kendisi ve Caisatra gibi, çocuğu doğa alanında tanrının huzurunda eğitmeye yatkın iken, bu ölüm alanı için geçerli değildi. Kimaris'in alması gereken eğitimin yetkin eller tarafından verilmesi lazımdı, bu yüzden onu Ölüm tapınağına götürmeliydi... Kararını vermiş bir vaziyette Gilthara, son kez emin olmak için Kimaris'e kararında kesin ve kararlı olup olmadığı sordu fakat Kimaris, zihnini bu soruyu öğrenmeye çoktan adamıştı bile... Ginthara ve Kimaris, bu aldıkları kararın ardından Ölüm Tapınağı'na doğru bir yolculuğa çıktılar...

Önemli Kişiler:
• Kimaris Laughingflowers: Hikayenin baş karakteri olan, "Elf Kanı" taşıyan düşmüş bir Aasimar Cleric/Wizard. Kimaris ismi, elf dilinde "Karanlık" demek, Laughingflowers ise, ileride anlatacaktım lakin şimdi söyleyeyim; Gilthara'nın Kimaris'e kullanmasını söylediği soyadırır. Kimaris, gerçek soyadını bilmiyor. Laughing- kısmı çok güldüğünden, -flowers kısmı ise piç olmasından gelen bir ek.

• Caisatra Lunargift: Kimaris'in annesi ve Gilthara'nın akıl hocasıdır. Kardinal mevkisine ulaşmış bir Nature Domain Cleric'tir (Yüksek lvl +10) . Lunargift, onun soy ismi değildir. High elf türü olan Moon Elf heritagesinden gelmesi ile birlikte, hizmet ettiği tanrı olmamasına rağmen Ay Tanrıçası'nın kutsamasına layık görülmüş bir elf olduğu için kazandığı bir lakaptır. Güleryüzlü, alçakgönüllü ve lider kişilikli pozitif birisiydi. Asıl soy ismi, Kimaris tarafından bilinmiyordur.

• Gilthara: Kimaris'in bakıcısı ve belki de manevi annesi rolündeki bir Wood Elf'tir. Aynı zamanda Caisatra'nın öğrencilerinden biri olan bir Nature Domain Cleric'tir (Düşük lvl cleric max 2-3). Elf kültürünün getirdiği bir özellik olarak, bir rahibe doğum anında, ona yardım edecek tanrının onayladığı bir kişi ile inzivaya çekilir ve Tanrı huzurunda doğumu yapar. Gilthara, Caisatra'nın doğum için seçtiği yardımcısıydı.

• Perran: Kimaris'in babası ve Caisatra'nın kocasıdır. Güneş Elfi'dir, ve bir sehhardır (Warlock). Kimaris, nasıl birisi olduğunu bilmiyor ve neye benzediğini de bilmiyor. Kimaris'e öldüğü söylenmiştir. Kimaris, Perran'ın öldüyse bile nasıl öldüğünü bilmiyordur.

• Rillifane Rallathil: Seldarine (Elf Deity'si) ler arasında Doğa tanrısı olarak geçen bir figürdür. Tamamen konsepte uyduğu için örnek gösterilmiş bir tanrıdır, değişebilir. Detaylı bilgi için; https://forgottenrealms.fandom.com/wiki/Rillifane_Rallathil

İsmi verilmemiş diğer kişiler, senin kontrolündeki NPC'ler veya varlıklar; Elflerin Bishop'u (Başrahip), Death Domain Deity'si veya Tanrısı, Kimaris'i bilen kişiler vb...
     
 
what is notes.io
 

Notes.io is a web-based application for taking notes. You can take your notes and share with others people. If you like taking long notes, notes.io is designed for you. To date, over 8,000,000,000 notes created and continuing...

With notes.io;

  • * You can take a note from anywhere and any device with internet connection.
  • * You can share the notes in social platforms (YouTube, Facebook, Twitter, instagram etc.).
  • * You can quickly share your contents without website, blog and e-mail.
  • * You don't need to create any Account to share a note. As you wish you can use quick, easy and best shortened notes with sms, websites, e-mail, or messaging services (WhatsApp, iMessage, Telegram, Signal).
  • * Notes.io has fabulous infrastructure design for a short link and allows you to share the note as an easy and understandable link.

Fast: Notes.io is built for speed and performance. You can take a notes quickly and browse your archive.

Easy: Notes.io doesn’t require installation. Just write and share note!

Short: Notes.io’s url just 8 character. You’ll get shorten link of your note when you want to share. (Ex: notes.io/q )

Free: Notes.io works for 12 years and has been free since the day it was started.


You immediately create your first note and start sharing with the ones you wish. If you want to contact us, you can use the following communication channels;


Email: [email protected]

Twitter: http://twitter.com/notesio

Instagram: http://instagram.com/notes.io

Facebook: http://facebook.com/notesio



Regards;
Notes.io Team

     
 
Shortened Note Link
 
 
Looding Image
 
     
 
Long File
 
 

For written notes was greater than 18KB Unable to shorten.

To be smaller than 18KB, please organize your notes, or sign in.