Notes

Ve ders Edebiyat. Yeni gelen Edebiyat öğretmeni ile pek de haşır neşir olmadık. Hoca geldi, yoklama alındı, Tanzimat dönemi, yazarları derken seksen dakikanın yarısını bitirdik.
''Bugünlük bu kadar yeter'' dedi, ki zaten sıkılmıştık. Sohbet etmeye başladık, konu geldi yeteneklere ve tiyatroyaya. Sınıf küçük çaplı bir tiyatro oynamak istediklerini dile getirdi. Ve kabul etti, not bu hocaya kanım ısındı. Hemen de kabul etti, ah yeni hocalar her zaman sevilmeli, bunu size bahsetmiş olmayım değil mi? Konuyu belirledi hemen. Malum izdivaç programları.. Seda Sayan, Esra Erol veya Zuhal Topal.. Evet gönüllü birkaç kişi kalktı ve saçmalamayın tabi ki ben de kalktım. Hem de bilin hangi rolle? Evet Sabri'ye talip oldum.
Zelal bir Seda Sayan olmayı tercih etti, jest ve mimikler buna çok uygun olacaktı. Ahh Sabri, Sabri tiyatro konusunda yeteniğinin yeteneğinin olduğunu varsayıyor. . Fakat üzgünüm gerçekten kötüsün. Oyun başlar,
''Zelal Hoş geldiniz bacılarım, canlarım ciğerlerim, ablasının gülleri, hepinize koca bulucam, hepinize'' diye başlar ve sınıf tam burada kopar. ''Ve bacılarım, canlarım can parçalarım. Kız Sabri talibin var ayol, stüdyoya gelmek için arkada bekliyor musun?'' dedi ardından alkışlar eşliğinde Dürdaniye 2 adım öne bir adım geriye doğru yavaş yavaş içeri gelir.
Sabri ile soru-cevaplar başlar.
''Merhaba Dürdaniye Hanımcım, Nereden ne için geldiniz?''
''Ah efendim, tee Avrupelerden geldim, çok yoll katettim. Mala mülke önem vermem fakat 8 arabanızın 4 ü eski eşinize vermeniz beni üzdü. Lütfen efendim, ileri ki bir halde bu arabalar konusunu tartışalım. Sizi gördüm, beğendim geldim. ''
''Tabi sizi tanımak isteriz neylerden hoşlanırsınız? Beni kıskanır mısınız?''
''Ah tee Avrupelerden geldim ve malum çok yol kat ettim, sizi beğendim, kibar diliniz beni tee Avrupelerden buraya sürükledi.'' Sorular böyle ilerlerken, Seda hanım bir telefon görüşmesini olduğunu söyler ve oraya bağlanırlar. Aslında bu da bize süpriz oldu. Süleyman Nupel'den aldığı kırmızı fuları başına örttü. Bu gerçekten komikti. Kulaklarını fuların dışındaydı, ve kırmızı ona çok yakışmıştı.
''Merhaba, Sabri beni aldatamazsın, stüdyoya gelip saçını başını yolucam.'' der ve telefonu kapatır. Dürdaniye burada bir açıklama ister . Sabri yalan olduğunu öyle birini tanımadığını söyler ve bam bam bam! Süleyman stüdyoyu basar!
Ne ara yaptığını gözlemleyemedim fakat hırkasından içine bir şeyler doldurmuş ve şuan bir göbeğe sahipti. Sabri onu tanımadığını söylediğinde ise
''Süleyman karnını göstererek yoksa o geceyi hatırlamıyor musun? '' Der ve sınıf hunharca gülmeye baaşlar. Sabri Dürdaniye açıklama yapacakken, Dürdaniye izin vermez.
''Sus nalan söylüyorsun, NaSabri..'' der.
Süleyman Dürdaniye'yi görünce buna dayanamaz ve Sabri'ye, bu benim için ve bir tokat.. Bu doğmamış çocuğum için der ve bir tokat daha.. Dürdaniye bir tokatın az olduğunu düşünüp kolundan tutup iter sürükler, zaten Sabri de zayıfın teki. Üflesen yerde. Sabri yerde idi, Dürdaniye ile Süleyman barış antlaşması imzalamış gibi görünüyordu ve bu gururu yaşıyorlardı, Seda Sayan ise yerde 1. 80 uzanan Sabri'yi temizleyin talimatı verdi.
Ve oyun biter, sınıf kahkahalar içinde onları tebrik eder.
Edebiyatçı ise öğrencileri çok beğendiğini, komik ve gerçekten güzel iş çıkardaklarını söyleyip tebrik etti. Bu tiyatro işini sevdiğini arada yapacaklarını söyledi. Fakat yapamadılar. Çünkü Edebiyatçı ile işleyecekleri son dersti. Çünkü Edebiyatçı başka bir okulda öğretmenliğini sürdürecekti, Edebiyatçı gitmişti..
SON