Notes

OYUNCULAR;
Terzi Salih: 35’li yaşlarda Kayseri’nin kenar bir mahallesinde küçük bir dükkanda terzilik yapan otoriter ve saygıdeğer aynı zamanda sevilen bir adamdır.
Berber Muzaffer: 30’lu yaşlarda son zamanlarda çok borcu olan samimi bir berberdir.
Dükkan Sahibi: Berber Muzaffer’in dükkan sahibi ve serseri bir adam.
Çırak Erdal: Terzi Salih’in 15’li yaşlarda olan saf çırağı..


SENARYO;
Sahne 1 / İç mekân / Gündüz / Renkli / 16:9
Salih çay ocağında çay doldurmakta aynı zamanda çırağı ile kısa bir söyleşi halindedir.
Salih: Bak evlat, çay diyip geçmeyeceksin. Şu bardak var ya, yılların dostluğunu barındırır içinde. Çayla yapılan sohbetlere doyum olmaz, günün bütün yorgunluğunu alır götürür.
Erdal: Usta altı üstü bir bardak çay, ne fazileti olabilir ki bunun?
Salih: Bak Erdal, yıllar önce yandaki komşu berber esnafla bir bardak çayla tanıştık, bir bardak çayla sohbet kurduk, bir bardak çay ile samimi olduk. 2 yıl önceydi, gecenin bir yarısı bizim oğlanı acile kaldırdık yana yana kan arıyoruz, kimseninki uyumuşmuyor. Sonradan aklıma Muzaffer geldi. Aradım sağ olsun gecenin 04:00’ü demedi geldi. O kan vermeseydi biz çocuğu kaybedecektik. Benim oğlanı bildiğin ölümden kurtardı. O gün bu gündür o konu açılınca hiç söz etmez, sessiz kalır dinler. Bilirim ki yüreğinde kocaman bir dostluk yatar. Her fırsatım olduğu zaman bende ona yardım ederim.
Erdal: Eee yani usta, bu kan verme olayının çayla ne alakası var ki ?
Salih: Bak aslanım, ben o çayı ikram etmiş olmasaydım, onunla aylardır bir bardak çay hatırına sohbet etmemiş olsaydım ne ben gece 04:00’de Muzaffer’e haber verirdim, ne de oğlum kurtulurdu. Şimdi anladın mı çayın dostluktaki önemini.. Bir çay diyip geçmeyeceksin. Dostlukları kuran ve sıkı sıkı bağlayan bir bardak çaydır. O bir bardağın getirdiği sohbettir.



Sahne 2 / Dış mekan / Gündüz / Renkli / 16:9
Muzaffer ile Dükkan Sahibi tartışmaktadır.
Dükkan Sahibi: Parasını vermiyorsan çıkacaksın kardeşim, olur mu hiç böyle boş beleş oturmak.
O sırada Terzi Salih ve çırağı kapıya çıkar olayları dinler.
Muzaffer: Beyim en kısa zamanda vereceğim, işler iyi gitmiyor bu aralar biraz yardım et gözünü seveyim.
Dükkan Sahibi: Ben anlamam arkadaş, akşam tekrar geleceğim. Ya parayı hazır edersin, ya da topla malzemeleri çık dükkandan. Yeter artık bu ne ya. Soyguncu musunuz kiracı mısınız belli değil.

Sahne 3 / İç mekan / Gündüz / Renkli / 16:9
2 saat sonra..
Muzaffer tezgah başında kara kara düşünmektedir. Ne yapacağını bilmemektedir.
Aniden kapıda dükkan sahibini görür, dükkan sahibi yavaş adımlarla içeriye doğru gelir.
Salih gözleri dolmuş bir biçimde dükkan sahibine bakar.
Muzaffer: Beyim..
Dükkan sahibini sözünü keser. Ve sakin sakin olanları anlatmaya başlar.
Dükkan Sahibi: Muzaffer kardeşim, seni severim bilirsin. Sabah olanlar için özür dilerim para işine gelince, 3 aylık borcunu bi tanıdığın zorla ödemek istedi, kabul ettim. Hakkını helal et.
Muzaffer: (Kimin ödediğini anlamamış bir şekilde) Helal olsun.

Ana ekran;
“Size yapılan en ufak bir yardımı sakın unutmayınız, yaptığınız en büyük yardımı ise hiçbir vakit hatırlamayınız.”
Chilon



SİNOPSİS;
Yaza yaklaşan bir Mayıs ayının sıcak bir iş günüydü. Yeni açılan moda tasarım atölyeleri yüzünden kenar mahallelerden birinde terzilik yapmakta olan Salih’in işleri kötü giymekteydi. Çevrenin sevilen terzisi olan Salih her zaman umudunu korumakla birlikte elinden geldiği kadar da çevresindeki borçlu esnaflara yardım etmekteydi. Her zamanki gibi dükkanında duran Salih, çırağı Erdal’la birkaç şey öğretmek amacıyla çay ocağının başındaydı. Çay demlerken birkaç tavsiye ile Erdal’a bir şeyler anlatıyordu. Bir gürültü geldiğini fark etti ve hızlı adımlarla dışarı çıktı. Dükkan komşusu Berber Muzaffer’in dükkan sahibi ile alacak mevzusu yüzünden sert bir tartışma içinde olduklarını fark etti. Muzaffer’in gözleri dolmuştu ve vereceği tek kelime bir cevabı yoktu.
2 saat sonra..
Muzaffer eşyaları toplamakta ve dükkanı kapatmak üzere hazırlık yapıyordu. Başka çaresi yoktu. Bir an kapıdan içeri dükkan sahibi girdi. Bu sefer sakin cümleler kuruyor ve durumu özetleyen bir açıklama yapıyordu. Dükkanın tüm borcunu komşu esnafı Salih ödemişti. Muzaffer bir an minnet borcu duydu ve hafif bir tebessüm etti.
“Size yapılan en ufak bir yardımı sakın unutmayınız, yaptığınız en büyük yardımı ise hiçbir vakit hatırlamayınız.”
Chilon