Notes

YARGIDA ŞAİBE BÜYÜYOR
ADALET REZANIN ÖNÜNE YATTI
HUKUK DEVLETİNİ SIFIRLAdılar
VEKİL HAKİMLE 5 TAHLİYE(Mahkemenin asıl hakimi izinde olduğu için geçici hakim 1 saatte tahliyeye imza attı.)
YARGI AKPNİN ARKA BAHÇESİ OLDU
Büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarından sonra hükümetin peş peşe attığı adımlar yargı bağımsızlığına darbe vurdu. Emniyet ve yargıdaki tasfiyeler, delilleri karartma girişiminin ardından İranlı işadamı Zarrab ile bakan çocuklarının aralarında bulunduğu 5 tutuklu sanığa tahliye kararı verildi. Soruşturmada tutuklu kalmadı.
http://www.zaman.com.tr/gundem_yargida-saibe-buyuyor_2202454.html

Neden 'haşhaşi' dediği ses kayıtlarıyla anlaşıldı
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan’ın 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra ‘Haşhaşi, paralel yapı, örgüt’ gibi ifadeleri kullanma sebebinin, ortaya çıkan ses kayıtlarıyla anlaşılır hale geldiğini söyledi.
http://www.zaman.com.tr/politika_neden-hashasi-dedigi-ses-kayitlariyla-anlasildi_2202459.html

SP lideri Mustafa Kamalak’tan MGK tepkisi
Hükümet panik içinde ne yaptığını bilmiyor
Geçtiğimiz çarşamba günü yapılan yılın son Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının ardından ilginç bir bildiri yayınlandı. Bildiride, “Ulusal güvenliğimizi tehdit eden yapılanmalar ve faaliyetler görüşülmüştür.” ifadesi kullanıldı. Bu ifade ile Hizmet Hareketi’nin kastedildiği yorumları ‘28 Şubat süreci yeniden hortlatılıyor’ endişelerine yol açtı. Üstelik o dönemde askerler, ‘tehdit’ diye Camia’yı MGK gündemine aldırırken, aynı talebin 17 yıl sonraki toplantıda sivillerden gelmesi dikkat çekici bulundu. Darbe sürecinin mağdurlarından Milli Görüş geleneğinin temsilcisi konumundaki Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak, gelişmeye sert tepki gösterdi. Başbakan Tayyip Erdoğan ve AK Parti’nin panik içerisinde olduğunu belirten Kamalak, “O panik içerisinde ne yaptıklarının pek farkında değiller. Yanlış kulvarda yürüyorlar ve gerçeği görmüyorlar.” dedi.
http://www.zaman.com.tr/politika_hukumet-panik-icinde-ne-yaptigini-bilmiyor_2202463.html


Tahliyeyi günler önce söylediler, doğru çıktı
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dünkü tahliyelerin yaşanacağını günler öncesinden söylemişti.
http://www.zaman.com.tr/gundem_tahliyeyi-gunler-once-soylediler-dogru-cikti_2202455.html


İşte delilleri imha talimatının belgesi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Emniyet Müdürlüğü’nden 15 Aralık sonrası yapılan dinleme ve fiziki takip işlemlerinin bitirilmesi ve evrakların imha edilmesini talep ettiği ortaya çıktı.
http://www.zaman.com.tr/gundem_iste-delilleri-imha-talimatinin-belgesi_2202382.html


Kandırıldık, asıl işimiz müzik
‘Montaj' dedirtilen şirket de uzman da isyan etti
Hükümet yanlısı basında Türkiye’yi sarsan ses kaydının sahte olduğuna dair kaynak gösterilen Kaleidoscope Sound kandırıldıklarını açıkladı. Asıl işlerinin müzik olduğunu ve kaydı inceleyen çalışanlarının Türkçe bilmediğini vurgulayan şirket, kaydın sahte olduğuna dair bir ifadelerinin olmadığını belirtti.
http://www.zaman.com.tr/dunya_montaj-dedirtilen-sirket-de-uzman-da-isyan-etti_2202450.html


Zerrab kilit isim, konuşmaması için her yolu denediler
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Reza Zarrab ve iki bakan oğlunun tahliyesini “Yolsuzluk operasyonunun üstünü kapatmak istiyorlar.” şeklinde değerlendirdi.
http://www.zaman.com.tr/politika_zerrab-kilit-isim-konusmamasi-icin-her-yolu-denediler_2202458.html


Şalteri kapatın Ali öldürülecek
Ali İsmail Korkmaz’ın hunharca katledilişinin ayrıntıları ortaya çıkıyor. Korkmaz’ın önünde dövülerek öldürüldüğü otelin sahibi konuştu: Polis, ‘kamera var mı’ diye sordu. ‘Şalteri indir’ dedi.
Eskişehir’de üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz’ın Gezi protestoları sonrası bir sokakta tekme ve sopalarla dövülerek ağır yaralanması ve 38 gün sonra ölümüyle ilgili davanın duruşmasında tanıklar dinlendi.
http://www.taraf.com.tr/haber-salteri-kapatin-ali-oldurulecek-149455/

Ey solcular Ey ateistler Ey teröristler
“ANKARA’DA bir bulvar açtık. Kimlere rağmen, o solculara rağmen. O ateistlere rağmen. Bunlar terörist. Ama CHP bunlara bizim gençler diyor.”
Başbakan Tayyip Erdoğan dün Balıkesir’e gitti. Kuvayi Milliye Meydanı’nda toplanan halka hitap eden Erdoğan konuşmasını yine “paralel yapı”ya ayırdı.
http://www.taraf.com.tr/haber-ey-solcular-ey-ateistler-ey-teroristler-149462/

Davutoğlu’na göre Sayıştay ‘vatan haini’
SAYIŞTAY, hükümetin Meclis’te görüşülmesini engellediği raporunda Bosna kredisinin işleyişiyle ilgili uyarılarda bulundu. Davutoğlu, bunu haber yapan Taraf’ı vatan hainliğiyle suçladı. Peki Sayıştay da mı vatan haini Sayın Bakan?
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, son dönemde “Alo Fatih” haberleri ile gündemden düşmeyen Ciner Grubu’na ait Habertürk gazetesinden Nihal Bengisu Karaca’ya, “beyanat” vermiş.
http://www.taraf.com.tr/haber-davutogluna-gore-sayistay-vatan-haini-149465/

MİT YASASI SEÇİM SONRASINA KALDI
Tartışmalara neden MİT yasası görüşmeleri yolsuzluk iddiaları nedeniyle seçim sonrasına kaldı. Teklif için, AKP Grubunun ikna çabaları etkili oldu.
Muhalefetin kürsüye her çıkışında yolsuzluk iddialarını gündeme getirmesi, MİT yasasının seçim sonrasına ertelenmesine neden oldu.
http://www.taraf.com.tr/haber-mit-yasasi-secim-sonrasina-kaldi-149467/

Ada pazarlığı gerçek
Bilal Erdoğan, Bozcaada yakınındaki dört adayı İzmirli Ünal Ailesi’nden 35 milyon dolara almak için araştırma yaptırmış.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın küçük oğlu Bilal ile üniversiteden arkadaşı olduğu iddia edilen Ahmet Murat Yelkenci’nin, Çanakkale açıklarındaki 4 adayı satın alma girişimleri internete düşen telefon kayıtlarıyla ortaya çıkarken, konuya yakın kaynaklar pazarlıkları doğruladı.
http://www.taraf.com.tr/haber-ada-pazarligi-gercek-149456/

Çalık, hiç ‘havuz’ görmemiş
Sabah-atv’nin satışı için savcıya ifade veren Ahmet Çalık, sahibi olduğu medya şirketlerini almak için işadamlarının kurduğu 630 milyon $’lık havuzdan haberdar olmadığını söyledi.
Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın da adının karıştığı 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda yeni bir gelişme yaşandı. Sabah-atv medya grubunun eski sahibi Ahmet Çalık, ikinci yolsuzluk soruşturması kapsamında ifade verdi.
http://www.taraf.com.tr/haber-calik-hic-havuz-gormemis-149457/

Kayınpeder Kabataş yalanında ısrarcı
Kabataş'ta saldırıya uğradığı iddiası ortaya çıkan görüntülerle yalanlanan kadının kayınpederi Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu, saldırı iddiasını yineledi.
Başbakan Erdoğan tarafından Kabataş'ta saldırıya uğradığı iddia edilen kadının kayınpederi Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu, Kabataş yalanında ısrar etti.
http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/kayinpeder-kabatas-yalaninda-israrci-haberi-88635

Dersaneler kanunu Meclis’ten geçti
TBMM Genel Kurulu'nda görüşülen dershaneler yasası, 22 red oyuna karşı 226 kabul oyuyla yasalaştı.
Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve KHK’larda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Tasarı 22 red oyuna karşı 226 kabul oyuyla yasalaştı.
http://sozcu.com.tr/2014/genel/dersaneler-kanunu-meclisten-gecti-464110/

Oğlunu Meclis’te işe alan vekile 6 ay hapis
Almanya’da Sosyal Demokrat Parti milletvekili Harald Güller, üvey oğlunu parlamentoda iki ay yanında çalıştırdığı için 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Güller’in cezası para cezasına çevrildi.
SPD’li politikacı eşinin ilk evliliğinden olan oğlunu 2 ay Bavyera Parlamentosu’nda yanında çalıştırdı. Harald Güller’in üvey oğlu, 2009 yılında 2 ay boyunca, internet sayfalarını düzenledi ve Güller’in günlük bağlantılarını kurdu. Bunun için kendisine 6 bin 100 Euro ödendi. Vergilerle birlikte parlamentoya toplam 7 bin 500 Euro’ya mal oldu.
http://sozcu.com.tr/2014/gundem/oglunu-mecliste-ise-alan-vekile-6-ay-hapis-464100/

Masraftan kaçma, yan arsaları topla!
Başbakan Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen 'para sıfırlama' operasyonunu internete sızdırmasıyla ünlenen 'Başçalan' hesabı bugün bir ses kaydı daha yayımladı.
26 Ocak’ta SÖZCÜ’nün manşetine taşıdığı Çatalca’nın Kabakça köyündeki villalarla ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğu iddia edilen kişinin dünürü Osman Ketenci ile telefon görüşmelerinde Erdoğan’ın ‘jeneratör hassasiyeti’ ve villaların etrafındaki arsaları almak istemesi konusundaki ısrarı dikkat çekiyor.
http://sozcu.com.tr/2014/genel/masraftan-kacma-yan-arsalari-topla-464058/

Sarraf'ın korumaları gazetecilere saldırdı
17 Aralık soruşturması kapsamında tahliye olan Rıza Sarraf'ı eşi Ebru Gündeş almaya geldi. Ebru Gündeş ve Rıza Sarraf'ın içinde bulunduğu araç saat 17.10 sıralarında cezaevinden çıktı.
Sarraf ve Gündeş, camları siyah filmli araçla uzaklaşırken cezaevi önünde kendisini bekleyenlerle selamlaşmak için camı açtı. Sarraf, açtığı camdan el salladı.
http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/sarrafin-korumalari-gazetecilere-saldirdi-h49337.html


HSYK kadrolarına jet gibi atama
Kuvvetler ayrılığı ilkesi ihlala edildi.
Bakan Bozdağ HSYK’daki yetkisini yasa yürürlüğe girer girmez kullandı. 5 genel sekreter yardımcısı, Teftiş Kurulu başkanı ile birlikte 9 kişi görevden alındı. Adalet Akademisi Başkanlığı’na Yılmaz Akçil getirildi.
http://gundem.bugun.com.tr/hsykda-jet-atama-haberi/995142


Dershane yasasında öğretmenlere atama şoku
Hükümet, dershaneleri kapatan yasa tasarısında değişiklik yaptı. Öğretmen olarak atanabilmek için aranan 6 yıl sigortalı olma şartına verilen süre 1 Temmuz 2015 tarihinden 1 Ocak 2014’e çekildi.
http://gundem.bugun.com.tr/ogretmenlere-sok-haberi/995063


AK Parti'den istifa eden 6 vekilden demokrasi bildirisi
Kütahya Bağımsız Milletvekili İdris Bal 6 bağımsız vekil adına demokrasi bildirisi okudu. Bal yargı, emniyet ve medyaya müdahaleye dikkat çekti. Yürütmenin, yasamadaki çoğunluğu arkasına alarak yargıyı kontrol ettiğini söyleyen Bal, “Bu adı konulmamış bir darbedir. Türkiye’de sistem tıkanmıştır” dedi
http://gundem.bugun.com.tr/adi-konulmamis-darbedir-haberi/995116


CHP'den ses kayıtları hakkında suç duyurusu
CHP, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen ses kayıtlarıyla ilgili suç duyurusunda bulundu. TİB kayıtlarının ve Erdoğan’ın mal varlığının tespitini istedi.
http://gundem.bugun.com.tr/chpden-suc-duyurusu-haberi/995125


TUSKON Türk ve Afrikalı iş kadınlarını buluşturdu
TUSKON, Türkiye Afrika iş kadınları ticaret zirvesi bu yıl ilk kez düzenlendi. 400’e yakın Afrikalı iş kadını Anadolu’dan iş kadınlarıyla buluştu. Toplantıda TUSKON ile Afrika Birliği arasında iş ve yatırım konseyi kuruldu.
http://ekonomi.bugun.com.tr/ticarete-kadin-damgasi-haberi/994995
(Erdoğan'ın tehdit ve hakaretlerine maruz kalan TUSKON ülke menfaati için son hızla çalışmaya devam ediyor)


Sarraf'ın da ses kaydı çıktı: Olay yaratacak sözler!
17 Aralık'ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonu sonrasında tutuklanan dün de tahliye edilen Rıza Sarraf'a ait olduğu öne sürülen bir ses kaydı, dün gece internete sızdırıldı. Sarraf’ın söylediği “Annemin babası derdi ki, o..pu ile memurun bahşişini başında verin” sözleri dikkat çekiyor. Kayıtlarda, Sarraf’ın, konuşmanın sonunda söylediği iddia edilen “Önceden verilen paranın (rüşvetin) ileride yapılacak işlerde, para ile yapılamıyacak işlerde bile etkili olduğu” ifadesi yer alıyor.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/46165/Sarraf_in_da_ses_kaydi_cikti__Olay_yaratacak_sozler_.html

'Delil karartıyorlar'
Ankara Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Erol Aras, talimatı veren savcıların suç işlediğini söyledi... Ankara Barosu Yönetim Kurulu Üyesi, Avukat Erol Aras, İstanbul Başsavcılığı’nın Emniyet’e yazı yazarak, 25 Aralık soruşturmasındaki telefon dinlemelerinin 15 Aralık’tan sonraki kısmının imha edilmesi talimatı vermesinin, delil karartma olduğunu vurguladı. Bu emirle Başbakan Tayyip Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçen konuşmaların yok edilmesinin planlandığını söyleyen Aras, “amacın Başbakan’ı kurtarmak olduğunu” kaydetti.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/46121/_Delil_karartiyorlar_.html

TÜBİTAK uzmanlarına yargı yolu
Balyoz davasında hükme dayanak oluşturan dijital verilere ilişkin bilirkişi raporuna hazırlayan 3 TÜBİTAK uzmanı hakkında verilen ‘takipsizlik kararı’ kaldırıldı. Balyoz davasında hükme dayanak olan dijital verilere ilişkin bilirkişi raporunu hazırlayan 3 TÜBİTAK görevlisi hakkında verilen takipsizlik kararı kaldırıldı. Bazı hükümlü askerlerin, 3 TÜBİTAK görevlisi hakkındaki “takipsizlik” kararına itirazları kabul eden Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 5 No’lu harddiskin üzerinde oynandığına ilişkin bilirkişi raporuna göndermede bulundu. Balyoz davasından 20 yıla hükümlü eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral İbrahim Fırtına, “Bu karar sonucunda Balyoz davasında yargılamanın yenilenmesi taleplerinin kabul edilmesi zorunludur” dedi.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/46129/TUBiTAK_uzmanlarina_yargi_yolu.html

Kadıköy sokağa döküldü
İstanbul Kadıköy'de yolsuzluklara karşı toplanan gruplar hükümeti protesto etti. Kadıköy Kolektifler "AKP gidecek biz geleceğiz." eylemi yaptı... Yurttaşlar "-Nerdesin babacığım? -Burdayım babacığım", sloganları eşliğinde Boğa'ya yürüdü... "Hırsız var" sloganları atan yurttaşlar Gezi direnşinde hayatlarını kaybeden gençlerin resimleri taşıdı.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/46063/Kadikoy_sokaga_dokuldu.html


28 Şubat’ta 33 bin 271 öğretmen fişlenmiş
Memur-Sen Darbenin 17’incı Yıldönümünde Mağduriyeti Rakamlara Döktü…Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Kadın Komisyonu Başkanı Safiye Özdemir’in rapora ilişkin yaptığı basın toplantısında, 28 Şubat döneminde mağdur edilenlerle ilgili rakamlar dikkat çekiyor. Rapordaki verilere göre; 1997 ve 2003 yılları arasında 33 bin 271 öğretmen, kılık-kıyafet ve fişlemeler nedeniyle disiplin soruşturması geçirirken, 3 bin 527 öğretmenin ise, görevine son verilmiş. Ayrıca 11 bin 890 öğretmen kılık-kıyafet ve fişlemeler nedeniyle disiplin cezası verilirken, 4 bin 625 Milli Eğitim Bakanlığı çalışanı istihbarat birimleri tarafından sözde irticayla ilişkilendirilerek fişlenmiş
http://www.milligazete.com.tr/haber/28_Subatta_33_bin_271_ogretmen_fislenmis/311202#.UxGPWPl_uCo


YAZARLAR
NAZLI ILICAK
John Marshall Studios'dan (JMM'den) sonra, Kaleidoscope Sounds şirketi de Star'ı yalanladı. "Biz sadece, 5 ayrı konuşmanın birbirine montajlandığını söyledik" dedi. (Bunu zaten herkes biliyor) Ve ilave etti: "Biz adli bilişim uzmanı değiliz." "Aptal dostlar" vaziyeti kurtarmaya çabaladıkça, aksine Erdoğan ile oğlunun konuşmasının gerçek olduğu kanaati daha da güçleniyor. HSYK'yı ele geçirince bütün yargıyı ele geçirmiş oluyorsunuz. Diyelim ki "paralel devlet"ten şikâyetiniz var. Çünkü onlar size kumpas kuruyor. Yapılacak şey, daha bağımsız ve daha çoğulcu bir HSYK'nın önünü açmak. Aksine, Teftiş Kurulu, Adalet Bakanlığı'na bağımlı hale getiriliyor. Üstelik bir yargı mensubu hakkında soruşturma mı açılacak ya da açılmayacak mı? İnisiyatif görünüşte 3. Daire'ye ait ama 3. Daire "Soruşturulsun" dese, Adalet Bakanı bunu engelleyebiliyor; Alelacele değişikliğin sebebi, yolsuzlukların üzerini örtme çabasıdır. Mevcut yargı yapısına güvenilmiyorsa, daha çoğulcu ve tarafsız bir kadronun oluşmasına hizmet edecek adımlar atılabilirdi. Aksine, gelişmeler, daha bağımlı bir yargıya bizi götürüyor. Yolsuzlukların ayyuka çıktığı bir ortamda, son derece vahim bir tablodan söz ediyorum.
http://www.bugun.com.tr/dikkat-dikkat-delil-karartiliyor-yazisi-995171

EYÜP CAN
Kahramanmaraş’ta bakkaldan 27 lira çaldığı için 27 ay hapis cezasına çarptırılan 16 yaşındaki gence ve ailesine söyleyecek bir şeyimiz var mı? Rüşvet aldıkları iddia edilen paraları koyacak kasa bulamayan, evinde 7 kasa bulunduranlar dışarda, 27 lira çalan genç 27 ay yatmak için içeri girecek… İnsan söyleyecek söz bulamıyor.
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/eyup_can/bakan_cocuklari__vatan_cocuklari-1179022


GÜLTEKİN AVCI
Anayasa Mahkemesi AİHS ve AİHM hükümlerini birinci derecede dikkate alarak yorum ve yargılama yapmalıdır. Nitekim Anayasa Mahkemesi'nin geçmiş kararlarında kullandığı ifadeler önemlidir ve doğrudur: "Kanunlarda açık hüküm bulunmaması durumlarında yargıcın hukuk yaratabileceği, çağdaş hukuk sistemlerinde benimsenmiştir... Anayasa 138. maddede hâkimlerin Anayasa'ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar vereceği...Anayasa Mahkemesi AİHS ve AİHM hükümlerini birinci derecede dikkate alarak yorum ve yargılama yapmalıdır. Nitekim Anayasa Mahkemesi'nin geçmiş kararlarında kullandığı ifadeler önemlidir ve doğrudur: "Kanunlarda açık hüküm bulunmaması durumlarında yargıcın hukuk yaratabileceği, çağdaş hukuk sistemlerinde benimsenmiştir... Anayasa 138. maddede hâkimlerin Anayasa'ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar vereceği...
http://www.bugun.com.tr/1970-formulu-hsyk-nasil-kurtulur-yazisi-995167


HAYKO BAĞDAT
Suça karışmış MİT’çilerin koruyuculuğunu yapmadın mı? Cemaat’i temizleyeceğim diye sürdüğün insanların yerine adil, vicdanlı, demokrat kadrolar mı atıyorsun? Kendimizi o kadrolara gönül rahatlığıyla teslim edebilir miyiz? O kadrolar tutsak Kürtleri özgür bırakacak, masum askerleri salıverecek, hapisteki gazetecileri kurtaracak, Dink’in katillerini bulacak, Roboski davasını çözecek, yolsuzluk yapanların ensesine yapışacak, Gezi’de çocuklarımızı öldürenlerin kâbusu olacak öyle mi? 12 yıllık iktidar dönemin hakkında bugün çizdiğin felaketler tablosu için Cemaat’e “kötü adamlar bunlar” diyerek tüm sorumluluklarından arındın mı yani? Sen çocuk mu kandırıyorsun? Süper Mario yetkileri ile donattığın iktidar gücünün, toplumun sana oy vermeyen kesimlerinin üzerinde yarattığı tehdit algısını anlayamıyor musun? Böyle bir sicilin ardından, yeni dönem için şeffaf ve hesap verebilir bir devlet vaadetmek varken “artık buralar benden sorulur” tavrına bürünmenin bizlerde yarattığı korkutucu algıyı göremiyor musun?Tamam, Cemaat’e oy vermeyelim --ki zaten partisi yok. Tamam despotik İsmet İnönü’ye de oy vermeyelim --ki rahmetli olalı çok oldu zaten. Peki, bütün başımıza gelenlerin bir numaralı sorumlusu olanlara niye oy verelim? Ben vermem işte...
http://www.taraf.com.tr/yazilar/hayko-bagdat/ona-oy-verin-duzeltsin-her-seyi/29019/

TARIK TOROS
Ülke gündemine dair, "Yargı bağımsızlığı, emniyetteki tayinler, İnternet Yasası, MİT Yasası" gibi konuların nasıl ele alındığına bakıyor. Çünkü siyasal iktidar bunların özgürce konuşulmasını istemiyor. Konuşulacaksa da kendi belirlediği çerçeve ve isimlerin dışına çıkılmasına izin vermiyor. Yorumcular bile liste liste kanallara dağıtılıyor. Özerk veya bağımsız olduğunu iddia eden kurumlar ve onların üyeleri, tarihe adil, hakperest ve onurlu bir biçimde isimlerini yazdırmak istiyorlarsa, bu kayırmacılıktan dönmelidirler. Umudum yok ama kayıt düşüyorum sadece.
http://www.bugun.com.tr/hangi-kanal-hangi-partiyi-nasil-gordu-yazisi-995173

MEHMET YILMAZ
Yazar AŞK üzerine yazı kaleme almış
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25916917.asp


SEDAT ERGİN
ABD: ‘Soruşturmada yargı hükümet etkisi altında’.ABD Dışişleri Bakanlığı’nın önceki gün açıkladığı 2013 yılı insan hakları raporunun Türkiye bölümünü geçen yılki raporla karşılaştırmalı olarak okuduğumda önemli bir farklılık dikkatimi çekti. Raporda bir konu var ki, daha önceki yıllarda olmadığı kadar kuvvetli bir vurgu ve yer kazanmış: Yolsuzluklar... Obama yönetimi, Türkiye’deki yolsuzlukları artık bir “insan hakları sorunu” olarak görüyor. ABD’nin raporu, “gözlemcilere ve medyaya” atıfla “hükümetin soruşturmaya verdiği tepkilerin, ciddi nitelikteki yolsuzluk iddialarını itibarsızlaştırmayı ve bastırmayı hedeflediğini” de belirtiyor.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25916892.asp

TAHA AKYOL
28 Şubat'ta Her yerde irtica görüyorlardı. Zamanın Deniz Kuvvetleri Komutanı Güven Erkaya “yakında İran gibi irticai sokak ayaklanmaları” olacağını söylüyordu! Erbakan’ın partisinin kapatılması için dava açan Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş’ın üslubu, öfke ve savaş dilinin çok ‘veciz’ örnekleriydi. Vural Savaş, propaganda olsun diye basıp dağıttığı ‘Fazilet Partisi Hakkındaki Esas Görüş’ünde yine aydınlara saldırıyor, liberallerin ‘şeytanın en iyi dostları’ olduğunu söylüyor... “Bu dilde ‘karşı görüş’ yoktur, ‘ihanet’ vardır! ‘Muhalif’ yoktur, ‘iç düşman’ vardır...'' Bunu 28 Şubatçılar yapınca yanlıştı, muhafazakâr iktidar yapınca da yanlıştır.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25916937.asp

AHMET HAKAN
BAYKAL’ın ve MHP’lilerin kasetleri çıktı. Adamlar istifa ettiler. Bazı köşe yazarları yazılar yazdılar. “Tamam, vurmayın artık, adamlar öldü” kabilinden yazılar. Başbakan Erdoğan, o günlerde işte bu yazılara fena halde bozulmuştu. Çünkü Erdoğan, o merhamet yazılarını, “toplumsal ahlak değerlerine indirilmiş esaslı bir darbe” olarak görüyordu. Mesele “hırsızlık” olunca ne türden nutuklar atıldığı ise ortada. Sonuç? Şudur: ? Eşini aldatırsan buz gibi ahlaksız olursun. Milletin parasını çalarsan bal gibi mağdur olursun. Veysel Eroğlu: “İstanbul’un suyu kesilirse bıyığımı keserim”. Veysel Bey! Muhteşem bıyığınızı, “İstanbul’un suyu” gibi gayet önemsiz bir konu için feda etmek yerine daha önemli bir konu için saklasaydınız keşke. Mesela “Erdoğan’ın telefon kaydı gerçek çıkarsa bıyığımı keserim” deseydiniz. Başbakan'ın 77 milyonu sevdiği yalan Sevseydi...77 milyondan biri olan ve Eskişehir’in ortasında sopalarla dövülerek öldürülen Ali İsmail için üstünkörü de olsa bir üzüntü beyan ederdi.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25916709.asp

YILMAZ ÖZDİL
Yazar montajlı resimle mesaj vermeye çalışmış. Son çıkan ses kayıtlarına göre... Bilal, ada satın almaya çalışıyor.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25916791.asp

İSMET BERKAN
HATIRLAR mısınız bilmiyorum, şimdiki cep telefonlarından, yani GSM şebekelerinden önce ‘araç telefonları’ vardı. Bu telefonlar sayısal da değildi ve evlerimizdeki bazı kuvvetli kısa dalgaya sahip radyolar tarafından araç telefonlarını dinlemek mümkün oluyordu. Ankara’da Semra Özal’ın bazı konuşmalarının yine amatörler tarafından kaydedildiğini hatırlıyorum. GSM şebekelerini dinlemek yine de imkânsız değil; amatörler için bile. Yazılımla birlikte dizüstü bilgisayarınızı bu sayede bir baz istasyonunun taklitçisi (veya klonu) yapabiliyorsunuz.
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25916816.asp

AHMET TAKAN
28 Şubat’ta ülkede “irtica tehdidi” fırtınaları estiriliyordu. Gündem maddesi tekti. aturayı askere kesenler şu an iktidarda. İktidara gelir gelmez de 28 Şubat’ı bahane ederek MGK’nın yapısını değiştirdiler. Saltanatlarını garantilemenin ve ilelebet devam ettirmenin yolunu TSK’yı itibarsızlaştırmada buldular. 26 Şubat 2014 MGK toplantısının, 28 Şubat 1997’den daha ağır bir havada geçtiği konuşuluyor. Kurulda, Hükümetin ve diğer sivil üyelerin “ulusal tehdit yapısı” ile ilgili getirdiği bilgi ve belgelere asker üyelerden herhangi bir tepki ve itirazın gelmediği belirtiliyor. Siyasi kulislerde buna, “Tayyip Erdoğan BÇG’si” benzetmeleri yapılıyor. 26 Şubat kararlarını iktidar planlayıp uygulayacak asker de seyredecek. Ağırlaşan lider bunalımından sonra Recep Erdoğan’ın yerine geçecek isim konusunda ise en çok Ali Babacan telaffuz ediliyor.
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/erdogan-kendi-bcgsini-mi-kuracak-29949yy.htm

ERGUN BABAHAN
Türkiye’de hiçbir zaman adil bir yargı sistemi olmadı. Yargı doğrudan Recep Tayyip Erdoğan’a bağlı hale getirildi ve savcı ve yargıcın sıradan bir memurdan farkı kalmadı. Bugün Türkiye’de internet kullanan, olan biteni takip eden herkes AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın ve ailesinin gırtlağına kadar kuşkuya batmış olduğunun farkında. Kendilerine medya patronu diyen adamlar, kişisel zenginleşme amacıyla dükkânı Alo Fatih’lere teslim etmiş, kendisi ihale ve avanta kovalıyor. CHP yolsuzluk, hukuksuzluktan şikayet eden kesimlerin umudu olacak bir noktada değil, bugünkü noktada görünen oraya hiçbir zaman gelemeyeceği.
http://t24.com.tr/yazi/kopekleri-salip-taslari-baglamak/8654

Ali Bulaç
Ağlatmayalım!
Dershaneler konusunda Hizmet yerden göğe kadar haklı; bu konuda Sayın Başbakan yanıltıldı, maliyeti belli bir riski gereksiz yere göze aldı. Şahsî kanaatime göre Sayın Başbakan Suriye politikasında, Uludere olayında ve Gezi protestolarında da hem yanıltıldı hem yanlış yapmaya teşvik edildi.
rejim otokratlaştırılıyor, ülke otoriterleştiriliyor. Kurumlara –mesela MİT’e- öyle yetkiler veriliyor ki, yarın öbür gün bu MİT veya içinden bir kanadı kendisini canavarlaştıranları tasfiye edebilecek hale geliyor. Bu MİT ki Demirel’e 11 Eylül 1980 akşamı “Darbe tehlikesi yok, asayiş berkemal” demiş. MİT’in tepesi ile ana gövdesi ve karanlık mahzenleri aynı değildir; bütün dünyada istihbarat teşkilatları hükümetlere rağmen kirli işler yaparlar.
http://www.zaman.com.tr/ali-bulac/aglatmayalim_2202413.html



Mehmet Kamış
Evlat sahibi olmak
Fethullah Gülen Hocaefendi’ye söylenecek en son şeydir evlat sahibi olmadığı. Bütün hayatını çocuklara ve yeni nesillere vakfetmiş birisine böyle bir söz söylenmez çünkü. O zaman insan döner senin evlatlarını sorgular. Üstelik ortaya çıkanlar senin hiç de iyi bir baba olmadığını gösteriyorken. Senin de söylediğin gibi, hiçbir baba evladından hırsızlık öğrenmez, her çocuk ne öğreniyorsa babasından öğrenir. Marifet, evlat sahibi olmak değildir, evlada müstakim olmayı öğretmektir. Şimdi soruyu şöyle soruyorum: Evlatlarına haramı-helali, helalinden kazanmayı öğrettin mi?
http://www.zaman.com.tr/mehmet-kamis/evlat-sahibi-olmak_2202442.html


Şahin Alpay
Bu millet ‘bidon kafalı’ değildir
Erdoğan ve kliği, tarihin en büyük yolsuzluk soruşturmasını adım adım örtbas ediyor, izlerini siliyor, her gün yalan üzerine yalan uyduruyor, böylelikle eninde sonunda yargılanmaktan kurtulacağını sanıyor olabilir. Ama milletin vicdanında çoktan mahkûm oldu. Görünen köy kılavuz istemez: Ne yaparsa yapsın, Erdoğan ve kliğinin iktidarının sonu gözükmüştür. Türkiye halkı, bu millet “bidon kafalı” değildir! Türkiye halkı artık ne asker sopasıyla ne de polis sopasıyla yönetilmek istiyor; haklarına hukukuna sahip çıkıyor. Bu halk “bidon kafalı” olduğu için AKP’yi iktidara getirmedi; “bidon kafalı” olmadığı için Erdoğan ve kliğinin iktidarına son vermeyi bilecek, “milletin anasını bellemesine” izin vermeyecektir.
http://www.zaman.com.tr/sahin-alpay/bu-millet-bidon-kafali-degildir_2202443.html



Ahmet Turan Alkan
Kendimi tebrik ederim
Başlığı “Çöl Hırsızı”, yayın tarihi, 8 Eylül 2008. Yazısını anlatarak o gün hükümeti Deniz Feneri Davası üzerinden eleştirdiğini yazmış. Dargınlık, polemik olmasın diye kişi ve kurum adı zikretmemişim lâkin adresi âşikâr. Elime sağlık! Şu günlerde tarafsız gözlemci koltuğunda oturup, “Yiyin birbirinizi, hepiniz aynı bağın üzümleri değil misiniz?” makamında elini oğuşturan takımına gitsin bu yazım; ayrıca “Bunca yıldır yolsuzluk yoktu da iki ay önce mi başladı yani?” diye fikir yürütenlere de kapak olsun.
http://www.zaman.com.tr/ahmet-turan-alkan/kendimi-tebrik-ederim_2202445.html



Abdulhamit Biilici
28 Şubat’ın ibretlik dönüşü!
Demokrasi ve AB perspektifinden uzaklaşan Türkiye’nin bu noktaya geleceği de belliydi. Demokratik dönüşüm maalesef bir süredir yavaşlamıştı. Sonra durdu. Şimdi ise dış politikadan demokrasiye, hukuk düzeninden ekonomiye birçok alanda gerilemekte. Adeta her şeyi açıklayan 7 Şubat olayında, camianın Oslo sürecine karşı olduğu için AKP’yi hedef aldığı iddiası da operasyon amaçlı bir balon. 7 ay önceki seçimde (Haziran 2011) sivil anayasa yapacak güce erişsin diye AKP’ye kapı kapı destek isteyen camianın, niçin AKP ve Erdoğan’ı yemek isteyeceği sorusunun cevabını kimse veremiyor. Batı’da AK Parti’nin adeta propagandasını yapan Financial Times’ın dünkü başlığı şöyleydi: “Türkiye’deki sorunların kaynağı Erdoğan.” Diyelim bu gazete dış düşmanın sesi. Peki, Milli Görüş’ü temsil eden ve 28 Şubat mağduru Saadet Partisi lideri Kamalak’ın şu sözüne ne diyeceğiz: “Dershanelerin kapatılması 28 Şubat’ın devamı gibi.”
http://www.zaman.com.tr/abdulhamit-bilici/28-subatin-ibretlik-donusu_2202449.html


Sevgi Akarçeşme
Üçüncü dünya ülkesine koşar adım
7 Aralık operasyonunda tutuklanan ve nedense devlet protokolünde kendisine müstesna yer edinmiş İranlı Reza Zarrab ve iki bakan oğlunun tahliye haberi geldi. İktidar, kısa vadede pislikleri örtüyor gibi gözükse de, kamu vicdanını fazlasıyla yaralayan bu adımla intihara biraz daha sürüklenmiş oldu. Seviye o kadar düştü ki Bahçeli’den sonra Hocaefendi’nin de çocuğu olmamasını BAşbakan ayıplıyor(!). Birisi çıkıp da insanın mesela yolsuzluktan soruşturulan çocuğu olması mı hayırlıdır yoksa hiç olmaması mı, diye sorsa ne olurdu?
http://www.zaman.com.tr/sevgi-akarcesme/ucuncu-dunya-ulkesine-kosar-adim-_2202444.html



Hasan Cemal
Erdoğan-asker el ele, milli cephede mi?..
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hayal kırıklığı yaratarak HSYK Kanunu’na onay verdi ve yargı teslim alındı. Ertesi gün Reza Zarrab dahil herkes tahliye edildi! Erdoğan, işleyen bir demokraside ipliğinin pazara çıkacağını, yargı önünde hesap vermekten kurtulamayacağını bildiği için ‘hukuk devleti’nden kaçıyor. Bunun adı ‘demokrasi korkusu’dur. Ve bu korkuyu iliklerine kadar hisseden Erdoğan yeni ittifaklar arıyor…
Yatak odalarından milyonlarca doların televizyon ekranlarından gözler önüne serildiği, "Alo Fatih", "Alo Bilal" hatlarının tıkır tıkır işlediği, ‘kirli paralar’ın ortalığa saçıldığı bir ortamda, içte ve dışta ekonomik beklentilerin kötüye gitmesi herhalde eşyanın tabiatına uygun… Cumhurbaşkanı Gül de, yargı bağımsızlığı konusunda gereken özeni göstermedi. Son zamanlarda verdiği onaylarla Erdoğan’ın ‘tek adamlığı’na imza atmaya koyuldu. Hâlâ inanmayanlar olabilir. Hâlâ uyuyanlar olabilir. Hâlâ paralel darbe kandırmasıyla, bu memlekette demokrasi ve hukukun her geçen gün nasıl tepelendiğini göremeyenler olabilir. Ama gerçek değişmez. Tayyip Erdoğan suçüstü yakalandı.
http://t24.com.tr/yazi/erdogan-asker-el-ele-milli-cephede-mi/8650



ABBAS GÜÇLÜ
Hangi deprem daha önemli?
“Siyasette deprem yaşanıyor”, başlığı son günlerin en popüler manşetlerinden birisi. Peki bu depreme neden olan gerekçeler konusunda, sağlıklı tedbirler alınıyor mu?
Örneğin benzeri depremlerin yaşanmaması için yasal düzenlemeler yapılıyor mu? Dershaneler yasasıyla birlikte eğitimde en az 8 şiddetinde bir deprem yaşanacak. Her şey yerle bir olacak. Yarattığı yıkımın etkileri çok uzun yıllar sürecek. 2014 Yılı Deprem Haftası‘nda; toplumsal hafızamızın canlandırılması, toplumda deprem/afet bilincinin oluşturulması, eğitim sistemi içinde konunun işlenerek deprem/afetten korunmanın yollarının anlatılmasının ve ulusal bir afet yönetim sistemi ve eylem planlarının oluşturulmasının önemli ve gerekli olduğuna inanıyoruz.
http://gundem.milliyet.com.tr/Milliyet.aspx?aType=gundemYazarTumYazilarV4&AuthorID=67


MELİH AŞIK
Ebru’li ziyaret!
Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ tahliye edilirse kaçabilir. Tuncay Özkan kaçabilir. Ama Karanlıklar Prensi Rıza Zarrab kaçmaz... Paraları makineyle sayan Barış Güler kaçmaz. Nasıl bir adalet terazisi bu? Rıza Zarrab ve bakan çocukları ile işadamları hakkında soruşturma yapan savcılar tutuklanacak. İddiaya giren var mı?” Doğrusu olmaz öyle şey diyemiyoruz... Bizi artık hiçbir şey şaşırtmayacak. Geçenlerde Manisa’da çantasında “Dikkat Manisa’da Hırsız Var” afişi bulunan üniversite öğrencisi hakkında 2 yıl hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Bütün bunlar da üst düzey yolsuzlukların tescili değil mi? “Adamlar 10 milyon dolara 10 diyor. Biz 10 TL.’ye 10 milyon diyoruz. Fakirlik işte böyle bir şey...” Adam çıkıp, “Çaldım ulan ne var, hem de çoluk çocuğumla, yedi göbek sülalemle çaldım” dese, “Helal olsun, ne delikanlı adam” deyip alkışlayacak bir sürü insan var bu memlekette.
http://gundem.milliyet.com.tr/Milliyet.aspx?aType=gundemYazarTumYazilarV4&AuthorID=59